Engin Baytar için dedi ki...

Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Doğan, Galatasaray Televizyonu'na gündeme dair değerlendirmeler yaptı. İşte Doğan'ın önemli sözleri burada...

Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Doğan, Galatasaray Televizyonu'na gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Doğan, Engin Baytar'a verilen cezadan yeni sezon beklentilerine kadar birçok konuda açıklama yaptı.

Engin Baytar'a 11 maçlık bir ceza verildi. Futbol şubesinden bu cezaya itiraz geleceği şeklinde görüşler var. Hukuktan sorumlu yönetici olarak siz bu konuda neler söylemek istersiniz? Kulübün tavrı ne olacak?
"Biz itirazda bulunacağız. Biz futbolcumuzun yaptığı hareketi asla savunmadık. Hatta biz kendimiz de buna terbiye edecek bir ceza vereceğiz. Ceza hukukunda belki 17. yy.da ya da 18. yy.da cezalar sadece kişiyi cezalandırmak için verilirdi. Fakat 19. ve 20. yy.a geldiğimiz zaman cezaların bir parçada terbiye edici olması lazım. Komple karşınızdakini yıkmak içi değil onu terbiye etmek için vermek durumunuzdasınız. Disiplin talimatlarına baktığımız zaman bu tip bir olay olduğu zaman 5 ile 10 maç arasında bir ceza öngörülür. Neden 5 veya 10 maçta neden sabit bir ceza değil? Mesela hakeme bir fiil olduğunda, bir federasyon görevlisine fiil yapıldığında neden 8 maç değil de 5 veya 10 maç denilmiş? Bunun yorumunu yapmak lazım. Konumuz olan olayda bizim futbolcumuz son derece saygısızca bir şekilde hakemin yakasına yapıştı ve bir saniye kadar tuttu ve bıraktı. Zaten orada bir topluluk vardı. İtirazlar oluyordu. Şimdi ben şunu sormak istiyorum. Hakemin yakasına yapışıp bırakanla, hakeme tokat atan veya hakeme yumruk atan veya eline bir sopa alıp hakeme vurup kafasını yaran kişinin cezası aynı mı olacak? Neden bu soruyu soruyorum? Öyle bir sınırdan veriyorsunuz ki cezayı en üst sınırdan veriyorsunuz. O zaman yarın, öbür gün bir başka oyuncu Allah korusun kimse istemez ama herhangi bir takımda, herhangi bir hakeme karşı ya da herhangi bir federasyon görevlisine karşı çok daha ağır fiil işlediğinde sizin verecek cezanız kalmıyor. Demek ki burada bir adaletsizlik var. Bu çok önemli bir mevzu. Siz en üst sınırdan veriyorsunuz. En üst sınırdan vereceğiniz bir durum hasıl olmadı. Burada fiziki müdahale diye disiplin yönetmeliği açıkça ifade ediyor. Şimdi bunu değerlendirmek federasyonun, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun görevi. Bu bize çok kolaycılık olmuş gibi geliyor. O açıdan biz buna itiraz edeceğiz. Tabii ki bir ceza verilmesi lazım. Tabii ki bu saygısızlığın karşısında bizim futbolcumuzun da kendine çeki düzen vereceği ve bunu anlayabileceği şekilde ceza olması lazım ama bu en üst sınırdan verilecek ceza asla değil ve olamaz, olmamalı."

Twitter'da veya çeşitli sosyal platformlarda taraftarların tartıştığı çok önemli bir konu daha var. Başka hareketler de vardı geçmişte futbolculardan hakemlere yada rakip takımın oyuncularına yönelik olarak. Irkçılığı buna bir örnek olarak verebiliriz. Irkçılığa verilen cezanın bunun yanında çok ağır kalması toplumda sizce nasıl bir yargı uyandırabilir?    
"Geçmişte olan olayları insanlar hatırlıyorlar. Mesleği veya görevi yargı olan toplumda adaleti sağlamakla görevli olan kişilerin bu yorumları yaparken çok dikkatli olması lazım. Bizde görüyoruz twitter'da veya sosyal medyada veya yazılı basında bu çokça çıkıyor. Bunu ben şuna benzetiyorum. Baklava çalan veya ekmek çalan çocuğa 5 yıl ceza veriliyor da, işte çok daha toplumun genel yaşantısını etkileyen bir konuda suç işleyene de 6 ay ceza veriliyor o da tehir ediliyor gibi bir şey. Bunu ona benzetebiliriz esasında. Çok doğru bir tespit. Yani cezayı verirken çok dikkatli olacaksınız. Bu kurallar geçmişte de vardı, yarın da olacak bugün de varlar. Bir insicam olması lazım, toplumda infial duygusu yaratmamak lazım. Toplumda sanki bir tarafı tutuyormuşsunuz gibi veya bir tarafın karşısındaymışsınız gibi bir görüntü sergilememeniz lazım. Çünkü bir toplumu toplum yapan, bir devleti devlet yapan şey adalet duygusudur. Her şeyden önce eğer adalet olmazsa veya adaletin tecelli etmediği insanlar duygusu tarafından algılanırsa o zaman herkes kendi hakkını bu sahada olabilir, hayatın başka yerlerinde olabilir. O zaman herkes kendi hakkını kendisi aramaya kalkar. O sebeple de yargı mensuplarına çok büyük görev düşer toplumda. O yüzden zaten bütün batılı toplumlarda yargı mensupları avukatlar olsun, hâkimler olsun, savcılar olsun toplumun en saygın duyulan kişileridir. Çünkü adalet dağıtırlar ve adaletin gözü kapalıdır. Meşhur bir heykel vardır. Elinde terazi, gözü kapalı, bir elinde kılıç vardır. Herkese eşit davranacaksınız, adil olacaksınız ve toplumda da adalet duygusunu yerleştirecek şekilde hareket edeceksiniz. Yoksa ondan sonra bakın geçen sene yaşadığımız olaylar ortada. Hala bunun yankıları devam ediyor. O zaman kimseyi tatmin edemezsiniz, toplumu tatmin edemezsiniz ve bu sonuçta bir kaosa sebep olur. O sebeple daha ligin başındayız. Bir hukukçu olarak da çağrım biraz daha itinalı olmak. Kimsenin bilinçli olarak bir şey yaptığını düşünmüyorum. Disiplin kurulları açısından da bu geçerli. Muhakkak bazı değerlendirmeler içerisinde yaptılar ama daha hassas olmak gerekiyor bence. Çok önemli kararı verirken tabii ki vicdanınızla veriyorsunuz ama toplumun dengelerini de bu anlamda toplumun duygularını düşüncelerini de çok daha fazla değerlendirmeniz lazım ve ona göre karar vermelisiniz."

Erzurum'da oynanan mücadelede Galatasaray Spor Kulübü'ne de 75 bin liralık bir ceza verildi. Arena'da geçtiğimiz sezon Galatasaray taraftarı centilmenliğiyle çok ön plandaydı, sadece deplasmanda oynanan maçlarda çıkan küçük olaylardan ötürü ceza alınıyordu. Yine böyle bir durum söz konusu bu konuyla ilgili nasıl bir açıklamada bulunmak istersiniz?

"Burada konuşulması gereken bir çok konu var. Biz geçmişte de özellikle deplasman maçlarımızla ilgili olarak federasyona çeşitli başvurularda bulunduk ama maalesef bugüne kadar hukuk felsefesini tam ifade edemedik gibi geliyor. Yapılan hareketi tasvip etmemiz asla mümkün değil. Karşımızda kim olursa olsun belli kurallar var, o kurallara göre seyircimizin, taraftarımızın hareket etmesi lazım. Öncelikle bir kere stada meşale girmesi yasak. Taraftarsanız eğer takımınıza destek vermek istiyorsanız bunu kurallar çerçevesinde yapacaksınız. Fifa'nın ortaya koymuş olduğu bir maç tarifi var. Bir maç niye yapılır? Objektif koşullar içerisinde eşit şartlarda iki takımdan hangisinin diğerine üstünlük sağlayacağının tespiti için maç yapılır. Maçın tanımı budur. Objektif şartlardan bir tanesi de sahaya fiziki müdahale olmamasıdır. Siz sahaya müdahale yaparsanız, sahaya bir şey atarsanız bu kuralı bozuyorsunuz. Demek ki Türkiye'de ki her maça gelen kişinin bu kurala uyarak gelmesi gerekiyor. O anlamda ayrı düştüğümüz bir şey yok. Fakat Galatasaray olarak bizim federasyonumuza sürekli söylediğimiz bir şey var. Objektif sorumluluk denilen bir kural var ya da kusursuz sorumlulukta deniyor buna. Biz kendi stadımızda oynarken güvenlik bize ait yani güvenlik teşkilatını özel güvenliği biz getiriyoruz. İstanbul Emniyeti'nden polisimiz var. Arama yapıyoruz bileti biz satıyoruz. Bileti sattığımız kişiden biz mesulüz. Biletin bedelini de biz alıyoruz. Burada her türlü sorumluluğumuz var. Fakat deplasmanda bir maça gittiğimiz zaman özellikle Anadolu'da bu çok oluyor maalesef. Saha bizim değil yani ev sahibi değiliz. Stadın güvenliği bize ait değil. Statta ki özel güvenlik bize ait değil. Yabancı olduğumuz bir şehir netice itibariyle emniyetiyle sürekli görüşüyoruz. Çünkü biliyorsunuz her stadın kendine has şartları var. Fiziki konumu var. Gelen taraftarın profili var. Bu sebeple biz sürekli emniyetle ilişki içerisindeyiz İstanbul'da ama dışarıda değiliz. Biletten kazanılan parayı da biz almıyoruz ama birileri giriyor sahaya bir şey atıyor ya da küfür ediyor. Oradan Galatasaray sorumlu oluyor. Eğer biz geçen sene eğer 100 birim ceza aldıysak seyirciyle ilgili bunun  5 birimi Türk Telekom Arena Stadı'ndaki ufak tefek maalesef yaşamak istemediğimiz usülsüzlüklerden oldu ama yüzde 5'tir. Yüzde 95'i deplasmanda olan olaylardan oldu. Bunun da çok ciddi tartışılması lazım. Para kazanmıyorum, bilet talep etmiyorum taraftarım için. Sen para kazanmak için oraya birilerini alıyorsun. Tabii ki Galatasaray taraftarı diye adlandıracağız sarı kırmızı giyinmiş gelmiş ama içinde kötü niyetli insanlar da olabilir, Galatasaraylı olabilir, olmayabilir. Bunun da dengesinin sağlanması lazım. Ben şunu da söyleyeyim Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş için yani Anadolu'nun her yerinde taraftarı olan Trabzonspor için çok ciddi bir sıkıntı. Bunun da muhakkak federasyon tarafından halledilmesi lazım. Bu kadar geniş bir objektif sorumluluk olamaz. O sebeple de biz federasyona bu konuda bilgilendirerekten tekrar üzerine giderek bu konunun en azından bizim bilet talep etmediğimiz maçlarda herhangi bir sorumluluğumuz olmaması gerektiği yönünde bir yönetmelik değişikli yapılmasına ikna etmek istiyoruz. O sebeple de 75 bin liralık ceza bakarsanız bizim için çok. İtiraz etmeyiz düşünmüyoruz şu anda. O anlamda bir kararımız yok ama 75 bin liralık bir ceza Galatasaray'ın ev sahibi olmadığı bir maçta, federasyonun ev sahibi olduğu, özel güvenliğin kimin tarafından getirildiği ortada. Bizim şehrimiz değil bizim stadımız değil. Böyle bir cezayı o anlamda ben ağır buluyorum."

Takım gerçekten çok güzel bir şekilde lige girecek bunu görebiliyoruz. 10'a 11 mücadele ettiğinde bile güçlü rakibine karşı üstünlük kurabilen bir takım kuruldu. İlk maçta rakip Kasımpaşa olacak nasıl bir futbol nasıl bir başlangıç bekliyorsunuz?
"Bunu genele yaymak lazım. Biz çok ciddi bir yatırım yaptık takıma. Geçen sene de yaptık bu sene de yapmaya devam ediyoruz, yine yapacağız. Çünkü şunu kabul etmek lazım dünya da ki en çok popülaritesi olan spor dalı futbol. Bizim de lokomotifimiz de futbol. O zaman bizim hedefimizde dünya çapında kalıcı başarı olduğuna göre takımımızı bizim Avrupa'da ve Dünya'da ilk 10 kulüp içerisine sokmak. Bu hedefiniz varsa zaten Galatasaray forması da her maça kazanmak için çıkıyorsa, ister özel maç olsun ister resmi maç olsun kazanmak için çıkıyorsa Kasımpaşa maçını da tabii ki kazanmak için çıkacağız. Bunun yanında tabii eğer güzel futbol oynuyorsanız,  göze hoş gelen bir futbol oynuyorsanız sonuçta insanlar eğlenmek için geliyorlar o da yanında bonusu oluyor. Ben tabi ki takımımızın her maçı kazanacağını düşünüyorum. O inançla gidiyoruz. Teknik heyetimize futbolcularımıza tüm emeği geçecek olan diğer yardımcı personele, doktorlarımıza, malzemecisine, masörüne hatta bize yemek pişiren aşçısına hepsine güzel bir sezon diliyorum."
Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları