"Baros'un varlığı pozitif etkiliyor"

Fenerbahçe ve Trabzonspor karşılaşmasında attığı gollerle Galatasaray taraftarının sevgilisi haline gelen Johan Elmander, GSTV'ye önemli açıklamalarda bulundu.

Galatasaray’ın İsveçli futbolcusu Johan Elmander, GSTV’de yayınlanan “Son Pas” programına açıklamalarda bulundu.

Önce Fenerbahçe derbisiyle başlayalım. Müthiş bir mücadele oldu, Galatasaray çok iyi bir oyun ortaya koydu ve sen de bir gol, bir asistle bu galibiyette önemli bir rol oynadın. Neler söylemek istersin bu karşılaşmayla ilgili?

Kesinlikle Fenerbahçe maçından ötürü çok mutluyum çünkü takım olarak gösterdiğimiz üst düzey bir performans, üst düzey bir mücadele gücü var. Maçın içinde baktığımızda, rakibimiz önemli bir rakip olmasına rağmen Fenerbahçe’nin girdiği herhangi bir tehlikeli, çok doğru düzgün bir pozisyonu yok diye nitelendirebilirim. Kendi performansımdan da memnunum o maç için çünkü sizin de belirttiğiniz gibi attığım bir gol ve yaptığım bir asist var. Yaptığım asistin sonucunda gelen çok güzel bir gol var o yüzden genel olarak maça baktığımızda Fenerbahçe maçına hem bireysel olarak hem takım olarak iyi bir mücadele, iyi bir oyun sergilediğimizi düşünüyorum.

Galatasaray taraftarına hayranlığını her fırsatta dile getiriyorsun ve Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da ilk kez derbi atmosferi yaşadın. Normal maçlardan çok daha farklı bir seyirci vardı o gün. Bunu nasıl değerlendiriyorsun?

Gerçekten mükemmel bir atmosfer vardı Fenerbahçe’ye karşı full stadyum, devamlı sizi destekleyen bir taraftar grubu, bayraklar, 90 dakika boyunca yapılan tezahüratlar. Hayatımda beni en çok etkileyen atmosferlerden biri oldu. Bir kere de İsveç Milli Takımı’nda bu tip bir atmosfer yaşamıştık, Paraguay’a karşı 1-0 kazandığımız bir maçtı ve Berlin’de Almanya’da 60 bin İsveçli vardı ama sıralama yaparsam kesinlikle Fenerbahçe maçındaki atmosferi hayatımdaki ilk sıraya koyabilirim.

Fenerbahçe’ye kaydettiğin golle Galatasaraylı tarafların deyimiyle artık “gerçek bir Galatasaraylı” oldun. Bu konudaki görüşlerini alalım.

Çok mutluyum böyle bir sıfatı kazandığım için, gerçek Galatasaraylı olduğum için. Zaten maçtan birkaç gün önce şehir merkezine indiğimde taraftarlarla buluşma şansım oldu ve taraftarların da bana aynı şekilde mutlaka gol atmam gerektiğini, gol atınca gerçek Galatasaraylı olacağımı söylemişlerdi. O yüzden böyle bir gol atmaktan da çok mutluyum.

Bu galibiyetle birlikte Galatasaray zirvenin de yeni sahibi oldu. Liderlik takımın, daha doğrusu oyuncuların kendilerini olan güvenlerinin artması için çok önemli bir olgu. Bu konudaki görüşlerini alalım.

Aldığımız galibiyetler çok önemli. Bu galibiyetlerin sonunda lider olmak bizleri ve taraftarımızı daha da motive ediyor.

Galatasaray, ligin en zor deplasmanlarından Trabzon’da 3 puanı 3 golle aldı. İyi oyunla alınan bu galibiyet liderliği devam ettirdi. Bu karşılaşmayı nasıl değerlendiriyorsun?

Fenerbahçe maçında yapmış olduğumuz güzel işleri Trabzonspor maçına taşıdık. Bunu başarınca güzel bir galibiyet geldi. Bulduğumuz erken gol galibiyette yardımcı oldu. Böyle zorlu bir deplasmanda önemli bir 3 puanla ayrıldık.

Attığın güzel bir gol var. İki ayağını da çok iyi kullanabiliyorsun.

İki ayağımı da kullanabiliyorum. Sol ayağımla da attığım bazı goller var. Bu gol de onlardan bir tanesi.

Son 2 maçta, attığı gollerden sonra Kazım’la yaşadığınız bir gol sevinci var. Bu sevinçten bize bahsedebilir misin?

Aramızda olan bir şaka, bir eğlence olarak nitelendirebiliriz.

Milan Baros’la birlikte oynamak performansını arttırıyor mu?

Aslında 4-4-2 sistemine alışmış ve bu sistemde oynamış bir futbolcuyum. Ama sonuçta bu hocamızın kararıdır. Baros’la oynamak beni pozitif yönde etkiledi. Çok koşan mücadele eden bir oyuncu. Rakip savunma için çok önemli bir tehdit. Dolayısıyla onunla beraber oynamak performansıma pozitif katkı yapıyor.

Önümüzdeki hafta rakip Orduspor. Rakip son 5 maçından mağlubiyetle ayrıldı. Teknik direktör değişimi de söz konusu. Bu karşılaşmayı nasıl değerlendiriyorsun?

Ordu maçında da mutlaka zor bir mücadele bizi bekliyor. Aynı Türkiye Ligi’ndeki bütün maçlarda olduğu gibi. Her maç burada zor geçiyor Ordu maçı da mutlaka böyle geçecektir. Sizinde söylediğiniz gibi bir hoca değişikliği var. Hoca değişiklikleri takımları pozitif etkileyebilir. Çünkü yeni gelen hocaya futbolcu kendini göstermek isteyebilir. Ama bizim son maçlarda çıkışta olduğumuz, göstermiş olduğumuz bir performans var. Aynı şekilde orada devam ettirdiğimiz sürece galip geleceğimizi düşünüyorum.

Maç sonrası istatistiklere baktığımızda forvet bölgesinde görev yapan bir oyuncu olmana rağmen neredeyse 11 kilometreye yakın mesafe kaydettiğin görülüyor.

Bu benim oyun karakteristiğimde olan bir özellik. Devamlı mücadele eden, devamlı koşan, takımı için bir şeyler yapmaya çalışan bir oyuncuyum. O gün gününüzde olmayabilirsiniz belki futbol anlamında ama en azından takım için mücadele etmeniz gerekiyor. Burada kim gol atarsa atsın önemli olan takımın başarısı. Takımın başarısı içinde herkesin mücadele etmesi gerekiyor.

Geride kalan 15 haftaya baktığımızda 6 gol kaydettin ve Galatasaray’ın en golcü ismi durumundasın. Kendi performansını nasıl değerlendiriyorsun?

Tabi ki kendi performansımı değerlendirmem çokta kolay değil. Başkalarının benim hakkımda yorum yapması belki daha kolay olabilir. Dürüst olmam gerekirse son haftalarda gösterdiğimiz performanstan gayet memnunum. Her zaman belirttiğim bir şey var. Önemli olan takımın galibiyeti, önemli olan takımın başarısı. Bende bu başarıda birazcık gollerimle pay sahibi olabiliyorsam bu beni mutlu eder. Özellikle taraftarı mutlu edebildiğim için beni de otomatikman mutlu ediyor. Her zaman söylediğim gibi kim gol atarsa atsın önemli olan takımın kazanması.

Deneyimli bir oyuncu olarak Semih Kaya ve Emre Çolak hakkında neler söylemek istersin? Tomas Ujfalusi’nin çok güzel benzetmeleri var ikisi içinde.

Çok iyi ve çok yetenekli futbolcular. Saha içindeki performanslarına baktığınızda kesinlikle genç bir oyuncu olarak nitelendirmezsiniz. Çünkü çok tecrübeli oyuncular gibi oynuyorlar. Bence bu takılan isimleri, Messi’yi de Pique’yi de hak ediyorlar.

Galatasaray son haftalardaki performansıyla zirvenin sahibi olurken, son 4 haftada önemli rakiplere karşı galibiyet serisi yakaladı. Bu seriyi nasıl değerlendiriyorsun?

Tabi ki bu tip seri ve galibiyetler takım için pozitif etkenler yaratıyor. Her zaman galip gelmek istiyorsunuz ve bu takım içindeki havayı da pozitif yönde etkiliyor. Şimdi önümüzde iki maçımız daha var. O iki maça da iyi konsantre olup iki maçtan da güzel sonuçlarla ayrılıp ilk yarıyı lider olarak tamamlamak istiyoruz.

Galatasaray’ın son maçlarına baktığımız da belki de en önemli noktalardan biri deplasmanlarda zorlu rakiplerle oynanmasına rağmen 6 maçta kalesini gole kapatması. Bunda takım savunmasının da altını çizmemiz gerekir. Takım savunması da her zaman en öndeki futbolcudan başlar. Senin bile son dakikalarda savunmasına gelip top çıkardığını görüyoruz. Bu konu ile ilgili görüşlerini alabilir miyiz?

Defansif anlamda da çok iyi işler yaptığımız doğru bu da dediğiniz gibi istatistiklere yansıyor. 6 deplasmanda maçında gol yememek bir takım için çok önemli bir şey. Takımda herkes birbiri için mücadele ediyor, herkes birbiri için fedakarlıkta bulunuyor. Bunu takıma baktığınızda görebilirsiniz. Antrenmanda da bu konuda yoğunlaşıyoruz. Defansif oyunculardan bir tanesi atağa katıldığı zaman veya birkaç tanesi atağa katıldığı zaman diğer arkadaşlarının otomatikman onun yerini alması gerekiyor. Biz de bunu maç içinde fazlasıyla uyguluyoruz. Antrenmanlarda da üzerinde durduğumuz bir konu. Daha önce de söylediğim gibi takımın başarılı olması adına bu çok önemli bir unsur. Önemli bir defans bloğuna sahibiz. Ujfalusi’yi bunun içinde sayabiliriz. Ujfalusi tabiri caizse defansın babası konumunda. O sorumluluk alan önemli bir futbolcu.

Kariyerine baktığımızda önemli takımlarda forma giydin ve derbi heyecanları yaşadın. Burada da ligin ilk yarısındaki bütün derbileri geride bıraktın. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor maçlarına çıktın. Kıyaslaman gerekirse daha önce yaşadığın derbilerle Türkiye’deki oynadığın derbiler arasında ne fark vardı?

Kariyerimde önemli derbiler oynadım ama Galatasaray – Fenerbahçe derbisi en önemli derbiydi diyebilirim. Buradaki atmosfer daha önce görmediğim bir atmosferdi. Danimarka’da oynarken de önemli derbilere şahit oldum ama ilk sıraya Galatasaray – Fenerbahçe’yi koyabilirim.

Biraz da İsveç milli takımıyla ilgili görüşlerini almak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Avrupa Şampiyonası grupları belli oldu. D grubunda Ukrayna, Fransa ve İngiltere ile mücadele edeceksiniz. İsveç’in şansını nasıl değerlendiriyorsun?

Zor maçlar bizi bekliyor. Biliyorsunuz ilk maç Ukrayna ile olacak. Ukrayna kendi evinde olduğu için taraftarını arkasına alarak maça çıkacak. Ukrayna maçını anahtar maç olarak değerlendirebilirim. Onun haricinde İngiltere ve Fransa futbol ülkeleri ve bu yüzden bizi onlarla da çok zor maçlar bekliyor. İsveç’in gruplardan çıkma şansı olduğunu düşünüyorum tabi ki biraz da şansa ihtiyacımız var.

Dünya futbolunda seni değerlendirirsek golcü bir oyuncu olmana rağmen çok farklı bir tarza sahipsin. İdol olarak seçtiğin herhangi bir oyuncu var mı?

Tek bir isim vermem çok zor çünkü ne gençliğimde ne şu anda tek bir idolüm olmadı. Gençken Gullit, Van Basten gibi isimlere hayranlığım vardı. Şu anda Ronaldo, Messi gibi oyuncuları çok takdir ediyorum ama herhangi bir isim vermem şuanda doğru olmaz.

Programımızın yavaş yavaş sonuna geliyoruz. Son olarak Galatasaray taraftarına nasıl bir mesaj göndermek istersin?

Böyle bir taraftar grubuna sahip olmaktan dolayı çok mutluyum, çok gururluyum diyebilirim. Özellikle taraftarımıza hediye ettiğimiz Fenerbahçe galibiyeti ve şu anda lider olmamız tabi ki önemli. Şu ana kadar hep yanımızda oldular ve bundan sonraki maçlarda da bizi yalnız bırakmayacaklarından eminim.

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları