Takımda en iyi verimliliği sağlayana kadar arayışlarının süreceğini dile getiren Terim, “İlk 11’in sürekli değişikliği kimseyi şaşırtmak amacıyla değil, takım içindeki rekabetin sürekliliğini sağlamakla orantılıdır. Bugün artık yeni ve eski her oyuncum biliyor ki, ben kimseye forma vermem, onlar gelip formayı benden alır” ifadelerini kullandı.
Fatih Terim, herkesin iki sezon önce bıraktığı Galatasaray’ı beklediğini ve onu görmeye çalıştığını belirterek, şunları kaydetti:
“Ancak, bıraktığımız Galatasaray kaç yılda o takım haline geldi ve nasıl geldi? Bunu en iyi ben ve çalışma arkadaşlarım bilir. Kimse sanmasın ki o takım kolay yaratıldı. Ama bu kez o kadar uzun süre beklemeyeceğiz ve bekletmeyeceğiz. O Galatasaray’ın yapılanması da uzun bir süre almıştı ve gerçekten çok büyük sorunlar o zamanlarda da yaşanmıştı. Bugün neler yaşayacağımızı biliyorduk. Yine de sandığımızdan zor oluyor. Ama kimse merak etmesin oluyor ve olacak. O günlerde çektiğimiz sancıları bugün de çekiyor olabiliriz, ama bunlar doğum sancıları ve bu sancıları unutturacak en iyi ilaç da amacınıza ulaştıktan sonra ortaya çıkan tablo olacaktır. Ne futbolculuğumda, ne de teknik adamlığımda mazeretlere sığınmam ve kendi kendime bile mazeretleri kabul etmem. Ancak, ortada mazeret olarak kabul edemeyeceğimiz şartlar mevcuttur ve bu şartların istediğimiz yönde değiştirilmesi için çalışıyoruz.”
“Kimse benden ve ekibimden sistemi değiştirmesini beklemesin” diyen Terim, “Evet, sistemime ters düşmesine rağmen bazı oyuncularımı kazanmak adına taviz verdiğimi söyledim. Ama bu sistemden vazgeçildiği anlamını taşımaz” diye devam etti. Fatih Terim, yazısını şöyle tamamladı:
“Benim sistemim Milli Takım’da, Galatasaray’da ve çalıştırdığım diğer takımlarda sonuç almış bir sistemdir. Bundan vazgeçmeyi asla düşünmedim. Bu sisteme adapte olabilmeleri konusunda özellikle yeni futbolcularıma belki biraz tavizkar davrandım ki, o da gerekiyordu. Kendi seçtiğimiz ve yeteneklerinden asla şüphe duymadığımız futbolcuların, bu sisteme nerede ve nasıl en yüksek verimi vereceklerinin cevabını yine kendi felsefimizle çözerek vereceğiz. Yoksa ne sistemimizde, ne de düşüncelerimizde ve hedeflerimizde sapma mevcut değildir.”