Nasıl unuturuz!

Metin Oktay, 1991'de hayata gözleri yumduğunda yeni nesil sarı-kırmızı gönüllülerinin hemen hemen hepsi meşin yuvarlağı sadece mahalle aralarındaki iki taştan kale etrafında döndürüyordu.

"Taçsız Kral Metin Oktay, Tek aşkıydı Galatasaray! Senin gibi Cimbomluyu, unutur mu bu taraftar" klişesi boşuna değil! Metin Oktay, 1991'de hayata gözleri yumduğunda yeni nesil sarı-kırmızı gönüllülerinin hemen hemen hepsi meşin yuvarlağı sadece mahalle aralarındaki iki taştan kale etrafında döndürüyordu.

Zaman geçti, futbol büyüdü, endüstriyelleşti, romantik futbol tutkunları biraz da olsa pır pır eden o yüreklerden uzaklaşarak; gücün yanında yer almaya başladı...

Endüstriyelleşen, devinen futbol kultürü içerisinde efsanelerin hatıraları tozlu rafların ana malzemesi olmaya aday olarak gösterilirken; armanın gücünün simgeleyen isimlerin varlığı unutulmadı.

Her sözü, her yaptığı ve sarı-kırmızı o arma aşkı 'Metin'i sarı-kırmızının kalbine yerleştirdi. Yeni nesil, Metin Oktay'ın 'Galatasaraylılık' açıklaması ile o renklere aşkını pekiştirdi; paranın hegomanya sınırlarının aşmaya başladığı günlerde yırtık krompanı, eski forması ile zihinde canlanan bir isim vardı; Metin Oktay...

"Sarı-kırmızılı renklere küçüklükten beri hayrandım. Galatasaray, İzmir'e geldiğinde okuldan kaçar, maça giderdim. Bence galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. Galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve Galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım." sözlerinin sahibi olan ve sarı-kırmızı anlamlı, onurlu kılan Metin Oktay belki de en fazla ihtiyacımız olduğu dönemde aramızda yok... Unutmadık, unutamayız...

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları