"Bir ülke tüm yükünü 23 çocuğun üstüne yıkamaz"

“Bakın koskoca bir ülke bütün sıkıntılarıyla, bütün kompleksleriyle, bütün dışlanmışlığıyla, bütün ezikliğiyle bu çocuklar üzerinden hesaplaşamaz. Kimseye kızamadığınız bir ortamda tüm öfkenizi Milli Takım’dan, Terim’den, Arda’dan çıkaramazsınız.”

- Fatih Terim kalmalı mı, yoksa gitmeli mi tartışmaları giderek büyüyor. Siz ne düşünüyorsunuz? 
Terim’den önce çok mu iyiydi milli takım! Hiddink’i de gördük ya da diğer hocaları da. Milli takım hocası elindeki malzeme ile iş yapar. Ligimiz, kulüplerimiz bu haldeyken Terim’in suçu yok diyemem ama tüm suçu Terim’e yıkamazsınız. Dahası tüm suçu o futbolculara da yıkamazsınız. Bu çocuklar sonuç olarak o turnuvaya katılma başarısını gösteren çocuklar. Katılmasak daha mı iyiydi! Bakın koskoca bir ülke bütün sıkıntılarıyla, bütün kompleksleriyle, bütün dışlanmışlığıyla, bütün ezikliğiyle bu çocuklar üzerinden hesaplaşamaz. Herkes kendisine dönüp bir sorsun, “Biz kendi işimizde Avrupa’nın ilk 24’ü içine giriyor muyuz?” diye. Bu ülkenin yerle bir olmuş imajını 23 tane 20’li yaşlarındaki çocuğun üzerinden kurtaramazsınız. Kimseye kızamadığınız bir ortamda tüm öfkenizi Milli Takım’dan, Terim’den, Arda’dan çıkaramazsınız. 

Terim giderse ne olacağını söyleyeyim. Bir sonraki turnuvada taraftarlar başka bir teknik direktörün çoluk çocuğuna küfreder! Değişen tek şey bu olur. 

Liginiz bu seviyedeyse milli takımınız da böyle olur. Milli takımın performansı Riekerink’in, Pereira’nın, Şenol Güneş’in, Dursun Özbek’in, Aziz Yıldırım’ın, Fikret Orman’ın performansına da bağlı. Sadece hocasının değil.

"PRİM YÜZÜNDEN OYNAMADIKLARINI SANMIYORUM"
- Prim olayını nasıl yorumluyorsunuz?
Futbolcu elbette prim alacak. Milli maçta sakatlanıp futbol hayatı bitse biz mi dönüp o futbolcuya ölünceye kadar bakacağız. Ama bunun en önemli mesele haline getirilmesi doğru değil. Getirildi mi ondan da emin değilim. Ben de her yerde okuyorum ama bu çocukların prim meselesini büyütüp o yüzden oynamadıklarını zannetmiyorum.

"ARDA KARİYERİNİ SABOTE EDİYOR"
- Arda’nın durumu için ne diyeceksiniz? 
Eğer halkın önündeysen ve başarılarında alkışlanıyorsan, başarısız olduğun zaman yuhalanmayı da doğal karşılayacaksın. Bizde övgü de yergi de ölçüsüz oluyor ama bu, bu ülkenin karakteri. Yuhalanmak normaldir. Küfür ise değil. Hakkımız yok küfür etmeye. Arda’ya gelince; aylardır boğazımda birikmiş ve görünce kendisine bir abi gibi anlatmak istediğim şeyler vardı. Belki şimdi söyleyebilirim. Arda kendi kariyerini sabote ediyor. Bir şey diyemem. Sonuçta kendi kariyeri, isterse çöpe atar ki, zaten yapmaya çalıştığı şey de bu. Bakın Ronaldo 31 yaşında zirvede, 100 küsür milyon dolar bonservis bedeli var. Senede 50-60 milyon Euro kazanıyor ama hala eşek gibi çalışıyor. Takımla yaptığı çalışmanın dışında günde ekstradan 3 saat idman yapıyor. Arda ise Barcelona’ya gelince sanki işi bitirdi gibi davranıyor. Maç bitiyor soluğu Türkiye’de alıyor. Barcelona’da evinde sürekli birileri. Yok Acun, yok Esat, yok iş, yok bu. PlayStation oyunları, yemeler, içmeler, gezmeler. Elbette rahip gibi yaşamayacak ama Barcelona’da isen aklın ve kafan da, çevren de Barcelona’da olacak. Türkiye’de değil. Bugün ünlü ve popüler diye herkes yanında olmak istiyor elbette ama Arda bu tuzaklara düşmeyecek. Çünkü biliyorum, pırlanta gibi bir çocuk. Terbiyeli, düzgün, efendi. Futbola odaklanması lazım. Gelmesin zırt pırt Türkiye’ye. Reklam filminde oynamasın demiyorum. Tabii ki, oynayacak, tabii ki para kazanacak. Ama futbol yoksa bunların hiçbiri yok. O yüzden önce futboluna odaklansın.

"KARAKTERLİ OYUNCULAR SİLKİNİP AYAĞA KALKABİLİR"
- Çek maçını kazanıp bir üst tura kalırsak her şey düzelmiş mi olacak? 
İlk maç yazımda yazdım, Çekler’i yenersek tur ihtimalimiz büyük diye. Çünkü ilk maçtan sonra İsapanya’yı yenme umudumuz olmadığını görmüştüm. Bu futbolla Çekler’i de yenmemiz mümkün değil ama karakterli futbolcular silkinip ayağa kalkabilirler. Terim’in yapacağı en büyük yanlış takımı çok fazla değiştirmek olur. 1-2 değişiklikle bu takım sahaya çıkmalı ve adam olduklarını gösterme fırsatını değerlendirmeliler. 

- Sizce gruptan çıkabilir miyiz, Terim bu maç öncesi ne yapmalı? 
Çıkabiliriz tabii ki! Futbol bu. Çekler yenerse kesin çıkıyorlar, biz yenersek bir ihtimal. Yani diğer sonuçlara da bağlı. Dediğim gibi belki Emre Mor’a bir yer açılabilir. Belki Caner’in yerine İsmail Köybaşı olabilir ama takımı çok değiştirmek doğru olmaz.



"EĞLENEREK BAŞARILI OLUNUR, STRESLE DEĞİL" 
- Terim kalırsa büyük operasyon olacağı söyleniyor. Sizce neler yapılmalı? 
Bence Terim kalır. Kalmalı da! Bana göre Terim’in en büyük hatalarından biri milli takımı dışarıya fazla kapatması ve içeride stresi yükseltmesi oldu. Milli takım kampı biraz bayram yeri gibi olmalıydı. Geçen hafta yazdığım şekilde ölü evi gibi değil. Sonuçta bu bir oyun ve eğlenerek yapılırsa başarılı olunur. Stres yükleyerek değil. O yüzden kampa İlber Ortaylı hocanın götürülmesine çok sevinmiştim. Maçlara güle oynaya hazırlanmalıydılar, ağlaya zırlaya, içini karartarak değil. Ne bileyim ben Terim’in yerinde olsam, futbolcuların sevdiği saygı duyduğu kişileri kampta ağırlardım. Mesela Abdurrahim Albayrak gibi birilerini. Tabii bunlar gerçek çözümler değil. Gerçek çözüm, gençlere yönelmek. Ama mevcut yıldızları da dışlamadan. Arda’yı dışlamak kimseye bir şey kazandırmaz mesela.

"BÖYLE BİR DURUMDA FUTBOLDA BAŞARI SIK SIK NOBEL ALMAK GİBİ BİR ŞEY"
- Milli Takım’da sıkıntı büyük. Siz de yakından takip ediyorsunuz, sorun neden kaynaklanıyor? 
Çok iyimsersiniz. Keşke sıkıntı sadece Türk Milli Takımı’nda olsa. Türkiye’de sıkıntı büyük. Hadi bunu konuşmanın yeri spor sayfası, spor röportajı değil diye geçeyim, ama asıl olarak Türk futbolunda sıkıntı büyük. Hatırlayın aylar önce yine bu röportajda Türk futbolunun sıkıntıda olduğunu söylemiş ve “Terim sadece Milli Takım hocası, Türkiye Futbol Direktörü unvanını taşıyorsa, Türk futbolunu topyekun ele almalı” demiştim. Almadı mı, alamadı mı, aldırmadılar mı bilmiyorum ama Türk futbolu bu haldeyken Milli Takım’dan başarı beklemek çok doğru değildi belki de... Bakın böyle bir durumdaki futboldan uluslararası başarı beklemek, bilim adamlarımızın sık sık Nobel almasını beklemek gibi bir şey. Oysa bu eğitim sistemi, bu üniversite yapısı ile bizim bilim adamlarımız Nobel’i nasıl kişisel bir inatla alabiliyorsa Aziz Sancar gibi, Milli Takım da ancak o şekilde başarabilirdi ve olamadı. Şimdi size şunu söyleyeyim, Türk futbolu bu haldeyken Milli Takım nasıl başarılı olacaktı ki! 

Bakın kulüplerimizin haline. Bakın ligimizde oynanan futbolun düzeyine. Avrupa’da tur atlayabilmiş tek takımımız yok yıllardır. Milli takımın başarılarına bakın. 2002 Dünya 3.’lüğü. İki yıl öncesinde Galatasaray, Avrupa Şampiyonu olmuş, bir yıl öncesinde Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finalden dönmüş. 2008’de Milli Takım başarılı, o yıl F.Bahçe, Avrupa’da çeyrek finalde. Milli takımı oluşturan takımların düzeyi ne ise Milli Takım da o oluyor. Bazen bir tık üstü ama o kadar. İki tık üstü olamıyor. 

İspanya’dan üç yedik. Peki kim o İspanya? Avrupa’nın iki futbol kupasının finalinde 4 takımdan üçünün sahibi olan İspanya. Bunları maçtan önce de söyledim ben. Hırvatlar kolay değil dedim. Gruptan çıkamayabiliriz ama çıkarsak final de oynayabiliriz dedim. ‘Sorun nerede’nin çok komplike yanıtları var. Buraya sığmaz. Ama bir gün onu da detaylı konuşuruz.

"ARABA DEVRİLİNCE AKIL VEREN ÇOK OLUR" 
- Terim, kampta bu kadar sıkıntı varken sizce neden toparlayamadı? 
Futbolculara neden hakim olamadı? Araba devrilince akıl veren çok olur. Ama ben bunları önceden de söyledim. Terim’e söyledim. Takımlarında oynamayan oyunculardan oluşan bir kadro. Milli takımı sabote eden bir lig ve teknik direktörler grubu. Hep söylüyorum. Gökhan takımında yok, Caner takımında yok, Arda takımında yok, Ozan takımında yok, Volkan Şen takımında yok, Burak Yılmaz takımında yok. Selçuk takımında var ama yok. Stoperlerin stoper değil, stopere çektiğin için ön liberon yok. Ne bekliyordunuz ki! Terim belki risk almadığı için, farklı bir kadro kurmadığı için kabahatli olabilir ama o zaman da yine biz bu yıldızları niye almadın diye bağıracaktık. 

Sakın yanlış anlamasın kimse, Terim’i aklamaya çalışmıyorum. Başarıda primi yapıyorsun, başarısızlıkta da hesabı verirsin ama asıl başarısızlık Türk futbolunda. Kulüpler seviyesinde başlayan bir başarısızlık.

"NEREDE DOĞRU YAPIYORUZ Kİ" 
- Nerede yanlış yaptık; ülke olarak, TFF olarak, medya olarak?.. 
Nerede doğru yapıyoruz ki diye sormak daha kolay olabilir. Spor programlarında ülkenin en ünlü spor yorumcularından biri boynunda yılanla program yapıyor, bir diğeri yeniçeri kıyafetiyle stüdyoya geliyorsa, yarım şişe viski içmeden programa çıkmayan spor yorumcuları popülerse, birbirlerine bardak, sürahi fırlatıyorsa daha ne diyebilirim ki! Federasyona gelince. Saçma sapan yasaklarla vasat oyuncuların fiyatı milyon milyon dolara çıkıyorsa, bir yıl yabancı yasağı, ertesi yıl sınırsız serbestlik geliyorsa, yerliler, yabancılardan çok daha fazla parayı çok daha az oynayarak kazanıyorsa ben ne diyeyim!