Aziz Üstel suskunluğunu bozdu

 

Aziz Üstel suskunluğunu bozdu
Yönetimde olduğu dönemlerde yaptığı açıklamalarla sık sık gündem değiştiren Aziz Üstel, uzun süren suskunluğunu yine bozdu. İşte Üstel’in birbirinden ilginç açıklamaları:

"8,5 aylık bir önceki yönetim son derece başarılıydı. Seçimi kazanıp Lucescu ile devam etseydik, başkanımız Mehmet Cansun’un, hocamızın isteği doğrultusunda anlaştığı Jancker ve Effenberg’i kesin getiriyorduk. Ersen Martin, Cihan, Murat Sözkesen ve Ekvador Milli Takımı’nın santrforunu transfer edecektik. Ayrıca yine hocamız Romanya’dan Pancu’yu ve 2-3 genç oyuncu getireceğini söylüyordu. Christian listemizde yoktu, aklımızdan da geçmezdi. Bence Fatih Terim’in listesinde de ilk 10’da yoktu bu oyuncu. Fatih Hoca da santrfor eksiğini kapatmak için mecbur kaldı Christian’ı almaya. Belki çok başarılı olacaktır Galatasaray’da.

Lucescu tam bir Avrupa beyefendisiydi ve gönderilmemesi gerekirdi. Ben olsaydım gitmemesi yönünde oy verirdim. Fatih Terim de büyük teknik direktörlerden birisi ama kulübümüzün Lucescu’ya vefa borcu var. Tarihinizde size başarılar yaşatmış başarılı bir hocayı neden yollarsınız, bilinmez.Terim yerine başkası gelseydi isyan çıkardı ama gelen isim Fatih Hoca olduğu için ses çıkmadı.

Fatih Terim, sinirlenerek, bağırarak bir takım şeylerin elde edilemeyeceğini İtalya deneyimiyle öğrendi. Terim yıllanmış şarap gibi oldu. Kısacası değişti. Eskisinden daha çok seviyorum onu. Mimikleri, tavırları değişti. Bir ara Ecevit’in gençliğine benziyordu. Onun da her tarafı oynardı. Allah’tan bugünkü haline benzemiyor. Bilge kişilik başladı Terim’de. En doğruları açıkça söylüyor. Onun bugün minimum iki yıllık kredisi var. Şampiyonluk olmasa da kimse ses çıkarmaz. Çünkü O neler yapabileceğini ispatladı.

Galatasaray’ın adı Galatasaray Spor Kulübü. Sportif başarı herşeyden daha önemli. Ödenmeyecek düzeyine gelmediği sürece borcunuz olacaktır. Sportif başarıdan ödün vererek sıfırlamak gibi bir kaygıya kapılırsanız, asıl amacınızdan sapmış olursunuz. Bugün bütün transferler Terim’in ilişkileri sonucu takıma kazandırılmış transferler. Mondragon ve Felipe’nin yüksek bedeli dışında maliyet fazla olmadı.

Faruk Süren, kulübü borçlandırması bir kenara, 1905’ten bu yana Galatasaray’ın en yararlı başkanıdır. Daha hangi kupaları kazandırtsın? Türkiye’ye Hagi, Popescu, Taffarel gibi adamları getirmiş, sizi zirveye çıkarmış. Süren, her zaman şunları söylemiştir: “Teknik direktör bir araçtır amaç değil. Ki bu Fatih Terim için de geçerli. Yönetim hocasına maddi imkanları sağlamakla yükümlüdür.” Galatasaray bugün toparlanabildiğine göre demek ki Süren o kadar büyük hatalar yapmamış.

Terim bugün araç olarak bir Ferrari, Murat 124 değil. Ama onu amaç olarak görürseniz, herşeyi o bilir tavrına girerseniz büyük yanılgılara düşersiniz. Sonuçta o da bir insan. Ona el vereceksiniz. Hata yapmaması için birlikte çalışacaksınız.

Yine Süren diyor ki, - Ben olsaydım Rivaldo’yu almıştım - Yüzde 100 alırdı. Spordaki tek amacın başarıysa, alacaksın. Özhan Canaydın ise sadece borçsuz bir kulüp yaratmaya çalışıyor. Galatasaray gibi bir kulübün Hagi’den sonra Christian gibi değil, Rivaldo gibi bir futbolcuyu alması gerekirdi. Eminim ki Terim de Rivaldo’ya itiraz etmezdi. Christian’ı istemeden aldı bence. Makaay’dan, Rui Costa’dan vazgeçmek zorunda kaldı. Rivaldo 4,5 milyon dolardı ve Galatasaray’a gelmek istiyordu ama alınmadı.

Yiğit Şardan, Canaydın’a yaptığı açıklamalarında birkaç yerde dozu kaçırdı. Ama kalkıp kulüp başkanı olarak eski yönetimin gittiği lokantayı, içtiği purosunu konuşursanız kimse sizi ciddiye almaz. Bir adam isterse tribüne nargileyle gelir maçı izler. Birşeyin özü eleştirilir, biçimi değil. Senin pantolonunu eleştirmem, kafanın içindekini eleştiririm. İster Laila’ya ister köşe başındaki meyhaneye git. Cumhurbaşkanı bile karışamazken, başkan olarak neden karışıyorsun milletin purosuna. Yanlış şeyler.

Stat sorunu gittikçe büyüyen bir sorun. Alt dehlizlerine kadar girmiş bir insan olarak, hepimizin de yıllardır bildiği gibi stadın fiziksel olarak da dayanır hali kalmadı. Tarihsel olarak görevi bitti. Yüzeysel makyajlarla olmuyor artık. Stadın finans sorunlarının Galatasaray’ın kaldırabileceği şekilde yapılması gerekir. Özhan Canaydın en uygun biçimde gerçekleştirecektir.

Ali Dürüst, Galatasaray başkanlığına fevkalade yakışan isimdir. Benim bir tane oyum var ve o da her zaman Ali Dürüst’edir. Galatasaray ikinci büyük hamlesini onunla yapacaktır. Benden küçük olmasına rağmen saygı duyarım. Soyadı gibi dürüsttür. Gönlümde yatan başkandır. Ama her sene olduğunun aksine Ali Dürüst bu sezon transferde geri planda kaldı. Bence daha aktif olmalıydı.

Özhan Ağabey, gazetecilerle konuşurken onların patronuymuş gibi konuşuyor. Halbuki öyle birşey yok. Ben başkanın demeç vermesinden yana değilim. Şeffaf olmak gibi bir zorunluluğunuz var. Olmazsanız, çıkan yalan yanlış habere de kızma hakkınız olmaz. Ali Dürüst iyi bir insan ama iyi bir basın sözcüsü değil. O görev başka birisine verilmesi gerekir. Özhan Canaydın cumhurbaşkanıysa, Ali Dürüst başbakandır. Onun sadece başbakanlık yapması gerekir.

Yöneticilik bitince büyük bir stresten kurtuluyor insan. Basın sözcüsü olduğum için biraz daha fazla sorumluluk taşıyordum. Çünkü ağzınızdan çıkacak her kelime büyük önem taşıyor. Yönetime seçilip de meşhur olmak gibi ihtiyacı olmayan iki insan varsa birisi Fatih Altaylı diğeri ise bendim. Biz zaten fazlasıyla göz önündeydik. O kriz dönemlerini hiç unutamıyorum. Sabah bir kalkıyorduk, borç üçe beşe katlanmış, tüm olumsuzluklara rağmen çok çalıştık ve bayağı iyi işler yaptık.

AIG’ye yapılan yapılmış. O gün için öyle taze bir paraya ihtiyacı vardı Galatasaray’ın, benzetme yapmak gerekirse -Denize düşen yılana sarılır hesabı bitmiş bir iş. Bugün AIG Galatasaray’ın birçok işini durdurabilecek duruma gelmiştir. Bu yönetimin geçenlerde yaptıkları doğrudur, keşke biz yapabilseydik. AIG artık -Ali kıran baş kesen rolüne soyunmuştu. Şunu yaptırmam bunu yaptırmam. Kulübün biriken parasını kullandırtmam. Pazarlama yapılmasına izin vermiyor. İki yönetim ortaya çıktı sanki. Kangrene vurulan neşter doğru karar. Yiğit Şardan da neredeyse sinir hastası oluyordu. Adamlar bizim bazı Türk bürokratları gibi, bugün git yarın gel, olmaz tarzında davranış sergiliyorlardı.



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler