Galatasaray'da hayal kırıklığı yaratan transferler!

1995-1996 sezonunda Graeme Souness'in teknik direktör olarak göreve gelmesiyle birlikte, Britanyalı futbolcular Barry Venison ile Mark Marsh İstanbul'un yolunu tuttu.

Büyük umutlarla transfer edilen ikiliden Barry Venison 8, Mark Marsh ise yalnızca 3 maçta forma giyerek geri gönderildi.

O dönem oynanan Vanspor deplasmanında alkolü fazla kaçırıp Galatasaray'ın kaldığı otelde olay çıkaran Mark Marsh'la yollar daha erken ayrılmıştı

Gönüllerde taht kuran Dean Sounders'ın ayrılığı sonrası transfer edilen Adrian Knup, Sarı-Kırmızılılar'da beklentileri karşılayamayan oyunculardan.

İsviçre Milli Takımı'ndaki golcü kimliğini Türkiye'de gösteremedi. Galatasaray'daki gol sayısı bir elin parmaklarını geçemedi. Yeteneği ile Galatasaray taraftarını hep beklentiye soksa da, bu beklentileri karşıyalamadan gitti.

Hagi'nin Galatasaray'da fırtına gibi esmesi sonrası Sarı-Kırmızılılar'da başlayan Rumen furyasında tercih edilen en başarısız isim. 1998 yılında transfer edilen ve yalnızca 3 maça çıkan Lutu, var olan potansiyelini göstermedi. 1 kez Romanya Milli Takımı'nda oynayan Lutu, Galatasaray'dan sonra 15'e yakın takımda daha futbol oynadı.

Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı müzesini götürdüğü kadronun kısa süreli bir parçası olmayı başarmıştı. Sarı-Kırmızılılar'da Şampiyonlar Ligi'nde yalnızca 2 maçta forma giydikten sonra İstanbulspor'a kiralanmıştı.

Mario Jardel'in Sporting Lizbon'a transferiyle birlikte Galatasaray'a takas olan 3 futbolcudan biri olan Mbo Mpenza, 1 maç bile oynamadan Türkiye'den ayrıldı. ünlü futbolcu Emile Mpenza'nın abisi olan Mbo Mpenza, kariyeri boyunca çok kötü bir golcü olmasa da, Jardel sonrası tam bir fiyasko oldu.

Jardel takasında Galatasaray'a katılan Pavel Horvath, Sarı-Kırmızılı formayı 3 kez giydi. Robert Spehar ve Mpenza gibi taraftarın hatırlamak istemediği isimlerden biri olarak hafızalara kazındı.

2. Fatih Terim döneminde transfer edilen Arnavut futbolcu, yabancı kontenjan sıkıntısı ve Terim'in beğenisini kazanamaması nedeniyle birkaç ay sonra takımdan gönderildi. Duro, kariyeri boyunca Malatyaspor ve Rizespor formaları da giydi.

2002-2003 sezonu başında Milan'dan Galatasaray'a transfer edildi. Şampiyonlar Ligi ilk maçında Lokomotiv Moskova'ya attığı kafa golüyle dikkatleri çekti. Sonrasında performansı düşüşe geçti. İstenileni veremedi, sessiz sedasız ayrıldı.

2002-2003 sezonunda transfer edilen Pinto'dan çok şey bekleniyordu. Sürati ve top tekniği beğenilen bir oyuncuydu. Ancak Galatasaray antrenmanlardaki yeteneğini, hiçbir zaman maçlarda gösteremedi. Sarı-Kırmızı macerası yalnızca 1 yıl sürdü.

Fenerbahçe'den Galatasaray'a transferi o dönem şok etkisi yarattı. Sarı-Kırmızılılar'ın Hagi'den sonraki 10 numara beklentisinin onunla birlikte son bulacağı konuşuluyordu.

Galatasaray kariyerine de Bursa deplasmanında yaptığı hat-trick'le fırtına gibi başladı. Sonrasında Revivo'nun girdiği düşüşe kimse anlam veremedi.

Yeni Popescu diye transfer edildi. Ancak Galatasaray macerası 3 ay sürdü. 33 yaşında fizik olarak bitik geldiği Türkiye'den hayal kırıklığı ile ayrıldı.

Fenerbahçe'nin Pierre van Hooijdonk transferine karşılık Barcelona'dan apar topar Türkiye'ye getirildi.

Sarı-Kırmızılılar'daki kötü futbolu oldukça eleştirildi. 15 maçta oynadıktan sonra bir sene İskoçya, bir sene de Katar'da oynayıp futboldan emekli oldu

2003-2004 yılında Romanya'dan transfer edilen Tamas, ağır görüntüsüyle beğenilmedi. Yalnızca 6 maçta oynayan Tamas'ın Galatasaray sonrası kariyeri ise oldukça başarılı. 63 kez Romanya Milli Takımı'nda oynayan Tamas, kariyerini Premier Lig'e kadar taşıdı.

2. Rumen furyasının parçalarından biri olan Bratu, çok büyük beklentilerle transfer edildi. 2003-2004 sezonunda 25 maçta oynayan Rumen futbolcu yalnızca 6 gol atabilmişti. O dönem kaçırdığı gollerle Sarı-Kırmızılı taraftara saç baş yoldurmuştu.

2005-2006 sezonunda transfer edilen futbolcu, çek Milli Takımı ve Banik Ostrava'daki başarılı performanslarını, Galatasaray'da sergileyemedi. Heinz, isminin hakkını Sarı-Kırmızılılar'da veremeyen oyunculardan biri oldu.