Hamzaoğlu'nun en büyük sorunu!
Galatasaray 4 sezon aranın ardından ligin genelinde ve deplasmanda en çok gol yediği sezonu yaşıyor.
Webaslan.com
Ahmet Çakır, yazısında Burak Yılmaz'ın ilk 45 dakikada kaçırdığı gole dikkat çekerken, bu golün belki de bir şampiyonluğa malolacağını dile getirdi.
''Gösterdiği gerçekten iyiniyetli çaba nedeniyle Burak, pek çok bakımdan yetersiz oluşuna ilişkin eleştirilere sinirleniyor. Dün ilk yarıda takımının ayağa kalkacağı tek pozisyonda topu kafayla boş kaleye atacak beceriyi gösteremedi ve belki de bu bir şampiyonluğa malolacak. Ne yapalım, ‘kaçar’ mı diyeceğiz?
Melo’nun oynamadığı takımda Hakan Balta ve Telles’li savunmanın çok yumuşak kaldığı gerçeğini Trabzonspor maç boyunca yeterince iyi değerlendiremedi. Yoksa 2 golden çok daha fazlasını bulabilirdi. Daha büyük sorun, ilk 45 dakikanın büyük bir bölümünü Galatasaray’ın 7 kişi oynamak zorunda kalışıydı.
Sneijder’in bir türlü oyuna giremeyişi, Umut-Burak-Yasin üçlüsünün de kaybolmasına yol açtı. Bunlar, takım savunmasına katkı veren ya da başka türlü oyuna katılan tipte oyuncular değil. Oyun o bölgede oynandığında var olabiliyorlar. O da ne kadar var olabilirlerse…
Hamza Hamzaoğlu kazanmak istediğini gösteren ama kaybetme olasılığı daha güçlü bir kadroyla çıktı. Öndeki üçlüden birini kulübede bırakıp Emre Çolak’lı kadro ile çıkmanın çok daha doğru olacağı, oyunun içinde görüldü. Yetmedi, Hamit’in sakatlığıyla bir kez daha sarsıldı. Tek şansı Trabzonspor’un beceri eksiğiydi. İki golde de Sarı Kırmızılı savunmanın büyük katkısı vardı. İlkinde daha pozisyon başlarken Hakan Balta bir adım öne atabilse ofsayt için yeterli olabilecekti.
Hamzaoğlu’nun daha 66.da üç değişikliği tamamlaması, üstelik Burak’ın yerine Pandev’i alışı maç kazandıracak hamle değil kaybettirecek çaresizlikti. Öyle de oldu. Olcan da oyundayken Makedon oyuncuyu almak açık bir hataydı. Oyunun son bölümünü 10 kişi oynamak zorunda kalmak kazanılmak üzere olan maçta 3 puanın bırakılmasına neden oldu.
İlk yarıda Selçuk’un da etkisizliği sorunu büyüttü. Hangi yönden estiği belirsiz rüzgarın önünde bir o yana bir bu yana sallanan bir Galatasaray vardı. Savunmanın genel perişanlığının yanında ikinci golde Telles’in hamlesizliği, artık bıktırıcı hal almış olan bir yetersizlikti.
İkinci yarıda Emre Çolak’ın çabası ve kaybedilecek puanların getireceği yıkımı düşünmek biraz canlanmaya yol açtı. Hatta oyun tek kale maça dönüştü. Bu kez de beceri sorununu yine Sneijder-Emre Çolak ikilisi çözdü. Emre’nin iki nefis şutunu Hakan’ın çıkarmasına haksızlık demek bile mümkündü. Üçüncüde bunu o düzeltti. Ne yapsın ki 3 gol atmadan maç kazanamayan bir takımı vardı.
Kuşkusuz Sarı Kırmızılı takım hala şampiyonluk yolunda üç bilinenli denklemin içinde ama Trabzonspor ve İ.Başakşehir maçlarında 11 puan yitiren bir takım, hedefe ulaşabilir mi dersiniz? Cim Bom, Trabzonspor’dan çok iki ezeli rakibini sevindiren perişanlıkla taraftarını kahretti. Çoğu kişiye de ‘bu iş bitti!’ dedirtti.
Uzatma bölümünde Ali Palabıyık’ı bir yığın kart göstermek zorunda bırakan çirkinlikler de, futbolumuzda bu tür durumların asla ortadan kalkmayacağını gösteriyordu.''
%%EMBEDVIDEO_30538%%
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Diğer Haberler
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL