Koşan, basan, dinamik, her bölgede üstün bir takım oluşturmak isteyen Hırvat çalıştırıcı Tudor savaşmayana, tavır yapana forma vermeyecek
Eren Derdiyok'un son saniyede gelen golü Galatasaray'ın çehresini 180 derece değiştirdi. Antalya deplasmanında gelen galibiyet en çok da teknik direktör Igor Tudor'un otoritesini, karakterini takıma tam anlamıyla kabul ettirmesini sağladı.
Oyun mantalitesi ve 3'lü savunma formasyonu da tartışılan Tudor'un öz güveni yerine gelirken, yönetimden de tam destek alan genç çalıştırıcı "yasalarını" meşrulaştırdı.
İşte Tudor'un kuralları:
1- Herkes savaşacak Teknik Direktör Tudor, ismi ne olursa olsun hiçbir futbolcuya ayrı bir muamele yapmayacak. İdmanlarda mücadele etmeyene, formayı istediğini göstermeyene sahada yer olmayacak.
2- Artık taviz yok Antrenmanlarda, müsabakalarda olumsuz tavır gösterene, surat yapana, takım içindeki havayı bozacak hareketlerde bulunanlara taviz verilmeyecek.
3- Durmak yasak Koşmayan futbolcuya takımda yer yok. Forma şansı bulan isimler maksimum seviyede mesafe kat edecek.
Tudor'un getirdikleri, yapmak istedikleri
Tudor 3 haftalık dilimde daha çok mücadele eden bir takım oluşturdu fakat istediği sadece bu değil. Sahanın her bölgesinde sayıca üstün olan bir sistemi oturtmayı hedefleyen Tudor, rakibin hücumlarının ikinci bölgedeyken imha edilmesini bekliyor. Hırvat çalıştırıcı, hücum ederken de topa sahip futbolcunun dışında 4 ismin daha topu kendine bekleyecek, rakibi tehdit edecek konumda bulunmasını istiyor.
Tükenmişlik sendromunu bitirdi. Kulübede ve saha içinde isyan var. Tudor'un tribüne atılması olumsuz bir durum gibi gözükse de, futbolcuları ateşledi. Kulübede yerinde durmayan Tudor, futbolcuların kendinden daha fazla çekinmesini, oyun disiplininden de hiçbir an kopulmamasını amaçlıyor.
Tudor yönetiminde Eren Derdiyok, Josue gibi isimler yeniden parladı. Podolski ve Sneijder gayret göstermedikleri takdirde formayı geri alamayacaklar. Tudor'un da istediği isimlere değil, sisteme bağlı bir takım oluşturmak…