Mustafa Cengiz: "Siz benim neler çektiğimi nereden bileceksiniz?"
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz'in açıklamalarında ikinci bölüm: "Hayatımda dişçi dışında doktora gitmedim. Covid olmasa hastalıkların farkında değilim. Akciğer erken teşhis edilseydi, iş buralara gelmezdi."
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz özel hayatıyla ilgili açıklamalar yaptı. Sözcü Gazetesi Bahadır Çokişlere'e konuşan Cengiz, özel hayatından sağlık durumuna ve Galatasaray sevgisine kadar birçok bilinmeyene cevap verdi. Kollarında vefat eden kardeşi, okumak için çektiği sıkıntılar ve çok daha fazlası… (Röportajın ilk bölümü için tıklayın...)
- Tedavi süreciniz?
Çok iyi geçti. Doktorlar müthişti. Bundan sonra immünoterapi. Yeni çıkan bir tedavi. Nobel ödülü alan bir ilaç. Enjekte ediyorlar serumla. Vücudun neresinde kanser varsa onu buluyor. Yan tesiri de hemen hemen yok. Onu yok ediyor. Müthiş bir ilaç. Diğerleri yoruyor ama bu yormuyor. Kan tahlilleri filan yapıldı. Ne dozda vereceklerini ayarlıyorlar. Tıp dünyası çok ilerledi. Türk tıp dünyası da müthiş. Amerika ile yarışır durumda.
- Nasıl geçti günleriniz?
Sabahları 09.00'da kalkıyorum ama öğlene kadar dinleniyorum. 30 seans radyoterapi gördüm. 18 seans kemoterapi gördüm. 'Nasıl dayanıyorsun' dersen; keşke Deniz Seki söylemeseydi: Siz benim ne çektiğimi nereden bileceksiniz?
- Örnek olması açısından soruyorum. Doktora düzenli gitmek gerekiyor mu?
Gitmek gerek. Kendimi bildim bileli sigortalıyım. Ayrıca özel sigortam da var. Doktora dişçi hariç bir kere gitmemiştim. Bununla da övünürdüm. Şimdi asla övünmüyorum. Ve diyorum ki 'Check-up yaptırın. En ufak rahatsızlığınızda doktora gidin.' Benim doktora gitmemem boş bir övünç yani. Akciğer önceden halledilseydi belki de buralara yayılmazdı. Bu tamamen benim hatam yani.
- Hastalara tavsiyeniz?
Hiçbir zaman morallerini bozmamaları, tedbirli olmaları. Buna biz eski dille 'müdebbir' diyoruz. Aynı zamanda mütevekkil olmaları gerektiğini söylüyoruz. Tevekkül, Allah o kadar.
- Nasıl moral depoladınız?
Sosyal medyaya girerim, esprili ne varsa takip ederim. Ne kadar gülünecek şey var, bendedir. Bayılıyorum; ne fırlama çocuklar var! Bazıları ile tanışmak isterim.
ARAYAN HANGİ MUSTAFA?
Mustafa Cengiz: Ameliyat sonrası çok komik şeyler oldu. "Beni işten atarlar" demesine rağmen hasta bakıcıdan gizli telefon aldım. Yoğun bakımdayken Yusuf'u (Günay) aradım. "Siz kimsiniz" dedi. Oğlumu aradım "Siz kimsiniz" dedi.
Yusuf Günay: Sabahın 6'sı mı ne. Bilinmeyen bir numara. "Yusuf bugün 19 Mayıs mı? Şu Denizbank'ı ara…" Dedim ki "Siz kimsiniz?" Cevap şu: "Ben Mustafa." Sordum: "Hangi Mustafa?"
- "KAYNAĞI GALATASARAY"
Başkan'a "Hiç doktora gitmediniz mi?" diye sordum. Cevap şu oldu: "Hiç ya, tövbe ya! Doktorlara dedim ki 'Benim midede bir şey yok. Taşı ver öğüteyim. Meksika biberi ver yiyeyim.' 'Hiç fark etmez, midende kanama var, kanser' dedi. Endoskopi, kolonoskopi. İşim gücüm bayılmak. Hızlı davranmak zorunda kaldılar. 1 ay içinde ameliyata girdik. Niye üst üste ameliyat yaptılar? Çünkü akciğerdeki kansermiş bunu yaptıran. O kanser tedavisine başlamak için bunu yaptılar. Beyin belki bağımsız olabilir 1-2 senelik. Hanım 'Galatasaray' dedi! Üzüntü anlamında yani. 1 ay içinde hem bağırsak hem mide hem beyin ameliyatı oldum."
"30 MİLYON ÇOCUĞUM VAR"
"Ameliyatı yapan kalabalık doktor ekibinin içinde çok hasta Galatasaraylılar da vardı. Transfer ile ilgili tek kelime etmedim. Uyandırırken konuşturur doktorlar. Bazı özel sorular vardır. Bu sorulara doğru cevap vermeniz gerekir. Bir problem varsa o dakika müdahale etmeleri için. Uğur Türe dünyanın en büyük beyin cerrahlarından. Ameliyattan çıkardılar. Doktor adımı, soyadımı, doğum tarihimi, eşimi sordu. 'Kaç çocuğunuz var' dedi. Cevabı verdim: 30 milyon."
"DOKTORLAR KARARSIZ KALDI"
"Kemoterapiye başlamadan önce beyni halletmezsen zor. İlaçlar önce kanserli hücreleri büyütüyor sonra küçültüyor. Beyinde bir şey büyürse bir yere değme riski var. Milimlerle hareket ediyorsunuz. Bu ameliyat yapıldı. 10-12 gün hastanede kaldık, başta mideyi aldırma planı yok. İkinci ameliyat şok etkisi yarattı herkeste. Doktorlar ikiye bölündüler. Doktorların yarısı diyor ki 'Ameliyat masasından kalkamaz, mümkün değil. 'Ameliyatta gider' dediler; sonradan 'Yoğun bakımdan çıkamaz' dediler."
"ERDOĞAN'I SEVİYORUM"
"Cumhurbaşkanı'nı niye seviyorum? Devamlı aradı. Doktorları da aradığını öğrendim. İnsani bir tarafı var. Birçok siyasi de aradı."
"PEREZ ASİL ADAM"
"Real Madrid Başkanı Perez beni çok sever. Real Madrid maçında 6 yedik. Bende bir surat var, utanıyorum! Telefonda torunumun resmini gördü. 15 dakikada forma yaptırıp verdi. 6 gol attı, bir kere sevin ya! Ayağını kıpırdat ya! Kıpırdatmadı, asil bir adam."
CENGİZ'İN BİLİNMEYEN İBRETLİK HİKAYESİ
Mustafa Cengiz'i bir de onu en yakından tanıyanların ağzından dinleyelim istedik. Unutamadığı kardeşi, okumak için çektiği sıkıntılar ve siyasal bilgiler fakültesine uzanan zor bir yolculuk…
Nizipli 6 çocuklu bir sabun tüccarının oğlu Mustafa Cengiz. Tamamen feodal bir düzende yetişiyor. Babasıyla bir babanın oğluyla akşam yemeğinde ettiği sohbet kadar konuşuyor belki de hayatı boyunca. Annesi ve babasına yalvarıyor, kardeş istiyor. Annesi, 'Oğlum yeter zaten 5 kardeşsiniz' diyor. Allah nasip ediyor. Ortaokulda okuduğu dönem annesinden kardeşinin isminin Metin Oktay'dan sebep Metin olmasını istiyor. Dediği oluyor ve kardeşi Metin doğuyor.
KOLLARINDA CAN VERİYOR
Kardeşine top oynatıyor 4-5 yaşlarına kadar, neredeyse o bakıyor. Kardeşi Metin ateşleniyor bir gün Mustafa Cengiz'in kucağında ağlıyor. Koşa koşa götürüyor hükümet tabibine… Neyi var? Gazı vardır. Akşam eve geliyorlar 'Abi benim çok karnım ağrıyor' diyor. Nizip-Antep arası 50 km. Annesi, babası ve Mustafa Cengiz gece saat 12'de Metin de abisinin kucağında çıkıyorlar yola. Abisi, 'Metin iyi misin?' derken 'Metin, Metin…', Metin Mustafa'nın kucağında vefat ediyor. Mustafa Cengiz yıkılıyor, isyan ediyor.
ARKADAŞIYLA ANTEP'E GİDİYOR
Gelelim hani o Antepli diye şivesiyle dalga geçtikleri Mustafa Cengiz'e… İlkokulu Nizip'te okuyor. Babasının sabunhanesi var. Lise Nizip'te yok Babası diyor ki "Ortaokulu bitirince artık dükkanda çalışsın." Mustafa Cengiz, 'Ben okuyacağım' diyerek karşı çıkıyor. Öğretmeni çok zeki bir öğrenci olan Mustafa'nın eğitim hayatını noktalamasını istemediği için Gaziantep Lisesi'nde okuyabilmesi adına aracı oluyor. Öğretmeninin yardımıyla ve bir arkadaşı ile zor şartlarda Gaziantep'e gidiyor ve okuyor. Babası zor da olsa ikna oluyor. Annesinin payı da oğlunun okumasında çok büyük. Eşine baskı yapıyor.
OKUMAK İÇİN SİYASALI KAZANIYOR
Sonra Orman Fakültesi'ni kazanıyor. Babası 'Ne yapacakmış okuyup da, dükkana yardıma gelsin' diyor. Mustafa Cengiz bunu duyunca mermi yemiş gibi oluyor. Ertesi gün lise öğretmenine gidip soruyor, 'Hocam bana söyler misin en yüksek okul hangisi? Ankara Siyasal Bilgiler' diyor. Mustafa 1 yıl babasına yardım ediyor dükkanda ve gizli gizli sınava hazırlanıyor. Ve Ankara siyasalı kazanıyor. Annesine diyor ki 'Ben bunu kazandım. Babama söyle…' Gurur işte. Babası diyor ki, 'İyi en kötü vali olur.' Mustafa Cengiz bavulu topluyor Ankara'nın yolunu tutuyor.
Kaynak: Sözcü
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın