Antrenör Scolari çok üzüntülü. “Artık Ronaldinho vatanın kurtarıcısı değil” diyerek Türkiye maçında önce onun yokluğunu hatırlatıyor. Hoca ayrıca 4 yıl önce FIFA tarafından Dünya Kupası’nda en iyi oyuncu ilan edilen Ronaldo’nun 98 finalinde takımdan elenmesi ile bugün Ronaldinho’nun hakem kararıyla Türkiye maçında oynayamamasını eşdeğer hata olarak görüyor.
Fransız PSG’nin hücumcusu Ronaldinho özellikle çeyrek finaldeki İngiltere maçının yaratıcısıydı. Ne yaptı ki diyenlere cevap şu: Bu kupanın en can alıcı ve maçın kaderini değiştiren 2 olayını İngiltere maçında kesin sonuca yansıtan adamdı. İlk yarının ilave sürecinde Ronaldinho topla ortadan daldı, Ronaldo sola, Rivaldo sağa hareketlendi, İngiliz defansı adam kovalayayım derken kademede çözüldü, Ronaldinho Rivaldo’ya gol olan yaratıcı topu iğneden iplik geçirir gibi isabetle verdi... İlk gol...
Basit bir kıvılcım... İkinci yarının 5. dakikası. 30 metreden frikik atışı. İşte Ronaldinho’nun ağzından gol anı: “Ben topu kimin kafasına atayım diye düşünürken Cafu yanıma gelip bana kaleci Seaman’ın öne çıktığını söyledi. O ikazla topu kaleye gönderdim, Seaman geri geri çekildi ama geç kalmıştı. Maç da böyle bitti” diyor. İşte Türkiye maçında bu mühim adam yok. Rakip kan ağlıyor. “Bir büyüleyici yok oldu” diyorlar.
Bizim Brezilya maceramızda bir hedef oyuncu var: Rivaldo. Onun başına her şey gelebilir! Önce hakemin sonra da Hakan Ünsal’ın karşısına hangi yüzle çıkacak? Üstelik Dünya Kupası başlarken yenilik olarak en büyük cezanın hakemleri kandırmaca ve sahtekarlıklara karşı uygulanacağı açıklandı. Bunun sadece onsekiz içinde değil, bütün sahada uygulanması kararı tekrarlandı.
Ama bir Koreli hakem çıktı, Kim Young-Joo... Yabancı basın bile onun barajı çok yakına kurduğunu hatırlatıyor. Hatta Arif hakeme baraj ikazını yaptığı halde aldırılmadığını görünce ters bir el hareketi de gördük. Ama Rivaldo çok pişkin. Bu kez gazetelere “Biz Kosta Rika’yı yenmeseydik Türkiye burada olmazdı” diyebiliyor. Bu sözleriyle kendine değil, sadece takım arkadaşlarının centilmenliğine sığınıyor.
Nitekim 3 gün önceki Brezilya antrenmanında ilginç iki olay yaşandı. Aralarındaki maçta top Ronaldo’nun göğsüne geldi, o kafasını ellerinin arasına alarak kendini yere attı. Rivaldo hariç bütün takım bu anlamlı espriye gülüştü. Maç yeniden başladı, bu kez Roberto Carlos kazayla Belleti’ye vurdu. O da herkesin güleceğini düşünerek kendini yere atıp debelenmeye başladı. Yine gözler Rivaldo’ya döndü... FIFA ona sadece 8 bin Euro para cezası verdi.
Milli Takım’ın hatası Brezilya’nın ilk maç sarhoşluğunu fatura edemeyişidir. Maçlarda Ronaldo ve Rivaldo’ya biraz sert oynanabilirdi çünkü son maçta iyice açıldılar. Ama o ikili devamlı yer değiştirerek bekçilerini de şaşırtıyor ve boş alan üretip ortadan rakibi yarıyorlar. Ayrıca Ronaldo’nun yüzünü kaleye döndürmek, ona gol pası vermek kadar etkili bir hatadır. Rüştü’nün mutlaka iyi oynaması şart. Hakan’ın yerine İlhan’ın oynaması ve devamlı saldırganlığı ile ilk maçın etkisizliğini en azından fizik mücadeleye döndürürüz. Brezilya kalecisi, İngiltere maçında hava toplarında 4-5 kez çıkamadı, tereddüt etti.
R.Junior kiminle oynarsa, topları onda toplarsak daha rahat oyun kurarız. Ayrıca Scolari’nin “Geçen bir yılda biz hiç favori olmadık. Umarım bu şekilde devam eder. Bu durumu selamlarım” sözleri de bizim maçın ilginç bir özelliğidir. Oysa ki kağıt üzerinde Brezilya beceride herkesle yarışır. Hiçbir zaman peşinen mağlup düşünülemez. Lider oyuncu çok ama bugüne kadar onlara ters gelen futbolu sadece Türkiye oynadı. Bizim maçı ilginç gösteren de bu özelliğimiz.