Ertuğrul Erdoğan'dan taraftarımıza çağrı

Başantrenörümüz Ertuğrul Erdoğan, GS TV'de yayınlanan Son Topa Kadar programında önemli açıklamalar yaptı.

Galatasaray Erkek Basketbol Takımımızın koçu Ertuğrul Erdoğan, GS TV ekranlarında yayınlanan ve İbrahim Demir'in sunduğu Son Topa Kadar programına katıldı. Galatasaray Erkek Basketbol Takımı'nın son durumu hakkında açıklamalar yapan koçumuz, taraftarlarımızın sosyal medya üzerinden sorduğu soruları cevapladı.

Programın sonunda GS TV ekibi, 18 Ekim Perşembe günü yeni yaşına giren koçumuz Ertuğrul Erdoğan'a sürpriz yaparak canlı yayında koçumuzun doğum gününü kutladı. Koçumuz Ertuğrul Erdoğan, stüdyoya gelen pastayı kesti.

Koçumuz Ertuğrul Erdoğan katıldığı programda şu ifadeleri kullandı:

"Ben 26 Temmuz tarihinde takımın başına geldim. Sezonu 13 Ağustos'ta açtık. Her antrenörün yaptığı gibi benim ve ekibimin de takip ettiği oyuncular vardı. Bu oyunculardan bazıları da su anda takımımızda. Çok kısa sürede bir kadro kurmamız gerekiyordu. Bu kadroyu kurarken de hedefimiz genç ve yüksek enerjili bir takım kurmaktı. İçinde bulunduğumuz maddi durumu da düşünerek, hedefi olan potansiyelli oyunculardan oluşan bir kadro kurmayı amaçlıyorduk. Şu an kadromuzda bulunan Aaron Harrison ve Nigel Hayes kariyerlerinde ilk kez Avrupa'da mücadele ediyor. Harrison kampın başında bize katıldı ama Hayes'in takımımıza katılması kampın üçüncü haftasına kadar gecikti. Göksenin ve Ege milli takımda yer aldıkları için onlar da aramıza geç katıldı. Bunları bahane olarak söylemiyorum ama insanların bunları göz önünde bulundurması gerekiyor. Kadroda bulunan oyuncularımızdan sadece Can, Göksenin ve Ege daha önce beraber oynamışlardı. Koç ekibinin içinde de Galatasaray'da ilk kez görev alan arkadaşlarımız var. Bunların hepsinin göz önüne alınca şu ana kadar geldiğimiz noktadan elbette memnunum ama hala kat etmemiz gereken çok yol var. Zamana ihtiyacımız olduğunu her zaman söylüyorum ama bir yandan maçlara çıkıyoruz ve bu maçları da kazanmamız gerekiyor. Dolayısıyla gençlik, tecrübe eksikliği, daha önce Avrupa basketbolunun havasını solumamış oyuncularımızın olması gibi faktörleri bir araya getirince son dakikalarda kaybettiğimiz maçlar oldu. Şu ana kadar maç kaybetmeden de gelebilirdik. Lig çok uzun bir maraton ve biz henüz bu maratonun başındayız. Takımımızın şu ana kadarki çalışma azminden ve performansından çok memnunum. Biraz daha zamana ve krediye ihtiyacımız var.

Koç ekibimizde çok tecrübeli isimler olan Tolga ve Ömer var. Tolga bence çok bilgili ve tecrübeli bir antrenör. Kendisiyle burada ilk kez beraber çalışıyorum ve bundan çok memnunum. Ömer de basketbol dünyası içerisindeki çok önemli antrenörlerden biri. Tutku bizim gelişim ligindeki takımımızın da antrenörü. Biz onu oyuncularımızın kişisel gelişimlerine yardımcı olması için kullanıyoruz. Özellikle kısa oyuncularımıza çok büyük yardımı dokunuyor. Biz koç ekibi olarak oyuncularımızla beraber her maçtan sonra özel video seansları yapıyoruz. Antrenörlerimize oyuncularımızı paylaştırdık ve onlar her maçtan sonra sorumlu oldukları oyuncularla beraber maç kasetlerini izleyip, oyuncularımızın performanslarını değerlendiriyorlar. Gökhan bu anlamda bize çok büyük bir destek sağlıyor. Ben takım içindeki oyuncularımızın kimyasından ne kadar memnunsam, koç ekibimizin içerisindeki kimyadan da o kadar mutluyum. Çok kısa sürede çok iyi bir kimya yakalayarak bir aile havası yakaladık. Bu güzel kimyayı basketbol bilgisi ve tecrübeyle de birleştirerek daha fazla maç kazanmamız gerekiyor.

