Uruguaylı kalecimiz Fernando Muslera, Galatasaray Dergisi Eylül sayısında kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.
Galatasaray'ın Uruguaylı kalecisi Fernando Muslera, Galatasaray Dergisi Eylül sayısında kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.
Dergi için takım elbise ile Florya'da poz veren Nando, Turgay Şeren Sezonu'na özel fotoğraf da verdi.
Başarılı file bekçisi Muslera'nın açıklamaları şöyle;
"TURGAY ŞEREN GİBİ OLMAK İSTİYORUM"
Kendimi çok şanslı bir insan olarak hissediyorum çünkü Galatasaray ve Türk futbol tarihine geçmiş böyle büyük bir efsaneyle tanışma ve konuşma fırsatı yakaladım. Bu buluşmalarımızda hep eski Galatasaray günlerinden bahsederdi, hatıralarından konuşurduk, kısacası bana Galatasaray'ı anlatırdı. Başta bu sezona Turgay Şeren'in adının verilmesi için başvuran kulübüm Galatasaray'ı ve bu talebi kabul eden Türkiye Futbol Federasyonu'nu tebrik etmek istiyorum çünkü hem böyle bir efsanenin ismi yaşayacak hem de ailesi için çok büyük bir onur. Kendisinin de bir kaleci olması ve adını Galatasaray'da ölümsüzleştirmesini kendime örnek alıyorum, umarım ben de kendisi gibi Galatasaray'da böyle büyük bir isim olmayı başarabilirim.
"HERKESE ÇOK SAYGIM VAR"
Bütün takım taraftarları tarafından sevilmek çok güzel bir duygu. Yolda gördükleri zaman imza isteyip fotoğraf çektirmek istemeleri ve sevgilerini göstermeleri insanı inanılmaz gururlandırıyor. Galatasaray taraftarının sevgisi zaten ortada ama diğer takım taraftarlarının da böyle düşünmesi çok güzel. Bu demek ki benim kişiliğimden ve karakterimden kaynaklanıyor, çünkü benim herkese çok saygım var. Kesinlikle hiçbir taraftarı ayırt etmiyorum. Trabzonlusu; Beşiktaşlısı; Fenerbahçelisi veya Akhisarlısı hangi takım taraftarı olursa olsun, hepsine saygı duyuyorum ve ona göre davranıyorum.
"NE YAPACAĞIMI BİLEMEDİM"
Bir kalecinin en büyük hayali ise; kendi kurtardığı penaltı sonrası o penaltı serisinin bitmesidir. Çünkü belki iki penaltı kurtarırsınız ondan sonra son penaltıyı biri gelir atar ve kahraman o olur. Bütün takım ona koşar. Süper Kupa'daki Beşiktaş finalinde ben kurtardım ve ondan sonra herkes bana koştu. Ve ilk defa da hayatımda böyle bir şeyle karşılaştığım için ne yapacağımı bilemedim, dans etmek geldi o an içimden sadece. Böyle bir şey hiç başıma gelmediği için nasıl sevineceğimi bilemedim ve dans ettim. Aynı durumu Manisa'ya attığım penaltı sonrası da yaşamıştım. Çünkü orada da gol attıktan sonra ne yapacağımı bilemediğim için aynı duyguyu yaşadım; korner bayrağına mı doğru koşmalıyım yoksa bana en yakın olan Milan Baros'a doğru mu koşmalıyım, orada da böyle bir ikilemde kalmıştım.
"KARAKTERİMDE KAZANMAK VAR"
GS TV arşivlerine bakabilirsiniz. Buraya ilk geldiğimde verdiğim röportajda; buraya kupalar kazanmaya geldim demiştim. Benim karakterimde bu var, kazanmak. Her zaman kupalar kazanmak. Çünkü rekabetçi bir insanım, devamlı kazanmak isteyen bir insanım, playstation bile oynasam kazanmak isteyen bir insanım. Hani diyelim ki, Galatasaray dese bundan sonra biz kupalar kazanmak için oynamayacağız; valizimi hemen toplar giderim. Ama Galatasaray'ın hedefi de nerde olursa olsun hep kazanmak. Burada kulüple olan uyumumun en önemli nedeni bu. Hem ben hem de Galatasaray, devamlı kazanmak istiyoruz.
"GALATASARAY'IN YERİ ŞAMPİYONLAR LİGİ"
Bu sezon için beklentim her zamanki gibi oynadığımız bütün kulvarlarda şampiyon olmak. Çok iyi ve çalışkan bir hocamız var. Aramıza çok değerli arkadaşlarımız katıldı. Hocamız ve yönetimimiz eksiklerimizi biliyorlar ve ona göre bir plan dahilinde gidiyorlar. Çok iyi bir hazırlık süreci geçirdik sezon başı itibariyle belki henüz istediğimiz gibi oynayamıyoruz ama zaman geçtikçe çok daha iyi bir performans göstereceğimize eminim çünkü çok iyi çalışıyoruz. Avrupa kupalarında Şampiyonlar Ligi'nde olamamak elbette çok büyük bir burukluk. Çünkü Galatasaray'ın yeri her zaman orası. Bu sezon şampiyon olup tekrar Şampiyonlar Ligi arenasında olmak takım olarak en büyük hedefimiz."