"190'5'lik bir maç!"

Maça gelmeden önce Ribery'nin, tıpkı daha önce İstanbul maçında yaptığı gibi, bu büyük sahada çok boş alan bulacağını ve bu maçın adamı olacağını tahmin etmiştik. Ama öngörüşlülük de bir yere kadar. Mesela bizi getiren şoförün derbi provasız olacağını ve maça Avcılar, Bahçeşehir, Edirne güzergâhını takip ederek, TEM otoyolunun kâh sağ paralelinden, kâh sol paralelinden, Altınşehir ve bütün kenar mahallelerinin tavafını yaptıktan sonra, tastamam iki saatte varacağını tahmin edememişiz. Yolda gördüğümüz bütün polislerin stada doğru dönülebilecek bütün kavşakları tutup sizi sürekli en kalabalık, en dar, en anlamsız yola yönlendirme talimatı almış olduklarını da. Hele bütün araçların, oradan refüze, buradan refüze edile edile, bir huni gibi medya otopark giriş kapısına yığılacağını ve oradaki komiserin buna çözüm olarak, yolu külliyen kapatacağını hele hiç! Hemen hepimizin minibüsten boşaldığı ve civardaki vatandaşlarla birlikte kakafonik bir koro şeklinde amiri, yapılabilecek tek mantıklı işin yolu açmak olduğuna ikna etmeye çalıştığımız o sırada Gökhan Şükür'ü gördüm. Alamet-i farikası V yaka beyaz 't-shirt' üstü koyu renk ceketiyle canhıraş yolu açmaya çalışıyordu.

Senin abin, biraz önce başlayan maçın ve Galatasaray tarihinin en önemli adamlarından biri olsun, sen gel, burada kâhyalık yapmak zorunda kal! Abisinin maçın 38. dakikasında Deniz'e attırdığı ilk golü şiddetle muhtemel görememiştir de, inşallah 72. dakikada attığı ikincisini ve bilemedin 89. dakikada attığı üçüncüyü görmek kısmet olmuştur.

Maça girdiğimizde maç biletimizi, basın akreditasyonumuzu, kimlik ve basın kartlarımızı görmeyen polis, stewart, güvenlik görevlisi ve otoparkçı kalmamıştı. Ama bütün bu 'görevlilerin' yegâne görevi bu kontrolleri yapmak ve 'Buradan giremezsiniz' demek olduğu için Olimpiyat Stadı'nı da yayan olarak çepeçevre tavaf ettikten sonra, maçın ancak 15. dakikasında girebildik basın tribününe. Allahtan futbolcular efendi çocuklar da, gol atmak için bizi beklemişler. Galatasaray'ın ve Ribery'nin ilk golü biz girdikten sadece bir dakika sonra. Dakika 16. İkinci gol Ribery'nin asistiyle, Necati Ateş ayağından. İlk yarıda sonucu belirleyen Luciano: 3-1.

Şimdi de maç sonrası için öngörüler: Fenerbahçe camiası muhtemelen sonucu değil, küfürleri öne çıkaracak ve gündemi değiştirmeye çalışacak. Bu bir. Maçı Galatasaray kazandığı için Ribery ve Necati Ateş'in, oyuna Van Hooijdonk'un girdiği ve Fenerbahçe'nin hücum oynayacağı bir anda, alınmalarının yanlış oluşu, Galatasaray maçı kazandığı ve bir kısım medya Fenerbahçe'yi eleştirmekle, kalanı ise Galatasaray'ın havasını bozmamakla meşgul olacağı için pek tartışılmayacak. Bu iki. Galatasaray tartışmasız bir galibiyet aldı ama 22 Mayıs'ta Kadıköy'deki maç, çok ama çok zor geçecek. Aha bu da üç.

Banu K. Yelkovan

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın