Galatasaray'a transferi arapsaçına dönen Felipe Melo, Brezilya'da yayın yapan Bela da Bola'dan Fernanda Belem'e özel bir röportaj verdi.
Bela da Bola'ya verdiği röportajda Galatasaray taraftarına övgüler yağdıran Brezilyalı futbolcu, "Flamengo taraftarı müthiş bir coşkuya sahip ancak Galatasaray taraftarı gibi tutkulu olanını görmedim" dedi.
- Çocukken, futbolcu olmaya karar verdiğinde hayalini nasıl gerçekleştirdin? Profesyonel olmak için ne gibi zorluklar yaşadın? Hiç vazgeçmeyi düşündün mü?
"Vazgeçmeyi hiç düşünmedim. Her şeyi yapmakta kararlıydım. Bu benim çocukluk hayalimdi ve peşinden koştum. Tabiki bir çok zorlukla karşılaştım fakat her zaman işlerin yoluna gireceğini biliyordum. Büyük annemlerle Sao Goncalo'da yaşıyordum. Evden erken çıkıp otobüse biniyor sonra da 2 mil kadar yürüyordum. Akşama kadar inanılmaz yoruluyordum. Eve sıklıkla aç bir halde geliyordum ve bu kavganın bir sonraki gün devam edeceğini biliyordum."
- Futbolun içinde geçirdiğin bunca sene ve elde ettiğin bunca başarıdan sonra kariyerinde en unutamadığın an neydi?
"Bir kaç tane mükemmel olay var. Ama sanıyorum en etkileyicisi, 2001 yılında Flamengo forması giyerken International'e attığım goldü. Henüz çok gençtim, maçın son anlarıydı ve yeni oyuna girmiştim. Topa ilk dokunuşumda kafayla golü attım. Bu gol Flamengo'yu kümede tutan goldü."
- Profesyonel kariyerinin ilk golünü hatırlıyor musun?
"International'e attığım kafa golüydü. Flamengo'lu taraftarlar sokakta görünce bu gol nedeniyle beni hala durdururlar."
- Bir çok futbolcu Flamengo forması giymeyi ve Maracana'da oynamayı hayal eder. Sen bunu yaşadın. O maçlarda neler hissettin? Daha sonra oynadığın kulüplerde buna benzer hisler yaşadın mı?
"Flamengo ve ben bunu asla saklamadık. Sihirli bir şeyler vardı. Fakat itiraf etmeliyim ki Galatasaray taraftarının fanatikliği beni şaşırttı. Onlar da Flamengo taraftarı kadar fanatik ve inanılmaz tutkulular"
- 2005 yılında ilk yurtdışı tecrübeni yaşadın. Başka bir ülkede oynamak için Brezilya'dan ayrılmak nasıl bir tecrübe idi?
"Çok zordu. Bugün Avrupa'ya uygun bir adam olduğumu ve ayak uydurduğumu söyleyebilirim. Fakat ilk yıllar gerçekten problemliydi. Dil konusuna oldukça fazla vakit ayrıdım.(Gülüyor)"
"Bir gün antrenman sırasında, kardeşim Sid, Japon bir muhabir ile yaklaşık 1 saat konuştu. İkisi de gülüyordu ve ben ne olduğunu anlayamamıştım. Daha sonra muhabirin İspanyolca ya da Portekizce bilmediğini, kardeşimin de bir kelime Japonca anlamadığını söylediler. (Gülüyor)"
- Ve son olarak milli takım formasını giymek, nasıl bir duygu?
"Kesinlikle harika. Medyada bazı insanlar bütün suçu bir kişiye yüklemeye çalışıyor fakat bu böyle değil. Milli takımla bir kupa kazandım ve ikincisi gelmedi ama gelebilir. Milli takımla 24 maça çıktım ve sadece 1 mağlubiyet ve 1 de beraberlik gördüm. Geri kalan bütün maçları kazandık ki hepsi önemli rakiplerle oynanan önemli maçlardı."
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın