Galatasaray hisselerini kim topluyor?

Aslında röportaj için uygun bir isim değil Mehmet Helvacı... 'Konuşmaz, konuşturmaz, istediğini vermez, söylemez, temkinlidir, prosedürü bilir ve en önemlisi 'avukat' damgası ile ürkütür sizi...

ÖZEL RÖPORTAJ: FATİH ŞAMLIOĞLU
fatihs@maksimum.net

Aslında röportaj için uygun bir isim değil Mehmet Helvacı... 'Konuşmaz, konuşturmaz, istediğini vermez, söylemez, temkinlidir, prosedürü bilir ve en önemlisi 'avukat' damgası ile ürkütür sizi...' Empoze edilmeye çalışılan tüm düşüncelere ve oluşabilecek tüm havaya rağmen nostaljik ahizemi kaldırıp, Helvacı'ya ulaşmanın ilk yolu olan ve yüzündeki o kocaman tebessüm bir an olsun eksilmeyen değerli sekreter  Mine'yi aradım, randevuyu talep ettim. Aklımda 'konuşmak istemiyor' cümlesini çağrıştıran ufak bir tereddüt...

Kısa bir süre sonra çalan telefon, röportajı müjdeledi ve tarihi kaosun izlerini yavaş yavaş silmeye başlayan Galatasaray camiasının belki de kader adamlarından biri olan Mehmet Helvacı'yı terletmek için hazırlıklar bir an önce başladım. Hazırlıklarımızı, araştırmalarızı yaptık; duyduklarımızı, bildiklerimizi teyit ettirdik ve kuşanmış bir şekilde Altunizade yollarına koyulduk.

'Kaburgacı Selim Baba'nın üstündeyiz' adres tarifi ilk etapta kulağıma hoş gelmese de Helvacı'nın ofisine ilk adımım serin duyguları da beraberinde getirdi. Ölüm sessizliğine bürünmüş, ağır hukuk kitaplarının süslediği bekleme salonunda Anayasa Hukuku kitabının yanında 'Ünal Aysal kapağına sahip Galatasaray Dergisi'nin Haziran sayısını ve Galatasaray Eğitim Vakfı'nın son 25 yılını anlatan ansiklopediyi görünce 'tamam' dedim, başlıyoruz...

Güzel bir bilardo masasının karşıladığı ferah bir odaya giriyoruz ve tüm avukatlar ve stajyerlerin arasından sıyrılarak Mehmet Helvacı ile röportajımıza o çok sevdiği ve masasından eksik etmediği 'akide şekerinin' eşliğinde startımızı veriyoruz.

"İSTİFA ETMEDİM! ÇÜNKÜ...."


- Adnan Polat dönemindeki direnişinizin temel nedeni neydi? Polat'ı istifaya zorlamak yerine neden siz istifa etmediniz?

"O direnişin temelde bir sebebi var. O da benim kişilik yapımdan kaynaklanıyor. İkincisi yanlış bir şey gördüğüm zaman, o yanlışa ortak olmam. Hiçbir şekilde bazı eleştirilerden kaygı duymam. Doğrusu neyse, yapılması gereken neyse, onu yaparım. Bunlar benim kendi doğrularım, ancak Galatasaray Spor Kulübü bir dernek. Bunu niye yapıyoruz, sevdiğimiz için. Ben, hayatımı Galatasaray'a borçluyum. Ben, eşimi Galatasaray Lisesi'nde buldum; hayatımı da orada kazandım. Şimdi biz o makamlara imajımız sarsılacak şeklinde bir düşünce ile gelemeyiz. Galatasaray'da ne zaman problem olsa ben konuştum; ben ekranlara çıktım! Neden? Çünkü kimse konuşmak istemedi ve konuların tamamına da ben hâkimdim. Burada da aynı şekilde Galatasaray'ın yaşadığı sorunlar varken; o sorunların ortadan kaldırılması gerekiyordu. Benim istifa etmem, o sorunları çözmeyecekti aksine sorunların devam etmesini sağlayacaktı. Bu sebepten dolayı da istifa etmedim."

Mehmet Helvacı, Adnan Polat ile arasındaki sorunların çıkış noktasını Türk Telekom Arena'da yaşanan olaylardan sonra yapılan açıklamalar üzerine kuruyor. Helvacı biraz kırgın, üzgün ama hala dik ve kararlı...


"POLAT, KENDİ TARAFTARINI ARKADAN VURDU!"

- Peki Adnan Polat'ı istifaya zorlamanızın altında yatan temel neden nedir?
"O sorunlar Türk Telekom Arena'nın açılışı sırasında yaşananlar ve o yaşananlardan sonra Adnan Polat'ın takındığı tavırlardı. Adnan Polat, bizi de istemeden o tavrın içine sokmak istedi. Biz de buna karşı çıktı. Sonuç olarak biz Galatasaray başkanına destek verirken; onun yanlışlarına destek vermek için orada bulunmuyoruz. Galatasaray başkanı yanlış yapmaz diye düşündüğümüz için destek veriyoruz. Ama Galatasaray başkanı, kendi taraftarını polise teslim edeceğini ve emniyet kameraları ile çekilen görüntüleri afişe edeceğini söylediği zaman onunla hareket etmek mümkün değildir. Zaten o anda görevi sona ermiştir Adnan Polat'ın... Galatasaray başkanı bu şekilde düşünemez, düşünüyorsa da istifa etmelidir. Ben Adnan Polat'a 'istifa' edelim diye talebimi ilettim, ancak kendisi bunu kabul etmedi. İstifa etseydi, sorun olmayacaktı."

"POLAT, G.SARAY BAŞKANI GİBİ DAVRANAMADI"

- 27 Mart'ta yapılan Mali Genel Kurul'da Adnan Polat kürsüye gelirken bir tek siz ayağa kalkmadınız? Bu durumu 'saygısızlık' olarak yorumlayanlar da oldu, sizce?
"27 Mart'taki Mali Genel Kurul'da ayağa kalkmama durumunun tabii ki bazı sebepleri var. Ancak bu orada başlamadı, Divan Kurulu'nda başladı. Ben, Adnan Polat'a her zaman bir Galatasaray başkanı gibi davranması gerektiğini söyledim ve uyarılarımı da hep bu yönde yaptım. Bu konuşmalarıma da şunu ekledim; 'Siz eğer Galatasaray başkanı gibi davranmıyorsanız, bu görev Galatasaray ikinci başkanına düşer. Benim orada ayağa kalkmama sebebim tam anlamıyla Galatasaray başkanlığına duyduğum saygıdan dolayıdır. Ben, o günler itibariyle Adnan Polat'ın Galatasaray başkanlığına saygı göstermediğini düşündüm ve başkanlık merciine olan saygımdan dolayı da ayağa kalkmadım."

"BEN DE LUCCA'DA OTURSAM GÖREMEZDİM"


- 27 Mart'ta yapılan Mali Genel Kurul'da, Adnan Polat kürsüye gelirken; sizin jest ve mimikleriniz dikkat çekti. Sizi gülümseten neydi?
(Mehmet Helvacı'ya "Mali Genel Kurul'da organizasyon vardı" iddialarını da sordum. Helvacı sessiz, konuşamam; açıklamayam" dedi.)

"Genel Kurul'da organizasyon olduğu konusunda bir şey söyleyemem, açıklayamam. Benim orada neden güldüğüm konusuna gelecek olursak. Bu süreç başlamadan evvel ben istifa çağrısı yaptım ve bu durumu kabul etmemesi durumunda da imza kampanyası yoluyla kendisini bu görevden indirmek için çalışmalara başlayacağımı söyledim. Kendisi istifa etmeyeceğini söyledi, bizler hakkında da olmadık laflar etti.


"ADNAN SEZGİN GÜNAH KEÇİSİ Mİ?"

- Sportif başarısızlıkta Adnan Sezgin'in adı vardı. Sezgin günah keçisi miydi?
"Ben, Adnan Sezgin'i yakın bir şekilde tanımam ve Sezgin ile ilgili referansım Adnan Polat'tır. Gelen tüm eleştiriler konusunda da Adnan Polat'a fikrimi söyledim. Ta ki Ali Sami Yen'de oynanan Ankaragücü maçına kadar. Maçtan sonra 'Ne yapmamız gerekir' diye kendi içerimizde konuşurken; Adnan Sezgin geldi ve 'Ya hoca ipleri elinden kaçırmış' dedi. Ben de ona 'Ne diyorsun sen? Senin sportif direktör olarak bunları söyleme hakkın yok. Bunu zaten herkes görüyor ve senin bunu daha önceden söylemen gerekirdi. Senin bize; -Hoca ipleri kaçırıyor- demen gerekirdi' şeklinde bir çıkışmam oldu. Olayın sözü budur. Sezgin, otoriteyi sağlayamamıştır."

HALDUN ÜSTÜNEL'E DEDİM Kİ...

"En büyük transfer Haldun Üstünel diye bağırıyordu taraftar. Ben de o gün canlı yayında Haldun Üstünel transfer değil, alt yapıdan dedim. Arda gibi tıpkı. Haldun Üstünel, Galatasaray camiasından çıkan bir figür, biz yetiştirdik onu. O dönemde söylediklerim yanlış anlaşıldı, daha doğrusu farklı şekillerde yorumlandı. Haldun Üstünel'in görevi bırakmaması gerekirdi ve kendisi ile de bu konu hakkında konuştuk. Ancak Üstünel'in istifasında o dönemde yönetim kurulundan talep ettiği bazı şeylerin yerine getirilmemesinin büyük bir payı var. Ben, kendisine sürekli bazı konularda telkinler verdim ve Üstünel'i bırakıp gitmemesi konusunda uyardım. Kendi tercihi ama bence yanlış yaptı."

"ÜNAL AYSAL'I DA ŞİKAYET ETMEM GEREKİYOR!"

- Adnan Polat'ı disiplin kuruluna sevk ettiğiniz ve o sevki onaylamayan Aysal ve yönetimini de disiplin kuruluna şikayet edeceğiniz söyleniyor. Aysal'ı neden şikayet etme gereği duyuyorsunuz?
"Adnan Polat'ı hem benim hem de Galatasaray'ın hakkında olmadık şeyler söylediği için şikayet ettim. Yönetim kuruluna da bu yönde bir dilekçe verdim. Ancak gelen haberler mevcut yönetimin bu dilekçeyi onaylamayacağı yönünde... Aslında Ünal Aysal ve yönetimini de şikayet etmem gerekiyor ancak bunu yapmayacağım. Ancak şikayet etme durumum bu sebeplerden dolayı değil. Galatasaray'ı yönetenler doğru konuşmak zorunda... Son Mali Genel Kurul'da hisseler ile ilgili bir yetki istendi ve bu hisselerin satılmayacağı söylendi. Tutanaklarda da bu var. Ancak şimdi ne yapıyorlar, hisseleri satmaya başladılar. Ben, Aysal ve yönetimini bundan dolayı şikayet etmem gerekir, ancak etmeyeceğim. Bu benim yapıma aykırı bir durum ancak bazı kriterler var. "


HİSSELERİ BİR KİŞİ Mİ TOPLUYOR (!)
DERİN GALATASARAY...


Hisse satışları Galatasaray'ın atardamarı... Helvacı'nın 'yanlışa' neden müdahale etmediğini soruyorum... Cevap; belki de Galatasaray'ın kaderini etkileyebilecek cinsten...

"Bu kriterlerin başında, doğruluğundan emin olmadığım fakat doğru olabileceğini düşündüğüm bazı bilgiler geliyor. Bu bilgilerde de bu hisselerin bir Galatasaraylı tarafından alındığı ve bir süre sonra kulübe hibe edileceği söyleniyor. Tabii bunların hepsini soracağım. Bir Galatasaraylı bir Galatasaraylıya fayda sağlıyorsa bundan şikayet yerine gurur duymamız gerekiyor. Şayet öyleyse ben de gurur duyarım."

- Peki kimdir bu hisseleri toplayan isim?
"Ona bana sormayın ancak herkes bu Galatasaraylının kim olduğunu tahmin ediyor. Gelen bilgiler ve konuşulanlar bir kişi üzerinden... Ancak bunların kesin bir şekilde ifade edemem ve sadece gelen bilgilerin olduğunu söyleyebilirim. Hisseler eğer bir kişide toplandıysa; o kişi de çıkıp açıklayacaktır. Buna mecburdur. Bazı yanlışlar yapılıyorsa da buna dur diyecek olan Galatasaraylılar vardır. Geçmişte bazı hatalar yapıldı ve daha sonra başkaları geldi bu hataları telafi etti. Kimse Galatasaray üzerinden plan yapmasın, buna Galatasaray camiası izin vermez."

"FRANK RIJKAARD BAŞLI BAŞINA BİR HATAYDI"


- Adnan Polat ile aranızdaki sorunların 'Frank Rijkaard' kararından sonra alındığı sıkça konuşuldu? Gerçekten Rijkaard kararı 'krizi' tetikledi mi?


Mehmet Helvacı, yerli teknik direktör adayı olarak iki ismi önermiş... Genç, yetenekli, farklı kulvarlarda da olsa kısa bir Florya geçmişi olan...

40 MİLYON EUROYA ŞAMPİYON OLACAK BİR 11...

- Başkan olsaydınız, Rehhagel'i takımın başına getirecektiniz. Peki sizin planladığınız transfer yapısı ile Aysal yönetiminin transfer politikası arasında ne gibi farklar var?
"Planımız Otto Rehhagel'i takımın başına getirmekti. Rehhagel'in yanına da bir ya da iki Türk hoca verecektik. O dönemde transfer listemizde bulunan oyuncuların maliyetleri de oldukça azdı. Şimdiki maliyetlere bakıyorum, gerçekten inanılır gibi değil. Rehhagel'den şampiyon olabilecek üç ayrı bütçe ile üç ayrı takım istedim. Ben yüklü bir bütçe ile hazırlanmış transfer listesi beklerken; Rehhagel bana 30, 40 ve 50 milyon euro'luk bütçeler çıkarttı ve kendisi de tercihini 40 milyon euro'luk listeden yana olduğunu söyledi. Rehhagel, o dönemde 40 milyon euro'luk şampiyon olabilecek bir takım kurabileceğini söylerken; şimdi yapılan bu transferlerin maliyetleri gerçekten inanılmaz."

"TERİM'İN TOPARLAYACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM"

"Fatih Terim ismi hiç aklıma gelmedi, Terim'i de üçüncü kez takımın başına getirmezdim. Ünal Aysal bir tercih yaptı ve umarım Fatih Terim, Galatasaray'a katkı sağlar ve kulübümüz başarılı olur. İnşallah yanlış düşünüyorumdur ama ben Terim'in takımı toparlayacağını düşünmüyorum. Ancak umarım ben yanlış düşünüyorumdur."

"ÜNAL AYSAL SÖZÜNDE DURMADI"


- Ünal Aysal'ın sadece ekonomik gücü olduğundan dolayı başkan seçildiği konuşuluyor?
"Ünal Aysal'ın her zaman ekonomik gücü konuşuldu ve bu da istese de istemese de seçim sürecindeki en büyük kozu oldu. Seçim döneminde sürekli Galatasaray'ın süratle ödenmesi gereken borçları masaya yatırıldı ancak bu durum aslında o şekilde değil. Şimdi bakalım, Galatasaray'ın borç stokunda bir azalma yok; aksine ciddi bir artma var. E peki, o zaman bu açıklamalar neden yapılıyor. Bu durumu iyice düşünmek gerekir. Ben bu durumu Aysal'a yakıştıramıyorum. Öncelikle dürüst olunacak, yalan söylenmeyecek ve iletişimde güçlü olunacak. Medyada da çeşitli manipülasyonlara mahal verilmemesi gerekir. Aysal'ın her söylediğinin arkasında durması gerekir."

- Peki Aysal'ın hangi sözünün arkasında durmadığını düşünüyoruz?
"Ünal Bey, bir şey söylemediği için bir şeylerin arkasında da durmasını beklemiyorum açıkçası. Ben, Aysal'ın bir seçim çalışması ya da planlaması içerisinde olduğunu görmedim. Aysal, sadece 'yapacağız, edeceğiz' dedi. Sadece bu... Hiçbir şey söylenemeyerek de Galatasaray başkan adayı olabilir, hatta başkan da olabilirsiniz. Ancak başarısız olduğunuz zaman kimse de sizden 'Şunu yapmadım' diyerek hesap soramaz. Tabii ki bu da ayrı bir strateji..."

"SEÇİMİ KAZANAMAYACAĞIMIZI ANLADIK"

- Başkan adaylığı sürecinde Ünal Aysal'ı hafife aldığınızı düşünüyor musunuz ve 397 oy almanız sizin için hayal kırıklığı oldu mu?
"Hayır! Ünal Aysal'ı hafife almadım ve benim için de 397 oy almak hayal kırıklığı olmadı. Ben seçimi kazanmak maksadı ile girdim ve maksadım da Galatasaray'da başkan olmak değil; Galatasaray'da başarılı başkan olmaktı. En büyük hedefim buydu. Ancak süreçte her şey bizim istediğimiz gibi gitmedi, biz de bazı hatalar yaptık. Bu hataların en başında da her zaman doğruları söylememiz geldi. Sürekli doğrular üzerinde durmamız da bizi bu sonuca sürükledi. Seçimlerin yapılmasına 5 gün kala seçimleri kazanamayacağımızı zaten görmeye başlamıştık ancak net 'Kazanamayacağız' dediğimiz an seçimlerden bir gün önce oldu."

- Adnan Polat ile yaşanan kavga olmasaydı seçimde daha da başarılı olabileceğini düşünüyor muydunuz?
"Tabii ki o süreçte yaşanan olaylar, bizim seçimdeki durumumuzu da etkiledi. Ben zaten seçime girerken de seçim sonuçlarını aşağı yukarı görebiliyordum. Sonuç olarak camianın etkin isimlerinin desteklediği ve ciddi bir ekonomik gücü kulüp için kullanacağı söylenen bir isim ile yarışıyorsunuz. Bunların hepsinin farkındaydık, biliyorduk. Seçime girme maksadımız da; Adnan Polat'ı oradan indirip, yerine başka birini de oturtmak değildi. Bu görünüşten ısrarla kaçındık. Ben zaten böyle bir durumda büyük bir risk alarak seçime girdim. Bana hiç kimse çıkıp da; 'Adnan Polat'ı indirdi, Ünal Aysal'ı başkan yaptı' diyemez."

- Ünal Aysal'ın transfer politikası ve beklentilerin karşılanamaması hakkında neler söylemek istersiniz?
"Transfer başlı başına riskli bir iştir ve yapılması üzerine konuşmak da kolaydır. Benim transferdeki anlayışım belirli ilkeler doğrultusunda gerçekleşmesi yönündedir... Başkan adaylığı sürecimizde listemizde yer alan arkadaşlar ile beraber bir harcama raporu çıkarttık ve bunun altına hepimiz imza attık. Daha sonra da gittik ve bunu Divan Kurulu'na teslim ettik. Şayet, o harcama raporundan bir kuruş bile daha fazla para harcanırsa; 'Gelin bizden alın' dedik."

HELVACI'DAN ŞAŞIRTAN BİR YORUM...



"Bunu söylediğim için eleştirileceğimi biliyorum. Ben, Felipe Melo'nun Galatasaray için iyi bir transfer olmadığını düşünüyorum. Melo, oynadığı mevkii itibariyle taraftarların gözüne hoş gelse de; ileride büyük sorunlar yaratabilecek davranışlar içerisinde bulunduğunu düşünüyorum. Bunlar bu şekilde devam ederse; Galatasaray, Melo'dan zarar görecektir. O yüzden de iyi bir transfer olduğunu düşünmüyorum. İşin ekonomik boyutu ise daha değişik bir platformda tartışılmalı. Şimdi buradan '5 milyon euro verilmez' demek yanlış olur. Ancak dediğim gibi alternatifi olan bir oyuncudur ve oynadığı mevkii itibariyle de sorun çıkartma potansiyeli yüksek bir isim..."

"ADNAN BEY ARDA'YI YANLIŞ YÖNETTİ!"

- Arda Turan'ın para yüzünden Galatasaray'dan ayrıldığı uzun bir süre konuşuldu. Süreçte yer alan bir isim olarak neler söylemek istersiniz?
"Arda, yanlış yönetilmiş bir sürecin sonucunda ciddi anlamda zarar gördü. Arda'nın para yüzünden ayrıldığını düşünmüyorum ve bana da bu yönde bir bilgi gelmedi. Arda, Galatasaray'da mutsuz olmuştur, belirli kişiler tarafından öne atılmıştır. Özellikle kaptan yapılması büyük hataydı. Adnan Bey'e de bunu o dönemde iletmiştim ancak kendisi daha önce de bu sistemi uyguladığını söyledi! Ancak gördük ki, Adnan Bey bu süreci de kötü yönetti."

TRABZON'DAN 5 MİLYON EURO ALDI MI?


- Trabzonspor'un şirket birleşmesini sizin yaptığınız söyleniyor ve 5 milyon euro?
"Trabzonspor'un şirket birleşmesinde katkım olduğu doğrudur ancak konuşulduğu gibi 5 milyon euro'luk gibi bir rakam söz konusu değil. Öyle bir ücret almadım; alsaydım bile fazlasıyla hak edilmiş bir ücret olurdu. Bu birleşmeden elde ettikleri kazanç, konuşulan rakamların 100 katıdır. Sadri Bey benim arkadaşımdır ve şahsen de görüştüğüm bir isimdir. Ben de bu konuda onlara deneyimlerimi aktardım, Galatasaray'da ise bizzat ben yaptım."


ŞİKE SORUŞTURMASINDA DEĞİŞEN FİKİRLER


- Şike ve teşvik soruşturması kapsamı hakkında neler söylemek istersiniz? TFF'nin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
"O dönemden bu döneme kadar yapılan tüm çalışmaların hepsinde tüm kulüplerin imzası var ve hemen herkes çıkan yasaya onay verdi, itiraz etmedi. Hazırlanan tasarıya herkes destek vermişken; şimdi koparılan kıyametin bir anlamı yok. Siz 5 ay önce bir şeyi destekliyor ve 5 ay sonra bu desteğinizi çekiyorsanız bu gayriciddi bir durumdur. Bir takım şeyler olduktan sonra, bazı şeylerin sonuçlarını ortadan kaldırmak için değişen fikirler hiç de normal değildir."

"HAYROLA! ŞİKE Mİ YAPACAKSINIZ?"

- Herkes verilen cezalar üzerinde duruyor sayın Helvacı?
"Şimdi deniyor ki, 'Çok ağır'. Neden? Şike yapmaya mı karar verdiniz? Kime ağır bu karar? Şike yapacak olanlara ağır, maçın sonucu değiştirmeye çalışanlara ya da teşvik primi verenlere ağır. Ben olsam, bu yasayı değiştirmeye çalışanlara tek sorum; 'Hayrola, şike yapmaya mı karar verdiniz?' şeklinde olurdu. Şike yapmayacaksanız zaten, bunlar neden ağır olsun ki... Üstelik bu ağır da değil.. Oraya kimse keyfi olarak 8 yıl 10 yıl yazamaz. Ceza hukukunun bir matematiği vardır. Tabii bazı şeyleri anlayabiliyorum. Oradakiler bizlerin arkadaşları, dostları ancak bu durumu maneviyat hissi ile değerlendiremeyiz. Bu tarz konuları kişiler üzerinden konuşursak; yanlış sonuçlar çıkartırız. Hepsi bu."

"TFF'NİN OBJEKTİF OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM"


- Bu süreçte TFF'nin edindiği tavrı nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Benim bu süreçteki beklentim TFF'nin objektif olmasıydı ancak maalesef bunu başaramadılar. Ortaya çıkan tabloya bakın... Platini diyor ki; 'TFF'den aldığımız rapor doğrultusunda, F.Bahçe'yi Avrupa'dan men ettik'. Demek ki, TFF, UEFA'ye bir beyanda bulunmuş. Ancak buna rağmen TFF, Türkiye'de farklı ifadeler kullanıyor. Bu olmaz! Bunu yaparak, kimseye hoş görünemezsiniz. Burada yapılması gereken neyse, siz renk farkı gözetmeksizin onu yapacaksınız. Kimse size kızamaz ya da bunu yapamaz. Çünkü siz yasayı uyguluyorsunuz."


- Adnan Öztürk, "İddianameden sonra Türk futbolunda kaos başlar" dedi, siz neler söylemek istersiniz?
"Fenerbahçe büyük kitleleri peşinden sürükleyen bir camia. Böyle bir camianın başkanının ya da yöneticilerinin kendilerine bir suç istinat edilerek tutuklanmaları ve bunun devam ediyor olması öyle kolayca verilebilecek bir karar değil. Hiçbir kanun adamı, kanunsuz bir şey yapmaz! Böyleyken durum, burada adı geçen şahıslar ile ilgili bir değerlendirme yapılmıştır ve bir karar çıkacaktır. Ancak bu iddianamedeki her şeyin doğru olduğu anlamına gelmez. Sadece iddianameyi hazırlayanların kanaatinin belirli bir yönde olduğu gerçeği var. Savcı, böyle bir işaret almış ki; süreci bu noktaya getirmiştir. Yoksa kimse, yaşanan olayları bu şekilde idare edemezdi. Yaşananlar yanlış yönetiliş şekillerinin bir sonucudur, aslında bütün gizem burada... TFF, biraz objektif olabilseydi; bugün yaşananların hiçbiri yaşanmayabilirdi, kaos da ortaya çıkmazdı."

"TÜRK TELEKOM ARENA'DA ARAMA YAPILMASI YANLIŞ"

- Galatasaray'ın da adı şike ve teşvik soruşturmasına adı geçti. Song'un parası ve belgeler...
"Yasanın çıktığı tarih belli ve yasanın uygulanacağı tarih de belli. O yüzden yasanın çıkış tarihinden önce yaşanan olayları speküle etmek ya da gündeme getirmek yasalara aykırı bir durum. Geriye dönük, şuna bakalım, buna bakalım derseniz; olmaz! Yasanın uygulanabilirliğini de ortadan kaldırırsınız. Bunu Galatasaraylı olduğum için değil, bir hukuk adamı olduğum için söylüyorum."

- Peki ya TT Arena'da yapılan aramalar...
"Türk Telekom Arena'da yapılan aramaların bir hata olduğunu düşünüyorum, çünkü başka sebebi olamaz. O tarihte olmayan bir yasaya, daha önce yaşanan bir olay nasıl tabi edilebilir ki... Biri yanlış bir talimat vermiştir ve o yanlış talimatın sonucu olarak da bu aramalar yapılmış olabilir. O aramaların hukuki olarak yapılmaması gerekirdi."

****

Röportaj süresinin sınırlarını zorladık, bolca off the record'un altına imza attık. Helvacı, sanılandan daha sıcak, esprili, tebessümü fazla ve kendi içinde fazlaca yasaları olan bir figür...

'Kitap gibi adam' derler ya işte çevir çevir oku...

Ortak tutku meşin yuvarlak olunca da hoş sohbetler ortaya çıktı, pek çok kez karşı karşıya geldik; mini siyaset meydanı yaşandı.

Güzeldi keyif aldım, aldık. Umarım siz de..

FOTOĞRAFLAR: YUSUF YILMAZ
Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları