Galatasaray felsefesi
Galatasaray, sezon başından bu yana gösterdiği performans ile derbi öncesi umut veriyor.
Webaslan.com
evrengoz@yirmidort.tv
Galatasaray, Kadıköy'deki son galibiyetini bundan 13 yıl önce almıştı. Çok soğuk, rüzgarlı ve yağmurlu bir akşamda Marcio ve Hasan Şaş getirmişti galibiyeti. Terim'in öğrencileri o gün kuşkusuz Kadıköy 'de üç puan için bunca zaman bekleneceğini tahmin edemezlerdi.
O tarihten sonra en büyük handikap Uefa Kupası'nı kazanmak oldu Fenerbahçe derbilerinde. Çünkü özellikle 2000 yılında iki kulüp arasındaki makas, tarihte hiç açılmadığı kadar açılmıştı. Bunun doğal sonucu olarak da Fenerbahçe, her Galatasaray maçına müthiş bir konsantrasyon ile hazırlandı. Hatta öyle ki, sezonun neredeyse tümünü Galatasaray'ı mağlup etme düşüncesiyle geçirdiler. Bu sırada bazı kupalar, şampiyonluklar kaçtı fakat Kadıköy'deki derbilerde genelde kazanan taraf Fenerbahçe'ydi. 2000 yılından sonra öyle bir reaksiyon yaşandı ki Kadıköy'de, sanki her derbi 17 Mayıs'ın rövanşı niteliğindeydi. “Avrupa şampiyonu olmaya ne gerek vardı, biz neredeyse bir asırdır kendi aramızda birbirimizi yeniyorduk” deniyordu sanki. Galatasaray da son 13 yıla baktığımızda baskıyı bir türlü kaldıramadı. Bundaki en büyük faktörlerden biri stadın yapımıdır. Bunu TT Arena'da geçtiğimiz aylarda gördük. Çünkü Galatasaray-Fenerbahçe maçlarındaki baskı, başka bir şeye benzemiyor. Hele ki seyirci baskısı konusunda futbolculardan da tecrübesiz olan hakemlerin derbilere etkileri düşünüldüğünde, 2000-2010 yılı çağa ayak uydurma süreciydi. TT Arena'nın yapılmasıyla şartlar eşitlendi.
Dünya derbilerine baktığımızda bu tür uzun periyotların olduğunu görüyoruz. Örneğin Real Madrid, 1983 yılından 2003 yılına dek Barcelona'yı Nou Camp'ta mağlup edememişti. Dile kolay, 20 yıl…Böylesine önemli bir derbi için bu çok fazla. Galatasaray, elbette bu seriye son verecek. Bu belki 17 Mart'ta, belki sonra…Ama serinin son bulduğu maç şüphe yok ki unutulmaz olacak.
Galatasaray taraftarı için ise özlenen bir sevinç Kadıköy galibiyeti.
Bir çok kez yaklaşıp ulaşılamayan bir ödül gibi. Bunu en son kazanan takımın başındaki isim yine kulübede olacak, yanında da son galibiyetin mimarlarından biri. Galatasaray, kazanma geleneğini ve kulüp kimliğini sahadaki 11'ine aşılarsa uzun yıllardır izlemediğimiz türden bir derbi izleyebiliriz. Ancak Fenerbahçe karşılaşma başında büyük bir baskıyla oyuna girerse işin rengi değişebilir. Galatasaray'ın kart görmeye müsait oyuncuları Melo, Engin, Semih ve Ujfalusi'nin agresiflik düzeyi bu maçta belirleyici faktörlerden biri olacak. Terim'in hafta boyunca Florya'da yaptığı toplantıların ana gündemi kartlar ve doğru pozisyon ile rakibe alan bırakmamak üzerineydi. Çünkü karşıda 37 maçtır kendi evinde yenilmeyen bir rakip var. Üstelik şike davası nedeniyle zor günler geçiren bir rakibe karşı oynuyorsanız dikkatli olmanız gerekir.
Galatasaray, sezon başından bu yana gösterdiği performans ile derbi öncesi umut veriyor. Büyük maçları sonuna dek kovalayan, deplasmanda korkusuzca mücadele eden bir takım kimliği bu yıl lige damgasını vurdu. Kadıköy'de de aynı mantık ile sahaya çıkılacak şüphesiz. Her ne olursa olsun futbol kalitesi açısından berbat bir sezon geçirirken tadı damağımızda kalacak bir maç istiyoruz sadece. İçinden bol gol, mücadele, kahramanlar ve gerilim geçen. Galatasaray felsefesi bunu izletmek için oldukça ideal.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Diğer Haberler
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL