Türk spor tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir pişkinlikle "kupa alnımızın teri" diyebiliyor bu arkadaşlar...
Aylardır bir komedi sergileniyor her geçen gün daha da kirlenen futbolumuzda...
Şike yapmaya 11 ay önce karlı bir Ankara deplasmanında Gençlerbirliği maçı ile başlayan Fenerbahçe'mizin(!) hakkı yenmeye devam ediyor..
Her ortamda haklı, her ortamda mağdur olan Fenerbahçe'mizin...
Türk spor tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir pişkinlikle "kupa alnımızın teri" diyebiliyor bu arkadaşlar... Üzerlerinde temizlenmemiş yüz'lerce suçlama varken etrafa saldıracak yüz buluyorlar... Daha da ötesi ve beteri düne kadar oyuncularını apartopar satışa koyarken biryerlerden aldıklarına inandığım duyumlarla 10 milyon kusur EUR'luk transferlerle kadrolarını zenginleştiriyorlar..
Ardına bakmadan kulübü terketmeye niyetli yöneticileri bir anda 360 derece dönüp tv'lerde mutlu mesut demeçler veriyorlar..
Umarsızca bizi suçluyorlar akılları sıra... Kendilerine yakışanı, her ortamda yalan ve yanlışlarını fütursuzca ortaya koymaya devam ediyorlar...
Futbol ve Basket Federasyonlarında görev yaptığı süreler boyunca Galatasaray'a zerre kadar olumlu katkı sağlamayan GS'li Lütfi Arıboğan'ı istifa ettirttiklerini zannedip kendi küçük dünyalarında mutlu oluyorlar... Saha içinde alınların teri ile mücadele ettiklerini iddia ederek onca maç rakibe verilen teşvik ve şike iddialarını yalanlıyorlar...
Kendi kurdukları yalanlara o kadar inanmışlar ki dünyanın en eziyetli mesleği olan Fenerbahçe taraftarı olmanın sadece kendileri tarafından bilinebilecek olan iç dünyalarında verdiği ezikliği bastırmak için olmadık yalanlar senaryolar uydurmaya devam ediyorlar...
Yanlarına hangi takımın başkanı olduğunu yıllar öncesinde unutmuş olan diğer kulup başkanlarını almışlar, hala aynı kaptan içiyorlar...
Siz yanlışlarınızı, hatalarınızı, aymazlıklarınızı yapmaya devam edin Fenerbahçeliler...
Biz Galatasaraylılar olarak hiçbir zaman sizin gibi olmadık, olamayız da...
Bizim yöneticilerimizden sadece biri bile sizin yöneticilerinizin yapmış olduğu bu hatalı davranışların bir kısmını yapsa bile bırakın Onlara sahip çıkmayı, Onları camiamızdan çoktan dışlamıştık...
Gerçek olanı bırakın yazmayı düşünmenin bile nerdeyse artık yasak olduğu ülkemizde yaratmaya çalıştığınız platformda istediğiniz kadar ağlayın, sızlayın, tıksırın...
Kabze'nin 7 Mayıs 2006'da İnonu'de deniz tarafındaki kaleye 90+3'de attığı gol ile başlayıp, Appiah'ınızın 1 hafta sonra 90+14'de Denizli'de topu auta atması ile ivmelenen, 2008 Nisan'ında Nonda'nın Volkan'la Edu'yu kafa kafaya vurdurması ile tekrar hızlanan, ertesi sene Bursa'dan gelen 2-2 oldu haberi ile zirve yapan ve tüm bu hezeyanları bir kez daha yaşamamak için ortaya koyduğunuz düşler tiyatrosu'da geçtiğimiz Temmuz ayında takkenizin düşüp kelinizin görünmesi ile devam eden bu süreçte güneşi balçıkla sıvamaktan vazgeçip hatalarınızı kabullenseniz inanın başta sizin sonrada tüm Türk Futbolu için hayırlı bir iş yapmış olursunuz..
Eğer bunu yapabilecek yüreğiniz varsa inanın en son 2007'deki şampiyonluğunuzda olduğu gibi sizi tebrik eden ilk kişi ben olacağım...
Ama öncelikli olarak bu sene takmayı haketmediğiniz ay-yıldızı formanızdan çıkarın... Rahmetli Lefter'in zamanında giydiğiniz çubuklu formanızda sarı çubuğun mu lacivertin mi üzerine geşdiğine dikkat etmeyip biçinde bulunduğumuz yıllarda sırf "içinizdeki Galatasaray kompleksinden dolayı" lacivert çubuğun üzerine diktiğiniz kırmızı bayrağımızı formanızda taşıyıp kirletmekten vazgeçin artık.
Vazgeçin ki hem sizin formanız hem de ay-yıldızımız ferahlasın...
Gelelim biz kendi içimize...
Rüzgarı bu aralar ezeli rakipler ardına almış iken kaybettık puanları... Tamam takım olarak bir duraklama dönemine girdik ama bundaki esas sebep rakiplerin kamuoyu nezdınde ıyıden ıyıye pohpohlanmaları...
Hafta içinde Kazım ile yollarımızı ayırıp eski golcümüz Necati ile nikah tazeledik. 4.5 yıl önce 27 yaşında Adnan Polat ile sürtüşüp takımdan uzaklaştırılan Necati'nin yokluğunu bu süreçte çok ama çok aradığımızı düşünüyorum..
Takım çift forvetle ancak iyi performans gösterebilirken elimizde tam bir Elmander, yarım bir Baros, çeyrekte Sercan var.. Hepsini toplasan 2 adam etmiyor.. Bu sebepten dolayı Necati tam aradığımız kan... Hem çift forvet oynayabilecek hem de gerektiğinde forvet arkasında top taşıyabilecek, adam eksiltebilecek bir yapıda...
Hele hele Gökhan gibi kadroda luzumsuz bır şekilde yer alan Kazım'ın aramızdan ayrılıp Necatı'nın gerı kazanılması bizim açımızdan çifte kazanç... Necati ile forvette bir nebze rahatlayacakken takımımızda gördüğüm en önemli eksikliğin orta sahada Melo-Selçuk ikilisi dışında güvenilir orta saha oyuncu eksikliği olduğunu belirtmekte fayda var.. Engin-Emre-Ceyhun-Ayhan ve bu mevkii de ara ara görev yapan tüm oyuncularımızın ne kadar yetersız oldukları Selçuk ve Melo'nun vasat oynadıkları maçlarda daha iyi anlaşılıyor...
Diğer bir sorunda defansın ortasında... Eboue'nın yokluğunu Sabrı dolduramayıp Ufjalusi sağ kanada çekildiğinde Semih'in ne kadar yalnızları oynadığını görüyoruz defansın ortasında... Buraya direkt oynayacak ve son yıllarda takımıza hızmet eden Song-Tomas-Neıll-Ufjalusı gibi 30-35 yas aralığında değilde 25-30 yas aralığında bır oyuncu almayı düşünmeliyiz yeni sezonda.. Üstelikte Muslera gibi bonservisine 7-8 m EURO gibi ödeyip işine ucuzuna kaçmadan yapmayız bu hamleyi...
Aksi takdirde anca en zayıf halkamız kadar kuvvetli olup 2 ileri 1 geri gıtmeye devam ederiz..