HABER: Sedat BALCI - Panevezys
İnanılmaz kötü bir hakem üçlüsü önünde Polonya'yı yenmek, bizim gibi bir takım için imkansız değildir. Ama rakibi küçümsememek, konsantrasyon sıkıntısı yaşamamak ve en önemlisi doğru basketbolu oynayabilmek lazımdı.
Verilen bir günlük aranın takımlara nasıl yansıyacağı çok önemliydi. Sakatı, yorgunu çok olan takıma bu ara ilaç gibi gelebilirdi. Bizim ne yorgunluğumuz ne de Kerem dışında ciddi sakatımız vardı ama belli ki bu ara pek yaramamış. Konsantrasyon sıkıntımız şaşırtıcı biçimde fazlaydı. Daha ilk yarı oynanırken geriye koşamamak da neyin nesiydi? Litvanya maçının ikinci yarısından beri düşen savunma performansımız da cabası... Dünya ikinciliği apoleti maalesef bu tür basit doğruların yapılamaması halinde o takıma hiç bir şey vermiyor.
Polonya maçında bir de hakem rezaleti vardı. Özellikle Rus ve Bulgar hakem, en kritik anlarda Polonya'yı maça döndürecek kararlar aldı ve bu kararların doğruluğu sabaha kadar çatır çatır tartışılabilirdi. Fakat bu kadar kötü oyunumuzun nedenleri arasında ilk sıraya hakemleri koymak, kafamızı kuma gömmek olur.
HANİ DNA'MIZDAYDIN EY SAVUNMA!
Geçen yazdan kalan "savunma yapmaktan zevk alma" bu turnuvada da kendisini gösterince keyiflenmiştik. Sonucuna bakmaya gerek yok. Ayaklara, yüzlere bakmak yeterliydi bunu görebilmek için. Ama bu keyfimizden mahrum kalmaya başladık.
Polonya'dan çeyrek başına 20 küsür sayı yemek, asla bize uyan bir şey değil. Eğer sayı düellosunu becerebilen bir takım olsak belki bunu telafi ederiz ama bu takımla asla...
Polonya karşısında ilk çeyrekte 10/16 iki sayı yemişiz. Yani çember civarında ve orta mesafe şutlarda eller, ayaklar görevini tam anklamıyla yapamamış.
İkinci çeyrekte ise, ilk çeyrekte kötünün iyisi olan Ersan'a, şükürler olsun ki Enes ve Emir katıldı. "Maalesef" sahadaki en pozitif basketbolu, benchten gelen, Emir ve Enes oynuyordu. Enes'e vermediğimiz, Emir'in elinden çıkmayan her topa yüreğimiz ağzımızda bakıyorduk. Bu ikili bizi, turnuvadaki en iyi basketbolunu oynayan Polonya karşısında ayakta tutuyordu.
Bu dönemde Hido'nun biraz daha ön planda olması, iki oyun kurucumuz Kerem ve Ender'in daha aktif rol almaları beklentilerimiz arasındaydı. Soyunma odasına 39-35 geride giderken, takımı ateşleyecek bir kişi ya da olay, daha ilk yarıdan geriye koşamayan takımımızı arzuladığımız hale getirebilirdi.
TOPARLANIYORUZ!
4-0'lık seriyle ikinci yarıya giren Polonya karşısında o kıvılcımı yakan isim Emir Preldiz oldu. Onun ön planda olduğu 10-0'lık serimiz, bizi skorda öne taşıdı. Psikolojik anlamda bu avantajı elde etmek önemliydi.
Özellikle Enes'in aldığı her top, Polonya'nın başına bela oluyordu. Zaten çeyrek biterken attığı, 14 sayıyla bunu fazlasıyla ispatladı.
Çeyreğin sonuna gelinirken farkı iki baskete getirmişken Rus hakem Sergey Mikhaylov'un inanılmaz kararları, 5 saniyede Polonya'yı oyuna ortak etti.
YİĞİDİ ÖLDÜR AMA HAKKINI YEME
63-62 geride girdiğimiz son çeyreğe iyi başladık ve son periyodun ilk 5 dakikalık kısmını 5 sayı önde geçtik. Bu dönemde Hidayet de devreye girdi ve Enes & Emir ikilisini destekledi. Ersan da hafif bir kıpırdanma ile bu üçlüyü destekliyordu.
Evet hakemler iyi değildi ama Polonya'nın da hakkını vermek lazım. Kısalarımızı çok iyi savunup, guardlarımızın fişlerini çektiler. El üstü atışlarda da günlerinde olunca son anlara, maça ortak olmuş şekilde girdiler.
Yine böyle bir el üstü atış sonraı geri düştükten sonra son hücumu, yani maçın galibini tayin etme şansımızı hala elimizde tutuyorduk. Zaman da gayet yeterliydi ancak topu Enes'e indiremediğimiz gibi Kerem Tunçeri'nin hatalı tercihi ile bir kez daha Polonya'nın istediğini yapmak zorunda kaldık. Aynı maçın büyük bölümünde olduğu gibi...
Aldığımız 84-83'lük yenilgi ile Polonya'yı da iyice umutlandırdık. Onların son maçı Büyük Britanya bizim ise İspanya'ya karşı... İspanya maçının da önemi iyiden iyiye arttı ama o alay ettiğimiz Ada basketbolcularına, bize bir kıyak yapmaları için dua etmemiz lazım.
İspanya maçı öncesi, Polonya karşısında işi baştan sıkı tutup son anları yedeklerle oynayabilsek iyi olurdu ama şimdi fiziksel ve özellikle mental anlamda yıpranmış bir şekilde Boğalar'ın karşısına çıkacağız. Gelecek ağır eleştirileri göğüsleyebilmek, soğukkanlı kalabilmeyi becerebilmek ise bir diğer ödevimiz olacak.
Salon: Panevezio
Hakemler: Zoran Sutulovic (Karadağ), Sergey Mikhaylov (Rusya), Miroslav Tomov (Bulgaristan)
Polonya: Koszarek 7, Szczotka, Kelati 11, Hrycaniuk 15, Szewczyk 12, Berisha 21, Skibniewski 9, Leonczyk 4, Lapeta 2, Pamula 3
Türkiye: Kerem Tunçeri 6, Ömer Onan 9, Hidayet Türkoğlu 13, Ersan İlyasova 14, Ömer Aşık 4, Ender Arslan 2, Enes Kanter 19, Oğuz Savaş 5, Emir Preldzic 11, Sinan Güler, Cenk Akyol, İzzet Türkyılmaz
1. Periyot: 17-14
Devre: 39-35
3. Periyot: 61-62
5 Faulle Çıkanlar: 34.47 Leonczyk, 36.44 Szewczyk (Polonya)