Galatasaraylı futbolcular Johan Elmander ve Kazım Kazım, Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan programda soruları yanıtladı.
Galatasaraylı futbolcular Johan Elmander ve Kazım Kazım, Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan "Kamp Günlüğü" programına konuk oldu.
Elmander programda yaptığı açıklamada, "Galatasaray çok büyük bir camia, çok önemli bir isme sahip. Çok büyük bir taraftar topluluğuna sahip. Çok önemli bir teknik adamla, Fatih Terim’le çalışma fırsatım olacaktı. Bu etkenler bir araya gelince burayı seçtim" dedi. Galatasaray’ın yeni transferlerinden Johan Elmander ve Galatasaray’ın milli futbolcusu Kazım Kazım bizlerle birlikte. Yeni bir dönem başlıyor bu sezon Galatasaray için geçen yıl belki çok iyi geçmedi ama Fatih Terim’le birlikte yeni bir hava yakalandı. Bu kuşkusuz geride kalan çalışmalarda net olarak gözlemlenebiliyor. Ne söylemek ister yeni dönem için Kazım’la başlayalım.
Galatasaraylı futbolcular Johan Elmander ve Kazım Kazım, Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan "Kamp Günlüğü" programına konuk oldu.
Kazım: Sizinde belirttiğiniz gibi geçen sezonu iyi bir yerde bitirmedik. Mutlaka ama artık bunları bir kenara bırakmamız lazım. Artık bunları unutmamız lazım ve yepyeni bir sayfa açmamız gerekiyor. Tabi ki geçmiş sezondan da dersler alarak yepyeni bir sayfa açmamız gerekiyor. Şu anda da teknik direktörümüz Sayın Fatih Terim. kendisiyle ilgili çok fazla bir şey söylememize gerek yok. Zaten geçmişte yaptıkları ortada. Geçmişteki başarıları ortada. Bence şu an teknik direktör olarak gelebilecek en ideal isimdi kendisi en iyi isimdi. Zaten o geldi. En iyi seçenek oydu ve o geldi. Çünkü bizi çok iyi tanıyan ve çok tecrübeli bir teknik direktör. Aynı zamanda ligi de çok iyi tanıyan bir teknik direktör. O yüzden bu durumdan çıkartacak tek isim diye düşünüyorum. Yabancı bir teknik direktör geldiği zaman işler farklı oluyor biliyorsunuz. Buraya alışması, ligi tanıması, burada oynanan futbolu anlaması bir, iki sezonu alabiliyor. O yüzden yeni hocamızla beraber yepyeni bir sayfa açtık.
Fatih Terim’le Milli Takım’dan diyaloglarını biliyoruz. Çok güzel bir muhabbet içerisine girdiğinizi gözlemlemiştik bu güne kadar. Haliyle tabi ki ona çok fazla güveniyorsun ve şu ana kadar antrenmanlarda bu güvenini ortaya koyduğunu görüyoruz.
Kazım: Tabii ki bir futbolcu için hocanızın size güvenmesi gerçekten çok önemli. Sizin için çok pozitif bir durum. Fatih Terim’in de bana ne kadar güvendiğini biliyorum. O yüzden bu size mutlaka bir güven veriyor. Yani onun için elinizden gelen her şeyi yapmanız gerekiyor. Bunu da sahada göstermeniz gerekiyor. Ama işler kötü gittiğinde bile onun size duyduğu güven sizi fazla stres altına sokmuyor. Çünkü biliyor ki bugün olmadı ama bir gün mutlaka bu beklentiye cevap vereceksiniz. O yüzden bir hocayla futbolcu arasında bu tip ilişkinin olması çok güzel bir şey. Bu sadece benimle değil. Çünkü Fatih hocamızın sadece bana değil, bütün takım üzerinde böyle bir inancı var. Bütün takıma güveni sonsuz. Onun haricinde beklentilerle oynamaya, bu tip beklentileri karşılamaya ben alıştım diyebilirim. Çünkü Türkiye’ye ilk geldiğimden günden beri bu tip beklentiler zaten en üst seviyede. Bu tip beklentilerin olması da mutlaka sizi ekstradan motive ediyor. Çünkü bazı inanmayan insanlar da olabiliyor size. Ama onların düşüncelerini değiştirmek için elinizden geleni yapıyorsunuz. O yüzden bu tip beklentiler de size ekstra olarak yansıyabiliyor.
"BENİ ÇOK İYİ KARŞILADILAR"
Elmander takıma Avusturya kampına katıldın. 3-4 gündür takımla birlikte çalışıyorsun. Şu ana kadar nasıl gözlemledin ortamı? Ne söylemek istersin?
Elmander: Buraya ilk geldiğim günden beri bütün futbolcuların bana yaklaşımı çok olumlu. Sadece futbolcuların değil bütün çalışanların bana yaklaşımı çok olumlu. İnsanlar birebir ilişkiye çok açık. Çok dürüst insanlar. Beni çok iyi karşıladılar. Takımla antrenmanlara başlayınca mutlaka daha değişik oluyor. O havayı daha iyi hissediyorsunuz. Grubun içine daha fazla katılmış oluyorsunuz. Gözlemlediğim kadarıyla çok olumlu çok pozitif bir topluluğa sahibiz.
Geçen sezon kendisi de çok iyi biliyor ki iyi bir sezon geçirmedi Galatasaray. Bu sezon Avrupa Kupaları’nda yok ama ligde ve Türkiye Kupası’nda ciddi bir beklentisi var. Fatih Terim gibi Avrupa’nın en önemli teknik adamlarından birisi göreve geldi. Bunun için ne söylemek ister?
Elmander: Galatasaray için iyi bir sezon geçmedi. Bunu artık çok fazla düşünmemek gerekiyor. Önümüzdeki sezon daha iyi şeyler yapıp daha iyi performans sergileyip mutlaka Avrupa’ya gitmemiz gerekiyor. Galatasaray gibi çok büyük bir camiada oynuyorsunuz. Beklentilerin fazla olması tabii ki doğal. Çünkü çok büyük bir taraftar grubuna hitap ediyorsunuz. O taraftar grubunu mutlu etmeniz gerekiyor. Onların da beklentisi tabii ki bizi başarılı görmek. Deminki soruda da belirttiğim gibi şu ana kadar saha içinde yaptığım gözlemlerde iyi bir kadroya sahibiz. Bir futbolcu gurubuna sahibiz. O yüzden güzel şeyler yapacağımızı düşünüyorum.
"BU SEZON BİZİ KAMÇILAYACAK"
Geçen sezonun neden kötü geçtiğiyle ilgili Kazım’ın düşüncelerini merak ediyorum?
Kazım: Futbol böyle bir oyun. Futbolda kesinlikle sonucu tahmin edemiyorsunuz. Ne olacağını tahmin edemiyorsunuz. Çıkarsınız Real Madrid ile maç yaparsınız, Manchester United ile maç yaparsınız, kazanırsınız. Ondan sonra bir kupa maçında alt ligden bir takıma da yenilebilirsiniz. O yüzden tam sebebini söyleyemeyeceğim. Çünkü futbolda gerçekten ne olacağı tahmin edilemiyor. Zaten bunu söyleyebilecek olsam bunun sebebini bilsem belki daha önce söylerdim. Belki o zaman bunlarda hiç yaşanmazdı. Ama bence yaşanan her şeyden olumlu bir şey çıkarmamız gerekiyor. Demek ki geçen sezonun yaşanması gerekiyormuş. Geçen sezonun o şekilde geçmesi gerekiyormuş. Geçen sezon o şekilde geçtiği için bu durum bu sezon bizi kamçılayacak. Daha fazla motive edecek ve daha fazla başarılar sağlayacak diye umuyorum.
Yeni bir sayfa açıldı. Yeni bir dönem başladı. Geçen sezonu futbolcularda kafalarından silmek istiyor. Bunun için yaz tatili son derece önemliydi. Nasıl geçti bu anlamda?
Kazım: Tatilimiz çok uzun bir zaman değildi açıkçası. Ama bunu hepimiz normal karşılıyoruz. Çünkü kötü bir sezon geçirdik. Yeni bir sezon geçirdik, yeni bir hocamız var. Onunla bir an önce buluşup bir an önce antrenmanlara başlamamız gerekiyordu. Yeni futbolcular imza attı. Yeni oyuncularımız var. Hep beraber kötü geçen sezonun ardından bir an önce toplanıp yeni sezon hazırlıklarına başlamamız gerekiyordu. Onun için çok uzun bir tatil sürecimiz olmadı. Bu süreç için 10 gün Girne’ye gitme şansım oldu. Orada uzun zamandır görmediğim aile bireyleri vardı. Onun dışında eşimle ve çocuğumla da birlikte tatile gittim.
BABA OLDUKTAN SONRA...
Özellikle bebeğin olduktan sonra aile kavramı yakalanıyor. Babalık süreci ve aile yaşantısı şu anda nasıl geçiyor?
Kazım: Babalık duygusu mükemmel bir duygu, apayrı bir şey. Daha önceki hayatıma da bakarsak bu zamana kadarki belki de en büyük başarım, beni gururlandıran ve haz veren bir olay baba olmak. Çok farklı bir duygu. Doğduğu zaman ilk önce ben kucağıma aldım. Göbek bağını ilk ben kestim. Bunlar çok farklı duygular. O yüzden baba olmadan bunu anlamak imkansız. Johan Elmander de buna katılır. Kendisi de iki çocuk sahibi. O yüzden o da bu duyguları çok iyi bilen bir insan. Baba olmadan bu duyguları tarif etmek çok zor. Ama bir seviye atladığımı düşünüyorum. Şu ana kadarki yaşadığım şeyler ve baba olduktan sonra, bir seviye atladığımı düşünüyorum. Çok farklı bir duygu. Her gün yeni bir tecrübe oluyor. Yavaş yavaş konuşmaya başlıyor, farklı hareketler yapmaya başlıyor, yürümeye başlıyor. O yüzden anlatılmaz, yaşanması gereken bir duygu.
Daha önce Toulouse ve Bolton takımlarında forma giydin. Bu takımların belki de sisteminden dolayı, aynı zamanda Fransa Ligi’nin de özelliğinden dolayı takım çok fazla ofansif oynamadığı için gol sayın 11-12 ortalamalarında kalıyordu. Ama bu sezon Galatasaray’ın ciddi bir hücum gücü var ve biraz daha farklı bir sistemde oynayacaksın. Bunu nasıl değerlendirirsin?
Elmander: Forvet oyuncusu olduğunuz zaman etrafınızda oynayan ofansif oyuncuların fazla olması ve size destek vermesi çok önemli. Sizin performansınızı da mutlaka olumlu yönde etkiliyor. Toulouse’da oynarken 4-5-1 sistemiyle oynuyorduk. Ben tek forvettim. O yüzden fazla destek veren oyuncularımız yoktu. Bolton’da da nispeten yine aynı şekilde. Ama şu anda Galatasaray’dayım tabi. Demin de söylediğim gibi bir forvet oyuncusunun mutlaka etrafında onu destekleyen ofansif oyuncuların olması çok pozitif bir durum. Ama ne olursa olsun burada önemli olan takımın başarısı. Bizim baz aldığımız bu. Galibiyetler geldikten sonra golleri kimin attığı çok da önemli değil açıkçası.
"MÜCADELEYİ SEVİYORUM"
Teknik direktör Fatih Terim’in daha önceki dönemlerinden de prese dayalı bir oyun oynattığını gayet iyi biliyoruz. Milan Baros çok fazla koşan ve pres yapan bir oyuncu hücum bölgesinde. Kazım, Arda ve yeni transfer Selçuk da aynı şekilde. Sana baktığımız zaman 13.500 metre koşu ortalaman var. Çok fazla pres yapan ve koşan bir oyuncusun. Bu anlamda baktığımızda herhalde rakip savunmaların korkulu rüyası olacak bir hücum hattı ortaya çıkıyor…
Elmander: Rakiplerin korkulu rüyası olur muyuz onu şimdiden kestiremiyorum. Onun için bir şey söyleyemeyeceğim ama ben zaten futbolcu karakteri olarak mücadele etmeyi seven, presi seven bir oyuncuyum. Çünkü normal futbol oynuyorsunuz o zaman gününüzde olmayabilirsiniz, çok fazla top tutamayabilirsiniz, topla çok fazla olumlu şeyler yapmayabilirsiniz ama hiç olmazsa son düdüğe kadar, takım için mutlaka mücadele etmeniz gerekiyor. Benim için de zaten önemli olan bu ve takımın başarısıdır. Bu yüzden şunun garantisini verebilirim; kötü oynasam bile mutlaka o presi yapacağım ve mücadele edeceğim.
Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’nın tadını aslında tam olarak çıkaramadık geçen sene. Aslında baktığımızda bize en büyük coşkuyu da Fenerbahçe maçında attığı golle Kazım yaşatmıştı. O statta belki de en fazla ses o anda çıktı ve stadın desibel rekoru da orda kırıldı. Bu sezon o stadın keyfini daha fazla çıkartmak istiyoruz. Kendisi de o atmosferi bilen biri olarak, yeni sezonda takımın sahip olacağı hücum atmosferini de düşündüğümüzde, Elmander, Kazım, Arda, Selçuk, Baros ve belki de yeni transferler… Bu hücum hattını düşündüğümüzde hiç o atmosferi hayalinde canlandırdı mı?
Kazım: Mükemmel bir stada sahibiz. Stat için söyleyecek çok fazla bir kelime bulamıyorum. Buraya gelmeden önce yeni formalarımızın çekimi vardı o yüzden stada gittik ve orada birkaç çekim yaptık. Hiçbir taraftar olmamasına rağmen orada sizi büyüleyen bir atmosfer var. Biliyorsunuz geçen sene çok iyi geçmedi ve bizim yeni stada geldiğimiz zaman takım iyi gitmiyordu ama bir ses rekoru kırıldı. Takım kötü giderken bile Galatasaray taraftarı ses rekoru kırdı. Bence bu çok önemli bir şeydi. Galatasaray taraftarı gerçekten saygı duyulması gereken çok önemli bir taraftar topluluğu. Nereye gidersek gidelim mutlaka bizim arkamızda olan bir taraftar topluluğu. Yeni sezonda stada gelmeleri, stadı doldurmaları için birçok sebep var; yeni transferlerimiz var ve takımımıza katılacak yeni arkadaşlarımız da olacak. Yeni bir hocamız var ve kendisi çok önemli bir teknik direktör. Galatasaray taraftarları zaten bizi bugüne kadar hiç yalnız bırakmadı. Yeni sezonda da bizi aynı şevkle destekleyeceklerdir. Çünkü gerçekten yeni sezonda bizi desteklemeleri için birçok sebep var.
KAZIM'IN BOKS TUTKUSU
Son olarak şunu sormak istiyorum Kazım’a; kendisiyle boks mücadelesi seyrettik. Haye ve Klitschko’nun maçı vardı. Haye kaybetti belki ama Kazım’la birlikte Haye’i destekledik. Kazım aynı zamanda boks hareketlerini çok iyi yapıyor. Maç başlamadan önce yaptığı hareketler de vardı. Boksu çok seviyor herhalde.
Kazım: Futbolcu olmasaydım ya basketbol ya da boksla ilgilendirdim mutlaka. Bu iki spor da beni inanılma motive eden sporlar, çok sevdiğim sporlar özellikle boksu örnek verebilirim buna. Maçı beraber seyrettik ve Haye’i destekledim. İngiliz olduğundan değil. Birçok ortak arkadaşımız var onun dışında kendisi zamanını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde geçiriyor. Orada antrenmanlarını yapıyor ve şortunda Türk bayrağı da taşıyor o yüzden onu destekledim. Tabi Klitschko’ya da saygı duymak lazım çok önemli bir galibiyet aldı ama bir daha maç yapsalar Haye de artık yapacaklarını kafasında daha iyi tasarlayabilir ve rövanşı alabilir diye düşünüyorum. Futbolcu olmasaydım bu sporu 2 yapardım.
Zaman zaman boks hareketlerini ve dans hareketlerini yapıyor mu? Çünkü inanılmaz enerjisi var. Çok enerji dolu ve deşarj olmak için de insanlar zaman zaman böyle şeyler yaparlar.
Kazım: Aslında çok fazla enerjiden değil, hayat gerçekten çok kısa, o yüzden her yaşadığımız dakikanın, anın keyfini çıkarmamız gerekiyor. Hayatın tadını çıkarman gerekiyor, bunu Johan Elmander de biliyor. Diğer arkadaşlarımız da aynı şekilde. Daha önce yaşadığım tecrübeler, erken yaşta kaybettiğim, çok değer verdiğim insanlar oldu. O yüzden hayat çok kısa, bence her anın keyfini çıkarmak gerekiyor.
Futbolcu olmasaydım basketbolcu ya da boksör olurdum dedin, basketbolu da takip ediyor musun?
Kazım: Sadece basketbol olarak değerlendirmemek lazım. Her alanda, şarkıcı olabilir, basketbolcu olabilir, boksör olabilir ama her alanda işini iyi yapan insanları izlemekten zevk duyarım. İşini iyi yapan, fenomen olmuş futbolda bunun için Ronaldo’yu sayabiliriz. Basketbolda seyretmekten keyif duyduğum insanlar var, eskilere bakınca Michael Jordan’ı söyleyebilirim. Lebron James, Kobe Bryant gibi isimleri de bugün için sayabiliriz. Hepsinden bir şeyler öğrenmek, o an insanları seyretmek, kendime onlardan bir şeyler katabilmek bana keyif veriyor. Sadece basketbol anlamında değil, işini iyi yapan bütün insanları izlemekten keyif alıyorum.
Galatasaray Erkek Basketbol Takımı da geçtiğimiz sene müthiş bir sezon geçirdi ve önümüzdeki sezon Euroleague’de oynayacak. Seni basketbol maçlarında görebilecek miyiz?
Kazım: Önümüzdeki sezon onların maçına gitmek istiyorum, orada onları desteklemek istiyorum. Arda’nın da gittiğini biliyorum. Ben de ilk fırsatta kesinlikle gideceğim. Finallerin oynandığı zaman ben Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeydim. Onları oradan takip ettim ve destekledim. Daha önce statta yaptığımız bir organizasyonda basketbol takımından birkaç kişiyle tanışma fırsatı buldum. Tanıştığım, arkadaş olduğum, sevdiğim insanlar var takımda. Çok büyük işler becerdiler bu sezon, önemli başarı kazandılar. Önümüzdeki sezon da maçlara giderek onları desteklemek istiyorum.
Galatasaray 2-3 sezondur seni takip ediyor ve transfer olman bu sezona kısmet oldu. Galatasaray’ı ve Türkiye’yi tercih etmendeki sebepler nelerdi?
Elmander: Galatasaray çok büyük bir camia, çok önemli bir isme sahip. Çok büyük bir taraftar topluluğuna sahip. Çok önemli bir teknik adamla, Fatih Terim’le çalışma fırsatım olacaktı. Bu etkenler bir araya gelince burayı seçtim.
"BİZ SOĞUK DEĞİLİZ"
İsveçliler ve Danimarkalılar için çok soğuk olur derler ama biz şu ana kadar kendisini oldukça sıcak gördük. Sanki bir önyargı var kuzey insanlarına karşı. Bu konuda ne düşünüyorsun?
Elmander: Çok fazla söylenecek bir şey de yok. Bu bir yaratılış diye düşünebiliriz. Ama ben öyle değilim kesinlikle. Diğer İskandinav ülkelerinden gelen insanlar da öyle değil. Belki duruş öyle olabilir ama böyle bir şeyin olmadığını düşünüyorum.
Futbol haricinde takip ettiğin ve sevdiğin bir spor var mı?
Elmander: Bütün sporları seyretmeyi seviyorum. Ama bir spor söylemem gerekirse buz hokeyini söyleyebilirim. Buz hokeyini gayet yakından takip ediyorum. İsveç Ligi’ni yakından takip ediyorum. NHL’e de bir ilgim var. Bisiklet yarışlarını televizyonda gördüğüm zaman da mutlaka seyrediyorum. Bütün sporlara karşı ilgim var.
Nasıl bir aile yaşantın var? İstanbul’a uyum sağlayabilecek misin?
Elmander: Bunun şu anda yorumunu yapmak çok zor. Ama buraya gelmeden önce İstanbul’u 4 gün gezme fırsatım oldu. Bu 4 gün içinde hem ben hem de ailem gayet olumlu izlenimlerle ayrıldık İstanbul’dan. O yüzden bir sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum İstanbul’da.
Çok samimi, içten ve doğal konuşan Kazım’dan Galatasaray taraftarına olan mesajlarını almak istiyorum…
Kazım: Bu sezon sahada çok tutkulu, istekli ve cesur bir takım göreceklerini ve izleyeceklerini söyleyebilirim. Umarım ki o beklentilere takım olarak hepimiz cevap veririz.
Elmander’in de taraftarlara olan mesajını alalım.
Elmander: Özellikle geçen sezon gibi kötü geçen bir senenin ardından bu sezon taraftarımıza olan inancımız çok daha fazla. Zaten bizi destekliyorlar ama daha fazla desteklemeleri gerekiyor. Mutlaka bizimle beraber olmaları gerekiyor ki biz de hep beraber bir grup olup, onlara güzel şeyler yaşatalım.