Fatih Terim'e yakınlığı ile bilinen Hakan Ünsal sarı-kırmızılı takımla ilgili okunası bir yazı kaleme aldı.
Galatasaray'da teknik direktör Fatih Terim'e yakınlığı ile bilinen sarı-kırmızıların eski futbolcusu Hakan Ünsal, Hürriyet'teki bugünkü köşesinde çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Terim'in ilk devre yaşadığı heyecanı şu anda hissetmediğini belirten Ünsal, başarılı teknik adamın sezon sonunda sözleşmesinin biteceğine dikkat çekti. Eski oyuncumuz yazısını ise iki kare ayrı kare ile renklendirerek Başkan Ünal Aysal'a ufak bir göndermede bulundu.
Ünsal'ın devre arasında yapılmayan transferlerle ilgili yaptığı yorum ise herkesin hissettiklerinin tek bir cümlede toplanması gibi...
İşte Hakan Ünsal'ın kaleminden o yazı...
"Sayın Başkan bu fotoğraflara iyi bakın bu yazıyı iyi okuyun. Bakın Fatih Hoca'ya... Sezonun ilk yarısındaki heyecanı, coşkusu ve isteği var mı? Morali bozuk, konsantrasyonu kaybolmuş ve hayal kırıklığı yaşıyor. Benim tanıdığım Fatih Hoca, şimdiye kadar çoktan ortalığı duman etmişti. Ama bu duruşunun ve tavrının ne kadar doğru olduğunu görüyordur.
Galatasaray, sezonun ilk bölümünün sonlarına yaklaşılan bir dönemde, karışıklık ve küçük hesaplar içinde yoluna devam etmeye çalışıyor. Aslında bu sezon birçok insanın beklemediği derecede iyi gidiyor ve sarı kırmızılı takım ligin zirvesinde. Son haftalarda artık su yüzüne çıkmaya başlayan kısır döngü ve G.Saray'a fren olan çıkar çatışmalarının play-off'ta, hatta play-off sonrasında da devam edeceği aşikar. Peki problem ne?
G.Saray maalesef kuşatma altında! Öyle ya, sezon başında sahaya çıkan neredeyse bütün oyuncularına kadar "Toplama" olan bu takım lider ve play-off neredeyse garanti. Önemli olan play-off ve G.Saray değil. Önemli olan kişilerin çıkarları ve istekleri. Maalesef; G.Saray yine kişisel hırs ve egoların silah olarak kullanıldığı bir kuşatma altında. Zamanlamaya dikkat edin. Sezon başında ilk Belediye maçından sonra ve sonrasında G.Saray'ın puan kaybettiği dönemde hep bu planlar devreye giriyor. Yönetimin içinde ve Florya'da hep bir beklenti var; "Kaybetsek de devreye girsek!"
Amaç, Terim'in "Yeter artık" demesi Evet, "Olur mu?" demeyin. Yönetim içindeki problemlerin asıl neden olduğunu da sanmayın. Amaç, Fatih Terim'in "Yeter arık" demesi. Çünkü sezon başından beri benim bile şaşırdığım derecede değişmiş ve sakin bir Fatih Hoca var. Ama bu, görünen hali. Sıkıntının boyutunu tahmin edersiniz. Onlarca isme rağmen "Yapılmayan" transferler ve ileriye bakması gerekirken geriye dönüp hem kendi içinde, hem de rakipleri ile uğraşan ve aslında en büyük kötülüğü kendisine yapan bir G.Saray var. Fakat hem yönetim içindeki, hem de Florya'daki hesap yapanlara hatırlatmak istediğim tek şey var. 31 Mayıs 2012. Bu tarih Fatih Hoca'nın sözleşmesinin bitiş tarihi. Siz bakmayın opsiyona falan. Sezon sonu mukavele bitiyor. Her yıl yeniden konuşulacak olan sözleşme varken bu acele niye? Biraz sabredin, sezon sonu istediğiniz olur. Ama işi garantiye almak varken !!!
Şimdi sıkıntılı ve mutsuz. Bu hali de yüzünden okunuyor. Kulübe bir takım için her şeyi anlatır Bakın Fatih Hoca'ya. Sezonun ilk yarısındaki heyecanı, coşkusu ve isteği var mı? Kulübe bazen bir takım için her şeyi anlatan yerdir. Kulübedeki Fatih Hoca artık morali bozuk, konsantresi kaybolmuş ve hayalkırıklığı yaşayan bir görüntü içinde. Ben, hoca bugüne kadar nasıl patlamadı ona şaşırıyorum. Benim tanıdığım Fatih Hoca şimdiye kadar çoktan ortalığı duman etmişti. Ama bu duruşunun ve tavrının ne kadar doğru olduğunu kendiside görüyordur. Çünkü sakin kalması gereken tek kişi o. Tekrar ediyorum, G.Saray toplama bir takımdır bu yeni kadroyu bu kadar kısa sürede bu seviyeye taşımak çok zordur. Bunun değerini önce yönetimin bilmesi lazım. G.Saray taraftarı zaten hocaya memnuniyetini ve sevgisini gözteriyor ama onlar da bu tarihe dikkat etsin ve unutmasın. Fırsatı kaçırdınız
Lider bir takımın süreçte dahli olmayan ve arkası ile ilgilenmemesi gereken bir takımın geriye dönüp bir tartışma içine girmesi, olsa olsa fren yapmaktır. Geriye bakan, geleceği göremez. G.Saray'ın geleceği rakiplere verilecek okkalı cevaplarda değil, yapılacak ses; getirecek transferlerdeydi. Yönetim nasıl bir fırsatı kaçırdığının farkında değil. Farkına vardıklarında ise uluslararası bir ligin oyuncusu olmak yerine mahalli ligimizin bir parçası olduğunu anlayacaklar.
Düz yola konulan bariyerler gibi... Devre arasında yapılmayan transferlerin de G.Saray'ın önündeki düz yola konulan bariyerler olduğunu söylemem lazım. Çünkü Shaqiri, Amrabat ve Suarez gibi oyuncular sadece sezonun geri kalanında değil, uzun yıllar G.Saray'da oynayacak ve hem bu seneyi, hem de gelecek yılları kurtaracak isimlerdi. Ben bu transferleri yapılamayan değil yapılmayan transferler olarak görüyorum. Kaldı ki, bu oyuncular, devre arası almadığın zaman fiyatı; düşecek yada talibi azalacak oyuncular da değil. G.Saray istese bu oyuncuları alabilecek maddi ve manevi güce sahip bir kulüp. Peki ne oldu şimdi? G.Saray ilk yarıda yakaladığı müthiş havayı üstüne yapacağı transferler ile rüzgara çevirme ve rakipleri ile arasına güç farkı koyma şansını kaybederek tartışmalarla, cevap vermelerle içerisinde olmadığı şike sürecenin bir parçası haline gelmek üzere.
Bugün bitti yarın var mı? Sayın Başkan fazlaca iyi niyetli ve G.Saray'ı seviyor. Çünkü yönetim içinde bu değişikliği yapmazsa kendisi değişebilir. Sayın Başkan, yönetim içindeki bu çatlakların "çok seslilik" olduğunu düşünüyor. Bense "çok eşlilik" diyorum. İlerki haftalarda ya ciddi bir patlamayı ya da G.Saray'a zarar getirmekten başka hiçbir işe yaramaz"