Dursun Özbek'ten canlı yayında flaş sözler!

"Birinci başkanlık dönemi ile ikinci başkanlık dönemi arasındaki fark?"

"İki tane farklı başkanlık yaşadım. İlk başkanlık, Galatasaray camiası çok büyük bir camia... Beklentiler çok yüksek. Duygun Ağabey döneminde başkanlık yardımcısıydım. Şampiyon olduk. O bir yarım sezondu. Ünal Başkan ayrıldıktan sonra ekim kasım ayında göreve geldik. Bir yarım sezonu başarıyla tamamladık. O gün yönetimde konuştuğumuzda mutlaka içimizden bir yönetim çıkarmak isterdik, öyle de yaptık. Galatasaray'da başkanlık, çok kolay bir görev değil. Bizim elbette ki o dönemde büyük hatalarımız oldu. Özellikle bazı transferlerde..."

"Sayın Ali Koç, size bunu söyledi mi? Sürekli bir araya geliyorsunuz."

Dursun Özbek: "Bu söylemin niye olduğunu, amacının ne olduğunu biliyorsunuz. Bilmiyormuş gibi davranmayın. Siyasi bir söz oldu o. Bizim amacımız siyaset yapmak değil. Siyasi cümleye cevap vermek zorunda değiliz."

(Ahmet Nur Çebi'nin) "Sözlerine üzüldüm. Başka şeyler de söylediler. En son Kulüpler Birliği toplantısında, toplantı başlamadan önce söz aldım. 'Arkadaşlar, biz birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Ayda 1, 15 günde 1 bir araya geliyoruz. Beraber yiyip içiyoruz. Biz bir bütünüz. Kulüpler Birliği çatısı altında bir aileyiz. Bu laflardan imtina edelim. Birbirimizi bu şekilde rencide etmeyelim' dedim."

"Stadyumun dış cephesiyle ilgili çalışma, dizayn"

Daha önceki başkanlığım döneminde bu konuyla ilgilendim. Biliyorsunuz yapılar, projenin müellifi tarafından tescil edilir. Mete Bey rahmetli oldu stadyumun mimarı. İstediğiniz gibi değişiklik yapamıyorsunuz. Ne boyayabilirsiniz, ne bir şey. Stadyumun beton kısmı, brüt beton olarak planlanmış. Brüt beton, kendi beton tarzıyla görselliğini yaratıyor. Projenin müellifi onay vermeden dizayn yapamıyorsunuz dışına. Bu bir eser. Adam öyle çizmiş, öyle kalmak zorunda.

"Fenerbahçe, 9 yıl sonra kupa kazandı. Tebrik etmeyi düşündünüz mü?"

Dursun Özbek: "Bu tip davranışlar mütekabiliyet esasına bağlı. Biz de büyük bir camiayız. Mütekabiliyet vazgeçilmez. Şahsi işim değil bu. Ben bir emaneti taşıyorum. Bu emanetin yüklediği sorumluluklar var. Ben Galatasaray'ı bu seviyede temsil etmek zorundayım. Gönlümden ne geçerse geçsin... Camiama yapılmayan bir hareketi, ben istesem de yapamam. Keşke Fenerbahçe tebrik etseydi. En son Kulüpler Birliği'nde herkes beni tebrik etti, sadece Beşiktaş ve Fenerbahçe tebrik etmedi."

"Bir sonraki dönemde yok musunuz?"

Dursun Özbek: "Bunu böyle ifade etmek doğru olmaz. Kendi görüşüm bende saklı. Sakıncalı bir soru bu."

"Ya Icardi olmazsa..."

"B planımız var. İsim vermem, yok. Bu ısrarlı sorular, taraftar nezdinde yanlış anlaşılmaya sebebiyet veriyor. 'İsim ne, isim ne?' dersen, isim vermek kulübün aleyhine. İnsanların nasıl sataştığını az önce gördük. Galatasaray'ın menfaatini ön planda tutmak istiyorsak, transfer işi bitmeden konuşuluyorsa yüzde 50 sakatlanıyor."

"Talisca transfer listenizde var mı?"

"Geniş bir listemiz var. 12-13 kişilik liste var."

"İnanır mısınız, bir problemi çözdüğümüz zaman mutluluk stadyumun dışına taşıyor, o kadar seviniyoruz. Allah mahcup etmesin. Aynı şevkle devam edeceğiz. Kemerburgaz'ı yapıyoruz, inşaat ortaya çıktı. Mecidiyeköy'ün satışını aşağı yukarı tamamladık. 1.5 milyar lira oradan hasılat. Ada'yı yakında açıyoruz, bir kısmı bitti."

"Boey, Nelsson, Zaniolo satışları..."

"Öyle konuşuyorsunuz ki, Galatasaray'ı topyekün satacağız yani. Boey'i belki satmayız. Haraç mezat herkesi satacak mıyız? (1'e aldınız, 18'e satacaksınız sözü üzerine) Sanane ya biz kaça satarsak satarız."

"TFF başkanı ile telefon görüşmesini, makamdaki görüşmeyi sanki tuhaf şeyler gibi anlatıyorsunuz. Bence sistem çok net, kimsenin adaylığına karşı çıkmıyor. Aday niye çıkmıyor, ben ne bileyim. Seçime epeyi bir zaman var. Başka aday çıkabilir TFF başkanlığına."

"Galatasaray, 2021'de TFF'ye çok güzel bir dosya ile cevap verdi. 1959'dan öncekiler nasıl şampiyonluk diye çok önemli bir dosya vermiş. Bunu niye bu şekilde iddia edersin yani. Hepimizin uyması gereken yasalar var, yönetmelikler var. Yazılı çizili bunlar. Bunları reddederek, karşısına argümanlar taşıyarak ne amaçlanıyor kardeşim! 'Ben uymam arkadaş! Yasa böyle olsa da ben bildiğimi yaparım' Arkadaş yasa yazıyor, bunu yaparsın, bunu yapamazsın. 'Ben yasa falan takmam kardeşim, dediğim bu, bildiğimi yaparım' demek bu."

"Aslında bunun muhatabı TFF. TFF'nin talimatları, yönetmeliği var. Tescil edilmiş formayla törene çıkabilirsin, aynen böyle yazılıyor. Tescil edilen forman 3 yıldız. Sen kendine 5 yıldızı yakıştırıyorsun. Antrenmanda, orada, burada kullan. TFF'nin inisiyatifinde olan bir mekana, tescilli formanla gelebilirsin. Burada açıkça Fenerbahçe, TFF'ye meydan okuyor. Meydan okuyor yani! Senin yönetmeliğinde ne yazarsa yazsın diyor. O konunun taraf olmayız, tarafı TFF. Elbette görüşlerimizi aktarırız."

"Teksas, Tommiks gibi bir iş bu. İllegal bir iş bu. Bunu niye savunuyorsun. Bizim yetişme tarzımız mı nedir, anlamakta güçlük çekiyorum. Biz Galatasaray'ın lisesinde okuduk. Babam şahin bir adamdı. Galatasaray Lisesi çok disiplinlidir, akşam 9'da yatmaya, 6'da kalkmaya, 6.30'da kahvaltıya, 7.00'de etüde girmeye mecbursun. Yatılı olduğu için bu disiplinden hiç kopamazsın, kopmadık. Bu tavrı yadırgıyorum. Bu lig 1959'dan beri böyle oynanıyor. 59'dan beri 60 küsür sene geçmiş. 64 seneden beri bu lig böyle oynanıyor. 60 sene sonra ben değiştiriyorum diyorsun. Arkadaşım bir dakika! Bir dur, bir düşün! 64 sene sonra böyle bir şey iddia ediyorsun. Ben anlamıyorum. Davranış biçimini anlamıyorum, anlamıyorum. İddia edebilirsin falan ama bunu kör gözün kör parmağına getirip... Bunun muhatabı TFF! Net ve açık şekilde TFF'ye meydan okuyorlar!"

"Amatör sporlara baktığınız zaman; Galatasaray ve Fenerbahçe dışında kulüp takımı yok. Hep kurumların takımları. Kurumlar da Efes, Türk Telekom, belediye takımları falan... Onlarla bu bütçe çerçevesinde mücadele etmek mümkün değil. Galatasaray basketbolun total bütçesi 3 milyon dolar. Efes'in bütçesi 27-28 milyon dolar."

Florya inşaat sahası olarak 60 dönüm. Florya'nın kendi 5 binlik bölge planlamaları çerçevesinde yüksek katlı bina yapmak mümkün değil. Florya'da binalar zemin artı 2 kat, 3 katlı villa gibi projeler. Deprem riskini minimuma indiriyor bunlar. Deprem yönetmelikleri o kadar değişti ki, ruhsat almak için proje verince en sağlam statik projeyi vermek zorundasın. Bu kadar felaket yaşanınca, denetim de çok sıkı. Sorumluluk almıyor. İstanbul'daki yeni yapılarda böyle bir risk yok. Bölgede önce zemin etüdü yapılıyor. Zemin etüdü çerçevesinde statik proje oluşturuyorsunuz. Florya zaten yüksek katlı yapıya müsaade eden bir durumda değil.

"Keşke şunu yapmasaydım dediğiniz bir şey var mı?"

Dursun Özbek: "Şampiyonluk maçı sonrası cemiyette öyle konuşmazdım."

"Hangi maçta şampiyon olduk dediniz?"

"Burada bir Sivas maçı oynadık. Kendi sahamızdaki Başakşehir ve Sivasspor maçlarını alınca 'Bu iş tamam' dedim."

"En çok sevindiğiniz an?"

"İçerideki Fenerbahçe galibiyeti ve Antalya'daki ilk maçtır. Gomis son dakikada attı. Böyle talihsizlik maç olur mu? Sezonun en sıcak döneminde Antalya'da, en soğuk döneminde Sivas'ta oynuyoruz. Nasıl bir şeyse... İlk maçınız, yani hava sıcak, nefes almak bile mümkün değil. Son dakikaya gelmişsiniz, son dakikada Gomis'in attığı golle kazandık. Orada bir şey tespit ettim. Antalya'da oynuyoruz ama stadyuma bakınca yüzde 70'i Galatasaraylı. Son derece komik bir şey oldu. Yanıma bir çocuk geldi, şu formaya bir imza atar mısınız dedi. Antalya forması gösteriyor. Dedim bu Antalyaspor forması. Bir sıyırdı, altta Galatasaray forması. Dedim şimdi imzalarım."

"En çok üzüldüğünüz an?"

Dursun Özbek: "Konyaspor maçı. 14 maçlık seri vardı. İyi başladık, golü bulduk. İstediğimiz kıvama gelmiş. 10 kişi kalsalar puan kaybetmezdik. Mağlup olduk. Duygusal insanlarız. Konyalılar da çok misafirperver, alicenap. Maç bitti tabii biz, dışarı çıktık oturuyoruz. Beni teselliye geliyorlar. Allah aşkına beni yalnız bırakın dedim ya."