Spor basınının önde gelen kalemleri Galatasaray - Mersin İdman Yurdu maçının ardından neler yazdı. İşte spor otoritelerinin maç analizlerinden kısa pasajlar...
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'de 10. hafta maçında Mersin İdman Yurdu ile Türk Telekom Arena'da 0-0 berabere kaldı. Mersin İdman Yurdu karşısında özellikle karşılaşmanın ilk yarısında oldukça vasat bir performans sergileyen Galatasaray, ikinci yarıda ise baskılı futbolunun sonucunu golle alamadı.
Sarı-kırmızılı takımda özellikle Johan Elmander'in kaçırdığı goller sarı-kırmızılı taraftarları hayal kırıklığına uğratırken; Mersin cephesinde kaçırılan bir penaltı ve Nduka'nın akıl almaz pozisyonu maçın kırılma anları oldu.
Peki spor basınının önde gelen kalemleri Galatasaray - Mersin İdman Yurdu maçının ardından neler yazdı. İşte spor otoritelerinin maç analizlerinden kısa pasajlar...
ATİLLA GÖKÇE - MİLLİYET
Peki Galatasaray ne oynuyor? İlk yarıda beklenmedik bir 4-1-4-1 dizilişi... Savunmanın önünde Felipo Melo... Sonra kalabalık bir orta alan... Sabri, Kazım, Selçuk, Riera... Onların önünde Elmander... Bu sürpriz formata kim, ne der? Bir kere savunma ağırlıklı göreviyle Melo, yaratıcılıktan, gol bölgesinden uzakta, basit bir role indirgenmiş, pasifize edilmiş gibiydi. Orta alanda da Sabri ve Kazım’dan biri fazlalık arz ediyordu. Sabri’nin sağ kanattaki varlığı o kadar etkili değildi. Elmander’in arkasında bir tür gizli santrfor gibi bekleyen Kazım da hiçbir şey üretemedi. Mersin İdmanyurdu, Galatasaray’ın bu oyun anlayışı karşısında rahat etti.
FATİH ŞAMLIOĞLU - WEBASLAN / SPORX
Galatasaray sezon başından bu yana yaşadığı üretkenlik sorununu Mersin karşısında da yaşadı. Takımı sürükleyecek, ateşleyecek ya da oyun kurgusunu resetleyecek bir isim yok... Fatih hoca hala takım içerisinde bir lider arayışında... Özellikle iç sahada Mersin ile oynuyorsanız ve her an skora katkı yapabilecek, yapacağı iki hareketle takımı en fazla ateşleme gücüne sahip Melo'nun savunma dörtlüsünün önünde pasifize edilmesi ve bu yönde bir rol verilmesi maçın en az Elmander'in kaçırdığı goller kadar kırılma anlarıydı! Galatasaray hala arıyor, ara transfer dönemine kadar da arayacak! Çünkü bu takımın beyni yok... Galatasaray taraftarı Engin Baytar'ı arıyorsa; ya da Kazım'a 90 dakika sabretmek zorunda bırakılıyorsa asıl sorun burada başlıyor! Baros mu? Çok aradık, fazlasıyla... Dün Mersin karşısında alınan 0-0 beraberlik; Baros mu, Elmander mi? sorusunun cevabıdır.
Galatasaray haftalar ilerledikçe bazı sorunlarını çözüyor ama Riera ve Sercan bunun dışında. Onlar, gereksiz transferlerin takımı nasıl çökerttiğini kanıtlamaya çalışıyor! Riera'nın bitikliği ve Sercan'ın yetersizliği insanı hayrete düşürüyor. İspanyol futbolcu, hücumda hiçbirşey yapamayışının yanında penaltıya yol açan bir hatayla herkesi çıldırttı. Neyse ki önce sarı kartla bu derdin savuşturulması, sonra da Muslera'nın kurtarışı bu derdin faciaya dönmesini önledi. Sercan'ın yetersizliği bilinmeyen bir durum değil. Ancak ona Elmander de fena halde katılınca Cim Bom tek puana dua edecek hale geldi. UĞUR MELEKE - MİLLİYET
Aslında Terim için de kötü bir gün sayılmazdı dün... Sezon başından beri oturtmak istediği (benim 2-3-2-3 diye tarif ettiğim) beklerin hücum organizasyonuna sık katıldığı düzenini en iyi uyguladığı günlerden biriydi. Muslera, Semih ve Eboue’nin, Galatasaray kariyerlerinin en iyi gününde Fildişili’nin sağ bek performansına ayrı bir parantez açmak gerek. Eboue, dün bazen aşırı özgüveni nedeniyle kritik top kayıpları yapsa da ileriye çıkışlarının hemen hepsinde etkili oldu ve orijinal pozisyonunu bir anlamda Terim’e hatırlattı.Gerek Sabri, gerek Eboue mecbur kalındığında farklı yerlerde oynayabilirler; ama her ikisi de multi-pozisyon oyuncular değiller. Galatasaray’da şu anda farklı pozisyonlarda aynı verimi alabileceğiniz tek bir sağ bek var: O da Terim’in yardımcılığını yapan Ümit Davala!
ÖMER ÜRÜNDÜL - SABAH
Nurullah Sağlam, Galatasaray'ın gücünü ve özelliklerini göze alarak alışılmış kadrosunu tek forvet, beş orta sahalı bir takım tertibi sahaya sürdü. Bu değişiklikte amacı, Galatasaray'ın orta sahadaki ofansif organizasyonunu bozmak ve kazanılan topları ayağa garantili oynayıp, rakibe hücumda devamlılık şansı vermemesiydi. Fırsat buldukça da hücumu düşünmekti. Bu taktik ilk devre dört dörtlük tuttu. Galatasaray ikinci yarıdaki oyunu ve bulduğu pozisyonlarla galibiyeti kaçırdı demek de yanlış olur. Unutulmamalı ki, Mersin İdman Yurdu bir penaltı bir de Nduka ile penaltıdan daha net bir pozisyonu kaçırdı.
Maçın ilk yarısında Sabri etkisiz olunca ve bu kadar arkasında durulan Riera kendisine sunulan formaya yeterince saygı göstermeyecek oyun tarzı sergileyince Galatasaray Mersin kalesinde pozisyon bulamadı. Maç boyu Galatasaray yaratacı gol pası verecek Engin gibi bir oyuncunun eksikliğini fazlasıyla hissetti. Yine de araya atılan toplarda Elmander üç tane net golü vuruş konusunda anlık karar verdiği için kaçırdı. Bir gerçek varki; Galatasaraylı taraftarların adeta korku tünelinden geçtikleri pozisyonda Nduka'nın atamadığı gol akıllara ziyandı.
BAHRİ HAVADIR - AKŞAM
F.Bahçe'nin yenildiği haftada puan kaybediyorsan 'Hopp bir dakka beyler ne oluyor?' derler... Herkes Arena Stadı'nın büyülü ortamından çıkarken aynen bu düşünce içindeydi inanın... G.Saray'ın rüzgar gibi başladığı oyunda iki 'yetersiz' göze çarptı... Biri Sabri, diğeri Riera... Arkadaşları yırtınırken, Riera gamsız, Sabri şuursuzca koşturup durdu. Oysa herkes full konsantreydi... Kaleci Muslera penaltıyı süzülüp kurtarırken, Rieara'nın kılı bile kıpardamadı... Sabri'nin ruhu bile duymadı... İlk yarıda G.Saray'ın süratini, dengesini bozup, dengesiz hale getiren bu ikiliye Terim 45 dakika zor dayandı. Ve 'Gelin yanıma benim fazla canımı sıkmayın' dedi. MERT AYDIN - FOTOMAÇ
Galatasaray, kötü giden bölümde kalesinde penaltı dışında pozisyon vermediyse bunu Mersin'in sprinter oyuncusu olmamasına ve Ujfalusi- Semih ikilisinin etkili peformansına bağlayabiliriz. İkinci yarıya Sabri ve Riera'ya kement atarak başladı Galatasaray. Sercan'ın forveti ikilemesi hedefti. Nurullah Sağlam'ın Nduka hamlesi mucizevi bir şekilde kaçan bir gol pozisyonuyla taçlandı. Cimbom, Baros oynasaydı en az 1 gol çıkarabilirdi. Semih, belki bir hata yaptı ama maçın genelinde Bülent Korkmaz'ı anımsatan bir görüntüdeydi. VEDAT İNCEEFE - TAKVİM
Şampiyonluğa oynayan bir takımın kendi evinde, üstelik kadro kalitesi olarak kendisinden çok aşağıda olan bir rakibe puan kaybetmesi üzüntü vericidir. Fakat şunu çok açık söylüyorum ki, Galatasaraylı taraftarlar kesinlikle üzülmesin. Dün 2. yarıda oynanan futbol, belki de son 3 yılın en iyisiydi. Bunun sinyallerinini Kayseri'de almıştık, dün de devam etti. Eğer Elmander biraz şanslı olsaydı, 3 puanın gelmesi içten bile değildi. İlk yarıda Sabri ve Riera'nın kötü futbolu takımı çok olumsuz etkiledi. Fakat Sercan ve özellikle Ayhan'ın girmesi işin rengini değiştirdi.
ÜMİT AKTAN - TÜRKİYE
Bir gece öncenin skoru bir takımı gaza getirecekse, o gece bu geceydi. Tüm arızalara rağmen birçok takımın zirve ortağı olarak tayininin çıkacağı bir maç oynanacaktı. Mersin İdman Yurdu kırk yıldır bu ligde oynuyormuş gibi ve Galatasaray’ın işine gelecek bir anlayışı seçip tam saha maça girerek başladı. Tutan, top kapan ve vuran hep misafir takım oldu... Kilitleyen ve kontra mucizeleri arayan Mersin İdman Yurdu karşısında bir türlü presi oturtamayan ve kilidi uyduramayan Galatasaray ile yetinmek zorunda kaldı taraftarı... Olmaması gerektiği kadar “denge” vardı oyunda ve Galatasaray zirvede elde edeceği “STATÜ” hiç umurunda değilmiş gibi sürdürdü maçı.