Ayrılığın yankıları devam ediyor

"Ünal Aysal, Terim krizini iyi yönetemedi. Galatasaray’ın değerlerine yakışmadı. Fatih hoca buna layık bir isim değildi."

Bu sezonun en büyük olayı Aysal - Terim krizi sonrası İmparator’un G.Saray’a zorunlu vedasıdır. Terim, ayrılıktan sonra sus-pus, konuyla ilgili kafalarda bir çok soru işareti var.

Aysal cephesi ‘Terim’i aradım, mesaj attım dönmedi’ diyor, İmparator’un çevresi ise tam tersini, aranma ve iletinin olmadığını savunuyor. Bu sorular ne zaman yanıt bulur, ya da bulmaz bilinmiyor. Bilinen tek gerçek Terim’in Milli Takım’daki mesaisine başladığı ve Estonya ile Hollanda maçlarına yoğunlaştığıdır.

İmparator krizi biter mi, bitmez mi, yoksa kaos yıl boyu sürer mi, bunu hep birlikte bekleyip, göreceğiz.

"BİR BAŞKAN SEYREK KONUŞMALI"

Usta kalem Şansal Büyüka ile her hafta gerçekleştirilen söyleşide, yine Galatasaray, yine Ünal Aysal, yine Fatih Terim gündemin ilk sırasını oluşturdu.

“Aysal ile daha başkan olmadan genel kurul öncesinde canlı yayın yaptım. Şu ifadeyi kullanmıştı, ‘Beni klasik başkanlardan ayırın, öyle olmayacağım. Her gün gazetelerde, televizyonlarda konuşan bir başkan olarak göremeyeceksiniz’ demişti. Dedi demesine ama bu sözlerinin arkasında durmadı. Tam tersi bir rota izledi. Gazeteleri ve televizyonları çok sevdi başkan, radyolar da dahil her yere konuşuyor.

Ben bu durumu kesin olarak çok yanlış buluyorum. Başkanın ağırlığını da zedeliyor. Bir başkan yeri geldiğinde ve seyrek olarak konuşmalı. Ama Galatasaray için de çok önemli bir başkan olduğunu düşünüyorum. Galatasaray’ın iç işlerini bilemem. Borcu harcı çoğalıyor mu, borsada bir manipülasyon mu yapılıyor, bugün genel kurul üyelerinin de çok ciddi tepkileri var. Ama şu da var. Ünal Aysal geldiği günden beri Galatasaray için ‘Yok onun taksidini ödeyemedi, bu oyuncuyla icraya düştü, o öyle oldu, bu böyle oldu’ diye hiçbir şey okumadım.”

"BÖYLE AYRILIK OLMAZ"

- Aysal, Terim krizini iyi yönetebildi mi?
“Ünal Aysal, Terim krizini iyi yönetemedi. Açık konuşmak gerekirse bana göre ‘Alo bahane ayrılık şahane’... Bu işin tek çirkin yanı böyle bir ayrılık olmaz. Türk sporunda son zamanlarda gördüğümüz en hoyrat, en sevimsiz ayrılık bu. Galatasaray’ın değerlerine yakışmadı. Fatih hoca buna layık bir isim değildi. Olaya Fatih hoca cephesinden bakalım. Galatasaray Yönetimi hocanın önüne ‘Ya Galatasaray ya Milli Takım’ diye bir tercih koysaydı, büyük ihtimalle hoca milli takımı tercih edecekti. Çünkü, yardımcılarının bile primi kesilmişken, hoca her istediğini yapamazken milli takım onun için iyi bir tercih olacaktı.”

- Nasıl yani?
“Hoca kendi iradesiyle milli takıma gitseydi bugün Galatasaraylı’nın gözünden de gönlünden de düşecekti. En azından bir yara alacaktı. Ama şimdi hoca yönetimin hoyrat bir uygulamasıyla madur durumda kaldı. Hoca zaten tribünlerin sevgilisiydi, fakat bu kez çığ gibi büyüyen bir bağımlılık oldu. Hoca için ayrılışın dışında çok sevimsiz bir şey yok. Yönetim açısından bakarsak, geldiği günden beri hoca ile uyuşamıyor. Başkan kurumsal bir yapı diyor ve herkesin bu çerçevede kalmasını istiyor. Ama Fatih hocayı biliyor ki kendi sınırları içinde kalmayı pek sevmez. İktidarı sever. Bu başkana ters geldi. Bu yüzden ayrılık başkanın elini de biraz rahatlattı.

- İbreyi Mancini’ye çevirdik. Mancini aşısı tutar mı, Galatasaray, İmparator’u arar mı, şampiyonluk ipini göğüsler mi?
“Mancini’ye baktığımızda oynattığı futbolu çok beğenen birisi değilim. M.City şampiyon olduğunda futbolunu çok beğenmemiştim. Kaldı ki dünyanın en pahalı takımlarından biriydi. Ancak o takım Mancini’den önce ve sonra aynı kadro ile şampiyon olamadı. Inter’de de kupalar kaldırdı. Yani bakıldığında istatistik olarak süper. Ama sosyal medyada görüyorum. Galatasaray taraftarı çok mutlu değil. Seyircinin Mancini üstünden bir Fatih Terim rövanşına girmemesi lazım. Hocaya destek verilmeli. Fatih Terim Fiorentina’dan gittikten sonra Mancini gelmiş ve adını tam olarak orada duyurmuş. Şimdi de Galatasaray’dan Terim gitti, yerine Mancini geldi. Bu rastlantıdan başka bir şey değil. Rövanş dediğim şey seyirci, Terim’in gidiş acısını Mancini’den çıkarmamalı. Bu kimseye bir yarar sağlamaz.”

- Rize maçını anımsatıyoruz, Terim’in gidişi Cim- Bom’un ayarını bozdu mu?
“Galatasaray, Rize karşısında bu sezonun en iyi maçını oynadı. Tam on net pozisyonu var. Terim’in gidişinin Galatasaray’ın futbolunu etkilediğini düşünmüyorum. Çünkü Galatasaray son derece iyi mücadele etti ve pozisyonlara girdi, sadece birini atabildi. Ha şunu kabul edebilirim, Terim saha kenarında olsaydı maçın gidişi sırasında o kendini öne çıkaran dahice yapılmış taktikleri, varyasyonları ya da oyuncu hamleleri, oyunu başka yöne çevirebilir miydi? Burada Galatasaray adına şanssızlık yaratan şey çok yakın mesafeden kaçırılmasının atılmasından daha zor olduğu pozisyonlarda futbolcuların ayağının ayarının kaçık olmasıydı. Şanssızlık değil, beceriksizliktir.”

"DUYGULARI SİLİNDİRLE EZEMEZSİNİZ"

- Rize maçında, tribünler sürekli ‘İmparator’ diye tempo tuttular. Her maçta bu söylem devam eder mi, etmesi doğru mu?
“Bu olursa doğru olmaz. İmparator elbette imparator. Ama Galatasaray’ın önünde çok önemli maçlar var. Sonuçta aslolan Galatasaray. Fatih hoca da Yüksek Divan Kurulu Üyesi. Bu bir kan davasına dönüşürse ilk önce Fatih hoca rahatsız olacaktır. Çünkü Galatasaray’a en büyük başarılarını kazandıran, kulübün tarihinde çok önemli bir yeri olan hocanın Galatasaray’da bu kaosun sürmesine müsaade edeceğini düşünmüyorum. Bu bakımdan bu işi yerinde zamanında ve tatında bırakmak lazım. Hocayı tek taraflı gönderenler bile onun istediği zaman kapıdan içeri girebileceğini biliyor. Fatih Terim’le Galatasaray’ı koparamazsınız, duvar öremezsiniz. O duvarda çimento, beton, demir yok. O duvar duygularla örülmüş. Duyguları örselersiniz, ama yıkamazsınız. Taşı, betonu dozerle darmadağın edersin, ama duyguların üzerinden silindir gibi geçsen de yine o duygular yaşanır.”

"BU İŞİN GALİBİ OLMAZ"

-Terim, bu gelişmeler karşısında çok sessiz kalmıyor mu?
“Şimdi şu var. Bu durumu tespit ederken, analitik konuşmalar yaparken, Terim’i incitmemek lazım. İki taraf da yanlış yapmış olabilir. Terim’in herhangi bir açıklama yapmasını şu aşamada doğru bulmuyorum. Niye katılmıyorum. İki tarafın da bu işe artık nokta koyması gerekiyor. Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde maçı var. Milli Takım belki tarihindeki en önemli sınavını birkaç gün sonra Estonya karşısında verecek. Fatih Terim’in milli takıma çok ciddi motive olması gerekiyor. Bu gelişmeleri çok kafasına takarsa bence eksi bir motivasyon olur. Kendini yüzde yüz milli takıma verirse zaten motivasyona ihtiyacı yok. Bu işin kan davasına dönüşmeden bitmesi lazım. Hesaplaşma devam ederse milli takım, Fatih hoca, Ünal Aysal, Galatasaray sonunda da Türk Futbolu herkes bu işten yaralı çıkar. Bu işin galibi olmaz.”
Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları