Türkiye Kupası Yarı Final ilk maçında Galatasaray, TT Arena'da 4-1 mağlup etti.
Zaman Gazetesi yazarlarından Ahmet Çakır, "Finalin adı erken konuldu" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Çakır, "Cim Bom’un bu maçtan böyle bir sonuç çıkarmasına şaşmamak da elde değildi ama bu bildiğimiz büyük takım özelliğiydi." dedi. Chedjou konusunda, "Maça felaket başladı. İlk 3 topu rakibe attı. Aklı başka yerde gibiydi." açıklamasını yaptı
İŞTE O SÖZLER...
Sergen Yalçın’ın strateji hatası, kupa finalinin ikinci takımının hangisi olacağını erken ortaya koydu.
Genç teknik adam, bir yığın forvetle sahaya çıkıp 90 dakika açık oynamanın önce ödülünü aldı, sonra bedelini ağır ödedi. (Bir yandan kendisini reklam filmlerinde izliyoruz ki bu işine yoğunlaşmasını engelleyen bir durum değil mi? Bu aşamada kendisinden daha büyük bir iş ciddiyeti bekleniyor.)
Aslında ilk yarıda iki teknik adamın da hesaplarının tuttuğunu söylemek mümkündü. Sivasspor bütün hesaplarını onun üzerine yaptığı golü çok çabuk buldu. İkinci için de bir yığın fırsat yakaladı ama bu madalyonun bir de öteki yüzü vardı.
Hamza Hamzaoğlu için de gol yemek kader gibiydi, öyleyse yediğinden fazlasını atmak gerekiyordu. Takımı bunu beklenenden çok daha iyi becerdi.
İlginç olan nokta, yenilen golde başsorumlu sayılabilecek iki adamın gol atmasıydı. Sabri Reis’inki -üstelik sol ayağıyla olunca- 10 yılda bir rastlanan türden işti. Takımını da ayağa kaldırdı… Melo’nun oynamadığı lig maçlarında kaybedilmiş olan puanlar şampiyonluğa malolabilir; oynadığı maçlarda da kupayı kaybettirmek niyetinde göründü ama sonra toparladı. Onun gereksiz hareketleri pahalıya maloluyor. Basit oynadığında çok daha yararlı olduğunu kabul etmek istemiyor.
Aslında Sarı Kırmızılı takım Chedjou’nun hatası yüzünden gol yiyecek gibiydi. Çünkü Kamerunlu oyuncu maça felaket başladı. İlk 3 topu rakibe attı. Aklı başka yerde gibiydi.
Cim Bom’un bu maçtan böyle bir sonuç çıkarmasına şaşmamak da elde değildi ama bu bildiğimiz büyük takım özelliğiydi. Umut’un olağanüstü verimsizliğine, Yasin’in gol becerisinin olmayışına ve Bruma’nın tek hareketle kalmasına karşın farka gitmeyi sağlayan adam Sneijder’di. Hollandalı oynadığı oyunun yanında attığı nefis frikik golüyle maça damgasını vurdu. (Bu gol için arkadaşlarından yediği ‘sevinç sopası’ da görülmeye değerdi…)
İkinci yarının başında Burhan’ın boş kaleye atmasına direğin engel olduğu pozisyon, Sivasspor adına maçın kırılma anıydı. Sonrasında da konuk takım umduğu pozisyonları buldu ama bunları değerlendirme konusunda becerikli değildi. Semih maç eksiğine karşın iyiydi. Olcan ilerdekinden daha verimliydi ama savunmadaki genel dağınıklık sorunu bir türlü ortadan kaldırılamıyor. İkinci maç da hesaba katılarak işi bitirdiği söylenebilecek penaltı, pek hakemlerimizin verdiği türden değildi. Galiba İlker Meral, daha önce Sneijder’in kaleye giden şutunun kesilmesiyle birleştirerek ‘ikisi bir penaltı eder’ yorumu yaptı!
Yasin’in çok kolay girdiği gol pozisyonlarını bitiremeyişi, Sivasspor’un da buna aynı biçimde karşılık vermesiyle oyun noktalandı. İkinciyi bulup evlerine küçük de olsa bir umut taşıyamadılar. Doğrusunu isterseniz finalin adı ilk maçlarda konulmuş gibi oldu.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın