Galatasaray, Erzurum'da oynanan Süper Kupa finalinde Fenerbahçe'yi 3-2'lik skorla mağlup etti ve müzesine bir kupa daha ekledi. Sarı-kırmızılılara galibiyeti getiren gollerin ikisini Umut Bulut birini de Selçuk İnan attı.
Yeni sezona Fenerbahçe galibiyeti ve kupayla başlayan Galatasaray'da futbolcuların performansı da büyük alkış topladı.
Türk spor basınının önde gelen kalemlerinden Galatasaray - Fenerbahçe derbisinin değerlendirmelerini sizler için bir araya getirdik.
UĞUR MELEKE - MİLLİYET
Dün geceki maçın iki kader adamı var: Şutlarda 13’e 3 önde olan, orta sahada üstünlük sağlamış Galatasaray’ı gereksiz kırmızı kartıyla Engin durdurdu. Avantajı Aykut Hoca lehine çevirdi. 90 dakikanın yorgunluğuyla oynayan rakibine karşı 11’e 10 üstünlük avantajı olan, uzatmada Krasiç’le rüzgarın yönünü kendi lehine çevirmeye çok yaklaşan Fenerbahçe’yiyse anlamsız faulüyle durduran Caner oldu. Eğer Engin ve Caner’in hareketleri yaşanmasa maçın gidişatı bambaşka olabilirdi, Umut’u, Mert’i, Selçuk’u, Kuyt’ı konuşabilirdik; ama maçta öyle önemli iki kırılma noktası var ki kalan her şeyi gölgede bıraktı.
Yine de Galatasaray’a bu maçı kazandıran Selçuk’la Umut’un (ve bu sene başka maçlar kazandırma potansiyeli olan Engin’le Burak’ın) 2010-11 Trabzonspor’unun (daha doğrusu) Şenol Güneş makinesinin parçaları olduğunu düşününce herhalde şunu söyleyebiliriz: Güneş, Dünya Kupası 2002’de yarı finale Terim’in üretimi bir takımla çıkmıştı. Eğer Terim bu sene bu takımla büyük işler yaparsa, bir anlamda Güneş’ten 2002’den kalan alacağını tahsil etmiş olacak.
AHMET ÇAKIR - ZAMAN
Biliyorum, Galatasaraylılar 10 kişi ile ezeli rakiplerini yenip kazandıkları kupa için güzelleme bekliyorlar ama hiç umurumda değil. Şampiyonluklar, kupalar her sezon kazanılıp-kaybediliyor. Utanılacak halimizi anlatmak çok daha önemli. Ne yazık ki bunu yapabilecek cesaretimiz bile yok.
Öncesindeki yönetici, teknik adam ve futbolcuların onca takdir edilecek çabasına karşın maç sırasında yaşanan tribün sıkıntısı, artık bıktırıcı olmanın da ötesine geçen bir çirkinlik. Ne yaparsanız yapın engel olunamıyor çünkü futbol uygarlığının çok dışındayız. Boşverin, 'Güvenlik güçleri nerede? Meşaleler içeri nasıl girdi?' hikayelerini! Onlar olmasa başka çirkinlikler mutlaka yapılıyor.
'Biz şöyleyiz biz böyleyiz' gibi anlamsız şişinmeleri bir yana bırakıp utanılacak hallerimizi açıkça ortaya koymamız gerekiyor. Öyle yapabilirsek çözüm bulma imkanımız olabilir. Yoksa 100 yıl sonra da 'Bunları 3-5 kendini bilmez yapıyor' palavralarını dinlemek zorunda kalırız.
Süper Lig bu hafta sonu başlayacak. Şu an hiçbir takım tam olarak hazır değil. Bu yüzden de futbolcular çok hata yapıyor. İlk yarı Fenerbahçe o kadar çok hata yaptı ki, Umut ve Elmander son vuruşlarda biraz daha dikkatli olsalar maç belki ilk devrede bitecekti. Ama bu futbol. Bir anda her şey değişebiliyor. İyi oynayan bir Galatasaray, ilk golü buluyor, Fenerbahçe’nin kalecisinin kolu çıkmış. Rakibi sorunlarla uğraşıyor. Belki maç hemen başlasa sarı-kırmızılılar için avantaj olacak. Ama bir yandan taraftar sahaya meşaleler, patlayıcı maddeler atıyor.
Her neyse Umut ile Elmander iyi bir ikili olmuşlar, rakibe çok iyi baskı yapıp, hataya zorluyorlar. Solda Emre Çolak, Orhan Şam karşısında çok başarılıydı. Orta sahada Selçuk, takımın beyni. Atılan iki golde Selçuk’un pasları var. Dany ile Semih çabuk hamle yapmalarına rağmen. kademede hata yapıyorlar. Fenerbahçe’nin attığı ikinci goldeki hataları affedilecek gibi değildi. Eboue takımın en dirisi ve en iyisi. Hamit her halde turistlik seyahate Türkiye’ye gelmedi. O da bir zaman sonra takıma katkı sağlayacak.
VEDAT İNCEEFE - TAKVİM
Bu sezonun en büyük iki şampiyonluk adayının Süper Kupa'da karşılaşıyor olması Süper Lig'in ne kadar çetin geçceğinin göstergesiydi. Her iki takımın da eksiklerinin olması, yeni transferlerinin hepsini oynatamıyor olması, kendileri adına bir handikap olsa da kupayı kazanan tarafın lige daha bir özgüvenle başlamasını sağlayacaktır. Ligin transfer şampiyonu Galatasaray, istediği oyuncuları alarak teknik direktör Fatih Terim'le her kulvarda yarışacak bir kadro oluşturdu. Bu kadroyu işleyecek olan en iyi teknik direktör de Terim'dir. 1996-2000 arası Türkiye ve Avrupa'da kazanılan kupaları yeniden egale edip üstüne çıkabilecek bir kadro mevcut. Oyuncuların da Fatih hocanın düşüncelerini anlayabilmesi önemli. Maça geçecek olursak...