Galatasaray Dergisi’nin 157. sayısında, 2016 Eurocup Şampiyonu Galatasaray Odeabank’ın önemli oyuncularından ‘Gabon Aslanı’ Stephane Lasme ile yapılan röportaj yer alıyor. Galatasaray Dergisi’nden Tolga Küçük’ün sorularını yanıtlayan başarılı oyuncunun mesajlarından öne çıkanlar şöyle:
"TARİHE GEÇTİK"
Eurocup zaferi çok güzel bir başarıydı. Hem benim için hem takım için çok önemli bir işti. Ayrıca Türkiye için de çok kritik bir zafer bu. Tarihe geçen bir başarıya imza attık. Kulüpler düzeyinde Türk basketbolunun Avrupa’daki en önemli başarısını elde ettik. Bu yüzden çok mutluyum.
"BEN KENDİMİ SEÇMEZDİM!"
Gran Canaria çok zorlu bir ekipti. Rövanşta faul problemi yüzünden kenara gelmek zorunda kaldım, o andan sonrası çok zordu benim için. Arkadaşlarıma yardım edemiyordum. Attığımız her sayıda kenardan “başaracağız” diye bağırdım.
Finalde ise maçın MVP’si seçilmek çok büyük bir onur ama dürüst konuşmak gerekirse maçı sonradan izlediğimde kendimi çok da beğenmedim. Çok daha iyi oynayabilirmişim. Atmosfer harikaydı tabii. Taraftarlar muhteşemdi. Herkes çok ateşli, çok tutkuluydu. Adrenalin had safhadaydı. Biz de tüm takım olarak çok iyi konsantre olduk. Bütün bu faktörler bir araya gelince de çok güzel bir zafer kazandık. Tarafsız gözle baktığımda kendi performansımdan çok da memnun değilim. Ben kendimi MVP seçmezdim açıkçası. Çok hata yapmışım.
"RÜYA GERÇEĞE DÖNÜŞTÜ"
Kupayı kaldırmak harika bir duyguydu. İşin en güzel yanıysa kupayı burada, Abdi İpekçi’de kaldırmak oldu. Sezon boyunca finale çıkmayı ve son maçın burada oynanmasını hayal etmiştim. Kendi seyircimiz önünde başaracağımızı biliyordum. Sezon boyunca kafamda o maçı defalarca canlandırdım ve tam da düşündüğüm gibi oldu. Bir rüya gerçeğe dönüştü.
"TELEFONU KAPATMADAN KARARIMI VERMİŞTİM"
Aileni, çocuklarını, kazanacağın parayı düşünmek zorundasın. Türkiye’de, Yunanistan’da ya da İspanya’da yaşamaya karar vermek zor bir süreç. Bunları göz önünde bulundurup bir karar vermek biraz zaman aldı. Ama Ergin Ataman’la konuştuktan sonra onun projelerinden ve fikirlerinden çok etkilendim ve daha telefonu kapatmadan Galatasaray’a gelmeyi kabul ettim.
"NBA’ TARAFTARINDAN DAHA TUTKULU"
Avrupa basketbolunda kültür çok önemli bir yer tutuyor. Bir takımda oynarken biraz dikkat ederseniz o takımın şehri ve kültürü hakkında birçok bilgi edinebiliyorsunuz. Ama en büyük fark kesinlikle taraftar. Taraftarımıza bayılıyorum. Bizim taraftarımız NBA taraftarından çok daha tutkulu. Onların yaptıklarını Amerika’da hiçbir takımın taraftarı yapmaz. O tezahüratları, o tribün şovlarını NBA’de anca para karşılığında yaptırabilirsiniz.
"GALATASARAY ÇOK YÜKSEK SEVİYELERE LAYIK"
Galatasaray dünyada çok önemli ve bilinen bir marka. Bu yüzden Galatasaray çok yüksek seviyelere layık. Final-Four oynamalıyız ya da kupayı kazanmalıyız gibi bir hedef belirtmek için henüz erken. Önümüzde bir yaz süreci var, Euroleague zorlu bir platform ama Galatasaray takımı Galatasaray ismine layık bir mücadele vermeye devam ederse zaten üst seviyelere ulaşacaktır…
"GALATASARAY’IN TARİHİNİ ÖĞRENİYORUM"
Taraftarlarımız nereye gidersek gidelim yanımızdalar. Gittiğimiz her yerde sarı-kırmızıyı görüyoruz. Muhteşem bir destek. Bu da Galatasaray’ı diğer takımlardan çok farklı bir noktaya koyuyor. Bu büyük desteğin nereden kaynaklandığını anlamak için Galatasaray’ın tarihini daha iyi öğrenmeye karar verdim.
Röportajın tamamı Galatasaray Dergisi’nin 157. sayısında.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın