Fatih Altaylı, Habertürk Gazetesi'nde gündeme dair değerlendirmelerde bulundu...
Altaylı, seçimle ilgili başkan adaylarına değinirken, "Ben gönülsüzüm. Onun nedenlerini anlatırım sonra. Evet, bu cumartesi kongre var ve üç aday. Üçünü de cesaretlerinden dolayı tebrik etmek lazım ama üç adayın da Galatasaray’ın sorunlarını çözecek bir ekip kurduklarını düşünmüyorum. Açık söyleyeyim, ben bu yönetimlerden hangisi seçilirse seçilsin üç yıllık dönemi tamamlayabileceği kanaatinde değilim." dedi.
İŞTE O SÖZLER...
G.Saray-G.Birliği maçında Ferhat’ın yediği Stancu’nun ise atamadığı gol çok konuşuldu... İngilizler Ferhat’ın golü için oylama yapmış. Yüzde 80 kalecinin golü kasıtlı yediğini oylamış. Halen daha da konuşuluyor. Siz neler söyleyeceksiniz?
Böyle zırva görmedim. Sanırsın ki, golcüler her pozisyonu gol yapıyor da Stancu yapmamış. Yahu bu Stancu, Galatasaray’a defalarca gol atmış, o gün atamadı. O zaman Umut Bulut da boş kalenin önünde ayağının altındaki topu ıskaladı. O da mı şike yaptı. Ya da Emenike haftalardır şike mi yapıyor kendi takımına karşı! O pozisyondan bir dakika önce frikik attı G.Birliği. Kaleyi sıyırdı. Yani o şutu atan futbolcu o kadar usta ki, kaleyi yalatıyor ama gol mü atmıyor. Zırvaca bunlar. Kaleci Ferhat da kolunu falan çekmiyor. Top ağlara gitmiş zaten. Yere düşerken kolunu önce yere koyuyor zaten topu filelerde görmüş o sırada. Ondan önce de bir sürü kurtarışı var. Volkan da yenilmeyecek goller yedi. O da takımını sattı.
‘VEDERSON DA TACA GİDEN TOPU, F.BAHÇELİ FORVETİN ÖNÜNE BIRAKTI’
Her şeye böyle bakacaksak, o zaman ben de şunu sorarım; Mersin’de Serkan Balcı, ceza alanı dibinde topa elle vurdu. Penaltı olsun diye şike mi yaptı? Hakem ceza alanının hemen önünden frikik verdi. Ya da Gökçek Vederson rakipten taca giden topu taca çıkarmayıp, Fenerbahçeli forvetin önüne bıraktı. Sonrasında olanı biliyorsunuz. O da mı şike? Karabük kalecisinin Fenerbahçe’den yediği bir gol var. Tutuyor sonra dönüp kalenin içine doğru elinden kaçırıyor. O da şike miydi! De ki hatalı yedi, bu hatalar hep oluyor. Stancu kötü niyetli olsa, o dakikada o pozisyona bile girmezdi. Yapmayın yahu!
BİLİC’LE DEVAM EDERDİM
-Bilic muhtemelen seneye Beşiktaş’ın başında olmayacak. İsmail Kartal’ın olması zaten mümkün değil. Sizce iki kulüp de doğru karar mı veriyor?
Ben olsam Bilic’le devam ederim. İsmail Kartal ile ilgili fikrim ise başından beri belli. Futbolcular, dünyanın en uyanık insanlarıdır. Bir hocanın kalibresini 10 dakikada çözerler ve saygı duymuyorlarsa o hocanın işi zordur. Bakın sevgi demiyorum, saygı diyorum. Futbolcular, İsmail Kartal’ı seviyordur muhtemelen ama futbol bilgisine saygı duyduklarını hiç zannetmiyorum.
-Sizce Beşiktaş, 10 günde neden bu kadar çöktü? Nerede hata yaptılar?
Hiçbir yerde hata yapmadılar. Beşiktaş, bu sezonun en başarılı takımıdır. Size haftalardır ne diyorum, “Beşiktaş bu yarıştan kopar. Kadrosu dar, takım tecrübesiz. Stadı yok. Buna rağmen son iki haftaya kadar potada kalmaları büyük başarı. Üstelik de bu yıl Avrupa’da da çok önemli işler yaptılar. Liverpool’u elemeleri bile başlı başına bir işti. Bir-iki takviye ve giderek artan tecrübe ile geleceğin en başarılı takımı olurdu Beşiktaş statları da bitince. Kimse Beşiktaş’ı suçlamasın. Ne futbolcuları, ne Bilic’i. Bence çok başarılıydılar.
ÇAKIR’IN KİŞİLİĞİ GÜVEN VERİYOR
-Cüneyt Çakır hala Türkiye’de beğenilmiyor ama Şampiyonlar Ligi finalini aldı. Bir daha hiçbir Türk hakeminin böyle bir seviyeye çıkamayacağı konuşuluyor. Sizin düşünceniz nedir?
Hakemler, her yerde tartışılıyor. Futbolun hızı, oyuncuların çabukluğu karşısında hakemler çaresiz kalmaya başladılar. Atletico-Barcelona maçında ceza alanındaki pozisyonu dışarı taşıyan hakemi hep beraber gördük. Cüneyt Çakır da hatadan amade değil ama kişiliği güven veriyor. Hata yaptıysa “Bu gerçekten hatadır” deniliyor. Bu yüzden daha rahat. Ayrıca da Çakır’ın dışarıda daha az stresli maç yönettiğini hep beraber görüyoruz.
F.BAHÇE NEDEN ANTiPATiKLEŞTi?
-Emre Belözoğlu, feribotta 15 kişi tarafından darp edildi. Ama 3 gün sonra çıktı Mersin maçında muhteşem bir gol attı. Bu futbolcular, psikolojik olarak sizden bizden farklı mı yaratılıyorlar? Saldırı için de yorumunuz ne olur?
Emre’nin futbolculuğuna kimsenin bir şey dediği yok. Şahane bir golle takımını kurtardı. Mesele; Emre’nin sahadaki tavrı. Feribotta olan olayın kabul edilebilir tarafı yok. Saha dışında bu çocukların hepsi bizim evladımız, kardeşimiz. Ben sokakta, bir lokantada, bir iş yerinde Fenerbahçeli bir futbolcu gördüğüm zaman sarılıp öperim izin verirse, sohbet ederim. Biz böyle gördük. Saha başka, dışarısı başka. Bunu yapanlar kendilerinden utanmalı.
‘EMRE OLAN BİTENE HIRS YAPMIŞ’
Diğer yandan Mahmut Uslu isimli zat-ı muhterem “Sürekli bize küfrediyorlar” diye ağlanmış. Bence oturup bir düşünsün hem Uslu, hem Yıldırım, hem Emre, hem Volkan, “Biz nerede yanlış yaptık” diye. Mehmet Topal ve Caner o takımın oyuncusu değil mi? Niye onlara kimse bir şey demiyor? F.Bahçe, 15 yıl önce Anadolu’da en sevilen takımdı. Ne oldu da 10 yıl içinde en antipatik takım haline geldi? Aziz Bey, bir düşünsün. Beni, ABD’de bir maçta küçük de olsa bir grup protesto etti. Ben onlara kızmadım, “Ben ne hata yaptım da bu insanlar bana bu kadar kızıyor” diye kendimi sorguya çektim. Futbolcular bizden farklı falan değil. Onlar da biz ne hissediyorsak onu hissediyorlar. Ne farkımız olacak. Emre de herkes de olacağı gibi yaşadıkları sonrası olan biten karşısında hırslanmış.
F.BAHÇE’YE SALDIRANLAR BULUNMAZ
-Trabzon’da yaşanan kurşunlanma olayının failleri hala yakalanmadı. Bu emniyetin beceriksizliği mi yoksa arkasında başka bir şeyler mi var?
Yakalanmayacağını o gün de söylemiştim. Ahmet Taner Kışlalı’nın, Uğur Mumcu’un, Bahriye Üçok’un, Turan Dursun’un, Necip Hablemitoğlu’nun katilleri bulundu mu? Ogün Samast’ın arkasındakiler bulundu mu da Fenerbahçe otobüsüne ateş edenler bulunsun!
% 60 G.SARAY, % 40 F.BAHÇE
-G.Saraylılar, işi toteme bağladı galiba. Kime sorsanız “Daha şampiyon değiliz” diyorlar. Totemcilere katılıyor musunuz?
Totem; F.Bahçeliler’e mahsus bir şey. Tabii biz de totem yani uğur yaparız ama bugün ortada totemlik bir şey yok daha bilimsel bir şey var. Matematik var. En somut bilimdir matematik. G.Saray’la rakibi arasında kaç puan fark var? Üç. Ligin son düdüğüne kadar takımların alabileceği kaç puan var? Altı. Yani G.Saray, üç puan farkla şampiyon olabilir. G.Saray 9 puan farkla şampiyon olabilir. G.Saray 6 puan farkla şampiyon olabilir. F.Bahçe 3 puan farkla şampiyon olabilir. F.Bahçe puan puana gelip, ikili averajla şampiyon olabilir. Yani yüzde 60 G.Saray, yüzde 40 F.Bahçe gibi bir durum var. G.Saray’ın avantajı; ipinin kendi elinde olması. Ben de G.Saray’ın buradan şampiyonluğu vermesinin zor olduğunu düşünüyorum ama sonuçta G.Saray’ın da bir mağlubiyetlik canı var. Fakat hatırlarsanız ben; F.Bahçe, G.Saray’ı yendiği hafta söyledim, “F.Bahçe, G.Saray’ı yendi ama Anadolu takımlarına çok puan kaybeder” diye. Açın arşivinizi bakın! Yani şimdi G.Saray’ın, Beşiktaş’a, Rize’ye puan kaybetme ihtimali var da, F.Bahçe’nin, Başakşehir’e ve Kasımpaşa’ya puan kaybetme ihtimali yok mu? 10 kişilik Mersin’i zar zor yenen F.Bahçe’nin, bu iki maçı da kolayca aşacağı kesin mi? Elbette G.Saray daha şanslı ama futbol bu.
ABDURRAHİM LİSELİ OLSA REKOR OY ALIRDI
-G.Saray Başkan adayı Ahmet Özdoğan, “Liseli lisesiz diyen bölücüdür” ifadesini kullandı. Ne düşünüyorsunuz?
Kesinlikle doğru. Ben bunu 25 yıldır söylüyorum. Bu yüzden 1992’de Alp Yalman’ın listesinde yer aldım. Bu yüzden kafatasçı Galatasaraylılar’la papaz oldum. Lise önemlidir Galatasaray için ama bir kez o çatı altına girdin mi, liseli lisesiz ayrımı kalmaz. Kalmamalıdır. Ama geçen hafta da söyledim. Bunu aşamadı Galatasaray. Abdurrahim liseli olsa şimdi o başkan adayıydı ve rekor oy alırdı. Ama Albayrak liseli olmadığı için Dursun Özbek başkan adayı ve o alacak seçimi.
BEN GÖNÜLSÜZÜM
-Bu cumartesi G.Saray’da kongre var. Üç de aday. Sizin gönlünüz kimden yana?
Ben gönülsüzüm. Onun nedenlerini anlatırım sonra. Evet, bu cumartesi kongre var ve üç aday. Üçünü de cesaretlerinden dolayı tebrik etmek lazım ama üç adayın da Galatasaray’ın sorunlarını çözecek bir ekip kurduklarını düşünmüyorum. Gerçi zaten Galatasaray’ın sorunu geleceğe ilişkin bir planı olmaması. Camianın bir master plan üzerinde uzlaşması lazım. Nasıl bir yapı kurulacak, bu iş nasıl çözülecek. Günlük nakit sorununu çözmekle, kasa kolaylığı sağlamakla bir yere varılmayacağını görmesi ve büyük bir yapılanma için mutabık kalınması gerekiyor.
-Nasıl bir yapılanma?
Uzun iş; buranın konusu değil. Ama Galatasaray borç bularak ya da borç çevirerek bu işin içinden çıkamaz. Diğer kulüpler de çıkamaz. Galatasaray’ın yeni bir sermaye yapısı kurması lazım. Kulübe borç değil sermaye gelmesi lazım. Meraklısına özel anlatırım. Okuyucuları sıkmayayım.
ÜÇ LİSTEYE DE KANIM ISINMADI
-Peki “Gönülsüzüm” dediniz ilk cümle olarak? O ne anlama geliyor?
Şu anlama geliyor. Üç listeye de kanım ısınmadı. Her listede çok sevdiğim dostlarım, arkadaşlarım, abilerim var ama onlarla oturup rakı içmeyi, ocakbaşına gitmeyi, maç seyretmeyi, halı sahada maç yapmayı isterim. Galatasaray’ın içinde bulunduğu durumdan çıkarmalarını beklemem. O yüzden gönülsüzüm. Açık söyleyeyim, ben bu yönetimlerden hangisi seçilirse seçilsin üç yıllık dönemi tamamlayabileceği kanaatinde değilim.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın