Bu mu kurtarıcı?

Mersin İdmanyurdu galibiyetinin ardından spor yazarları birbirinden önemli değerlendirmelerde bulundu. İşte sarı-kırmızı yorumlar...

Galatasaray, Mersin İdmanyurdu deplasmanında 3-1'lik galibiyet elde ederek puanını 60'a yükseltmeyi başardı. Spor yazarları maçın ardından sarı-kırmızılı takımın kazandığı penaltının kırılma anı olduğuna dikkat çekerken bireysel performansın maça damgasını vurduğunu kaydetti. Akşam gazetesi yazarlarından Bahri Havadır'ın yaptığı Aydın Yılmaz yorumu ise herkesin kulaklarını çınlatacak cinsten...

İşte spor yazarlarından Mersin İdmanyurdu karşılaşması değerlendirmesi;

AHMET ÇAKIR / ZAMAN

"Rakip savunma yerleşik durumdayken Necati'ye verdiği gol pası, sadece Engin'in yapabileceği bir işti. İkinci yarıdaki müthiş şutunun direkten dönmesi talihsizlikti. Ortaalanda Melo'nun yokluğundan doğan mücadele ve sonrasında hücum etkinliğini de o üstlendi. Oyunun en sıkıntılı anında Aydın'ın girer girmez taşıdığı topla Necati'nin zekâsı birleşip penaltı doğunca çoğumuzun aklına 2007 Aralık ayı ve Konya geldi. O da Cim Bom'un müzmin yeteneklisi, hiç değilse 5 yılda bir yararı oluyor takıma! Bazen buna bile razı olunabiliyor. Hakem açısından rahat bir maçtı ama Barış Ataş'ın ilk sarısı hatalı, penaltı da 'Necati aldı' itirazına yol açacak nitelikteydi. Dolayısıyla kararları oyunu etkiledi. Sarı Kırmızılı takım rahat kazanması gereken maçı yine azap içinde tamamlarken Engin'le Necati maça damgalarını vuran adamlar oldu"


"Lig maçlarında her zaman takımların bir korkusu vardır o da deplasman maçlarıdır. Nedeni, hem alışmadığı bir sahada oynayacaktır hem de tribünleri dolduran seyirci sahadaki rakibini galibiyete iten güçtür. Dün de herkes Mersin İY'nin, G.Saray karşısında bir çok dezavantajı olmasına rağmen maçtan en azından bir beraberlik koparacağını düşündü. Ama hakem Özkalfa maçın berabere bitmesini istemedi. 82. dakikada verdiği penaltı G.Saray'ı galibiyete götürdü. Bana da yazımın başlığı çıktı: G.Saray deplasman dinlemiyor. Sarı-Kırmızılı takımın puan olarak rakipleriyle arasını açtığı bir gerçek. G.Saray sahada çok iyi mücadele ediyor ve deplasmanda da kendisini destekleyenleri mutlu ediyor. G.Saray defansı artık oturdu. Sağ bek Eboue, Ujfalusi, Semih ve Hakan geri dörtlünün vazgeçilmez futbolcuları oldu. G.Saray'ın en güzel taraflarından birisi de orta sahasında ayağındaki topu çok iyi kullanan ve topu kaybettikleri zaman arkadaşlarına yardıma gelen futbolculardan oluşması. Kim bunlar; Engin, Selçuk, her zaman kanatlarda oynayan Emre ve Antalyaspor'dan son dakikada transfer edilen Necati"

LEVENT TÜZEMEN / SABAH

"Elmander ve Selçuk'un kaçırdıkları gol pozisyonlarını vuruş öncesi dondurup "Bu pozisyon ne olur?" diye yarışma yapsan herkes "Kesin gol olur" diye cevap verir. Elmander vuruş konusunda ağır kaldığı için golü kaçırdı. Emre'nin mükemmel pasını Selçuk kaleye bakmadığı ve ezbere vurduğu için golü atamadı. Mersin'in ilk yarıda rakip ceza alanında "Ayak izi" bile yoktu. Kazınırken yanlışları görmek ve 3-1'lik skorun arkasına saklanmamak gerekir. Mersin'de alınan üç puan çok önemli ama Galatasaraylılar'ın şansın da yanlarında olduğunu görmeleri gerek. İkinci yarıdaki maç bitti laubaliliği, sorumsuzluğu ve top kaybı sarı-kırmızılıların en büyük defosuydu. Necati ayrılırken Galatasaray'ın en golcü ismiydi. Bereketiyle geldi. İki zor deplasmanda (Gaziantep ve Mersin) Galatasaray'ı üç golüyle taşıdı. Emre Çolak, sadece top ayağındayken oynamamalı. Boşa çıkıp pas istemeli. Daha çok sorumluluk almalı. Bu yeteneği var. Engin serbest oynadığında çok verimli oluyor. Necati'nin golündeki asisti klastı ama Engin, sahada çenesini değil sadece ayaklarını konuşturmalı"

BAHRİ HAVADIR / AKŞAM

"G.Saray'ın sezon başından bu yana belki de böylesine ilk kez durağandı... Elmander sakatlandığı anda Terim'in yüzündeki ifade 'Bir bu eksikti...' der gibiydi... Oyunu forse edecek hemen hemen hiçbir isim yoktu... Taki 28. dakikaya kadar... O anda Engin'in kişisel becerisi, Mersin'in beş kişilik savunmasının üzerinden Necati'nin yükselip kafayı vurup golü atması maçın en pozitif anıydı... Uyumakla uyumamak arasında direnenlere gol biraz olsun iyi gelmişti... Sonra bir iki kez Emre Çolak'ın Hagi'yi anımsadan 'artistik pasları' geceye hareket getirmeye çalıştı o kadar... İkinci yarı Barış'ın Selçuk'a bodoslamasına dalıp kırmızı kart görmesiyle başladı... G.Saray 10 kişi kalan rakibinin üzerine gidip biraz tempo yapar mıydı acaba? Engin'in arapasları, üst direkten dönen şutu, Sercan'ın, Selçuk'un golleri kaçırmasıyla biraz gaza basılmıştı ama istenilen düzeyde değildi... Hatta Erhan'ın golü G.Saray'ın kimyasını bozmuştu... Aydın oyuna girerken 'Bu mu kurtarıcı?' denildiği duyuldu... Ama penaltıda başrol Aydın'ındı...  Fatih Terim'in öğrencileri müthiş, insanı heyecan fırtınası içinde tutan bir oyun sergileyemedi ama önemli olan kazanmaktı ve onu yaptılar... Gecenin en önemli ismi hiç kuşkusuz Necati Ateş'ti..."

MERT AYDIN / FOTOMAÇ

"Galatasaray aslında Sercan gibi bir oyuncunun girişiyle kontratak bulma şansı yakalamıştı. Ama nedense bir türlü kontraya çıkamadılar. Barış'ın atılmasıyla ibreyi yeniden lehine çeviren Galatasaray'ın o ikinci golü atamaması Mersin'i cesaretlendirdi. Aslında ikinci yarının ortalarında Eboue yorgunluk sinyalleri vermişti. Fatih hoca, Sabri'yi oyuna almak üzereyken Engin sakatlanınca Fildişili oyunda kaldı. Duran toptan golü yiyen G.Saray'ın reaksiyonu iyi oldu. Paniğe kapılmak yerine bir kişi fazla olduklarını hatırladılar. Ardından penaltı ve Necati'nin golü geldi. Şunu söylemek gerek. G.Saray, böyle maçlarda işini çabucak halletmeli. Daha zor maçlarda sıkıntı yaşayabilirler"

ATİLLA GÖKÇE / MİLLİYET

"Günün adamı Necati'ydi... Yaptıkları ve yapamadıklarıyla... Ama elinden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışan samimi bir gayret içindeydi. Attığı iki golün yanı sıra takımına kazandırdığı penaltı, emeğinin sonucunda gelen haklı bir ödüldü. Ödülü Selçuk gole çevirdi. Skor tabelasını belirleyen üçüncü golde emektar Sabri'nin katkısı çok önemli... Mersin İdmanyurdu, o kadar dağınık ve halsizdi ki, Sabri atağı başlattığında kaleci Hakan'a yakın tek defans oyuncusu vardı. Joseph Boum güç halle yetişti... Sabri vurdu, Hakan'dan döndü. Necati vurdu, Hakan'dan döndü ve o boşluk içinde dönen topa Necati yeniden vurup farkı yaratan adam oldu. Necati'nin ayağına sağlık... Tamam da... Adında “Süper” sözcüğü yer alan bir lige böyle bir gol yakışır mı? Nurullah Sağlam'ın savunma alfabesini takımına yeniden öğretmesi gerekiyor"

GÖKMEN ÖZDEMİR / VATAN

"Engin Baytar çok büyük bir futbolcu. Sorunları, sorumsuzluğu, sahadaki çılgınlığı beni hiç ilgilendirmiyor. Türkiye'de onun yeteneklerinde 2. bir yerli olduğunu düşünmüyorum. Topla her hamlesi 4-5 hamle sonrayı planlayarak. Yani Engin topu ayağından çıkardığında en az gol vuruşuna kadar pozisyonu hesaplıyor. Bu G.Saray için hem şans hem de şanssızlık. Şans çünkü Engin gibi bir oyuncu her maçı takımı adına çözebilir. Şanssızlık çünkü Engin'i takım içinde anlayan ve onunla berabere hareket eden futbolcu sayısı az. Dün Necati'ye mükemmel bir gol attırıp takımı adına pozitif işler yaptı sahada. Ve son olarak Aydın Yılmaz. Bugün birçok yerde Aydın, G.Saray'ı kurtardı cümlesini okuyacaksınız. Ama peşin peşin söyleyeyim. Onun G.Saray'a o kadar çok borcu var ki 40 metrelik bir depar hesabı kapatmaz""

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları