Derin kuyulardan çıkardı!
Teknik Direktör Fatih Terim, tarihinin en kötü döneminde göreve gelerek Galatasaray'ı ayağa kaldırdı. Deneyimli hoca, birçok 'derin' hesabın yapıldığı dönemde Aslan'ı düştüğü kuyudan çekip çıkardı.
İki yıl önce tarihinin en karanlık dönemini geçiren Galatasaray, üst üste iki şampiyonluk ve Devler Ligi’nde çeyrek final başarısıyla tüm dünyaya şapka çıkarttı. Cim Bom’u, birçok hesabın içinden çekip kurtaran Teknik Direktör Fatih Terim’e ise övgüler yağıyor. 2010-2011 futbol döneminde düşme potasının iki basamak üzerinde 14. sıraya kadar gerileyen ve ligi 8. tamamlayabilen Aslan, artık yabancı oyuncuların gelmek için can attığı bir cazibe merkezi haline dönüştü.
İki yıl önce Teknik Direktör Frank Rijkaard idaresindeki Galatasaray’da işlerin iyi gitmediği sezonun başlamasıyla anlaşılmıştı. Başarısızlık üstüne başarısızlık geliyor, nihayetinde 20 Ekim 2010’da Hollandalı çalıştırıcının koltuğuna Gheorghe Hagi oturtuluyordu. Sular bir türlü durulmuyor, git gide de dalganın boyutu büyüyordu. Sarı-Kırmızılıların ‘dere geçerken at değiştirilmez’ diyerek sezon içinde hoca revizyonuna sıcak bakmadığı bir gelenek de tarihe karışıyordu. 25 Mart 2011’de Rumen teknik adam da koltuğunu Bülent Ünder’e devrediyordu.
Bu müphem gidişe kimse ‘dur’ diyemiyor, Başkan Adnan Polat’ın üretmeye çalıştığı çareler beyhude çabalar olarak kalıyordu. 2011’in başlarında yönetimin üstünde kara bulutlar dolaşmaya başlıyordu. Aslan, ‘derin’ bir kuyunun içine hapsolmuştu adeta. Gizli bir el, 15 Ocak 2011’de Türk Telekom Arena’nın açılış töreninde varlığını derinden derine hissettirmeye başlamıştı. Konuşmacılar ıslıklanıyor, yönetim ve futbolcular yuhalanıyordu. 9 Mart’taki divan kurulu toplantısında Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı İnan Kıraç, fitili açık açık ateşledi: “Adnan Polat genel kurul öncesi istifa etmeli.”
27 Mart 2011’de yapılan Mali Genel Kurul’da Adnan Polat ve ekibi mali yönden ibra edilse de idari bakımdan sınıfı geçememişti. 14 Mayıs için seçimli kongre için sözleşildi. Gölgeler daha belirgin hal almıştı. Birleşimde hukuksuzluğu yapıldığı günlerce konuşuldu. Konu halen yargı aşamasında. Artık idareye kimin getirileceğine kimin karar verdiği belliydi. Öyle ki, bu uğurda camia içinde sportif başarısızlık karşısında ellerini oğuşturanların bulunduğu dilden dile dolaştı.
Polat’ın günlerce ‘Derin Galatasaray’ dediği yapı, Kıraç’ın başını çektiği eski liseliler grubuydu. Bunların amacının, Sarı-Kırmızılı kulübün sadece ve sadece Galatasaray Lisesi’nden mezun olanlar tarafından yönetilmesini istedikleri konuşuldu günlerce. Esasında Polat yönetimi için sonun başlangıcı tüzük değişiklikleri esnasında başlamıştı. Yüzde 3 oranında dışarıdan üye alımı yapmak istenmesine Kıraç’ın “Bu alımlarda Galatasaray Üniversitesi mezunlarına pozitif ayrımcılık yapın” ricasında bulunduğu, Polat’ın da bunu reddettiği iddia edilmişti.
14 Mayıs’ta seçim yapılmış, Kıraç’ın işaret ettiği Ünal Aysal, diğer adaylar Turgay Kıran ve Mehmet Helvacı’ya ezici bir üstünlük kurup kulübün 34. başkanı oluvermişti. İdare değişmiş, sıra futbol takımının başına kimin geçeceğindeydi. Türk futbol kültürüne uzak olduğu her halinden belli olan Aysal, katıldığı bir televizyon programında ‘Eski heyecanını kaybetmiş.’ dediği Fatih Terim yerine Eric Gerets’e göz kırpıyordu. Bir diğer aday Martin Jol’dü. Bu konuda da ‘derin’ bir düşüncenin olduğu dillendirildi. Devreye yönetici Ali Dürüst’ün girmesi ibreyi deneyimli hocadan yana çevirmişti. Aysal ile Terim’in zaman zaman fikir ayrılıklarına düştüğü noktalarda da yine tecrübeli idareci araya girerek sağlıklı yapının sürmesinde önayak oldu.
Ligde iki şampiyonluk, Devler Ligi’nde başarı
Türk futbolunun İmparatoru, sunduğu şartların asgari müşterekinde anlaştığı Aysal yönetimin teklifini kabul etmiş ve ‘şike skandalı’nın patlak verdiği sezonda kısıtlı kadrosuyla deyim yerindeyse Süper Final de hesaba katılırsa iki kere şampiyon olmuştu. Ünlü taktisyen, derin kuyunun dibinde zor günler geçiren Aslan’ı uzun bir aradan sonra Şampiyonlar Ligi’ne taşıdı. Şanssız şekilde yarı finalin eşiğinden dönüldü.
Terim bu sezon da hız kesmedi. Ligin ikinci haftasında Fenerbahçe’den devraldığı liderlik koltuğunu sezon sonuna kadar bırakmadı. Cim Bom’a, en uzun süre zirvede oturan ve bitime iki hafta kala kupa kaldıran takım unvanını kazandırdı. Üst üste iki şampiyonluğun yanında Devler Ligi’ndeki çeyrek final sayesinde elde edilen mali gelir de ekonomik olarak kulübü rahatlattı. Bu başarıların kazanılmasında, Aysal’ı ve Sarı-Kırmızılı camianın büyüklerini ikna ederek Fatih Terim’e görevin teslim edilmesinde önemli çabası bulunan yönetici Ali Dürüst’ün de payı büyüktü.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın