Ali Sami Yen'i özlüyoruz! Cim Bom'un 'Kemik' lakaplı starı, "Ali Sami Yen'deki gibi rakibi boğamıyoruz" dedi

Lakabı "Kemik".. Futbolu da öyle.. Adı Ergün, soyadı Penbe.. Galatasaray'da sonsuz kredisi olanların başında geliyor. Kilimlispor'dan Gençlerbirliği'ne, oradan Galatasaray'a geçişini herkes biliyor. Yeniden anlatmaya gerek yok. Ergün Penbe 1996 yılında, Fatih Terim'in liderliğinde yeniden yapılanma sırasında bavulunu topluyordu. Kötüye giden bir Galatasaray vardı ve o kendisine takım arıyordu. Şimdi hala birbirinden vazgeçemeyen Fatih Terim ve Ergün, birlikte çalışmaya karar verdiler. O yıla kadar futbolu sürekli eleştirilen yıldız oyuncunun lakabının "Kemik", tekniğinin de "Kıkırdak" kıvamında yumuşak olduğunu öğrendik..

Galatasaray şimdi, aynı 1995-96 sezonunda olduğu gibi sıkıntılı günler geçiriyor. O günleri de yaşayan biri olarak biz sözü Ergün'e vermek istiyoruz. İşte Ergün ve onun ilginç sözleri...

*G.Saray'da neler oluyor?

- Büyütülecek çok fazla birşey yok. Her takım gibi zaman zaman kötü, zaman zaman da iyi futbol oynuyoruz. Fatih Hocamız yeni bir oluşum içine gitmek istiyor. Bizim gibi tecrübeli futbolcuları ve gençleri aynı potada eritmeye çalışıyor. Sıkıntılı olduğumuz doğru ama her sıkıntının ardından güzel günler geleceğini biliyoruz.

*Gençler takıma uyum sağlayabilecek mi peki?

- Günümüz futboluna baktığımızda koşmayan, mücadele etmeyen hiç kimse takımda yer bulamaz, takım da başarı elde edemez. Fatih Hoca'nın ilk geldiği 96 senesinde ben ilk 4 maç kadroda yoktum, fakat kendi kendime 'Bu kadroya nasıl girerim, ne yapmam gerek?' diye düşündüm. Çok çalışmam, çok koşmam gerekiyordu. Ben de öyle yaptım, hocam da bana bir maçta şans verdi bunu da iyi değerlendirdim, sonra banko oynamaya başladım. Şimdi kadroda olan gençlerin bunu düşünmesi lazım. Sabri buna çok iyi bir örnek. Kendine verilen şansı çok iyi değerlendiriyor.

*Olimpiyat Stadı için neler söyleyeceksin?

- Olimpiyat Stadı'nın zemini bize büyük gibi geliyor. Belki ölçüleri Ali Sami Yen'le aynı. Ben bunu araştırmadım ama orada biz hala aradığımızı bulamadık. Çok fazla derinlik var gibi geliyor. Rakibe istediğimiz baskıyı bir türlü kuramıyoruz. Ama herşeye rağmen bize 'Burada oynayacaksınız' deniliyor. Biz de gerekeni yapacağız. Burada oynayacağız. Dediğim gibi tek sıkıntımız seyirciyle birlikte olup Sami Yen'de olduğu gibi rakibi pres yaparak boğamıyoruz. Olimpiyat Stadı da bize rakip gibi..

*Sürekli konuşulan bir Galatasaray ruhu var. Onu anlatır mısın?

- Galatasaray'da bize öğretilen ilk şeyler birbirini sevmek, saymak, bir aile çerçevesinde olmak. Zaten bunları yapabiliyorsanız başarı gelir. Siz saha içinde tek başınıza oynamıyorsunuz. 11 kişi mücadele ediyorsunuz. Artı yedekler de var. Yani herkesin birbirine güvenmesi lazım. Saha içindeki uyumun iyi olması lazım. Ben topu kaybettiğim zaman arkadaşım koşuyorsa zaten sorunlar çözülmüş demektir. Bu şekilde başarı gelir. İşte biz bunları anlatıyoruz yeni gelen arkadaşlara. Bizim çok zorlandığımız dönemler de oldu, hem maddi açıdan olsun hem maçlarda, para almadığımız dönemlerde forma aşkıyla birçok önemli başarıya imza attık. Bu da Galatasaraylılığın yapısından gelen, formanın verdiği özgüvenden kaynaklanıyor. Yeni gelen arkadaşlara bunları aşılamaya çalışıyoruz.

*Galatasaray'daki tek sıkıntı yeniler ve eskilerin uyum sorunu mu sence?

- Mutlaka başka sıkıntılar da vardır. Bireysel olarak formsuzluklar yaşayabiliriz. Bu da doğaldır. Ama daha önce de söylediğim gibi ben topu kaybettiğim zaman birinin mutlaka koşması lazım. Bunu yakaladığınız zaman başarı size, sizin koştuğunuz hızla geri döner. Biz 4 yıllık başarımızda bunu yakalamıştık.

*Sen neden formsuz ve eski Ergün değilsin o zaman?

- Bu sizin görüşünüz. Yine de eski Ergün olmadığımı kabul etmem lazım. Yalnız insanların da bana biraz farklı davranması lazım. Geçtiğimiz yıldan beri daha dinlenme fırsatı bulamadım. Dünya Kupası'ndan bu yana sürekli maç yapıyorum. Kamplar, maçlar. 31 yaşındayım. Eskisi gibi güçlü olmamı beklemeyin benden. Ama düzeleceğim. Eskisi gibi olacağım. Buna mecburum çünkü...

*Neden mecbursun?

- Çünkü Galatasaray seyircisini sürekli başarılara, galibiyetlere biz alıştırdık. Bizim tolerans isteme gibi bir lüksümüz varsa, onların da bizden başarı bekleme lüksü var.

*Geçen yıl sözleşme yenilediğinde seni isteyenler vardı. Hala teklifler geliyor mu?

- Elbette teklifler geliyor. Ne kadar kötü oynasanız da teklif alırsınız çünkü Galatasaray'ın futbolcususunuz..

*Gitmeyi düşünür müsün peki?

- 3 artı 2 yıl sözleşme yaptım. Daha Galatasaray'la olan sözleşmem devam ediyor. Şu an için gitmeyi konuşmak bize yakışmaz. Galatasaray beni istemez, ben de hedefleri olan bir takımla anlaşırsam giderim. Ama bunu şimdilik düşünmüyorum bile.

*Basının sizin üstünüzde bir baskı oluşturduğu yönündeki görüşe katılıyor musun?

- Buna katılmamak elde mi? Ne yaparsanız yapın bazen beğenilmiyorsunuz. Elbette bizi basın yönlendirmiyor ama taraftarımızın medyadan etkilendiği bir gerçek. Okuduklarıyla maça gelip, işlerin kötü gitmesi halinde kendilerine hedef belirliyorlar. Sonra da tepkiler geliyor. Tepkiyi mutlaka gösterecekler ama bence biraz sabırlı olsunlar.

*Şampiyonlar Ligi'ndeki şansınızı nasıl değerlendiriyorsun? Herşey bitti mi?

- Bakın bizim kaybettiğimiz birşey yok. Ligde liderin sadece 5 puan gerisindeyiz. Şampiyonlar Ligi'nde ise iki maçta puan alamadık. Ama ortada 12 puan var. Juventus ve Real Sociedad maçlarındaki gibi oynayınca elbette şansımız var. Biz daha düşmedik. Sadece sendeledik. Ama ayağa kalkmasını biliriz.

Ergün, Mondragon'a haksızlık yapıldığını belirterek, "Takım olarak gol yiyip, takım olarak atıyoruz. Bütün suçu ona yüklemek çok büyük haksızlık olur. Başka Mondi yok" dedi. Yıldız futbolcu ilginç bir örnek vererek şöyle konuştu, "Siz hiç skorbordda Mondragon: 1 - Liverpool: 2 yazdığını gördünüz mü? Bu bir takım işi. Ve öyle değerlendirilmeli."

Kaynak: Star Gazetesi

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın