Futbol takımlarında 10 numaralı formanın özel bir önemi vardır. O numarayı her futbolcuya vermezler. Dünyanın neresine giderseniz gidin, bu böyledir. Değişmez bir kuraldır; 10 numaralı formayı, özel futbolcular giyer. Marcele Adrian Carrusca da Galatasaray’a gelmeden önce Arjantin’in en önemli takımlarından Estudiantes’te 10 numaralı formayı giyiyordu. Bir futbolcu için ufak tefek sayılacak fiziğine karşın sol kanatta olağanüstü işler yapıyordu. Estudiantes taraftarlarının 22 yaşındaki gözdesi, bu sezon başında kariyerinde dönüm noktası teşkil edecek bir karar alarak Galatasaray’a geldi.

İstanbul’a ayak bastıktan sadece dört gün sonra Ankaraspor karşısında ilk 11’de forma giyen Carrusca, sonrasında ’Türkiye’ye uyum sağlayamadı’ gerekçesiyle yedek bırakıldı, son dakikalarda oyuna sokulan bir futbolcu oldu.

Bir tek maç bile 90 dakika oynamadığı için, kimsenin net bir fikir sahibi olamadığı Marcelo Adrian Carrusca’dan kendisini anlatmasını istedik. O da bizi kırmadı ve nerelerden geldiğini ve nerelere gitmek istediğini açık yüreklilikle dile getirdi...

Forvetimiz çok güçlü

"Galatasaray’daki ilk maçımı, İstanbul’a geldikten birkaç gün sonra oynadım. Tabii uzun yolculuğun getirmiş olduğu olumsuzluklar ve uyum sorunu nedeniyle isteneni veremedim. Daha sonraki maçlarda da neler yapabileceğimi gösterecek kadar süre almadım. Hocam Gerets’le aramız gayet iyi. O da İtalyanca bildiği için kendimizi rahat rahat ifade ediyoruz. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum, forma şansı bulduğum ilk maçta herkes Carrusca’nın kim olduğunu görecek.

Galatasaray’da bütün futbolcular kendi mevkilerinin önemli adamları. Özellikle de forvet hattımız çok kuvvetli. Ben de bu takımda oynamayı tabii ki çok istiyorum. Gerets beni Beşiktaş maçında oynatmayı düşünüyordu. Fakat, sakatlanınca, hem o, hem ben hayal kırıklığına uğradık. Bu durum beni daha çok hırslandırdı. Antrenmanların dışında kondisyon merkezinde Cevat Güler hocayla çalışıyorum. Kısa zamanda sakatlık ve kondisyon sorunum ortadan kalkacak.

Bu güzelliği bırakmam

Gelecekte ne olacağını kimse kestiremez ama ben burada çok rahatım, gitmeyi kesinlikle düşünmüyorum. Burada, hem kulüp içinde, hem dışarda insanlar bana çok iyi davranıyor. Böyle bir güzelliği kolay kolay bırakmam. G.Saray’la 5 yıllık sözleşme imzaladım. Sonuna kadar burada kalmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Ben çok sabırlı bir insanım. Beklemesini bilirim.

Takım içerisinde dil sorunum olduğu doğru. Ama Galatasaray, arkadaşlığın yüksek seviyede olduğu bir takım. Bu yüzden fazla sıkıntı yaşamıyorum. Mondragon’la aynı dili konuştuğumuz için genelde onunla sohbet ediyorum. Hakan Şükür de İtalyanca bildiği için, kolay iletişim kurabildiğim futbolculardan biri. Bana sık sık bir ihtiyacım olup olmadığını soruyor ve her konuda yardımcı oluyor. Ayrıca, çat pat İtalyanca bilen İliç, Tomas ve Song’la da konuşuyorum.

Dört takım çekişecek

Türkiye’nin en önemli dört takımı Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor. Gördüğüm kadarıyla bu sene de ligde bu dört takım çekişecek. Dördü de son derece güçlü ve kaliteli oyunculardan kurulu. Burada, günler geçtikçe ligde çok büyük bir rekabetin olduğunu görüyorum. Böyle bir rekabetin içinde ben de olduğum için kendimi şanslı sayıyorum."

Ben G.Saray’la anlaşınca ağabeyim futbolu bıraktı

Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te dünyaya gelen 22 yaşındaki Marcelo Adrian Carrusca, ağabeyinin de futbolcu olduğunu, ancak kendisinin Galatasaray’la anlaşmasının ardından, futbolu bırakıp Türkiye’ye geldiğini söyledi. Carrusca, şunları söyledi:

"Futbola 5 yaşımda La Plata Kulübü’nde başladım, 18 yaşımda iken Estudiantes ile profesyonel sözleşme imzaladım. 25 yaşında bir ağabeyim ve 17 yaşında bir erkek kardeşim var. Ağabeyim benimle birlikte Estudiantes’te oynadı. Daha sonra ikinci lig takımlarından birine transfer oldu. Orada oynuyordu, ama ben Galatasaray’la anlaşınca, benimle birlikte buraya geldi. Arjantin’de küçük bir tavuk çiftliğimiz var. Babam orasıyla uğraşır. Kazandığım paraların bir bölümüyle babama katkı yapıyorum.

İstanbul hayal ettiğimden daha güzel bir şehir

"Bana buraya gelmeden önce İstanbul’un güzel bir şehir olduğunu söylemişlerdi. Bu duyduklarımla kafamda İstanbul’a hayal ettim. Ama buraya gelince hayalimdeki istanbul’dan daha güzel, daha muhteşem bir şehirle karşılaştım. Bu kadarını asla beklemiyordum."

Bunlar nişan yüzüğü değil, hediye

Evli değilim ama bir sevgilim var. (Parmağındaki yüzükleri göstererek) Yanlış anlaşılma olmasın diye söylüyorum, bu yüzükler nişan yüzüğü değil. Bizim oralarda bir adet vardır; yılda bir kez birbirimize yüzük hediye ederiz. Bu yüzükler de o hediyelerden. Kız arkadaşım okuyor. Okulu tatilde olduğu için buraya geldi. Vakit buldukça da İstanbul’a gelip gidecek.

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın