Avrupa yolculuğu başlıyor
Ujfalusi'nin sakatlığı, bir stoper transferini zorunlu kılıyor. Savunmanın göbeğinde Çek oyuncunun yokluğu Gökhan Zan ya da Hakan Balta ile kapatılamaz
EVREN GÖZ YAZIYOR
evrengoz@yirmidort.tv
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde iyi bir kura çekti. Manchester United'ın favori olduğu grupta Braga ve Cluj sarı kırmızılılar için ideal rakipler.
Manchester Unıted, son yıllarda gençleşiyor. Bu da Şampiyonlar Ligi'nde sürekli üst seviyede duramamasına neden oluyor. Young, Welbeck, Jones gibi yeni yüzler var artık. Her şeye rağmen Scholes, Giggs gibi efsaneler de yol gösterici olarak takımdalar. Takımı sırtında taşıyabilen Rooney ve Nani de her an her şeyi yapabilecek kapasiteye sahip. Eski gücünden uzak gibi görünse de Ferguson'un bu genç takımı kendini ispatlamak için elinden geleni yapacaktır. Takıma katılan Kagawa ve Van Persie form düzeyi düşünüldüğünde şu an için doğru isimler olarak duruyor. Özelikle Van Persie kariyerinin olgunluk dönemine girdi ve Arsenal gemisini terkedenler kervanına katıldı.
İlk maçın Old Trafford'da olması büyük avantaj. Rooney sakatlığını o güne kadar atlatsa da tam verimli olamaz. Gruplarda ilk maçlar her zaman çok önemlidir. Galatasaray, İngiltere'de mağlup olmazsa bu gruptan kesinlikle çıkar.
Braga'ya baktığımızda, teknik kapasitesi üst düzey ve futbol oynamaktan zevk alan bir takım görüyoruz. Adını Avrupa Ligi finalinde futbolseverlere ezberleten Braga, o takımını yeniden yapılandırıyor. Geçen sezon Avrupa Ligi'nde Beşiktaş'a elenen Braga bu yıl daha dikkatli ve temkinli oynayacaktır. Ancak Braga'nın oyun stili ve takım disiplini Şampiyonlar Ligi için sonuca ulaşamayabilir. Göze hoş gelen futbollarını skora yansıtmakta güçlük çekebilirler. Özellikle Cluj'un Braga'ya yapacağı bir sürpriz Galatasaray için ikinci Cluj katkısı olabilir. İlkini Basel'i eleyerek yapan Cluj, Galatasaray'ın gruplara 3. kategoriden katılmasını sağlamıştı.
Braga'nın tempolu futbolu, Galatasaray maçlarını seyir zevki açısından beklentisi en yüksek iki karşılaşmaya dönüştürüyor. Terim'in ekibi Braga karşısında kendi futbolunu oynarsa, ortaya harika iki maç çıkabilir. Portekiz temsilcisinde kendi oyununu geliştiren Hugo Viana ve tehlikeli isim Lima dikkat çekiyor. Beto gibi iyi bir kaleciye de sahipler ancak savunma zaafları Galatasaray için umut veriyor.
Cluj, Şampiyonlar Ligi'nde tecrübe edinip adını duyurmakla meşgul. Henüz sınıf atladıklarını söyleyemeyiz. Birkaç sürpriz sonuç dışında beklenen çizgilerin dışına çıkamadılar. Romanya Ligi'ni, Fenerbahçe'ye elenen Vaslui'nin 1 puan önünde şampiyon olarak tamamladılar. Galatasaray ile karşılaşacakları 23 Ekim'deki mücadele onların resmi olarak 17.maçı olacak. Sezonu erken açtılar ve Güney Amerikalı oyuncuların yanı sıra kadrolarındaki 8 Portekizli ile gerçek bir çetenin ne demek olduğunu ispatlıyorlar. Galatasaray'ın 14 gün arayla oynayacağı iki Cluj maçında form grafiğinin sürprize müsait olmaması durumunda kolaylıkla geçilebilecek bir rakip.
Galatasaray, takım olarak değilse de oyuncuların kariyerlerine baktığımızda üst düzeyde oynamaya bir hayli alışkın. Şimdi sıra, başka yerlerde sergiledikleri oyunu birlikte yapmaya geldi. Muslera, Eboue, Melo,Hamit,Elmander, Hakan Balta tecrübeleri ile grup sıralamasında etkili olacak oyuncular. Bu isimlere Semih ve Dany'nin muhtemel uyumu, Selçuk'un çocukluğundan beri beklediği seviyede göstereceği kalite, Amrabat'ın patlayıcı gücü ve Burak Yılmaz'ın bitiriciliği eklenirse Avrupa'da başarı hiç de uzak değil.
Ujfalusi'nin sakatlığı, bir stoper transferini zorunlu kılıyor. Savunmanın göbeğinde Çek oyuncunun yokluğu Gökhan Zan ya da Hakan Balta ile kapatılamaz. Yönetimin bu saatte kaliteli bir savunmacı bulması güç ancak Ujfalusi'nin boşluğu doldurulmazsa Galatasaray o bölgede sıkıntı yaşar. Engin Baytar'ın Şampiyonlar Ligi'nde takımdaki yerini alacak olması, orta sahadaki alternatif açısından sevindirici. Sezona müthiş bir giriş yapan Emre ve Umut'un tempolarını bu seviyede tutmaları da takımdaki rekabet açısından oldukça önemli olacaktır.
Şampiyonlar Ligi'nin genel yapısına göz attığımızda en tepede Barcelona, Real Madrid ve Bayern Münih gibi oturmuş takımları görüyoruz. Son birkaç yıldır Avrupa'nın marka ekiplerindeki düşüş tüm hızıyla sürerken zengin ailelerin kurduğu takımlar artık Şampiyonlar Ligi'nde söz sahibi olmaya başlıyor. Futbolun romantizmine gönül verenler için bu petrol kokan takımlar tatsız olsa da yeni dünya düzeninde bu tarz karmalara alışmak gerekiyor. Belirli bir futbol kültürüne sahip olan ancak kasalarında ilk kez bu kadar çok paranın bulunduğu Manchester City ve PSG, en büyük ağabeyleri Chelsea'nin izinden kupaya uzanmak istiyorlar. Ancak bu yolculukta önlerinde sağlam "futbol" markaları var. Bir anlamda Şampiyonlar Ligi artık iki grubun mücadelesine dönüşüyor hızla. Bu iki grubun dışında kalanlar ise her an sürprize müsait. Çünkü diğer takımlar arasında fazla uçurum yok. İşte bu yüzden Galatasaray, şanslı kurasını iyi değerlendirirse gruptan çıktığı takdirde yapacağı her olumlu hareket futbol adına başarıdır.
Kulübün kuruluş amacına layık, Terim'in öğrencilerine aşıladığı felsefeye sonuna dek sadık, uzun bir yolculuk olması dileğiyle...
Şampiyonlar Ligi macerası hayırlı olsun.