"Siz hiç Sabri oldunuz mu?"

Ahmet Çakır, "Siz hiç Sabri oldunuz mu?" başlıklı bir yazı kaleme aldı...

Zaman Gazetesi yazarlarından Ahmet Çakır, "Siz hiç Sabri oldunuz mu?" başlıklı bir yazı kaleme aldı

İŞTE O SÖZLER...

Bu başlıkla birkaç yazı yazdığımı biliyorum; bugün bir yenisi gerekli oldu. Ayrıca şimdi konuyu biraz daha sakin biçimde tartışabiliriz sanıyorum.

Galatasaray'ın çifte kupa mutluluğu nedeniyle gereğinden fazla tatava yapıldığını düşünün medyanın önemli bir kesimi, bunun bedelini ödetmek üzere harekete geçti. Sarı Kırmızılı taraftarın çoğunluğu da böyle tuzakların üzerine balıklama atlamaya hazır. İşin içine bir de basketbol ve özellikle de Tekerlekli Sandalye Basket Takımıyla ilgili üzücü durumlar eklenince tablo tamamlanmış oldu.

Bunların tümünde yeni yönetimin acemilikten doğan hatalarının bulunduğunu görmezden gelemeyiz. Tıpkı Ünal Aysal gibi Dursun Özbek de Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak'ın önemini zaman içinde daha iyi anlayacaktır. Umarız ki geç kalmış olmaz... Büyük kulüplerin çok önemli miktarlarda borçlarının bulunuşu açıkçası o kadar düşünülecek bir durum değildir. Ancak günlük işleri çevirebilecek esnekliği gösteremediğinizde iki kupa da kazanmış olsanız, keyfinizi kaçıracak sorunları önleyemezsiniz.

Örneğin, böyle bir mutluluk ortamında Tekerlekli Sandalya Basket Takımıyla ilgili sorun asla yaşanmamalıydı. Herhangi bir yönetici, kişisel inisyatifiyle bile bunu önleyebilirdi. Kaldı ki futbolla ilgili olarak konuşulan miktarların yanında onlara yapılacak ödeme günün siyasal alandaki moda deyimiyle ‘çerez parası' bile değildi… Bunun yanında transferde doğru bir strateji izlenmiyor. Podolski ya da benzeri taraftarı mutlu edecek adamı alıp öteki işleri sonra yapmak gerekirdi.

En büyük patırtıyı çıkaran Sabri'nin yeni sözleşmesi ve yıllık 1,6 milyon Euro konusuna değişik açılardan bakmak mümkün. Biri çıkıp da bu paranın çok az olduğunu söyleyip kanıtlarını da ortaya koysa gık bile diyemezsiniz! (Yerine alınan adamlar için bir takım kuracak kadar para ödendiğini unutmuş olamayız.) Altyapıdan yetişmiş olmasının yanında yarım devre içinde şampiyonluğa en büyük katkıda bulunmuş oyunculardan biri o. Son 6 maç gol yememe durumunun sadece Muslera ile olduğunu mu sanıyorsunuz? O zaman maçları tekrar izleyin, kim ne yapmış, daha dikkatli bakın. Nasıl olsa tekrar tekrar veriliyor… Bunları izlerken, takımda Sabri'nin birkaç katı maliyeti olup da hemen hiçbir katkıda bulunmayanları, başarıda payı olanların da yine ondan katbekat büyük paralar aldığını unutmayalım.

Şunu anlamak mümkün: Yönetim Sabri'ye bundan çok daha düşük bir ücret önerse gık bile diyemezdi. Diyelim ki yıllık 1 milyon Euro önerdi, Sabri yine imzayı atacaktı. Üstelik hayal ettiğinden daha fazla kazanmış da olacaktı. Böylece anlamsız bir başağrısı da ortaya çıkmayacaktı. Ek olarak İlhan Cavcav'ın söylediği de doğrudur: Sabri ayrılmaya kalksa hangi kulüp ona yıllık 500 bin dolar önerir!

Sabri ile ilgili bir başka sıkıntı da şu: Onun eşine aldığı pahalı araba epeyce göze batmış gibi görünüyor. Belli ki onun gibi ‘gariban' görünümlü birinin böyle ‘pahalı' işlere girişmesi, en azından belli bir kesimde ‘sen kim oluyorsun!' gibisinden bir tepkiye yol açıyor. O arabadan çok daha pahalısını başka oyuncular ve eşleri kullanıyor ama kimsenin gözüne batmıyor.

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları