Aslan yolu
Terim, imza töreninde "Yolumuz Aslan yolu" demişti. Bu galibiyet de o Aslan yolundaki ilk adımdır. Gerisi mutlaka gelecek.
Türk Telekom Arena tarihi günlerinden birini yaşadı...Bu, ilk Fenerbahçe galibiyetiydi. Asla da unutulmayacak bir oyunla geldi galibiyet. Maça hücum ağırlıklı bir kadro ile çıkan Fatih Terim, niyetini ortaya koymuştu. Kocaman ise kalabalık orta saha ile önce oyunu tutup, baskıyı kırıp ardından yerden kısa paslarla kontrolü ele geçirme hedefindeydi, ama baskı kırılamadı.
Galatasaray, Terim felsefesini sahaya kararlı bir şekilde koyarak, önde pres yaptı ve kaptığı topları akıllıca değerlendirdi. İlk yarıda çok rahat 4 fark olabilirdi, kaleci Volkan özellikle maçın ilk 20 dakikası üst üste yaptığı kurtarışlarla tarihi br farkı önledi.
Ligin başında sol açık oynayan Eboue, alıştığımız koşularından birini yaparak Elmander'e kendini gösterdi,Yobo'ya standartbir sağ bekin atamayacağı güzellikte bir çalım atarak, yine standart bir sağ bekten beklenemeyecek klasta bir son vuruşla fitili ateşledi. O ateş Seyrantepe'den, yıllardır bu tarz bir galibiyeti bekleyen milyonlara ulaştı. Çünkü Galatasaray taraftarı, Fenerbahçe'yi sahadan silerek galip gelmeyi çok özlemişti. Öyle ki, son yıllarda Fenerbahçe'nin aldığı galibiyetler sonrası Galatasaray taraftarı eskisi kadar kızamıyordu bile. Böyle bir galibiyete camianın çok ama çok ihtiyacı vardı.
Elmander'in golü ilk yarının armağanıydı. Maçın ilk yarısı sona erdiğinde eşine az rastlanacak şekilde, hakem düdüğünü çalmasına karşın tribünler soyunma odasına tezahuratlarla uğurladı takımı. Bu, yıllardır görülmeyen bir ilk yarı sonuydu.
İkinci yarı Galatasaray, skorun da etkisiyle oyunu kendi sahasında kabul etti. Bu dakikalarda Fenerbahçe baskı yapar gibi görünse de, rakibini geride bekleyen sarı kırmızılılar Melo ile son darbeyi vurdu. İkinci yarı tarihi fark bekleyenler vardı, olmadı. Çünkü tarihi fark için "futbol şansı" da gerekir. Fenerbahçe, 6 Kasım'da Galatasaray'ın 7 Aralık'taki karakterini gösterememişti. Galatasaray, 7 Aralık'ta gol yollarında biraz daha becerikli ve şanslı olsa, yedek kulübesinde de iyi bir hücumcusu bulunsa tarih yeniden yazılabilirdi.
"İlk Adım"
Galatasaray'ın 1999-2000 sezonundaki lig şampiyonluğundan sonraki 3 şampiyonluğu da mucizeviydi. Lucescu ile imkansızlıklar içinde gelen zafer, 2006'da Gerets'in inanılmaz finişi ve 2008'de Cevat Güler'in ekibinin müthiş mayıs performansı...
Bu süreçte, şehrin karşı kıyısında Fenerbahçe özelikle idari ve mali açıdan çok iyi organize olmaya başladı. Üstelik stadını genişletip bütçesini de büyüten sarı lacivertliler yaptığı yıldız transferleriyle, büyüyen tribünlerini doldururken,o gelirle de yeni yıldızlar getiriyordu. Son 10 yılda Fenerbahçe hep zirveye yakın olmuştu. Ümit Milli Takım'dan takımda birlkte oynayan Volkan, Tuncay, Selçuk, Kemal, Servet ve Mahmut Hanefi'nin etrafına kaliteli yabancılar ekleyip model oluşturmaya çalıştılar. Geriye dönüp baktığımızda sportif açıdan Fenerbahçe için güzel yıllar geçti, ancak artık o dönem sona erdi gibi görünüyor. O kuşak yaşlandı, Alex jübileye yaklaştı, saha dışı faktörler kulübü belirsizliğe sürükledi. Bunlar yeşil sahaya yansıyacaktı, yansıdı da. Galatasaray'ın yerli oyuncu kalitesini sürekli kılıp, hatta üzerine katarak devam ettirmesi, iyi yabancılarla kemik kadroyu zenginleştirmesi, kalıcı başarıyı getirecektir. Karakterli, yetenekli ve profesyonel isimler eklenince özlenen o Avrupa zaferleri de çok uzak değil.
Tribünler de gerçekten Galatasaray taraftarına yakışanı yaptı. Eboue'nin İnönü'deki halini düşününce, çok da centilmenc e yaklaştılar Fenerbahçeli futbolculara. Fatih Terim'in de maç öncesi Fenerbahçe soyunma odasına giderek başarılar dilemesi, Aykut Kocaman ile yaptığı mini toplantı saygı uyandırdı. Her şeyden önce saygı duymak, zor durumda bulunan rakibe centilmence yaklaşmak kimseyi küçültmez...Terim yıllar önce Kadıköy'de soyunma odası koridorlarında basına açıklama yaparken "İyi ki doğdun Fatih" diye bağıranları çoktan unutmuş belli ki. Basın toplantısında derbiyi, kulübede olduğu Milan-Inter maçına benzetmek için önce Milan'ı çalıştırmak gerekir örneğin. Bu camianın Terim'i artık üzmemesi gerekiyor. Hoca hala kulübün içindeki sorunlarla uğraşıyor ve canını sıkan çok konu var fakat Fenerbahçe galibiyeti sonrası bunlardan bahsetmek şu an için yersiz. Takım lider, takım 3 yıl sonra Fenerbahçe'yi yenmiş, sorunlar bir süreliğine bekleyebilir.
Galatasaray; yeni takımı, Fatih Terim gibi bir değeri, yeni başkanı, yeni stadı ve modern vizyonu ile önümüzdeki yılları domine etmeye en yakın adaydır. Bunu sezon başından beri dile getiriyoruz. Takım büyük bir değişim yaşıyor. Sadece biraz sabır gerek. Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin içinde bulunduğu durum, Galatasaray'ın başarı grafiğine mutlaka yansıyacaktır.
Terim, imza töreninde "Yolumuz Aslan yolu" demişti. Bu galibiyet de o Aslan yolundaki ilk adımdır. Gerisi mutlaka gelecek.