Abel Xavier: "Liverpool ile Galatasaray Stadı'nda korktuk!"

2003 yılında 6 aylığına Galatasaray'a imza atan, özellikle oynadığı dev takımlar ve imajıyla unutulmazlar arasına giren Abel Xavier, Fanatik'e konuştu. Şimdilerde teknik direktörlüğe adım atan Portekizli futbol adam, Sarı-Kırmızılı günlerini anlattı.

Türkiye'de sadece birkaç ay futbol oynamasına rağmen iz bırakmış, dünya futbol tarihinin en ilginç figürlerinden, en ikonik stil sahiplerinden Abel Xavier, Fanatik'e konuk oldu. Mozambik asıllı Portekizli futbol adamı, hem Galatasaray günlerini, hem kariyerini hem de gelecek hedeflerini anlattı.

Galatasaray, Roma, Liverpool, Benfica, Everton, PSV... Kariyerini tek kelime ya da tek cümleyle nasıl özetlersin?

"Kariyerimin en büyük zenginliği farklı kulüplerde oynamam. Maddiyatın yanı sıra kültür zenginliği, farklı dinlerden aldığım bilgiler... Manevi olarak kariyerim bana çok şey verdi."

Galatasaray'la ilk ne zaman tanıştın? Mozambik'te doğdun, erken yaşta Portekiz'e gittin.

"Profesyonel futbolcu olduğumda duydum. Ancak özellikle Galatasaray UEFA Kupası şampiyonu olduğunda duydum. Fatih Terim'in takımı bu seviyeye getirmesi sonrasında bütün büyük kulüpler, büyük futbolcular hep Galatasaray'ı öğrendi, Galatasaray hakkında bilgi almaya başladılar. Galatasaray için çok güzel bir tanıtım oldu. Uluslarası arenada Galatasaray ismiyle heyecan verici bir izlenim yarattı."

2001-2002 sezonu... Galatasaray'a henüz transfer olmamıştınız, Liverpool'la Galatasaray'a rakip oldunuz ve Ali Sami Yen'e çıktınız. O atmosferi bize anlatır mısınız, neler düşündünüz?

"İlk dakikadan hissettiğim heyecanı ve enerjiyi asla unutamayacağım. Sahaya çıkar çıkmaz dedim ki, 'Bir gün mutlaka Galatasaray için oynamam gerekiyor!' Takım olarak ısınmaya çıktığımızda öyle bir atmosfer gördük ki daha önce hiç öyle bir şey yaşamadık. Düşünün sadece ısınmadan bahsediyorum, stadyum full doluydu. Kuzey tribünündeki pankart ise aklımdan çıkmıyor. 'Welcome to Hell (Cehenneme hoş geldin)' yazıyordu. Bu atmosfer, bu pankart bütün futbolcuları etkiledi. Orada tabii ki biraz da korku sardı bizi!"

Fatih Terim gibi bir isimle çalıştınız... Terim'i bize anlatır mısınız? Unutamadığınız bir anınız var mı?

"Fatih Terim karizma, Fatih Terim imparator, Fatih Terim çok güçlü bir karakter. Onunla çalıştığım dönemde bana karşı özel bir sevgisini hissettim. Beni bir lider olarak gördü ve bana yakın davrandı. Başarılı antrenörde olması gereken özellikler Fatih Terim'de vardı."

Senin de oynadığın ve Ali Sami Yen'de Galatasaray'ın 2-0 kazandığı maç Kadıköy'de oynanan ve Fenerbahçe'nin 6-0 kazandığı maçın rövanşıydı. Bu derbiyle ilgili aranızda neler konuştunuz?

"İlk maçta oynamadım ama rövanşta oynadım. Derbi derbidir. Çok önemliydi bu maç. Derbi hazırlığı olmaz, bu maçların kendi atmosferi vardır. Hatırladığım tek şey sadece bir futbol maçı değildi, maçın çok daha ötesiydi. Futbolcu olarak önemini biliyorduk, bunun karşılığını vermemiz gerekiyordu. Fenerbahçe'ye karşı da büyük saygı gösterdim. Öyle ki Fenerbahçe taraftarı da beni sevdi. İlerleyen yıllarda gidip Fenerbahçe stadında onların maçlarını da seyredebildim. Ama o saygıyı göstermeseydim, bunlar çok mümkün olmazdı. Bunu çok az futbolcu başarmıştır."

Senin de oynadığın ve Ali Sami Yen'de Galatasaray'ın 2-0 kazandığı maç Kadıköy'de oynanan ve Fenerbahçe'nin 6-0 kazandığı maçın rövanşıydı. Bu derbiyle ilgili aranızda neler konuştunuz?

"İlk maçta oynamadım ama rövanşta oynadım. Derbi derbidir. Çok önemliydi bu maç. Derbi hazırlığı olmaz, bu maçların kendi atmosferi vardır. Hatırladığım tek şey sadece bir futbol maçı değildi, maçın çok daha ötesiydi. Futbolcu olarak önemini biliyorduk, bunun karşılığını vermemiz gerekiyordu. Fenerbahçe'ye karşı da büyük saygı gösterdim. Öyle ki Fenerbahçe taraftarı da beni sevdi. İlerleyen yıllarda gidip Fenerbahçe stadında onların maçlarını da seyredebildim. Ama o saygıyı göstermeseydim, bunlar çok mümkün olmazdı. Bunu çok az futbolcu başarmıştır."

Kariyerinde çok önemli isimlerle oynadın. Bunlardan biri de Roma'da beraber oynadığın, şu anda A Milli Takımımız'ın teknik direktörü olan Vincenzo Montella... Nasıl değerlendirirsin, İtalyan ismin hem hocalığını hem de futbolculuğunu?

"Montella ile Roma'da beraber oynamak benim için bir gururdu. Ona dair hatırladığım ilk şey karakteriydi. İnsanlara çok yakın olan biri. Türkiye'ye gelerek de doğru bir adım attı. Adana Demirspor'da başarılı oldu, doğru zamanda, doğru adımı attı. Türkiye'de başarılı olmak kolay değil. Başardıktan sonra A Milli Takım'a gitti ve şimdi orada da başarılı. Umarım daha da başarılı olur ve milli takımı güzel yerlere getirir."

En son Mozambik Milli Takımı'nı çalıştırdınız. Bundan sonraki hedefleriniz neler?

"Mozambik'te aslında sadece milli takım çalıştırmadım. Altyapılardan, A takıma giden yollara kadar yardımcı oldum, kulüp çalışmaları yaptım. Bana çok büyük katkısı oldu, ciddi deneyimler kazandım. Benim dönemimde oynayan isimlerin antrenör kariyerlerindeki başarılarını görüyorum. Ben de yapabilirim, deneyimlerimi aktarmak istiyorum. Türkiye'yi de yakından takip ediyorum, ülkeye ve kültüre kendimi çok yakın hissediyorum. Daha önce birkaç teklif aldım ama çok rahat hissedeceğim yerler değildi, öncelikle ben rahat olmalıyım. Bunu da Türkiye'de elde edeceğimi iyi biliyorum, Türkiye'de antrenörlük yapmak isterim."

KISA KISA

Bu kısa kısa sorularım Galatasaray'la alakalı;

Takımın en yeteneklisi?

"Kaptan Bülent"

Takımın en komiği?

"Hasan Şaş"

Takımın en iyi giyineni?

"Abel Xavier"

Takımın en çalışkanı?

"Ergün Penbe"

Takımın en tembeli?

"Yok, yok, yok"

En mutlu olduğun an?

"Galatasaray'a imza attığım gün"

En üzgün olduğun an?

"Fenerbahçe'ye kaybettiğimiz maç"

İstanbul?

"Ev"

Türk insanı?

"Kardeş"

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları