Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Arif Kızılyalın, basketbol şubesindeki sorunları, alınan kötü sonuçları ve Sedat İncesu olayını değerlendirdi.
İşte Arif Kızılyalın'ın değerlendirmeleri:
"Uzun zamandır satır arası haberlere bile zor girer haldeydiler. Ne gazeteler, ne TV’ler haber yaptı. Asıl işleri basketbol olan haber portalları bile önemsemez oldu onların maçlarını doğal olarak. İlgi sıfıra indi, alaka ise hiç yok, kendi kendilerini gidip maç yapıp, “muhtemelen” yenilip dönüyorlar. Neden mi söz ediyoruz?
Hemen her 6-7 yılda bir büyük sükse yapıp şampiyonluklar kazanan ve adı hâlâ “Yenilmez Armada” olan Galatasaray basketbol şubesinden...
Lamı cimi yok, basketbol Galatasaray’da futboldan sonraki en prestijli ikinci branştır. Türkiye ve Avrupa şampiyonlukları gelmiştir, milli takımlara sayısız oyuncular gönderilmiştir. Gel gelelim, son yıllarda ara ki bulasın bu tabloyu. Kupalardan vazgeçtik, takip edeni de yok artık!
Daha 3-4 yıl öncesine kadar onbinlerce kişi geliyordu salona Ergin Ataman’lı, Oktay Mahmuti’li kadroların peşinden. Şimdi sattıkları kombine 172. Yanlış okumadınız sadece yüz yetmiş iki! Neymiş, öteki şubeler için para yokmuş, UEFA’nın FFP (Finansal Fair-Play) kuralları nedeniyle futbol üzerinden kazanılan para sadece futbola harcanırmış! Kabul de Fenerbahçe ve Beşiktaş nasıl çeviriyor bu şubeleri?
Mesela Fenerbahçe nasıl yıllardır Avrupa’nın zirvesinde?
Nasıl mı? Önce Ülker, ardından Doğuş gruplarının büyük maddi desteğiyle Avrupa’nın en iyi yapısını kurdular, bu yıl da “Madem bu işe baş koyduk, yüreyeceğiz” diyen Ali Koç’un şahsi desteğiyle çizgilerini koruyorlar. Beşiktaş da ezeli rakibi kadar ‘hatırlı’ sponsor bulamamasına rağmen önce Milangaz, sonra Integral, şimdilerde de Sompo Japan ile çeviriyor çarkı, gayet de iyiler!
Peki Galatasaray?
Hani şu 1453’ten bu yana eğitim ve yönetim kültürü olan Sarı-Kırmızılı camia niye bulamıyor sponsor? Oysa, bugün için iş dünyasının her yerinde G.Saray Liseli, G.Saray Üniversiteli, çoğu kulüp üyesi iş insanı var. Ama, “tık” sesi bile gelmiyor! Çünkü istemesini beceremiyor yönetim! İstemesini bilmezseniz o sponsor gelmez, hatta Odeabank örneğinde olduğu gibi pılıyı pırtıyı toplar gider! Ne yazık ki, burada kaçıp giden sponsor değil, 113 yıllık kulübün itibarıdır. Dünya Şampiyonu, yürekten G.Saraylı, tekerlekli sandalye basketbol takımının antrenörünü parasızlıktan kızının kumbarasını kırıp yol parası bulmaya mahkum ederseniz, futboldaki başarılar sizi kurtaramaz. Hele hele erkek takımınız yanlış yapılanma nedeniyle gelene gidene yenilirse bırakın genel kurulu, Divan Kurulu’na bile çıkamazsınız üzüntüden!
“İyi güzel de ülkede ekonomik kriz var, para yok” diyorsa birileri onlara bir öneri; gidin kaprisiniz yüzünden yolladığınız ve hâlâ maaşını ödediğiniz ülkenin iyi 3-4 koçundan biri olan Oktay Mahmuti’yi öpüp, sarıp, sarmalayıp geri getirin, camiadan bir holding patronunu ikna edin yeter! Bu kadar basit! Bir de basketbol takımınız Avrupa kupasında rakibinden fark yediği saatlerde sosyal medyadan Cihangir turşucusunun reklamını yapmaktan vazgeçin! Maazallah, turşusu iyi de sırf suyunu içerseniz mide spazmı geçirirsiniz!"
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın