Hamza Hamzaoğlu, Florya'da 1 Aralık'ta mesaiye 'aile' olmakla başladı. Prandelli döneminde sorunlar tavan yapınca takım ikiye, hatta üçe bölündü. Futbolcuların ruh hali vahimdi. Yeni teknik patron teşhisi koydu, küsleri barıştırmak için idman metodlarını değiştirdi.

Akşam Gazetesi'nde Mustafa Sapmaz kaleme aldı. İşte detaylar...

Cesare Prandelli sonrasında 1 Aralık 2015'te göreve gelen Hamza Hamzaoğlu'nun karşılaştığı futbolcu ruh hali 'vahimdi'. Florya'da çok alışılmışın dışında kendi içinde parçalanmış, gruplara ayrılmış bir futbolcu topluluğu vardı. Fatih Terim'in gidişiyle başlayıp Roberto Mancini ile devam eden sıkıntılı süreçte takım arasındaki kopukluk artmıştı. Prandelli ile de bir çok sorun yaşanmış, bu sorunların sonucuna göre futbolcular bölünmüşlerdi.

SIKICI TOPLANTILAR YOK

Hamza Hamzaoğlu birleştiriciliği uzun toplantılar sonucu konuşarak çözmektense icraata yöneldi. Yeni hoca oyuncuları sözle değil icraatla birbirlerine yaklaştırma metodunu seçecekti. Hamzaoğlu, tercih ettiği bu metodu dost sohbetinde şöyle özetleyecekti:

KONUŞARAK DEĞİŞMEZ

"Antrenman programlarımı buna göre düzenledim. Benim çalışmalarım birlikteliği artıran ve paylaşımcıdır. Futbolcular keyif almaya başladıkça daha fazla olumlu yanıt vermeye başladı. Oyuncunun ruh halini konuşarak değiştiremezsiniz."

SELÇUK'A APOLETLERİ VERİLDİ

Hamzaoğlu, Selçuk İnan'a sorumluluk verince Melo-Zan'la açılan yerli-yabancı fay hattı kapandı.

Prandelli döneminde atılan gollerde yerli oyuncuların payı fazlaydı (%58). Ancak skor üreten yerli oyuncu sayısı sadece üçtü (Olcan, Burak, Umut)... Hamza Hamzaoğlu yerli oyuncuların daha fazla sorumluluk almasını sağladı. Prandelli ile birlikte hiç ilk 11 başlayamayan Umut, Hamza Hoca ile birlikte ilk maçta yan yanaydı.

GOL ORTALAMASI PATLADI

Umut, Prandelli ile maç başına 0,22 olan gol ortalamasını Hamzaoğlu ile 0,36'ya; Burak ise yine gol ortalamasını 0,4'ten 0,66'ya çıkardı. Prandelli ile gole katkısı olan Türk oyuncu sayısı 3'ken 8'e çıktı. Mancini döneminde başlayıp Prandelli ile devam eden süreçte Selçuk İnan'ın soyunma odasındaki sökülen apoletleri geri iade edildi. Geçen sezon patlak veren Gökhan Zan - Melo kavgasındaki yerli-yabancı fay hattı Selçuk'un katkısı ile kapandı.

G.SARAY'IN DNA'SI

Yeni hoca, G.Saray'ın DNA'sındaki "hücum ileride başlar"a dönünce iş değişti.

Sezon başı hazırlık kampında Prandelli ve ekibi, takım savunması çalışmıştı. Yeni bir hoca için bu doğaldı. Ancak takımdan istenen öncelikle "1. Bölge" savunmasıydı. Yani kendi ceza sahası ile orta saha yuvarlağı arasındaki savunmayı istiyor, hücumlar buradan başlıyordu. Kendi sahasını savunarak başlayan ve topu kaybettiğinde oraya yerleşen takıma dönmeleri, kendi oyunlarından çok rakip analiz videosu izleme konusunda futbolcularını ikna edememişti.

BİZ

"Biz Galatasaray'ız. Böyle oynayamayız. En azından Türkiye'de. Avrupa'da bu anlaşılabilir, son maçlarda biz de zaman zaman yaptık. Ancak Galatasaray daima kendi oyununu kabul ettirir." Hamzaoğlu, oyuncularıyla da paylaştığı bu görüşüne uygun antrenman ve maç konuşmalarıyla takıma inandığı sistemini aşıladı.

DOKU UYUŞMASI

"Benim felsefem hücum, ileride baskı yapmak ve savunmaya topu kaybettiği yerde başlamaktır. Galatasaray'ın DNA'sında da bu var." Beklenmeyen bir seçim olmasına karşın Hamzaoğlu ile Galatasaray'ın dokusu uymuştu.
Not: Prandelli ile maç başına gol ortalaması 1,2'ydi. Hamzaoğlu ile bu oran 2,04'e çıktı.

İşte Ocak transferi

Hamzaoğlu, Karabük'le anlaşan Yasin'e, "Bizimle kalıyorsun" dedi, yeni bir kahraman yarattı.

Prandelli ile on birde yer bulamayan oyuncular kulüpten ayrılmak istiyordu. İtalyan hoca yönetime kış transferinde, "Satılacaklar Listesi" vermişti. Yasin Öztekin liste başıydı. Yönetimin izniyle Karabüksporlu yöneticilerin "gelir misin" sorusuna "evet" demişti. Hamza Hoca devre arası transfer yapmaktansa eldeki oyunculardan yararlanmayı düşünüyordu. Oyuncusuyla son bir görüşme yaptı. "Yasin'i göndermek istemiyordum. Benden önce verilmiş bir söz vardı ama Yasin ile bir anlaşma yapmamışlardı. Yasin'e 'ikinci devre senden yararlanmak istiyorum' dedim. O da kalmak istediğini söyleyince konu kapanmıştı."

4 GOL, 5 ASİST, 11 PUAN

Yasin Balıkesirspor maçıyla birlikte düzenli oynamaya başlayıp ligin ikinci devresinde 4 gol, 5 asistle takımına katkı yaptı. Yeni transfer gibiydi. Onun gol attığı ve asist yaptığı hiçbir maçı kaybetmediler. Onun katkısı 11 puan kazandırdı. O kadar güven veriyordu ki, Hamzaoğlu kendi elleriyle parlattığı oyuncusunu Başakşehir maçında oyundan alıp 2-2 'ye yakalandığı için taraftarınca 'yuhalanmıştı!'.

KEŞKE HERKES ÖZÜR DİLESE

Çok eleştirilmişti. Tür Telekom Arena'da oynanan Başakşehir maçında alınan şok beraberlik kadar maç sonunda Hamzaoğlu'nun Yasin değişikliği nedeniyle taraftarlardan ve futbolculardan özür dilemesi tartışılmıştı. Oysa şampiyonluğu kazandıran Hamzaoğlu böyle biriydi. Doğal davranan, açık sözlü ve vicdanlı. Ekibini yönetirken yapmacık davranmadı.

HATAM VARSA KABUL EDERİM

"Ben buyum. Bir hata yapmışsam kabul eder söylerim. Türk futbolunda kimler ne hata yaptı? Keşke geçmişte herkes hatasını kabul edip söyleyebilseydi, belki Türk futbolunda yaşanan pek çok sorun bugün yaşanmazdı. Diyorlar ki Galatasaray teknik direktörü özür dilemez. O zaman ben Galatasaray teknik direktörü olmayacağım. Ben hangi takımı yönetirsem yöneteyim hata yapmışsam kabul etmekten vazgeçmeyeceğim!"

TRABZON DÖNÜŞÜ NEŞTER

Dinlerseniz, eleştiri sizi geliştirir. Ligin bitimine on hafta kala, Hamzaoğlu'nun Galatasaray'ı gol yemeden bitirdiği maç sayısının çok nadir olduğu için eleştiriliyordu. Başakşehir beraberliği bardağı taşırmıştı. Bundan sonra çıktıkları üç maçta ard arda ikişer gol yediler (Kasımpaşa, Karabük, Trabzonspor). Trabzonspor deplasmanının dönüşünde takımın izin gününde teknik ekip tam gün mesai ile analiz yaptı.

İLERİ ÇIKMA SABRİ

"Aslında az gol yiyen takıma dönüşüm bir süreçti. O dönemi neredeyse her maç gol yiyerek geçirdik. Son olarak defans yerleşimi ve beklerin hücum çıkışlarını yeniden düzenledik. Sabri ile özel bir görüşme yaptık. Hücuma desteği çok fazlaydı. Ne yapması gerektiğini anlattık. Hakan ve Semih'in de katılımıyla daha dengeli bir takıma dönüştük. Ve elbette Muslera harika oynadı."