"Keşke Misimoviç..."

Galatasaray'ın sevilen yöneticilerden Abdurrahim Albayrak, sarı-kırmızılı takımdaki değişimleri anlattı. İşte o dikkat çekici röportaj...

Galatasaray'ın sevilen yöneticilerden Abdurrahim Albayrak, bu sezon Sarı-Kırmızılı kulüpte yaşanan büyük değişimi anlattı. Teknik Direktör Fatih Terim tercihinde hiç zorlanmadıklarını ifade eden Albayrak, yönetim içindeki tartışmalar yüzünden görevinden ayrılmayı düşünen tecrübeli teknik adamı son anda ikna ettiklerini söyledi. Tecrübeli yönetici, takımın yakaladığı başarıyı teknik heyetin gece gündüz çalışmasına bağladı.

Ligin ilk yarısını lider bitiren Galatasaray'da sezon başında işler biraz karışıktı. İkinci Başkan Ali Dürüst'ün ısrarıyla göreve getirilen Teknik Direktör Fatih Terim, Sarı-Kırmızılı yönetim içinde tartışılıyordu. Özellikle Felipe Melo ve Fernando Muslera'nın yüksek maliyetli transferleri başta Başkan Yardımcısı Adnan Öztürk olmak üzere bazı yöneticiler tarafından eleştiriliyordu. Daha sezon başlamadan yönetim içinde her kafadan ayrı bir sesin çıkması Terim'i bıktırmış ve görevi bırakma noktasına getirmişti. Tecrübeli teknik adam, bir akşam Florya Tesisleri'nde yapılan antrenmanın ardından görevini bırakmaya hazırlanırken devreye Futbol Şube Sorumlusu Abdurrahim Albayrak girdi. Hemen Başkan Ünal Aysal'ı arayan Albayrak, "Başkanım yetişin, Fatih Terim gidiyor." diyerek krizin tatlıya bağlanmasını sağlayan isim oldu. O gün yaşananları Zaman'a anlatan Albayrak, bugün kazanılan başarının ardından "İyi ki Terim'i ikna etmişiz." diyerek mutluluğunu ortaya koyuyor.

Sezon başında Mircea Lucescu, Eric Gerets ve Fatih Terim arasında tercih yapmakta zorlandınız mı?

Hayır hiç zorlanmadık. İkinci Başkan'ımız Ali Dürüst, eskiden birlikte çalıştığı Fatih Terim'in yeniden göreve gelmesini çok istiyordu. Ben de seçimlerden önce yardımcısı Müfit Erkasap'tan Terim'in yeniden G.Saray'a dönebileceği mesajını almıştım. Bunun üzerine yönetime seçilir seçilmez ilk iş olarak Ali Dürüst, Mete Başol, Celal Gürcan'la birlikte Başkan'ımız Ünal Aysal'ın da onayını alarak Fatih Terim'i takımın başına getirdik.

Yönetim içinde Terim krizi hiç yaşandı mı?

Yaşandığını söyleyemem. Ancak medyada çıkan haberler hocamızı çok üzüyordu. Yönetim içinde her kafadan bir ses çıktığına inanıyordu. Almak istediğimiz oyuncuların isimlerinin gazetelere yansımasının yanında alınan oyuncuların maliyetine yönelik eleştiriler de hocamızı bıktırmıştı.

Fatih Terim bütün bunlara nasıl tepki veriyordu?

Aslında futbolun tek yetkilisi Fatih Terim'di. Buna rağmen bu tür olaylar da hocamızı rahatsız ediyordu. Bir akşam Florya Tesisleri'nde takımın antrenmanının ardından Terim'i çok sinirli gördüm. Baktım istifa etmeyi kafasına koymuş. Önce Başkan'ımız Ünal Aysal'ı aradım. Bana çok önemli iki toplantısı olduğunu söyledi. Ben de 'Aman başkanım, bırakın işinizi gücünüzü de deniz taksisi mi yoksa deniz otobüsü mü ne bulursanız hemen Florya'ya gelin. Terim eşyalarını topluyor.' dedim. Ayrıca hocamızın eşi Fulya Terim'i aradım ve bize yardımcı olmasını rica ettim. Bir yandan ben, bir yandan başkanımız, bir yandan da Fulya Hanım'ın konuşmaları sayesinde hocamız yeniden takımın başında kalmayı kabul etti. O gece bizim için çok yorucu ve uzun geçti.

Neden gece gündüz Florya'dasınız?

Fatih Terim'in çalışma şevkinin kırılmaması için kafasının rahat olması gerekiyor. Bu yüzden ben sabah akşam Florya'dan ayrılmıyorum. Çok güzel bir teknik ekibimiz var. Saha içinde tercümanlığımızı yapan Mert Çetin, sezon başında Arda'ya tercüman olmak için Madrid'e gitmişti. Terim'in Mert'in gittiğine üzüldüğünü görünce hemen devreye girdim ve onun tekrar G.Saray'a dönmesini sağladım. Çünkü hocanın istediği ve güvendiği ekibi bozmamalıyız. Hocamızın bir dediğini iki etmemeliyiz.

Geçtiğimiz yıllarda yaşanan yabancı oyuncu sorunu bu sezon yok. Bunu nasıl başardınız?

Çünkü sadece Fatih Terim'in istediği oyuncuları aldık. Hocamız da saha içinin yanında oyuncuların da karakterlerine dikkat etti. Ayrıca buraya gelen oyuncuların her sorunuyla yakından ilgilendik. Sadece kendileri değil, eşi ve çocuklarıyla ilgili bir sorun olsa, gece gündüz yardımlarına koştuk.

Özellikle yabancı transferine çok para harcadığınız için eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bunlar bence yanlış. Hocamız bir yönetici gibi oyuncuları en uygun rakama transfer etmeye çalışıyor. Örneğin Eboue. Arsenal bizden ilk fiyat olarak 8 milyon Euro istedi. Biz de onlara 3,5 milyon Euro'luk bir teklif sunduk. Bizim kulüpteki çok yetkili ve güvendiğimiz Ebru Köksal arkadaşımız, 'Aman hocam dalga geçtiğimizi düşünürler.' diyerek daha yüksek bir teklifte bulunmamızı istedi. Hocamız bu rakamda ısrar etti. Onlar fiyatı önce 7'ye ardından 4'e kadar çektiler. Ancak biz yine 3,5 milyon Euro'da ısrar ettik ve bu oyuncuyu bu rakama aldık.

Sezon başında neden iyi bir golcü alamadınız?


Yine bir gece kamptayız. Başkanımız çok yüksek bir rakama golcü oyuncu ile el sıkışmış. Terim de oyuncuyu istiyor ama 30 milyon Euro'luk maliyetini görünce hiç düşünmeden geri çevirdi. Eğer takımın başında bir yabancı hoca olsaydı, bu transfere çok sevinirdi. İşte son olarak Reyes, yıllık 3,5 milyon Euro'dan 3 yıllık sözleşmeyi kabul etti. Yine hocamız bu rakamı yüksek bulduğu için alınmasını istemedi.

Yabancı transferlerdeki bu uyumu neye bağlıyorsun?


Bütün transferler hocamızın bilgisiyle yapıldı. Yabancı oyuncuların sadece saha içi değil saha dışındaki hayatını da mercek altına aldık. Oyuncularımızın her türlü sorunlarıyla yakından ilgilendik. Sadece antrenman ve maç değil aynı zamanda çocuklarının ve eşlerinin sorunlarını bile giderdik. Gecenin hangi saati olursa olsun en küçük sorunda yanlarında olmaya çalıştık.

Bu yönetim olsaydı Misimoviç başarılı olur muydu?

Misimoviç ben yönetimde değilken ofisime gelmiş ve konuşmuştuk. O zaman yönetimin ilgisizliğinden çok dert yanmıştı. Misimoviç'in bugün takımda olmasını Fatih Terim de çok istiyordu. Keşke gitmeseydi, takımda kalsaydı diye bana söyledi. Çünkü o futbolcunun kralıydı.

Melo'nun bonservisini Juventus'tan alacak mısınız?

Melo, Galatasaray'da oynamayı çok istiyor. Yılbaşı tatilini de İstanbul'da geçirecek. Melo'nun buradan başka bir yere gideceğini düşünmüyorum. Galatasaray'ın menfaatleri doğrultusunda iyi bir hesap kitap yaparak bu oyuncuyu kadromuza katmak istiyoruz. Fatih Terim'in diğer transferlerde olduğu gibi bunda da iyi bir pazarlıkla en uygun rakama Felipe Melo'yu takıma kazandıracağına inanıyorum.

'I LOVE HOCAM' SÖZÜNÜN PATENTİNİ ALACAĞIM

Tabii ki. Neden olmasın. Bu sözleri bazıları Terim'e yaranmak için söylediğimi düşünüyor. Ancak ben onu G.Saray'a olan hizmetlerinden dolayı çok seviyorum. Bir bakıyorum antrenmanda, bir bakıyorum altyapıda, bir bakıyorum Florya Tesisleri'nde başka bir işle uğraşıyor. Hayatını G.Saray'a veren bir insanı sevmem kadar doğal ne olabilir?

'TERİM'İ HİÇBİR TEKNİK ADAMLA KARŞILAŞTIRAMAM'

Mircea Lucescu o dönemde kaldı. Bize zor günlerimizde güzel günler yaşattı. Hâlâ da dostluğumuz devam ediyor. Ancak Fatih Terim'i ben başka bir yere koyuyorum. Çünkü o içimizden biri. G.Saray kongre ve divan kurulu üyesi. G.Saray'da saçlarını beyazlatmış ve dökmüş. Bunu dünyada Fatih Terim'den başka kimse yapmaz. Yabancı teknik adamlar dolar ve Euro için gelir. Ancak Fatih Terim, boş mukaveleye imza atar ve G.Saray için çalışır.

"EN BÜYÜK TRANSFERİMİZ SEMİH VE EMRE"

Bu sezon bizim en büyük transferimiz Semih Kaya ve Emre Çolak'tır. Milyon dolarlar verseniz böyle oyuncular alamazsınız. Hatta sezon başında bir stoper almak için çok da uğraştık. Şimdi ise Semih, Gökhan Zan ve Servet Çetin gibi iki milli oyuncuyu yedek bırakmayı başardı. İnşallah bu oyuncular bir şanssızlık yaşamazlarsa 10 yılın üstünde G.Saray'a hizmet verecekler.

"GEÇEN YIL ÜZÜNTÜDEN, BU SEZON SEVİNÇTEN UYUYAMADIK"

Geçen yıl Türk Telekom Arena'da ilk Fenerbahçe maçını kazanmayı çok istiyorduk. Ama Teknik Direktör Hagi aldığımız maçı, rakibimize vermişti. O maçtan sonra üzüntüden sabaha kadar uyuyamamıştım. Bu kez de galibiyetin ardından Terim'le birlikte Florya'ya gittik. Yine sabaha kadar uyumadım, ama bu kez sevinçten.

'TERİM EVİNİN YOLUNU UNUTTU'

Çalışan herkes başarılı olur. Fatih Terim de sabahın ilk ışıklarına kadar çalışıyor. Bir yandan geçmiş maçları izliyor, ardından rakiplerin maçlarını analiz ediyor. İnanın onları izlerken ben koltukta uyuyup kalıyorum. Evinin yolunu unutan ve Florya'da yatan bir teknik adamın hakkını vermek zorundayız.

HEDEF AVRUPA'DA BAŞARI

Hocamız zaten küçük düşünmez. G.Saray'ın her zaman hedefi Avrupa'dır. İyi bir kadro kurup uzun yıllar hocamızla birlikte olursak bu kez UEFA ve Süper Kupa'nın ardından Şampiyonlar Ligi'ni de kazanabiliriz. Ancak bunun için çok planlı ve programlı çalışmalıyız.
Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları