Spor yazarlarının bir çoğu Galatasaray'ın henüz hazır olmadığı ve haftalar ilerledikçe daha kaliteli futbol oynayacağı yorumlarında bulunurken; en dikkat çekici köşe yazısına Turgay Şeren imza attı.
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'de İstanbul Büyükşehir Belediyespor deplasmanının ardından bu kez Kardemir Karabükspor deplasmanında puan kaybetti. Karşılaşmanın kırılma anını 14'üncü dakikada Fernando Muslera'nın gördüğü kırmızı kart teşkil ederken; hakem otoriteleri de Bünyamin Gezer'in bu konuda yanlış bir karar verdiği fikrinde birleşti.
Spor yazarlarının birçoğu Galatasaray'ın henüz hazır olmadığı ve haftalar ilerledikçe daha kaliteli futbol oynayacağı yorumlarında bulunurken; en dikkat çekici köşe yazısına Turgay Şeren imza attı. Galatasaray'ın efsane kalecisi Şeren, Karabükspor maçında kırmızı kart gören Muslera'yı eleştirirken; Fatih Terim'e de bir mesaj gönderdi. AKŞAM - TURGAY ŞEREN
G.Saray, Karabük karşısında uzun süre 10 kişi oynadı. Kaleci Muslera, 13. dakikada ceza sahası üzerinde rakibinin üstüne tekmeyle atlayınca hakem Bünyamin Gezer, haklı olarak kırmızıyı gösterdi. Muslera'nın yerine geçen kaleci Ufuk, bana göre ondan daha faydalı oldu. Karabük'ün gol olacak bir şutunu doksandan çıkardı. Kendisini tebrik ederim... G.Saray hala arayış içerisinde. Sabri'nin nerede oynayacağına bir karar ver Terim. Sabri, Milli Takım da sağ bek değil mi? Sen neden onu orta sahada oynatıyorsun? Elmander iyi transfer. Futbolu biliyor ve oynamak istiyor. Fatih Terim, Taffarel'le baş başa verip kaleci işini halletmeli. Muslera bugünkü görünüşüyle G.Saray'a kurtarıcı olarak değil, batırıcı gibi gelmiş gözüküyor. Eğer bundan sonra da böyle oynayacaksa Muslera'yı geldiği gibi göndermeleri şart. MİLLİYET - UĞUR MELEKE
Galatasaray 2 puan kaybetti, ama bu 2 puandan daha fazlasını kaybettiğine dair bir endişeye de sebep oldu: Bizim bildiğimiz hiçbir Terim takımı, 10 kişi kaldığında maçı kaybetmiş gibi davranmazdı. Galatasaray’da da, milli takımda da Terim ekiplerinin eksilerek çoğaldığı birçok maç hatırlıyorum ben... İlk kez bir Terim takımının, Sercan/Sabri değişikliğiyle eksilerek gerçekten eksildiğine şahit oldum ben... Belki de yanılıyorumdur; belki de dün, Terim için istisnai bir gecedir. Ama eminim o da 46-80 arası sergilenen görüntüden hiç memnun değildir.
ZAMAN - AHMET ÇAKIR
Geçen sezon Sarı Kırmızılı takımın ne kadar kolay yenilen bir ekip haline dönüştüğünü hatırlarsak, neredeyse tamamını 10 kişi oynamak zorunda kaldığı maçtan yenilmeden çıkmak hiç yabana atılacak bir durum değil. Hatta Terim'in kolay yenilmeyecek bir takım oluşturma konusunda ilk adımı bu maçta attığını da söylemek mümkün olabilir. Selçuk İnan'ın ayakta durmakta bu kadar zorlanması, Sarı Kırmızılı takımın istediği futbolu oynamakta da aynı durumu yaşamasına yol açıyor. Yine de oynama becerisiyle vaziyeti idare ediyor. Eboue'nin de sakatlanması korkutucuydu ama oynama ısrarı takıma güç verdi. Ujfalusi'nin deneyimi, Sabri'nin çalışkanlığı, Elmander'in de elinden geleni yapmaya çalışması yenilgiyi önleyen etkenler oldu. MİLLİYET - ATİLLA GÖKÇE
Oyun değil, tam anlamıyla macera! Galatasaray, Karabük’te ciddiyetsiz, tutarsız,plansız ve çılgın yanlışlıklarla dolu bir macera yaşadı. Hayır, buna futbol demek o kadar kolay değildi. Yine de bu maceradan puan çıkardılarsa sevinmeleri gerekir. Galatasaray on birinde Arda, Servet ve Sabri üçlüsünün üçü de yoksa, ortada takım ruhu diye bir şeyden, özellikle şu günlerde, söz edemezsiniz. Arda İspanya’ya uçtu. Servet sakat...Geçmiş olsun. Ama takımın aidiyetini, ruhunu ve heyecanını temsil eden Sabri de maç başlarken kulübede oturuyor ve 45 dakika kenarda bekliyorsa... Bu bir hatadır!
SABAH - LEVENT TÜZEMEN
Hakem Bünyamin Gezer "Kırmızı kart" gösterip hem maçın dibine dinamit koydu hem de Galatasaray'ın gardını düşürdü. Gezer ilk yarıda 11 faul yapan Karabüklüler'e, "Turuncu" kokan pozisyonlarda kart çıkarmadı. Melo, Kazım, Selçuk ve Elmander'in sakatlanmasına neden olabilecek faullere trafik polisi gibi sadece düdük çaldı. Galatasaray yönetimi Bünyamin Gezer'e karşı bir tepki koymalı. Galiba Gezer'e Galatasaray forması alerji yapıyor. Gezer karar verirken kurallara göre değil, içinde Galatasaral'a karşı yaşattığı duygulara göre düdük çalıyor.
FOTOMAÇ - MERT AYDIN
Hücuma yönelik futbol oynayan bir takımın savunmayı ileride kurması kadar normal bir şey yoktur. Ancak rakip hücumdayken ona rahat top kullandırmamanız işin kuralıdır. Bunu yapmaz ve ileride beklerseniz uzun bir topla felç olma ihtimaliniz fazladır. Nitekim Muslera'nın kırmızı kart görmesine neden olan pozisyon böyle gelişti. Baros'un yarattığı penaltı Galatasaray'ın ilerleyen bölümde savunma açığı vermesini engelledi. Baros öyle hemen silinecek bir oyuncu değil. Galatasaray'ın organizasyonu yine sınıfta kaldı. Tamam erken 10 kişi kaldılar ama Selçuk'un daha verimli olması gerekiyor. Bu sağlanamazsa önümüzdeki haftalarda Galatasaray'ı iyi günler beklemiyor.
AKŞAM - BAHRİ HAVADIR
Muslera için 'uçan-kaçan kurtulmaz' denilmişti. Daha maçın başında öyle bir uçtu ki Uruguaylı, hız sınırlarını aşıp radara takıldı... Bünyamin Gezer, Muslera'ya cezasını kesti, Fatih Terim'in tüm ayarı bozuldu... Yüzü düştü, kafayı sağa sola salladı, ama nafile. Sercan, Sabri değişikliğini görenler 'Baba biz buradan puan alırsak iyi' diye iç geçiriyordu ki, Erdem bütün hayalleri yıkıp geçti... Top kaleye giderken, kaleci Ufuk da sadece baktı... Milan Baros, 80. dakikada oyuna girinceye kadar Galatasaray herkese ızdırap verdi. Herkes kafasını iki elinin arasını alıp 'sabaha kadar gözünü kırpmadan' düşünmeli... MİLLİYET - SELÇUK DERELİ
Daha önce de kafasına göre maç yönetiyor eleştirisi yaptığım Bünyamin Gezer'in yönetiminde değişen pek bir şey göremedim. Eskişehirspor-Beşiktaş maçında Quaresma'yı iki kez oyundan ihraç etmesi gerekirken yapamayan Gezer, bu defa Muslera'ya kırmızı kartını gösterirken fazlaca cömert davrandı. Muslera'nın rakibine yaptığı hareketi bariz gol şansı olarak değerlendiren Gezer çok yanlış bir karar verdi. Çünkü Muslera'nın müdahalesiyle yerde kalan Shelton'un bu pozisyonda sırtı kaleye dönüktü ve henüz topa da tam olarak hakim değildi.
VATAN - GÖKMEN ÖZDEMİR
G.Saray için dün bir puan büyük bir kazanç.. 14. dakikada ağır bir kararla 10 kişi kalan G.Saray kalan sürede kötü mücadele etmesine rağmen mucize bir şekilde puan alabiliyorsa bu kârdır.. 10 kişi kaldığın maçta kazanmak için; 1- Çok iyi mücadele etmen gerekir, etmedin.. 2- Kalecinin çok iyi maç çıkartması gerekir, Ufuk yine yaptı yapacağını, uzaktan şutta ters köşeye yattı.. 3- Sahada sorumluluk alması gereken futbolcularının olması gerekir, ki yoktu.. 4- Duran topları iyi değerlendirmek oradan gol bulmak gerekir ki G.Saray attığı kornerlerin hepsinde ön direğe takıldı.. Bunlardan dolayı bir puan iyidir.. TÜRKİYE - ÜMİT AKTAN
Sabri'yi kenara aldığını gördüğü an ben şunu anladım:"Az gidebilirim ama her gittiğimde efektif pas veya orta kullanmak isterim...” Bir önceki maçı da çok iyi bitiren ilerideki ikiliyi görünce kanaatim değişti. O nedenle farklı bir oyun anlayışı beklediğimi itiraf etmeliyim. İtiraf etmeliyim de, şunu da göz ardı etmemeliyim:"Futbol binlerce öngörülemez anlardan oluşan bir oyundur.” Bütün plan, iki günlük maç stratejisi darmadağın oldu daha ilk çeyrekte. Oysa bu çeyrekten 5 tane daha vardı...