Nedim Yiğit: "Fatih Terim çok büyük şans verdi"
Galatasaray Gençlik Gelişim Proje Teknik Sorumlusu Nedim Yiğit, Galatasaray Televizyonu’ndan Merve Ergü’nün sorularını yanıtladı.
Genç oyuncuların eğitimine yönelik projelerden, veliler ve okullar için yapılan çalışmalara kadar birçok konuya değinen Galatasaray Gençlik Gelişim Proje Teknik Sorumlusu Nedim Yiğit’in açıklamaları şu şekilde:
“Türkiye’de oyuncu bolluğu olduğuna inanıyorum. Bu oyuncu grubunun değerlendirmesi önemli konu başlıklarından biridir. Genellikle eğitim süreciyle ilgileniyoruz. Bu süreçteki eksiklerimiz üzerinde duruyoruz. Fatih Terim gelmeden önce de Ozan Kabak ve Yunus Akgün vardı. Şu anda da varlar ancak A Takımı’ndalar. Buradaki temel nokta, onları oynatma niyetimiz. Oynatacak güce, bilgiye ve donanıma sahip olmamız. Çok değerli dediğimiz altyapıyı anlamlandıran üst seviyede oynama süreleridir. Bu anlamı katan, riskler alan ve cesaret gösteren Fatih Terim’dir.”
“FATİH TERİM ÇOK BÜYÜK ŞANS VERDİ”
“Ozan Kabak ve Yunus Akgün’ün de içinde bulunduğu 2000 jenerasyonunun kuruluşunda benimle birlikte birçok arkadaşımın da emeği vardır. Aslında, 2000 jenerasyonu Türkiye için iyi bir grup. İyi oyuncuları bulunduran çok sayıda kulüp var. Ancak en fazlası bizdeydi. Hala da öyle. Antrenman sahalarımız dolu olduğunda, Fatih Hoca A Takımı’nın antrenman sahasını açardı bize. Şu an onun meyvelerini alıyoruz. Değer vermek ve değerli olmak Galatasaray Camiası için çok kıymetli kavramlar. Fatih Terim’in bu değeri, o zamanların en alt yaş grubu olan 2000 jenerasyonuna vermesi önemli bir vizyondur. 2000 jenerasyonu bu vizyonla ilerleyen bir grup. Altyapıdaki sporcuların ‘Oyuncu mu, değil mi?’ meselesi A Takım’da oynamasıyla ölçülür. Fatih Hocamız bu konuda çok büyük şans verdi. Fatih Hoca’nın şu an futbol akademisinde bulunması büyük şans. Ayrıca bu alanın duayeni, çok tecrübeli bir isim Ali Yavaş var. Hedefimiz en kısa yoldan A Takıma oyuncu vermek. Bunu yaparken, genç sporcularımızın toplumda futbol olmazsa da varolabilme ve kendini ispat edebilme gibi güçlü kişiliklere sahip olan iyi bireyler olmasını istiyoruz. Güçlü kişiliklerin, performanslara etkileri de tartışılmaz. Bunun içine eğitime de ekliyoruz. Fatih Hoca’nın direk bu konuda talebi oldu. Çocuklarımızın gidişlerinden derslerine kadar sadece okullarıyla ilgilenen bir birimimiz var. Derslerindeki başarılarının karşılığını burada alabilecekleri bir sistem kurduk. Diğer yönden notları düşerse, onları derslerine yönlendireceğiz.”
“GALATASARAY, TÜRK FUTBOLU İÇİN HER ZAMAN OYUNCU ÜRETMİŞTİR”
“Yolculuğun nerelerden geçtiğine hakimiz. Bununla ilgili gerekli şartları kulübümüz oluşturuyor, oluşturdukça performansımız artıyor. Oyuncu bulmamız çok önemli. Buna yönelik de Fatih Hoca’nın bizi yönlendirdiği bir çalışmamız var. Fatih Hoca sıradan bir şey yapmayı sevmez. Çok gelişeceğiz. Galatasaray, Türk futbolu için her zaman oyuncu üretmiştir. Her sene bir takımı komple A Takımı’na veremeyiz ama aday yapabilirsek ne mutlu bize. Antrenörlerin eğitimine yönelik çalışmalarımız var ancak bunların bir kılavuzu var. Fatih Hoca’nın bir oyun tarzı vardır. Bu oyun tarzını aşağıya kadar nüfuz ettirmek de bizim işimiz. Seçilen oyuncu yapısı bile bundan etkilenecektir. Bu, bir ekol olması gereken Galatasaray’ın ekolünü oluşturma çabaları. Bütün antrenman stillerimiz, programlarımız Fatih Hoca’nın A Takım’daki uygulamalarından geliyor. Bu sene yeni oyuncular katmayı, mevcut oyuncularımızı geliştirmeyi çok istiyoruz. Kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerimiz bunlar.”
“KATILIMLARI İÇİN EBEDİ DOSTLARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUZ”
“U-21 Dostluk Turnuvası’nı her sene düzenli olarak yapmak istiyoruz. Bu turnuvayı düzenleme fikri sezon öncesi iyi hazırlık maçları yapmak isterken aklımıza geldi. Kuvvetli rakiplerle oynamak istiyorduk, Türkiye’de de kuvvetli rakiplerimiz bizim ebedi dostlarımız. Bu fikri Gökhan Bey’e de dillendirince o da ‘Hemen yapalım’ dedi. Çok kısa sürede düzenledik bu turnuvayı. Katılımları için Beşiktaş ve Fenerbahçe’ye teşekkür ediyoruz. Turnuvayı düzenledikten sonra diğer İstanbul takımları ‘Biz de gelirdik, keşke bizi de çağırsaydınız’ dediler. Bundan sonra bu organizasyona onları da dahil etmenin yollarını arayacağız ama bu organizasyon üç büyük takımımızın katılımıyla her sene düzenlenecek. Bu projemizi Fatih Hoca’mıza söylediğimizde ‘Geç bile kaldınız, hemen yapın’ diyerek desteğini gösterdi. Yaptığımız işin doğrulunu teyit etmek bize de keyif verdi. Hatta diğer kulüplerden ‘Seneye bu organizasyonu biz düzenleyelim’ diyenler de oldu. Ancak bu bizim turnuvamız ve önümüzdeki senelerde de yine biz düzenleyeceğiz.”
“ULUSLARARASI MAÇLAR OYUNCULARIMIZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
“Milli takımımızın formasını giymek ve Galatasaray’ı uluslararası platformda temsil etmek çok önemli bir fırsat. Bu durumun üzerimizde yaratacağı dezavantajların gözümüzde hiçbir önemi yok. Uluslararası düzeyde müsabakalar oynanması çok büyük avantaj. Farklı ülkelerdeki, kendi yaş gruplarındaki oyuncularla rekabet etmeleri açısından bu maçlar oyuncularımız için çok önemli. Maçların bizim ligle eş zamanlı olmasından dolayı bazen eksildiğimiz dönemler oluyor. Bazen 7-8 oyuncu milli takımlara gittiğinde, oyuncularımızın arka arkaya çok fazla maç oynaması gerekebiliyor. O bizi tatlı bir yorgunluğa düşürse de milli takımlara oyuncu göndermek bizim için çok büyük bir gurur. Bu akademimizin doğru temsil edildiğini gösterir.”
“FİNALDE HERKES KAZANACAK”
“Velilerimize toplantılarda ‘Lütfen, hiçbir zaman çocuğunuzun futbolcu olmasını çocuğunuzdan fazla istemeyin’ dedim. Çocuklarımız kendilerini yönetebilmeli. Bizim veli olarak görevimiz zamanı geldiğinde yol gösterebilmek ve destek olmak. Günün sonunda çocuklarımızın mutlu ve başarılı olmalarını isterim. Mesela bir bayrak yarışı düşünün. Bir bayrak yarışını dört kişi koşar. İlk birinci koşucu yarışı koşar, sonra ikinci, üçüncü ama yarış dördüncü koşucu yarışı bitirdiğinde sona erer. Fakat yarışı dördüncü koşan tek başına kazanmaz, takım olarak kazanırlar. Buradaki oyuncularımıza ve velilerimize de bu düşünceyi aşılamaya çalışıyoruz. Galatasaray’daki antrenman süreci aslında bu koşular. Finalde herkes kazanacak. Kimisi bu yarışı Galatasaray’da oynayarak kazanacak, kimisi başka yerlerde Türk Futbolu’na hizmet vererek kazanacak. Amacımız da buradaki çocuklarımızın bu yarışı kazanabilmesi için elimizden geleni yapmak.”
“HATALAR BİZİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ”
“Akademi’de Milli Takım’a yolladığımız çok sayıda oyuncumuz var. 2-3 grubumuzun yaş grubuna denk gelen milli takım maçları olmadığı için şu anda ligleri devam ediyor. Akademide genel olarak değerlendirmeyi puan durumu üzerinden yapmak çok mantıklı değil. Buna çok önem de vermiyoruz. Her yaş grubuna dair belirli konuların üzerinde duruyoruz. Hafta içi antrenmanlarda bu konular üzerine eğitim veriyoruz ve hafta sonu maçlarda antrenmanda verdiğimiz eğitimin uygulamasında ne kadar başarılıyız ona bakıyoruz. Uygulamada başarılı olduğumuz konuların sayısı yükseldikçe kendimizi başarılı olarak görüyoruz, azaldığında da neleri değiştirmemiz gerekiyor diye oturup düşünüyoruz. Bazen kötü maçlar ve sonuçlar olabilir. Bunu insanların ileriye zıplayabilmek için 1-2 adım geriye gitmesine benzetiyoruz. Bu hataları küçük bir öğretme fırsatı olarak görüyoruz. Bu yüzden hatalar bizim için çok kıymetli. Ne kadar hata varsa eğitmenlerimizin öğretebileceği o kadar çok şey olduğunu düşünüyoruz. Böyle baktığınızda da çok kısa vadeli düşünmek istemiyoruz. Kısa vadeyle alakalı bizim düşündüğümüz tek şey, oyuncularımıza en doğru eğitimi en kalıcı olacak şekilde en kısa sürede nasıl verebiliriz? Üstümüzdeki kişilerin bizden istediği de bu zaten.”
“GALATASARAY’DA OYNAYABİLMEK BÜYÜK ŞANS”
“Birçok çocuğumuz Galatasaray’da oynamanın hayalini kuruyor. Florya’da en alttan yetişmiş kişiler olarak çocuklarımıza bunu anlatmaya çalışıyoruz. Örnek olarak 2002 doğumlu çocukları verirsek, Türkiye’de o yaş grubunda Galatasaray’da oynayan sadece 24 çocuk var. O yaş grubunu düşündüğünüzde yüz binlerce insan var. Bu yüzden Galatasaray’da oynayabilmek çok büyük bir şans. Bu şansı büyük bir avantaja ve eğitim fırsatına çevirmek istiyoruz. Velilerimizle ortak bir çalışma içinde olmalıyız. Problemli çocuk yoktur, problem ve çocuk vardır. Akademi olarak felsefemiz de bu. Yoksa futbol iki tane taştan kale kurup top peşinde koşmaktan öteye geçmezdi. Burada beslenme uzmanımız var, çocuklarımıza nasıl beslenmesi gerektiğini anlatıyor. Galatasaray A Takımı’nda görev alan bir performans antrenörü çocuklarımıza yol gösteriyor. Bir aile psikoloğu ve bir eğitim danışmanı çocuklarımıza elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor. Her çocuk ailesinin en kıymetlisidir. Bizdeki her oyuncu ailesinin en kıymetlisi, doğal olarak bizim için de çok kıymetliler. Bu yüzden de kulübümüzün bize sağladığı olanaklarla beraber elimizden geldiğince onlara eğitim vermeye çalışıyoruz. Bazı oyuncular %40-50’lik bir gelişim gösterecektir, bazı oyuncularımız %80’lik bir gelişim gösterecektir. Bunu tabi ki bilemeyiz, ancak emin olduğumuz bir şey var ki akademimize gelen her oyuncu bir ivme yakalayacaktır. Bunun sözünü verebiliriz. Velilerimiz yaptığımız görüşmede bizimle ortak çalışacaklarına dair söz verdiler. Elimizden geldiğince şeffaf olmaya çalışıyoruz, gelen her türlü tavsiyeye de açığız. Bu bizi geliştiren en büyük faktörlerden biri.”
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın