Denizli itiraf etti! "G.Saray'dan..."

Mustafa Denizli, Fatih Terim'in ayrılması sonrasında Galatasaray'dan sürpriz bir teklif aldığını itiraf etti. İşte o sözler, detaylar...

Azerbaycan Ligi takımlarından Hazar Lankaran'ın başında teknik direktör görevini sürdüren Mustafa Denizli, Milliyet'e özel bir röportaj verdi. Sezon ortasında Galatasaray'dan sportif direktörlük görevi aldığını itiraf eden Denizli, Fenerbahçe ile de Ersun Yanal öncesidne görüşmelerde bulunduklarını ifade etti. Denizli ayrıca Türkiye'deki kulüp yöneticileri için de oldukça sert ifadeler kullandı.

İŞTE O RÖPORTAJ...

O, kırılması zor rekorların sahibi...
O, zirvelerin adamı...
Söylemleriyle gündemi değiştiren...
Öngörüleriyle hep 12’den vuran...
Mesleğine katma değer ekleyen, üç BÜYÜK takımı ŞAMPİYON yapan, Milli takımı 5. torbada alıp 2. torbada bırakan adam.
Evet..
Mustafa Denizli.
Tek sevmediği “boş durmaktır” bilirsiniz.
Tercihlerine de bazen sevinir, bazen hayret edersiniz.
Bir bakmışsınız ki Almanya’da... Ardından İran...
Gün gelir üç büyükler dar gelir, ver elini Rize...
Şimdi, Azerbaycan’da Hoca... Tabi ki...
O nerede, biz orada!
Bakü’ye yelken açtık, kapısını bir kez daha çaldık...
Maçını izledik, gün boyu birlikte olduk...
Gündeme dair aykırı sorular sorduk, ‘Dobra -Dobra’ yanıtlar aldık..
Denizli, iki gün sürecek bu söyleşide söylemleriyle yine gündemi değiştirecek, yine ezberi bozacak.


Bakü’deki Hilton Oteli’nde buluştuk Denizli ile... Kayıt cihazını açtım, minik fotoğraf makinamı çıkardım, bir yandan soruları soruyor, diğer yandan da fotoğraf çekiyorum.
“Denizli, Türk futboluna borçlu mudur, alacaklı mıdır?” sorusuyla girdim söyleşiye... Denizli, durdu, bir süre düşündü, başladı yanıtlamaya:
 *“O kadar güzel bir soru ki, ne diyeceğimi bilemiyorum. Ben Türk futbolundan dünyayı aldım. Ama borcumu hâlâ ödeyemedim. Bu benim cevabım... Bunu dışarıdan herhangi bir kişiye sorsan, beni futbolculuk hayatımdan bugüne kadar takip eden birisine sorsan belki farklı cevap verir. Ama bizim bu ülkeye, yaşadığımız müddetçe futbola borcumuz bitmez. Borcunu ödediğin zaman sondur demek ki... Her şey güzeldir. Şu anda her şey güzel olmadığına göre daha borcumuz var.”

Dünyayı aldım dediniz hocam?
 * “Parayı, şöhreti her şeyi aldım. Karşılıksız mı aldım? Hayatta hiçbir şey karşılıksız değildir. Dünyayı aldım derken, dünyalarımı da verdim. Futbola başladığım zaman 15 yaşındaydım. Neredeyse yarım yüzyıla yakın oluyor. Şu anda 64 yaşındayım.”

Yani, emeklilik yaşınız gelmiş hocam? Artı, bu kaçıncı sürgün? Daha doğrusu sürgün mü? Terfi olmadığı da kesin?
 * “Futbolda ülke değiştirmek sürgünse sürgün diyelim. O zaman bizim ülkemize gelen yabancı hocalar da sürgünde! Ben buraya gelmeden önce 7 tane kulüpten çok cazip ve ciddi teklif aldım. Bunlardan üçü Türkiye’de şampiyonluk yaşamış takımlardı. Buraya gelişim bir sürgün mü değil mi okuyucu ona karar verir. Ülkemde iş mi bulamadım? Ülkemde büyük takımlardan teklif almadım da mı buraya geldim?”

Hocam, gizlisi saklısı yoksa, şu teklifler nereden geldi?
 * “Kulüplerden aldığım tekliflerin çok fazla bilinmesine gerek yok. Fenerbahçe ile görüştüm. Bursaspor ile Hikmet Karaman ayrıldıktan sonra görüştüm. Sezonun başlangıcından sonra da Galatasaray ile görüştüm. Sportif direktörlük teklif edilmişti.”

Galatasaray’ı niye kabul etmediniz?
 * “Galatasaray bu dünyaya adım attığım yer. Teklif çok onur verici. Her kulüpten teklif almak benim için çok onur vericidir. Yetiştiğim bir kulüpten aldığım teklif çok aceleci bir davranıştı. Ölçülüp biçilmesi gerekiyordu. Galatasaray’ın bekleme süreci yoktu.”

Burak aynaya bakmalı

Hocam, Türkiye’nin en golcü ismi Burak Yılmaz için ne söylersiniz?
* “Burak çok gelgitler yaşıyor. Golcülükten bahsetmiyorum. Sevinçlerden, hüzünlerden bahsediyorum. Burak çok önemli bir silah. Ama bir türlü kendi gibi olamıyor. Hep başkalarından bir şeyler almaya çalışıyor. Buna ihtiyacı yok. Kendisi gibi olsun yeter. Mesela, düşündüğü bir şeyi yerine oturtamıyor. Bu giyiminde, gol sevincinde de böyle. Hep değişiklikten yana. Burak başkalarından bir şey alacak değil, başkalarının ondan bir şey alacağı çapta bir futbolcu. Ama Burak’ın biraz kendiyle ayna karşısında oturup konuşması lazım. Hiç çekinmeden her soruyu kendine sorup, kendi içinde en doğru biçimde cevaplaması lazım. Bundan çok faydalanacaktır. Hatta gerekirse kendine bir yaşam koçu bulmalı. Bu hiç kötü bir şey değil. Ben de zamanında aldım. Ve ondan ricam, vücut dilini iyi kullansın.”

Ya Drogba?
* “Bilalcim bu soruna cevap vermeyeyim!”
Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları