Galatasaray değerlendirmesi: "Her maçın havası ayrı"

SORU: "İkinci adam olmam" diyerek röportaj veren Gomis, İstanbulspor maçından sonra iddiasını tekrarladı. G.Saray'a 11 puan kazandırdı, kupada turu getirdi. 37 yaşındaki yıldız için ne dersiniz?

ÖMER ÜRÜNDÜL: Buruk'un en çok teşekkür etmesi gereken oyuncu Gomis. Kupada da turu getirdi. Ligde de az süreler aldığı halde kritik gollerle galibiyetlerin mimarı oldu. Fransız yıldız yedek kalmayı da sorun yapmıyor. Zaten bugünkü kondisyonuyla 90 dakika oynaması zor.

GÜRCAN BİLGİÇ: Gomis'in oyunu sahiplenmesi, gençlerle ilişkisi mükemmel. 37 yaşındaki bir oyuncunun güven endeksi İcardi'den daha yüksek. Herkes İcardi'yi birinci santrfor olarak görüyor ama Gomis performansıyla daha çok güven veriyor. Bu durumda da çanlar İcardi için çalıyor.

LEVENT TÜZEMEN: Profesyonel yaşadığın sürece futbolda yaş önemli değil. Gomis, çok çalışıyor ve en önemli özelliği golü kokladığı pozisyonları kendine yaratıyor. Ceza alanı içinde Gomis'i topla buluşturduğun an golü de tadarsın. İyi bir İcardi her zaman birinci golcü olur. Arjantinli yorulduğu anlarda, Fransız yıldız dinamik yapısıyla G.Saray'ın gol yüküne katkı sağlar. Ama 37 yaşında halen daha golcülüğünü içinde yaşatan Gomis'e saygı duymak gerekir.

ALİ GÜLTİKEN: Muazzam bir performans. Bütün hücumların bitiş noktasında Gomis'i gördük. Yaşının değil performansının konuşulmasını hak ediyor. G.Saray'a çok şey katacağını bir kez daha gördük. Ama şunu da biliyoruz, İcardi ile rekabetinde dönem dönem kulübede oturabilir.

BÜLENT TİMURLENK: Gomis'in İcardi ve Seferovic'e meydan okumasına ve ustalığına şapka çıkartılır ancak bu yaşında G.Saray'dan iyi bir kontrat alan santrforun yaptığı da yapması gereken zaten. İcardi olsaydı İstanbulspor maçı farka koşardı. Seferovic'in valiz toplamış kafası ve İcardi'nin Fenerbahçe derbisine 11 başlayacağını yan yana getirdiğimizde Gomis elbette Sivas'ta tek alternatif ama ondan daha önemli olan kanatlarda Kerem- Rashica'nın getireceği toplar.

SORU: Galatasaray liderliğe yükseldi. Okan Buruk takımını zirveye taşırken oynanan futbol ve özellikle bazı oyuncuların performansı tartışma konusu. Bu futbol Sivas deplasmanına yeter mi?

LEVENT TÜZEMEN: İstanbulspor maçının ilk 45 dakikasında G.Saray'ın baskılı ve hücum ağırlıklı futbolu Avrupa düzeyindeydi. Bu oyun Sivas'ta sahne alırsa galibiyet gelir. Ancak ikinci yarıda özellikle değişikliklerden sonra ritmi ve dengesi bozulan, panik havasına giren G.Saray'ın oyunu Sivas'tan puan çıkarma konusunda çok zorlanır. Lucas'ın yerine Midtsjö'nün oynayacak olması Buruk'un elini rahatlatır.

BÜLENT TİMURLENK: Galatasaray'ın 45 gün aradan sonra Oliveira ve İcardi yokken kazanıp liderliğe yükselmesinden daha çok ikinci yarıdaki oyun ve Torreira'nın kartını konuşmanın manası yok. Buruk, Mata-Yusuf'un birlikte oynamayacağını, Mertens'in Griezmann gibi çalışırken en uçta yer almayacağını görmüştür. Kazımcan'ın sakatlığı yerli hesaplarını bozacak, Sivas'ta Berkan forma giyecek. "Bu futbol Sivas'a yeter mi?" derken Sivasspor'un küme düşme hattında olduğunu, evinde 8 maçta sadece bir kez kazandığını unutanlar var ama onların da hatırladığı Rıza Çalımbay'ın her Galatasaray maçı öncesi fiks demeci: "Galatasaray maçıyla çıkışa geçmek istiyoruz."

ALİ GÜLTİKEN: G.Saray'ın 2-0 ve sonrası üçüncü golü bulabilecek kadar iyi bir oyunu vardı. Sonrasında diğer oyuncuları kazanma düşüncesiyle yapılan değişiklikler oyunu biraz düşürdü ama genel olarak 2-1'e kadar iyi bir G.Saray izledik. Son dakikalarda panikle biraz sıkıntı yaşanmış olsa da önemli olan 3 puanı almaktı. İşin bu tarafından bakmak lazım. Her maç kendi içinde yeni bir hedeftir. Sivas karşılaşmasında farklı bir G.Saray izleyeceğimizi düşünüyorum.

ÖMER ÜRÜNDÜL: Tabii ki her maçın havası ayrı. Futbolda en olumsuz şey, rakibi küçümsemek veya maç içinde iş rahat gidiyorsa skor ve oyun olarak konsantrasyonu kaybetmek. İstanbulspor maçında bu oldu. Belki Galatasaray istenilen futbolu oynayamıyor ama ne olursa olsun ligde liderlik koltuğuna oturdu.

GÜRCAN BİLGİÇ: Kazansalar lider olacaklardı. Tribünde 50 bin taraftar vardı ve bunun getirdiği enerji ile ilk yarıyı domine ettiler. Çok da gol kaçtı. Ancak sonrasında takım maçtan vazgeçti. Orta saha İstanbulspor'un mücadelesine cevap veremedi. Ön taraf geriye yaklaşmadı. Alan büyüdü ve defolar ortaya çıktı. Şöyle söyleyelim; bu maç Seyrantepe'de olmasa Galatasaray üç puan alamazdı.