Albert Riera'dan Galatasaray ve Fatih Terim itirafları!

19

ALBERT RIERA: "XAVI, XABI, RAFA VE FATİH TERİM!"

Galatasaray'da 2011-2014 arası futbolculuk, 2020-2022 arasında da antrenörlük yapan Albert Riera, geçmişini ve teknik direktörlük hakkında öğrendiklerini 'Coaches Voice'a anlattı. Şu anda Bordeaux'ta görev yapan Riera, yazısında Galatasaray'da çalıştığı Fatih Terim'e de övgüler yağdırdı. İşte Riera'nın satırları:

18

"BİR HATAYLA HER ŞEY DEĞİŞTİ"

"Bir oyuncu olarak kariyerim yaptığım bir hata yüzünden tamamen değişti. Espanyol'daydım. Girondins de Bordeaux'da geçirdiğim iki iyi yılın ardından 2005 yılında imza attım. Sezon öncesi antrenör Miguel Angel Lotina ile sahadaki pozisyonum hakkında bir konuşma yaptım. Benden kanat oyuncusu olarak oynamamı istedi ama ben ona kanat oyuncusu olduğumu söyledim. Lotina şöyle cevap verdi: "Evet ama ben hücumcu beklerle oynamam. "Ben kanat oyuncularıyla oynarım.", "O zaman ben oynamıyorum," dedim. "O zaman sorun yok. Sen yedek kulübesinde otur, başkası oynar," diyerek konuşmayı kapattı Lotina. Her şeyi berbat ettiğimi anlamam sadece üç maçımı aldı. İşte bu yüzden şimdi bir teknik direktör olarak oyuncularıma farklı pozisyonlarda oynayabilmelerini söylüyorum. Bunu yapmak zorundalar çünkü bu onlar için daha iyi olacak. Hem oyun hakkında daha fazla bilgi sahibi olacaklar hem de daha fazla oynama imkânına sahip olacaklar."

17

"FAKİR BİR MANCHESTER CITY'E GİTTİM"

"Neyse ki bu hatamdan sonra kendimi geliştirmem için başıma gelebilecek en iyi şey oldu: Manchester City'e gitmek! Lotina için çok az oynadıktan sonra 2005/06 sezonunun ara transfer döneminde oraya kiralık olarak gittim. Tırnak içinde söylüyorum, 'fakir' bir City'ydi çünkü gittiğimde hiç para yoktu. Ama şimdiki gibi inanılmaz taraftarları vardı. Teknik direktör Stuart Pearce'dı. Çok direkt bir oyun felsefesi olan bir teknik direktördü: oyunu geride kabul ederdik ve çok çok hızlı bir şekilde hücum etmemiz gerekiyordu. Pearce iki yönlü oyuncular istiyordu çünkü özellikle Premier Lig'in en büyük takımlarına karşı bu şekilde kazanabileceğimizi biliyordu. City'nin şu anda oynadığından tamamen farklı bir oyun ama o zamanlar elimizdeki oyunculara göre oynayabileceğimiz tek oyun buydu. Eğer buna uygun oyuncularınız yoksa belli bir şekilde oynamaya çalışamazsınız. Bu daha direkt oyun beni çok daha iyi bir futbolcu yaptı. İspanya'da daha az temğp ve topla düşünmek için yeterli zamanın olduğu futbola alışkındım. Ama İngiltere'de tempo çılgınca. Duraklama yok ve topla düşünmek için daha da az zaman var. Defans oyuncusu üzerinize geliyor. Manchester United'lı Gary Neville ile girdiğim düelloları hatırlıyorum. Neville, United'ın sağ kanadını korumaktan gurur duyuyordu."

16

"PREMIER LİG HARİKAYDI"

"Sonraki sezon öncesi Ernesto Valverde'nin teknik direktörlüğünü yaptığı Espanyol'a döndüğümde farklı bir oyuncuydum. Artık çarpışmaya ya da düelloya gitmekten kaçınmıyordum. Fiziksel ve zamanlama açısından Premier Lig benim için harikaydı. İki yıl sonra, 2008'de İngiltere'ye döndüm. Bu kez Espanyol ve İspanyol takımındaki iyi performansımın ardından 12 milyonluk bir transferle Rafa Benitez'in Liverpool'una gittim. Ancak Rafa'nın hakkımda yaptığı araştırmalar nedeniyle imzam transfer döneminin son günlerine kadar ertelendi."

15

"RAFA BENİ HERKESE SORMUŞ"

"Kariyerim boyunca görüştüğüm bazı kişiler bana "Benitez beni aradı ve senin hakkında bir şeyler sordu" dedi. "Dikkatli ol. Bakalım ona ne anlatmışsın. Umarım iyidir" diye şaka yaptım Rafa ile konuşmuş olan insanlarla. Ama Rafa bunu neden yapmıştı? Çünkü beni bir insan olarak tanımak istiyordu. Bir oyuncu olarak beni görmek için maçlarımın raporlarına ve videolarına zaten sahipti ama nasıl biri olduğumu bilmiyordu. Benim için bu büyük bir başarı çünkü bir oyuncuyu transfer edeceğiniz zaman onun insani yönünü bilmek çok önemlidir."

14

"İSPANYOL LIVERPOOL DERLERDİ"

"Liverpool'a geldiğimde beni en çok şaşırtan şey takım dinamiğiydi. Diğer İspanyol oyuncular zaten takımdaydı: Fernando Torres, Xabi Alonso, Pepe Reina ve Alvaro Arbeloa. Basın, özellikle İspanya'da, 'İspanyol Liverpool' hakkında çok konuştu ama takım içinde böyle bir şey yoktu. Liverpool'un tesisi Melwood'da sadece bir grup vardı ve sadece İngilizce konuşuluyordu. Şüphesiz, Rafa'nın başarılarından bir diğeri."

13

"BENITEZ EN İYİLERDEN..."

"Bana sahip olduğum antrenörleri sorarsanız, Rafa en iyilerden biridir, özellikle de taktiksel açıdan. Onunla saha içinde çok şey öğrendim. Ne zaman duracağımı, üstünlük sağlamak için ne zaman atak edeceğimi ya da rakip tarafa karşı teke tek oynamak için en iyi zamanın ne zaman olduğunu. Oyunun tüm bu taktiksel kısmını onunla öğrendim."

12

"VALVERDE VE ARAGONES"

"Daha sonra başka alanlarda da çok iyi teknik direktörlerim oldu. Valverde sadelik konusunda... Futbolda çoğu zaman basit bir şeyi yapmak en karmaşık şeydir. Ya da karakteri ve oyuncuları motive etme şekli için Luis Aragones."

11

"ANFIELD'DAN KEYİF ALDIM"

"Liverpool'daki dönemimden keyif aldım çünkü İngiliz futbolunu ve sahadaki atmosferi seviyordum. Anfield'da çok daha fazla. İlginçtir ki Liverpool formasıyla evimdeki ilk maçım, City'de olduğu gibi United'a karşıydı. Ve her ikisinde de kazandığım için şanslıydım. City ile 3-1 ve Liverpool ile 2-1. Ancak o Liverpool, benim oynadığım City'den çok farklıydı. Biz çok baskın bir takımdık. Rafa, Torres ve Steven Gerrard'a içeride alan yaratmak için çok açık oynamamızı istiyordu. Ancak Liverpool'da sadece iki sezon geçirdim. İkinci yıl sakatlıklar nedeniyle sezonun son bölümünde oynayamadım ve ayrıca takımın kalitesine rağmen iyi sonuçlar alamadık."

10

"HODGSON 'İNGİLİZLEŞTİRECEĞİM' DEDİ"

"Sonra Rafa gitti ve Roy Hodgson geldi. Ve orada, bir teknik direktörün sezon öncesi konuşmasında, Liverpool'daki zamanımın sona erdiğini anladım. "Takımı İngilizleştireceğim" dedi bize. Dinamiği ve oyun tarzını değiştireceğini anlamak için daha fazlasını söylememe gerek kalmadı. İspanya dışındaki deneyimlerime yenilerini eklemek için bir sonraki hedefim Olympiakos'tu. Daha öncesinde bir İspanyol oyuncu için yurt dışı transfer zordu ama bu normaldi. En iyi liglerden birindeyseniz neden oralara gidersiniz? Şimdi bu durum değişti ve bir İspanyol oyuncuyu yurt dışında görmek daha kolay ama ben bunu yaptığımda bizden çok fazla yoktu."

9

"TERİM VE MANCINI İLE ÇALIŞTIM"

"Galatasaray'da da durum aynıydı. Daha fazla tecrübe kazanmak için önemli bir aşamaydı ve ilginç bir şekilde Roberto Mancini ya da Fatih Terim ile kanat ve kanat oyuncusu olarak oynadım. Birkaç yıl önce, çok daha gençken Lotina'ya hayır deyip 30 yaşında kanat oyuncusu ve kanat oyuncusu olarak oynamaya başladım. Yani futbolun nasıl bir şey olduğunu görebilirsiniz... Watford, Mallorca ve Udinese'de forma giydikten sonra son takımım Slovenya'dan Koper oldu. Oraya gitmemin nedeni ailevi bir meseleydi. Asya ülkelerinde oynamak için teklifler vardı. Maddi açıdan önemli tekliflerdi ama ben Avrupa'da aileme yakın olmak istiyordum. Ta ki kafamın daha fazla kaldıramayacağı bir zaman gelene kadar. Her ne kadar 36 yaşında olsam da fiziğim yüzünden değil, zihnim yüzünden bıraktım. Eğer motive değilseniz, oynamaya devam etmenin bir anlamı yok."

8

"WHATSAPP GRUBU: XAVI, XABI, RAUL, SENNA VE JOAN"

"Ancak futboldan uzun süre uzak kalmadım. Birkaç ay sonra İspanya Kraliyet Futbol Federasyonu beni aradı çünkü yakın zamanda emekli olmuş birkaç uluslararası futbolcuyla birlikte bir antrenörlük kursu düzenlemek istiyorlardı. Xavi Hernandez, Xabi Alonso, Raul Gonzalez, Marcos Senna ve Joan Capdevilla vardı. Dersler inanılmazdı, aramızda futbol hakkında çok yoğun tartışmalar oluyordu. Her şey bir soruyla başlıyordu. Örneğin, "top defans ile orta saha arasındaki bir alana ulaşırsa, topa kim çıkmalı?" Sonra da her biri kendi bakış açısından ve oynadığı pozisyonun bakış açısından tartışmalar başlardı. Bugün bile sahip olduğumuz bir WhatsApp grubu aracılığıyla birbirimize bağlı kalıyoruz. Adı 'UEFA Pro'. Grup esas olarak doğum günlerimizi kutlamak için var ama aynı zamanda birimizin bir maçta yaptığı bir şey hakkında yorum yapmak için de var. Elbette bu büyük bir incelikle yapılıyor çünkü her birimiz oyunu farklı bir şekilde görüyoruz. Ve bu iyi bir şey. Benim için mükemmel ya da diğerinden daha iyi bir tarz yok. Sonunda, oynadığım City hakkında söylediklerime geri dönüyorum: her şey sahip olduğunuz oyunculara bağlı."

7

"TERİM BENİ ARADI!"

"Kursumu bitirip unvanımı aldıktan sonra Fatih Terim beni aradı. Daha önce de söylediğim gibi, Galatasaray'da benim teknik direktörümdü ve şampiyon olduktan sonra beni aradı. Bana "Albert, eğer öğrenmek istiyorsan bunu en iyilerle yapmalısın" dedi. Terim inanılmaz biri. O sırada antrenör kadrosunu değiştirmişti ve oyuncuların tanıdığı eski 'Galatasaray' oyuncularının kendisine yardım etmesine ihtiyacı olduğunu anlamıştı."

6

"TERİM VE TORRENT'TEN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM"

"Terim'den çok şey öğrendim, tıpkı takımdaki ikinci yılımda Domènec Torrent'ten öğrendiğim gibi. Terim bana grup yönetimi konusunda, Torrent ise Pep Guardiola'nın yaptığı gibi oyun konusunda çok fazla bilgi verdi diyebilirim. Domenec önce Barcelona'da, ardından Bayern Münih ve City'de Pep ile uzun bir zaman geçirdi."

5

"OKAN BURUK GELDİ, BEN GİTTİM"

"Üçüncü yıl Galatasaray başkanını değiştirdi ve zaten kendi antrenör kadrosuna sahip olan Okan Buruk'la anlaştı. Orada devam etme seçeneğim yoktu ama benim de teknik direktör olmam gerekiyordu. Bu da Slovenya'da Ljubljana Olimpija'da gerçekleşti."

4

"HAYAL ETTİĞİM BAŞLANGIÇ BU DEĞİLDİ"

"Oyunculuk kariyerimi tamamladığım ülkeye geri döndüm. Ancak başlangıç beklentilerimden çok uzaktı. Tanıtıma geldiğimde maskeli taraftarları görünce çok şaşırdım. "Ama olsun, bu onların üniforması herhalde" diye düşündüm. Basın toplantısı, gazetecilerin sorularındaki çok agresif bir tonla ilerledi. Her şeyden önce yöneticilere... Çünkü daha önce teknik direktör, kulübün efsanesi Robert Prosinecki'ydi."

3

"MASKELİ TARAFTARLAR HAVAYA UÇURDU!"

"Önceki teknik direktör Prosinecki'yle ilgili sorularda herhangi bir tartışmaya girmekten kaçındım. Gazetecilere sadece sonuçların ve maçın imzamın doğru olup olmayacağını göstereceğini söyledim. Ancak, aniden maskeli taraftarlar basın toplantısını havaya uçurdu. Bana doğru geldiler ve bağırmaya başladılar. Ne dediklerini bilmiyordum çünkü onları anlamıyordum. Basın odasını terk ettim. İnsanın teknik direktörlüğe başladığında hayal ettiği basın toplantısının bu olmadığı açık ama bu yüzden pes etmeyecektim. Harika bir yılın ardından ligi ve kupayı kazandık. Futbolda tartışmalar her zaman sonuçlarla çözülür. Ve biz bunu başardık. Taraftarlardan performansımızla ilgili hiçbir şikayet gelmedi ve çok fazla destek vardı."

2

"ANTRENMANLARA KATILIYORUM"

"Kilit nokta elimdeki oyuncularla ne yapabileceğim konusunda net olmaktı. Ne oynayabileceğimi onlar belirledi. Bunu, oyuncu olarak iki yıl geçirdiğim için iyi bildiğim bir kulüp olan Girondins de Bordeaux'da da yapıyorum. Bazen antrenmanlarda oyuncu olarak yaşadığım o anları hatırlamak hoşuma gidiyor. Zaman zaman oyuncularla bir rondo ya da küçük bir oyuna dahil olurum ama onlara bir şeyi açıkça belirtirim: "Ben artık teknik direktör değilim. Ben de sizin gibi sıradan bir oyuncuyum." Antrenmanlara katılmam onları çok motive ediyor ve bu süreçte formumu korumama yardımcı oluyor."

1

"DAHA İYİ OYUNCU OLMA YOLU BU"

"Tabii ki artık ikili mücadeleye ya da düelloya gitmiyorum. Ya da sürekli bir ileri bir geri. Bunlar çok geride kaldı. Şimdi bunu yapma sırası onlarda. Benim başıma geldiği gibi, daha iyi oyuncular olmanın en iyi yolu bu."

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler