Futbol strateji ister

Hiçbir gazeteci bir takımı koruma görevini üstlenmemli. Hatadır. Ama o kadar çok bu işi yapan gazeteci müsveddesi var ki sizler de alıştınız aynısını benden bekliyorsunuz.

Bütün okurlarıma cevaptır.
Benimle aynı fikirde olanlar ya da olmayanlara sevgim saygım baki. Ancak özgür fikir platformunda sizinle uyuşmayan fikirlere de sizler saygılı olmalısınız.
Benimle aynı fikirde olmayanlarla tartışmam. Bilirim ki futbol bir strateji oyunudur.
Bu strateji üzerine farklı düşünceler olabilir.
Farklı görüşler olabilir.
Tek bir şey olmaz; yanlış stratejiler başarılı olmaz!
Bu da yarışın sonunda belli olur.

Sadece sonuç kabul görür
Süren ligde her maç ayrı bir stratejidir.
Kazanırsın, kaybedersin. Berabere kalırsın.
Hakem hata yapar-yapmaz.
Herkesin yorumu farklı olabilir.
Bir tek; sonuç değişmez. Onu herkes kabul etmek zorundadır.
Sonuç iyi diye, hatalı stratejiler affa uğramaz.

Bu şuna benzer;
Depremde hatalı yapılmış evler yıkılır. Yıkılan evde ölen olmazsa bu evin doğru yapıldığı söylenemez. Allahın hikmetidir. Şans yardım etmiştir.
Keza;
Tansiyon hastası biri ya da şeker hastası ilacını almazsa sağlığını riske sokar. Belki bir süre güler, eğlenir, gezer neşelenir ama bir anda göçebilir.

Futbol da öyledir.
Gerekenleri yapmazsan bir süre işler iyi gidebilir ama strateji yanlışsa çöküş kaçınılmazdır.

Gelin bunları Galatasaray üzerine uygulayalım;
Galatasaray daha deprem görmedi. Ancak konstrüksiyon hatalı!
Takımda beş mevki eksik. Tıpkı çimetosu, demiri eksik bina gibi. Kuvvetli bir darbeyle yıkılabilir.
İki kanadı güven vermiyor. Orta sahası gevşek, iki beki (Eboue Afrika Kupası'na gidecek) zayıf. Savunması oynak!


Evet tansiyon yüksek!
Galatasaray maçlarını düşüşte olan takımlara karşı kazanıyor. İBB de düşüşte. Hocası gitti. Kazanmak da güzel Galatasaray'ın futbolu tartışılır. Her an tansiyonu düşebilir! İki hapı (örneğin Elmander ve Melo) almasın bu takım göçer.

Bütün bunlar bir planlama yani strateji hatasıdır.
Stratejiyi de Galatasaray Yönetim Kurulu belirler.
Bu konuda Yönetim hatalıdır.
İyi transfer yapmayarak Terim'in elini zayıflatmıştır. (Riera en belirgin örnek)

Ben bunları yazdıkça sizler de beni Terim düşmanı ilan etmektesiniz.
Siz bilirsiniz.
Tartışmam.
Ama niyetim kesinlikle o değil.

Terim yenince başka yenilince başka
Ancak bir kez daha tekrar edeyim; niyetim Terim'i yermek değil.
Terim'in iyi sonuçlar aldığında çenesi açılıyor. Gerçeklerden kaçıp sonuç üzerinden yorum yapıyor.
Kaybettiği vakit de bir bahane buluyor. (Hafızam beni yanıltmıyorsa Antalyaspor maçından sonra hakem oyunu iki dakika eksik oynattı diyebiliyor). Hem de takımı çok kötü bir oyun sergiledikten sonra.  O maçta Galatasaray ne yaptı da Terim hakemi suçluyor. Sen 90 dakika hiçbir varlık gösterememişsin son iki dakikayı bahane dersen gerçek dışı konuşuyorsun demektir.

Ben bunları söyleyince taraftar da kızıyor.
Neden?
Çünkü kaybeden takımın taraftarı mutlaka bir kaçış noktası arar.
Gerçeklerden kaçar puan kaybına kılıf arar.
Terim bunu yaptığı için onu sever.
Bir başkası gerçekleri söyleyince ona kızar.

Ya da tam tersi;
Hatalara rağmen ya da İBB maçında olduğu gibi sayısal eksik bir takıma karşı farklı galip gelirse takımı hakkında hiçbir tenkidi kabul etmez.
Ancak şunu da hatırlatmak gerekir ki;
Rakip on kişi.
Rakip on kişi kalana kadar da durum 1-1
O ana kadar Galatasaray da rakip on sekize giremiyor.

Taraftar bütün bunları bırakıp; Semih'le Webo'nun pozisyonunda benim fikrime hücum edip şahsıma saygısızlık ediyor.
Şu hiç unutulmasın ki eleştiri pozisyon için.
Yanılma olabilir, ama Galatasaray'ın stratejisinde yanılma olmaz.
Galatasaray ve Terim şansla kazanmaya devam ediyor.

On senenin ezikliği böyle giderilmez!
Taraftar geçmiş on senenin ezikliğini bu kadar ucuz başarılarla unutmaya çalışıyorsa yanılıyor.
UEFA Kupası almış bir takımın hedefi bunlar olmamalı.
Olursa Terim'e ve o takıma ihanet edilmiş olur.

Gelelim geçen sene Galatasaray'ı koruduğuma bu sene neden aynı tavrı Terim'in takımına göstermediğime.
1-Hiçbir gazeteci bir takımı koruma görevini üstlenemez. Üstlenmemli. Hatadır. Ama o kadar çok bu işi yapan gazeteci müsveddesi var ki sizler de alıştınız aynısını benden bekliyorsunuz.
Olamam. Yapamam.
Ben Galatasaraylıyım. Bunu söylemekten de hiç çekinmiyorum: Başkaları gibi tuttuğum takımı saklamıyorum. Çünkü ben Galatasaray Liseliyim.
Oradan aldığım kültür bana doğruları söylememi öğretti. Yalakalık yapamam.
Eğer Osman Tanburacı Galatasaray'ı yazıyorsa Galatasaray taraftarının Osman Tanburacı ile gurur duyması lazım.
Galatasaray Spor Kulübü Başkanı ve yöneticilerinin de Osman Tanburacı'yla gurur duyması lazım.
Çünkü
Tanburacı hatalı yazabilir, yanılabilir ama satın alınamaz!

Terim'le ilgili konuya gelince
Terim taraftarın sevgilisi olabilir. UEFA Kupası kazanmış olabilir.
Onu başarılı da bulabilirsiniz. Ancak bütün bunlar Terim'in 'ağabeyim' dediği ve hiçbir hatası olmayan Tanburacı'ya ana varta, bacı evlat ağza alınmayacak küfürler etmesini haklı kılmaz!
Dahalarını yazmıyorum.

Benim için Terim saygı duyulmaya layık biri değildir.
Ancak ben b unu koz kullanmam.
SAdalet gerekeni yuapmıştır ve TYerim üç ay hapse mahkum edilmiş. CMUK gereği karar ertelenmiştir.
Dahasına girmiyorum…

Türkiye'de teşiklatçılık vardır. Bazı lobiler bir takım insanları koruma altına alır.
Terim de bunlardan biridir.
Spor medyasını iyi izlerseniz bunları çok net bir şekilde görebilirsiniz.

Ben asla  hiçbir teşkilatın içine girmedim. Sadece kendime güvendim.
Kimsenin adamı olmadım.
Onun için de guruluyum.

Terim'i yaptığı iş için eleştiririm, kişisel problemleri bunun içine sokmam.
Terim bana küfür edemeyeceğinin cezasını kanunlar çerçevesinde zaten almıştır.
Benim onu bir daha cezalandırmama gerek yoktur.
İyi işler yaparsa Terim'i takdir etmesini de bilirim.

Terim UEFA'dan sonra devamlı mesleki düşüş göstermiştir.
Galatasaray'ın başına getirilmesinin sebebi de futboldaki başarısı için değil Florya'da disiplin sağlamasıiçindir.
Yönetim aynen şunu söylüyorsa Galatasaray'ı da tartışırım;
Bizi ancak Terim kurtarır.
Bu yanlış bir startejidir.
Galatasaray'a yakışmaz.

Asırlık Galatasaray kurtuluş için bir Teknik Direktör'ün himayesine ihtiyaç duymaz.
Teknik direktörler maaş karşılığı takımı yönetir, kulübü değil!
Eğer hal böyle ise Galatasaray yönetimi de acz içinde demektir.
Ben de bunu bir Galatasaraylı olarak içime sindiremem.

Galatasaray'ın başkalarından farkı olmalı!
Süper ligde üç takımı yenerek zor zahmet lider oluyorsam bu benim hedefim olamaz.
Galatasaray'ın tüzüğünde; 'yabancı takımları yenmek için kurulmuş bir takım' der.
Çok beğendiğiniz bu takım yabancıları yenemez!

Biraz da bunları düşünün.
Beni yereceğinize, doğruları söylediğim için alkışlayın.
Bırakın da diğer takımlardan farkınız olsun.
Bırakın da diğer takımların yazarlarından farklı,  hakaretlere ve haksızlıklara boyun eğmeyen bir yazarınız olsun.

Ancak detaylı düşünenler büyür
Türkiye futbolda sistemden  çok moral motivasyona önem verir. Sonuna kadar yanlıştır.
Futbol  bir stratejidir moral bunun bir parçasıdır.

Türkiye gerçekleri bırakıp şahıslara duyduğu sevgiyle yol alır. Bu da yanlıştır.
Futbol akılla sistemle oynanır. Sevgi yardımcı faktördür.

Takım içinde ağabeylik yoktur. Milyon dolarların döndüğü bir ortamda kuru sevgi bir şey ifade etmez. Messi'nin, Xavi'nin, İniesta'nın takım içinde bir ağabeyi yoktur.
Eğer onlarla baş etmek istiyorsak bu alaturka fikirlerden vaz geçmeliyiz.

Takımda yaratılmak istenen birlik beraberliğin de forma aşkı ile ilgisi yoktur.
Beş farlı ülkeden para kazanmak için gelen yabancıların forma aşkı olamaz.

Hiçbir yabancı Galatasaray formasını dolar aşkının üstünde tutmaz. Forma için oynamaz!'
Bunlar ham hayallerdir.
Bunları savunuyorum diye de beni suçlayamazsınız.

Terim'in bunu sağlaması da mümkün değildir. Takım iyiyse başarı gelir.
Herkesin bir kişiliği vardır. Forma aşkı empoze edilmez. Forma aşkı o formayı giyen futbolcunun hayatı algılamasıyla ilintilidir.
Keita forma aşkıyla oynamaz.
Eboue forma aşkıyla oynamaz.
Bu anlayış sadece bizde geçerlidir.

Tuttuğu takımda oynayan futbolcu sadece bizde var.
Dünya futbolcusu parayı kazandığı takımın formasını geçici olarak ıslatır.

Hepinize sevgilerimle…

Not;
Beşiktaş-Eskişehirspor maçını izleyin.
Beşiktaş'ın nasıl mücadele ettiğini ve takım olduğunu görün. Mustafa Pektemek'in nasıl bir gol attığını da görün. Pektemek Galatasaray'a gelecekti. Gelemedi.
Hangi yönetim olursa olsun, Pektemek'in alınmaması hatadır.
Bu Beşiktaş'la, İBB maçını 4-1 kazanan Galatasaray'ı da bir kıyaslayın.
Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları

Şu an okunanlar

Ufuk mu, Melo mu?

Sen bizim her şeyimizsin!

Aysal ve Terim hemen gidin!

Bu Terim'e can feda...

Herkes bu köye gelecek...