Bu hafta sonu normalde Trabzonspor ile maçımız vardı ancak Trabzonspor ligten çekildiği için bu haftayı maç oynamadan geçiyoruz. Biz de bu hafta antrenmanlarımıza ağırlık vererek bu fırsatı gayet iyi değerlendirdik. Biz tam takım olarak 20 Eylül tarihinde ilk antrenmanımızı yaptık. Takımımızın gösterdiği mücadeleden ve efordan çok memnunum ancak oyuncularımızın birlikte oynamayı öğrenmesi, sisteme ve birbirlerine alışmaları zaman alıyor. Eskilerin deyimiyle "Kervan yolda düzülür" sözünü karşılayan bir durumdayız su anda. 2-3 ay sancılı bir süreçten geçtikten sonra işlerin çok daha iyiye gideceğini ben görebiliyorum. Bizim için önemli olan bu 2-3 aylık süreçteki maçlardan nasıl sonuçlar alacağımız. Çünkü bu sezon için büyük hedeflerimiz var.

Bizim takım olarak kafamızdaki duvarları yıkmamız lazım. Anadolu Efes çok güçlü bir kadro, belki onlarla oynadığımız ikinci maçı da kaybedeceğiz bunu bilemeyiz ancak biz oynadığımız her maçı kazanabilecek güçteyiz. Lig çok zor, EuroCup da zor ve ikisini beraber götürmek de doğal olarak bizi zorluyor. Anadolu Efes maçında rakibimiz maçın büyük kısmında bizden daha iyi oynadı. Ancak maçın kırılma anlarında biz hep oyunun içinde kalmayı başardık ve sadece 3 sayı ile kaybettik. Bizim enerjimizi ve gençliğimizi, aklımızla birleştirmemiz gerekiyor. Bunu başarabildiğimiz zaman çok daha iyi sonuçlar alacağımızı düşünüyorum.


Bizim kaybettiğimiz üç maçta da çok temel iki sıkıntımız vardı. Biri top kayıpları diğeri de hücum ribaundlarıydı. Anadolu Efes karşılaşmasında 20, Bahçeşehir Koleji maçında da 18 tane top kaybı yaptık. Bu çok yüksek bir sayı. Bunun sebebi de bizim gençliğimiz ve Avrupa basketboluna yabancı oyunculardan kurulu bir takım olmamız. Bunlar üzerinde durduğumuz ve her hafta gelişim gösterdiğimiz konular. Mesela son maçımızda sadece 11 top kaybı yaptık. Ribaund konusunda da çok büyük sıkıntı yaşıyoruz. Kadroyu kurduğumuz dönemde geleneksel anlamda pivot olarak tabir edilen bir oyuncu bulamadık. Bu da şu an için ribaund konusunda bizim için sıkıntı yaratıyor. Ancak bu sorunları takımımızdaki roller oturdukça arkamızda bırakacağız.

Rotasyon bizim için çok önemli. Lig ve EuroCup'ta çok sıkışık bir fikstürde mücadele ediyoruz. Bunun sonucunda da yorgunluk ve sakatlık sıkıntıları yaşıyoruz. Benim basketbol felsefemde yedek oyuncu gibi bir anlayış yok. Oyuncularımızın her an göreve hazır olması gerekiyor. Bu kadar çok maç oynadığımız bir ortamda da her oyuncumuz sistemimiz ve rotasyonumuz için çok önemli. Herkese zaman zaman farklı rollerde görev vereceğiz. Elbette daha fazla oynayan oyuncularımız olacaktır ama 5-6 oyuncuyla rotasyonumuzu döndüremeyiz.

Ivan Buva konusu bana da çok soruluyor bu konuya açıklık getirmek lazım. Biz sene başında maddi şartlarımızı da zorlayarak yapabileceğimiz en iyi teklifi yaptık kendisine. Ivan bizim teklif ettiğimiz rakamı hem çok tatmin edici bulmadı hem de Çin Ligi'nden iyi bir teklif aldığı için "ben Çin'deki playoff durumuna göre takıma geç katılayım" dedi. Biz bunu kabul etseydik Ivan'ın takıma katılması ekim ayının başına kadar sarkabilirdi. Galatasaray ağırlığı olan bir camia, Galatasaray'a böyle bir teklifte bulunamazsınız. Biz de bu yüzden bunu kabul etmedik.

Arapovic konusu bizim için çok özel bir konu. Bu konu özelinde hem başkanımıza hem yönetimimize hem de menejerimiz Ömer Yalçınkaya'ya teşekkür etmek istiyorum. Arapovic'in sakatlığı çok ciddi bir sakatlık. Patellar tendonunda kopuk vardı. Bu çok nadir görülen ve ciddi riskler taşıyan bir sakatlık. Biz Arapovic ile sene başında 2 aylık bir sözleşme imzaladık. Sözleşmenin devamında bizim elimizde bulunan 8 aylık bir opsiyon vardı. Şu anda bu opsiyonu aktif hale getirdik. Sezon sonunda da önümüzdeki sene Arapovic'i kadroda tutma opsiyonumuz var. Arapovic böyle bir kontrat imzaladı ve ben bunun için kendisine çok büyük saygı duyuyorum. 22 yaşındaki bir oyuncunun böyle bir kontrata imza atması, oynayacağı dakikaları önemsememesi ve gelirken de ben büyük bir camiaya geliyorum demesi benim için çok önemli bir şey. İstenmek ve saygı görmek çok önemli bir şey. Arapovic'in vücudu da şu anda haftada iki maçı kaldıracak durumda değil. Biz Avrupa maçlarından sonra onu mutlaka dinlendiriyoruz. Sağlık ekibimiz de Arapovic konusunda harika bir iş çıkartıyor. Arapovic'in vücudu toparladıkça ve ekstra bir sorun yaşamazsa aralık-ocak gibi lig maçlarında da kendisini kullanmaya başlayacağız. Arapovic bizim için önümüzdeki sene çok önemli bir oyuncu olacaktır. Bu sene de oynadığı zamanlarda gayet güzel katkı veriyor. Kontrat olarak Arapovic'in iki senede bizden kazanacağı parayı 6 ayda kazanan oyuncular var. Arapovic buraya gelirken alacağı parayı ve dakikayı da değil alacağı rolü düşündü. Bu çok saygı duyulası bir hareket. Ümit ediyorum ki uzun yıllar Galatasaray forması giyer.

Ege konusu benim için çok önemli bir konu. Ben bu konuya taraftarlarımızdan ve basketbol camiasından çok farklı bakıyorum. Uzun oyuncuların oyun ve psikolojik olarak gelişimi çok kolay değildir. Bunu göz ardı etmememiz gerekiyor. 22 yaşındaki bir oyuncudan bahsediyoruz ve Ege su anda A Milli Takım'daki üç uzun oyuncudan biri. Ege çok çalışkan ve basketbolu çok iyi bilen bir çocuk. Bu açıdan bakınca ben Ege'den çok memnunum. Elbette Ege'nin eksikleri var ama bu eksiklerini kapatmak için çok çalışıyor. Az süre alsa da çok süre alsa da Ege'nin hali tavrı hiç değişmiyor. Bu takım kimyası açısından çok önemli bir konu. Ege'nin biraz daha değer ve destek görmeye ihtiyacı var. Eğer biz bunu yaparsak Türk Basketbolu çok değerli bir oyuncu kazanacaktır.

Temmuz ayında yaklaşık iki haftalık bir süreç içerisinde ve o günün şartlarıyla bence çok değerli bir kadro kurduk. Buraya gelen oyuncularımız da bu şartları bilerek ve burada bulunmayı isteyerek geldiler. Biz onların burada olmasını istedik, onlar da burada bulunmak isteyerek geldiler. Bu benim için çok önemli bir konu. Bizim rakip olarak gördüğümüz takımların son 3-4 yıldır kadrolarındaki iskelet büyük ölçüde değişmiyor. Ben bunları bahane olarak söylemiyorum ama bazı şeyleri konuşurken bu gerçekleri de göz ardı etmememiz gerekiyor. Elbette profesyonel bir iş yapıyoruz, zaman içerisinde kadrodaki oyuncular değişebilir bunu bilemeyiz ancak şu anki kadroyu ben de anlamaya ve tanımaya çalışıyorum. Çok çalışkan ve birbiriyle çok iyi anlaşan bir kadroya sahibiz. Bu sinerjiden iyi işler çıkaracağımızı düşünüyorum. O yüzden benim şu anda takımda memnun olmadığım bir oyuncum yok. Hangi şartlarda bu takımın kurulduğunu unutmamak gerekiyor. Ümit ediyorum ki maç kazanmaya devam ederek ihtiyacımız olan krediyi elde edeceğiz.

Okben benim çok beğendiğim bir oyuncu. Biz çeşitli girişimleri yaptık. Kendi şartlarımız içerisinde elimizden gelenin maksimumunu yaptık ancak o dönemde bu girişimlerimiz olumlu olarak sonuçlanmadı. Evet şu an Okben boşta gözüküyor. Ancak ileride bu konu nasıl sonuçlanır ben bilmiyorum. Benim elimde şu anda 13 tane oyuncu var ve Okben'i aldığımız takdirde onu sistemimiz içerisine nasıl adapte ederiz kafamda net bir şey yok. Bu yüzden şu anda koç olarak benim gündemimde Okben yok. Ben her zaman söylüyorum, Okben çok önemli bir oyuncu. Ben bugünü nasıl kurtarırız diye düşünürken bir yandan da geleceğin hayalini kuran bir antrenörüm. Benim hayallerimde de Okben tarzı bir oyuncunun kadromda bulunması var. 22 yaşında ve Avrupa'da kendi yaşıtları arasındaki en değerli oyunculardan birisi. Ancak bu işler zamanlama ve şartların uygun olmasıyla alakalı. Zaman içerisinde bunu değerlendiririz ama Okben şu anda benim bildiğim kadarıyla fiziksel olarak hazır bir durumda da değil. Onun tekrar forma girmesi en az 2 ayı bulacaktır. O yüzden Okben şu an benim gündemimde yok. Şartlar oluşur, doğru zamanlama oluşursa Okben'i burada görmeyi isterim. Fakat benim şu andaki temel hedefim eldeki malzemeyi en iyi şekilde nasıl kullanabilirim bunu bulmak.

Ben oyuncularının performanslarına gündelik olarak bakan bir koç değilim. Bizim şu anda en çok üzerinde durduğumuz konu hücumda her zaman doğru şutu bulan, savunmada da yardımlaşmayı çok iyi beceren bir anlayışı oturtmak. Ben şu anda her oyuncumdan katkı almaya çalışıyorum. Takım oyununun ve takım kimyasının peşinden koşan bir koçum.

Lider oyuncu takımın içerisinde zamanla ortaya çıkan bir şeydir. Şu ana kadar bu görevi üstlenen oyuncularımızdan bir tanesi de Aaron Harrison. Biz de kendisinin kritik topları kullanmasını arzu ediyoruz. Zaman zaman hatalar da yapıyor. Elbette bu takımın bir lideri olacaktır. Ama eğer liderden kastımız geçtiğimiz dönemlerdeki Galatasaray takımlarının lider oyuncuları profilinde bir oyuncuysa, bizim elimizde şu anda tecrübe anlamında böyle bir oyuncu yok. İleride bu rolü alabilecek potansiyelde oyuncularımız var fakat bizim şu an en çok odaklandığımız şey takım oyununu oturtmak. Dolayısıyla bu zaman içerisinde oturacak bir şey.

Ayberk gelişime çok açık bir oyuncu. Geçen sezona göre performans olarak büyük bir adım attığını düşünüyorum. Bunda Ayberk'in Galatasaray'a gelmiş olmasının da çok büyük etkisi var. Bu onun motivasyonunu çok arttırdı. Dolayısıyla ben Ayberk'ten çok memnunum. Oynadığı maçlarda bize katkı veriyor, takım içerisindeki rolü de belli. İleride sadece bizim değil milli takımın da çok katkı alacağı bir oyuncu. Şut sokabilen, penetre edebilen 2.12 boyundaki bir oyuncu. Oyun karakteri oturdukça bunları daha yüksek seviyelerde de yapabilecek bir oyuncu.

Bizim takımımız maç içerisindeki iniş çıkışlarından dolayı hangi maçta ne yapacağı çok tahmin edilebilen bir ekip değil. Andorra bence çok önemli bir kadro. Andorra maçı bizim için çok kritikti. Taraftarımızın önüne ilk kez çıktığımız bir maçtı ve bizim için hem ligte hem de EuroCup'ta evimizde oynadığımız maçlar çok kritik. İçeride galibiyetle başlamak o yüzden bizim için çok önemliydi. Şu anda grupta 2 galibiyet 1 mağlubiyetimiz var. Kaybettiğimiz maç da bizim için üzücü bir maçtı. Ama dediğim gibi Andorra hafife alınacak bir takım değil. O yüzden bizim için önemli bir galibiyetti.

Ulm maçı aksiliklerin bir araya geldiği bir maçtı. Aaron Harrison maçtan önce besin zehirlenmesi geçirdiği için o maçta oynayamadı. Kaptanımız maç günü bize katılabildi. Maçın içinde çok basit hatalar yaptık ve 14 sayı önde olduğumuz maçta maalesef geriye düştük. 3 kez de maç topu kullandık ama maalesef bu pozisyonları değerlendiremedik. Aaron ve Göksenin o gün bizimle beraber olsaydı daha rahat kazanabileceğimiz bir maç olabilirdi. Az önce rotasyonun öneminden bahsederken anlatmaya çalıştığım da buydu. İki tane önemli oyuncumuzun bizimle beraber olmadığı bir gündü. Bua tarz durumlarda rotasyonun ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. O maç içerisinde de çok iniş çıkışlı bir performans gösterdik. Bu tarz oynadığımız maçları da kazanmak çok kolay olmuyor. Bizim için çok değerli olabilecek bir deplasman galibiyetini elimizden kaçırdık.

Ben hayal tacirliği yapan bir insan değilim. Ben çıkıp bizim EuroCup'taki hedefimiz ilk 4'e girmek desem bana insanlar "hangi kadroyla" diye sorabilir. Benim ilk günden beri söylediğim tek bir şey var: Galatasaray çıktığı her karşılaşmaya kazanmak için çıkar. Biz EuroCup'ta nereye kadar gidebiliriz sezon içerisinde göreceğiz. Ben takımımızın potansiyeli açısından ümitliyim. EuroCup'ta çok değerli kadrolar var ve nereye kadar gidebiliriz bunu kestirmek çok kolay değil. Eğer biz iç sahada maç kazanma alışkanlığını edinirsek, sezon içerisinde hedeflerimizi büyütebiliriz. Ama ben şu anda bir hedef koyarak takım üzerinde baskı oluşturmak istemiyorum. Benim için şu anda en gerçekçi hedef çıktığı her maçı kazanmak için oynayan bir takım olmak. Bunu söyleyince de hedeflediğiniz şeyler doğal olarak büyük oluyor.

Taraftarımızın önünde daha iyi oynadığımız yadsınamaz bir gerçek. Ben maçtan sonra da söyledim. Brescia maçının kazanılmasındaki belirleyici faktör taraftarımızdı. Bu konuyla alakalı üzüntülerim de var. Bana soracak olursanız maçlarımıza daha fazla taraftarımızın gelmesi lazım. Biliyorum şu anda taraftarının gözünde çok fazla kredisi olan bir ekip değiliz, bu kredinin artması galibiyetlerle olacaktır. Çok fazla kombine sattığımızı da söyleyemeyiz. Bizim takımımızdaki çocuklarımızın taraftar desteğine çok ihtiyacı var. Brescia maçına gelen taraftarlarımıza çok teşekkür ediyorum, galibiyete çok büyük etkileri oldu. Bence şartlar ne olursa olsun tribünlerimizin dolması lazım. Takımımızdaki oyuncular bu desteği gördükçe hem ne kadar büyük bir kulüpte oynadıklarını anlayacaklardır hem taraftarımızın büyüklüğünü göreceklerdir hem de üzerlerindeki sorumluluk duygusu da artacaktır. Brescia maçı dürüst olmak gerekirse benim çok memnun olduğum bir maç değil. Maçı çok iyi oynamadık, ikinci yarıda yükselen bir performansımız vardı. Özellikle son periyotta çok iyi oynadık. İyi mücadele ettik, son periyotta topu çok iyi paylaştık ama savunmada kabul edilemez hatalar yaptık. Maç boyunca 8 tane bomboş turnikeye izin verdik. Bu anlamda çok büyük sıkıntımız var, bunun üzerinde de çok çalışıyoruz. Umarım bu hafta daha iyi savunma yapacağız. Hücum ribaundları bizim için yine büyük sıkıntı oldu. Ama bu şartlarda 12-13 sayı geriye düştükten sonra maça dönüp kazanmak takımın karakteri açısından çok önemli bir gösterge. Bizim geleceğe de umutla bakmamızı sağlıyor. Önümüzde AS Monaco maçı var. Monaco bu ligin en iyi savunma yapan takımı. Bizim için çok önemli bir maç. Ben iyi bir performans göstereceğimizi düşünüyorum ama taraftarımızın da bizi bu mücadelede yalnız bırakmaması lazım. Maçlarımıza gelen taraftarlarımıza çok teşekkür ediyorum. Ancak Sinan Erdem Spor Salonu gibi kapasitesi çok yüksek olan bir salonu Galatasaray gibi büyük bir camianın doldurması lazım. Ben takımıma çok inanıyorum. Bu sezon muhakkak iyi şeyler yapacağız. Brescia maçında bizim için belirleyici faktör taraftar oldu. Tribünler dolduğunda taraftarlarımız, rakip takımı da hakemi de etkisi altına alacaktır. Bu bizim takımımızı da pozitif etkileyecektir. Kendi evimizde bizim bu baskıyı kurmamız lazım. Ben bütün taraftarlarımızdan biraz daha sabırlı ve pozitif olmalarını rica ediyorum.

Geçen maçtan sonra Başkanımız ve Yönetim Kurulumuz bize desteklerini gösterdiler. Oyuncularımızın bunu görmesi de bizim için çok önemliydi. Çünkü takımdaki oyuncularımızın büyük kısmı şu anda Galatasaray Kulübü'nü yakından tanımıyorlar. Bu desteği görmeleri hem Galatasaray'ın ne kadar büyük bir camia olduklarını anlamaları açısından çok önemli. Ben geçenlerde EuroCup şampiyonluğundan sonra çekilen bir posterin önünde oyuncularıma bir konuşma yaptım. Onlara "siz Avrupa şampiyonu bir kulüpte oynuyorsunuz. Bunun sorumluluğu da büyük" dedim. Bu yüzden bu destek bizim için çok önemli.

Biz takımdaki oyuncularımızla da konuştuk. En kısa zamanda futbol takımımızın bir maçına hep beraber gelmek istiyoruz. Biz bunu sadece futbol maçlarımız için değil, basketbol altyapısındaki maçlar için de yapmak istiyoruz. Altyapı bizim için çok önemli. Altyapı ile A Takım arasında organik bir bağ olması gerektiğini düşünüyorum. Galatasaray Kulübü altyapıdan kendi oyuncularını çıkaracaktır. Biz hem futbol takımımızın hem kadın takımımızın hem de altyapı takımlarımızın maçlarına gitmek istiyoruz. Ben aidiyet duygusuna çok inanan bir insanım. Oyuncularımızın buraya ait olduklarını hissetmesi bizim için çok iyi olacaktır."

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları