"Forma Karan’ın hakkıydı ama söyleyemedim!"
 
Hürriyet
"Forma Karan’ın hakkıydı ama söyleyemedim!"
Hakan Şükür’ün Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük golcüsü olduğu, içi boş bir laf değil, gerçektir. Açın bakın, bütün istatistikler onun Kral olduğunu söyler. Bursaspor’dan Galatasaray’a geldiği 1992 yılından bu yana Türk futbolunun en çok tartışılan ismi olan Hakan Şükür ile gündemdeki konuları konuştuk. Tromso hezimetinden başlayarak, Gerets’i, Hagi’yi, Galatasaray’ı ve Milli Takım’ı sorduk. İçinden geldiği gibi, bir Kral gibi konuştu...

Sorumluluk alınmadı

"Tromso maçına kafa olarak hazırlanamadık. Ayrıca, önemli oyuncularımız sakattı. Ben de daha yeni toparlamıştım kendimi. Samsun’da ağır bir zeminde zorlu bir maç yaptık. Hemen ardından yine ağır bir zeminde Tromso ile oynadık. İstanbul’daki maçta Tromso takımı çok kapandı. Bizden de kimse sorumluluk almadı. Herkes ‘ben gol atayım’ duygusuyla hareket edip, rakip ceza alanına girdi. Bütün bunların üstüne bir de ofsayttan gol yiyince iyice stres yaptık. Kısacası her şey onların lehine gelişti.

Kaleciyi öldürürsün

Anelka’nın Konyaspor maçında yaptığı hareket çok kötü. O tür sıçrayışları İngiliz futbolcular yapıyor. Kolları vücuttan uzak tutarak, arkasındaki ve yanındaki rakibi dağıtır, böylelikle de kendisine daha rahat vuruş imkanı sağlar. Bu sıçrayışları kalecinin dibinden yaparsan, kaleciyi öldürürsün. Anelka’nın pozisyonunda hakemin yaptığı hata, diğer hakemleri de zor duruma soktu.

Kötü düşüncelere fren

Trabzonspor, Galatasaray ve Beşiktaş’ın sahaya aynı pankartla çıkmasını çok anlamlı buluyorum. Bizim tepkimiz hakemle alakalı bir şey değildi. Kötü düşünceleri daha başından frenlemek açısından iyi bir şey yaptığımıza inanıyorum.

Gerets’le her şey güzel

Gerets’in gelişiyle birlikte takım içerisinde inanılmaz bir kaynaşma oldu. Gayet iyi gidiyoruz. Bazen performansımızda düşme olabilir ama takım olma duygusuyla bunu rahatça aşacağımıza inanıyorum.

Hocamız bize her zaman şunu söylüyor; ‘Hücum oyuncuları ne kadar defans yaparsa, defanstakiler de ne kadar ofansı düşünürse bizim için o kadar iyi.’ Biz de maçlara bu bilinçle çıkıyoruz.

Eric Gerets bize hiç maç kaseti seyrettirmiyor. Ne istiyorsa bunu bize antrenmanlarda gösteriyor. Gerets yüksek tempolu antrenmanlar yaptırıyor. Maç sabahlarında bile ağır çalışıyoruz. Hatta maçlara yorgun çıkıyor gibi oluyoruz.

Hep iftiralarla yaşadım

Hayatım boyunca iftiralarla yaşadığım için artık piştim. Başarılı insanlara hep atıp tutarlar, açığını ararlar. Zaten bu hep böyledir. Özellikle bazı insanlara ağzınla kuş tutsan yaranamazsın. İsmim çok yerde kullanılıyor. Ya reyting için ya da reklam için. Hakan Şükür olmak kolay değil.

Feldkamp bambaşka

Benim gözümde en değerli teknik direktör Karlheinz Feldkamp’tır. Her şeyi onda gördüm. Galatasaray’daki ilk sezonumda hocamdı. Bir gün Sarıyer ile oynuyorduk. Çok kötü oynadığım bir maç sonunda 0-0 berabere kaldık. Feldkamp maçtan sonra gazetecilere, ‘Hakan Milli Takım oyuncusu değil’ demiş. Ertesi gün gazetelerde gördüm. Çok üzülmüştüm. Beni hemen yanına çağırdı ve, ‘Seni hırslandırmak için böyle konuştum’ dedi. O böyle söyleyince rahatladım. Feldkamp çok tecrübeli bir hocaydı. Derbilerden önce bizi hep, ‘Rakibimiz bizden 10 yıl ilerde’ diyerek motive ederdi. Biz böyle çok derbi kazandık.

Futbolu bırakınca antrenör olacağım

Çok keyifli ve zevkli bir şey futbol. Ondan asla kopamam. Futbolu bırakınca antrenörlük yapacağım. Jübilemden sonra Galatasaray’dan bu konuda teklif gelirse kabul ederim.

Merdiven boşluğunda maçlara giderdim

Şimdiki gençler çok şanslı. Çünkü hepimiz onlara yardımcı oluyoruz. Ben o yaşlarda iken, takım otobüsünde oturacak koltuğum bile yoktu. Merdiven boşluğunda maçlara giderdim.

Jardel gibi değilim top bekleyemem

Forvet oyuncuları hücumda çakılı oynarsa, takımlarına hiçbir şey kazandıramazlar. Ben her zaman çok koşmam gerektiğine inanıyorum. Eğer gerektiği kadar koşmazsam rahat edemiyorum. Jardel gibi topu bekleyemem ben.

Önce iş sonra oruç

Futbol eskisi gibi değil, çok zor. Bu yüzden düzenli oruç tutamıyorum. Kendi inancını ön plana tutarak hareket edemezsin. Çünkü, senden bir şeyler bekleyen insanlar var. Ama benim gibi düşünmeyenler de var. Mesela Sivassporlu Balili. Kendi inancına göre, oynamadığı zamanlar da oluyor. 

Forma Ümit Karan’ın hakkıydı ama hocaya söyleyemedim 

Sivasspor maçından önce formsuzdum. Ümit Karan ise çok formdaydı. Ama hoca beni oynattı. Bu durum beni çok rahatsız etti. Çünkü forma Ümit’in hakkıydı. Bunu hocaya söyleyecektim ama bir türlü söyleyemedim. Ben hayatım boyunca kendimi bilerek yere atıp penaltı yaptırmadım. Ama pozisyon icabı nizami şarjda yere düşüyorsun, hakem de penaltı veriyor. Bu seneki Diyarbakırspor maçında da böyle bir pozisyon oldu, hakem Metin Tokat iyi süzemediği için penaltı verdi. O penaltı da gol olmadı. Allah’ın da istediği buydu sanırım.

Para değil huzur önemli

Maddi yönden çok zorlandığım günler oldu. Geri çevrilmeyecek paralar koydular, önüme. Ama ben hep verdiğim sözün arkasında durup, G.Saray’da kaldım. Başka bir kulüpte parayı alırsın ama rahat olamazsın. G.Saray’da her zaman mutluydum ve mutluyum da.

İyi bir futbolcu olmak için sadece yetenek yetmez. Aynı zamanda kuvvetli olmak zorundasınız. Ben gol atamadığım zaman diğer becerilerim konuşuluyor. Adam eksilttiğim, rakibe pres yaptığım, diğer arkadaşlara boş alan açtığım gibi... Ümit Karan bir gün bana, ‘Hakan ağabey, sen oynamadığın zaman ben boş alan bulamıyorum’ dedi. Benim bir değişik yapım vardır. Koştukça açılıyorum. Özellikle maç öncesi ısınma antrenmanlarında kendimi zorluyorum. Eğer bu zorlamayı yapmazsam maçın sonunu getiremem.

Maçı satın aldık derlerse oynamam

Birileri bana, ‘Hakan bu maçı satın aldık, haberin olsun’ deseler, kesinlikle o gün sahaya çıkmam. Vicdanım rahat etmez çünkü. Ben bir şey bilmediğim için bu lig bana temiz geliyor.

Yanal’a kimse inanmadı

Bir şey yapmak istedikten sonra bahane bulursun. Ersun Yanal’ın benimle ilgili söylediği, ‘Sistemime uymadığı için Milli Takım’a almıyorum’ sözlerine kimse inanmadı. Gürcistan maçından sonra otelde odamda Rüştü ile beraber oturuyorduk. Ayağımda buz vardı. Saat 02.30 gibiydi. Ersun hoca odaya geldi. Buz olduğu için ayağım yukarıdaydı, dolayısıyla oturuşumu düzeltme şansım yoktu. Ama o, ‘ayağını indirmedi’ diye düşündü. Daha sonra Milli Takım’a çağrılmadım. Bu durum beni çok üzdü. Cevabını bilmediğim bir soruyla karşı karşıyaydım. Bir gün Ersun hocayı aradım. Bana, ‘Hakancığım, bundan sonra böyle olacak. Sistem gereği seni oynatamayacağım’ dedi. Ben de, ‘Rahatladım hocam, sağolun’ karşılığını verdim ve kapattım. Ondan sonra birçok kez telefonda konuştuk. 1-1’lik Danimarka maçından sonra arayıp tebrik ettim.

Fenerbahçe Milan’ı yener

F.Bahçe’yi geçen sezon iki kere yendik ama bu sene daha farklılar. Sistemli ve sabırlı oynuyorlar. Ben lig şampiyonunu, o günün şartlarının belirleyeceğini düşünüyorum. Daum’u çok beğeniyorum. Milan’a son dakikalarda kaybettikleri maçtan sonra çok ağır eleştiriler aldı. Bence Daum yanlış yapmadı. F.Bahçe gruptan çıkar. Milan deplasmanlarda çok kötü oynuyor. F.Bahçe Kadıköy’de onları yener.

Hırs yaptım İnter’e gittim

Ben İnter’den önce Milan’a gidecektim. Ama son anda engellendim. Bu engelleme yüzünden de hırs yaptım ve kadrosunda kimlerin olduğuna bakmadan İnter’in teklifine ‘Evet’ dedim. Çünkü İnter ve Milan aynı şehrin, Milano’nun takımı ve aralarında inanılmaz bir rekabet var. Bu rekabet benim İnter’e gitmeme neden oldu. Eğer ilk Milan’a gitmiş olsaydım, hala orada oynuyor olacaktım. İnter’in kadrosunda 8 forvet oyuncusu olduğunu oraya gidince gördüm.

En çılgın arkadaşım Hasan Şaş

Hasan Şaş’ın özgüveni var. Palazlandıkça daha çok açılıyor. Sezona iyi başladı, inşallah böyle de devam edecektir. En çılgın arkadaşım Hasan Şaş’tır. Çok agresiftir, hırslıdır ama çok temiz bir insandır. Doğru düşünen bir yapısı var. Benim en iyi anlaştığım insandır. Yaşadığı çoğu sakatlık da psikolojiktir. Kafasına taktığı zaman sakatlanıyor.

Gerets renk vermiyor Hagi tersiydi

Gerets değişik bir hoca. Karizmatik bir duruşu var. Kendinden emin hareket ediyor. Biz itiraz edip başka bir şey söylesek bile, ‘Hayır, böyle olacak’ diyor. Suratı kesinlikle renk vermiyor. Ama Hagi’nin sinirli olduğunu sabah yüzünden anlıyorduk. Ruh hali suratına aynen yansıyordu.

Borçlu kulübü yönetmek kolay değil

Bu kadar borcun içindeki bir kulübü yönetmek kolay değil. Yöneticilerimiz ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Ben bundan çok daha kötü zamanlar yaşadım. 10-11 ay paramızı alamadığımız zamanlar olmuştu. Ama şu an iyi başkanın olduğu dönemi yaşıyorum. Ergun Gürsoy da bizim için elinden geleni yapıyor. 



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler