Aysal'dan Demirören'e çok SERT!

Galatasaray'da Başkan Ünal Aysal, birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. Aysal'ın sözleri burada...

Geçen sezon tarihinin en başarısız günlerini yaşayan Galatasaray'da Adnan Polat'ın yerine başkanlık koltuğuna oturan Ünal Aysal şampiyonluğa giden süreci Zaman Gazetesi'ne anlattı.

Hem yeni bir yönetim hem teknik heyet hem de yeni oyuncularla zorlu maratondan alınlarının akıyla çıktıklarını dile getiren Aysal, "şike olaylarının patlamasıyla, 'Bu sistemde ne işim var' diyerek gitmeyi bile düşündüğünü ifade etti.

TFF Başkanı Yıldırım Demirören'in, Galatasaray'a kupa vermemek için bütün gece direndiğini belirten Aysal, Demirören'in şampiyonluk kupasını Ayhan'ın eline attığı dile getirdi.  İşte Aysal'ın Zaman Gazetesi'ne verdiği röportajın dikkat çeken noktaları;

- Play-Off'taki düşüşü neye bağlıyorsunuz?
 
"Bu kupanın diğer kupalardan farklı bir tarafı vardı. Normal ligi oynadık ve puan farkını yakalayınca rehavete kapıldık. Önüne de ikinci bir koşu konulmuş gibi düşündü oyuncularımız. Fenerbahçe ise bizi yakalamak için bunu bir şans olarak gördü. Onlar güçten düşmedi, bilakis bu şanslarını iyi değerlendirmek için final serisinde daha moralli oynadı."

- Sezon başında hem yönetimin hem de takımın yeni kurulması bir risk miydi?

"Evet. Ama biz bu riski almak zorundaydık. Takım sıfırdan kuruldu. Düşünün son Kadıköy'de oynadığımız F.Bahçe maçında sahada Hakan Balta dışındaki bütün oyuncular yeniydi. Diğeri ise yepyeni bir yönetim işbaşındaydı. Bunun sancılarını çok yaşadık. İtiş kakışla anlaşmanın yolunu bulduk."

- Yönetim sorunlarını nasıl çözdünüz?

"Fikir ayrılıklarını hoşgörüyle yönettim. Bazı şeyleri duymadım, görmedim."

- F.Bahçe şampiyon olsaydı ne düşünürdünüz?

"Geriye bakarak düşündüğüm zaman şunu görüyorum. Eğer biz Play-Off'un son maçında kupayı kaybetseydik çok ciddi bir moral bozukluğu olurdu. Çünkü ne yaparsanız yapın, ne kadar uğraşırsanız uğraşın bazı insanlar formülü bulup yine şampiyon olabiliyorlar diye düşünülürdü."

- Demirören'in size ve F.Bahçe'ye verdiği kupa görüntülerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

"İki resmi yan yana koyarsanız her şey ortaya çıkar. Gerçi bizde fotoğraf çekilecek durum yoktu. Saracoğlu'nda ışık yoktu. Stat sulana sulana göl olmuştu. Ayaklarımız suya batarak kupa aldık. Hatta almadık, Federasyon Başkanı kupayı Ayhan'ın eline attı. Vermemek için de bütün gece direndi."

- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan devreye girmeseydi kupayı alabilir miydiniz?

"Hem alabilirdik hem de alamazdık. Şöyle ki, devletin temsilcisi vali ile futbolun otoritesi Federasyon oradaydı. Bütün bir gece kupayı almak için çok uğraştık ancak bir türlü vermediler. Sonunda devreye Başbakan'ımız girdi. Onun talimatıyla yarım saat içinde ortam hazırlandı. Burada Federasyon'un tarafsızlığından bahsedemeyiz."

- 21 günlük hak mahrumiyetini değerlendirir misiniz?

"Böyle bir cezayı neden aldım anlamadım. Spor ahlakına uygun davranmadığım içinmiş. Ben Federasyon'un seçmeniyim. Ben Federasyon'u kritik etmezsem kim edecek? Zaten herkes Federasyon'dan korkuyor. Aslında bu durumda kendilerini sorgulamaları gerekiyor. Beni arayan herkes verilen cezanın ne kadar komik olduğunu söylüyor. Ben bunu yapmazsam nasıl kulüp başkanlığı görevimi yürütebilirim?"

- Şike soruşturması yüzünden ceza alacağınızı düşünüyor musunuz?

"Biz UEFA'dan ceza alacağımızı kesinlikle düşünmüyoruz. Çünkü gerekli tedbirlerimizi aldık. Buna devletimizin de müsaade edeceğini zannetmiyorum. Başbakan'ımızın da bizi koruyacak tedbirleri alacağını düşünüyorum. Başka takımlara verecek cezalar da çok fazla bizi ilgilendirmiyor."

- Sezon başında yönetim içinde Terim'i oyladınız mı?

"Bunların hepsi şehir efsanesidir. Hiç kimse oylanmadı. Seçildiğim günün ertesinde Fatih Terim'le randevulaştık. Karşılıklı olarak uzun ve çok yararlı bir görüşme yaptık. Ben Fatih hocayı gelmeden önce biraz araştırdım. Geldikten sonra da yönetimde hiç kimseyi konuşturmadım.

- Terim için 'heyecanını kaybetmiş' açıklamasından pişman mısınız?

"Maalesef sezon başında Fatih Terim konusunda şu farkı yakalayamamışım. Fatih hocanın o günkü hafif tedirginliğini heyecan kaybı olarak değerlendirmişim. Ancak zamanla şunu fark ettim ki eski Terim'le yeni Terim arasında daha tedbirli davranma ve tecrübe farkı varmış. Bunu da aradan bir yıl geçtikten sonra rahatlıkla söyleyebiliyorum."

- Hocanın takımdan ayrılması gündeme geldi mi?

"Abdurrahim Albayrak hem çok sevecen hem de çok heyecanlı bir yöneticidir. Zaten onu sempatik yapan da bu heyecanıdır. Fatih Terim'le Florya'da bire bir yaşıyor. Herkesin olduğu gibi Terim'in de zaman zaman farklı duygular yaşadığı oluyor. Böyle bir olayı da Albayrak yaşamış. Yönetim içinde bazı arkadaşların konuşması hocamızı rahatsız etmiş. Böyle sinirli bir anında da Albayrak beni aradı. Ancak ben ona sakin olmasını tavsiye ettim. Hocamız da sakinleştikten sonra bunları unutarak ne kadar iyi bir profesyonel olduğunu zaten gösterdi."

TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları