G.Saray Başkan yardımcısı Abdurrahim Albayrak, şampiyonluğun hemen ertesinde, sıcağı sıcağına tüm duygularını HABERTÜRK’e anlattı...

Şampiyonluğun perde arkasında kalan önemli unsurlarını, kırılma noktalarını ve yaşadıklarını tüm samimiyeti ile dile getiren tecrübeli yönetici, ‘4. yıldızı alıp bırakıyorum. Ama 5. yıldıza kalmaz yine geri dönerim’ diyerek de müjdeyi verdi...

Söz şimdi taraftarın ve futbolcuların gönlünde ayrı bir yere sahip olan Albayrak’ta:

TAKIMIN UÇAĞINA BİLE ALMADILAR
G.Saray’a hizmet etmek herkese nasip olmaz. Allah nasip etti. Onun için çok mutluyum. Başka bir duygu bu... Kimseye bir kırgınlığım yok ama çok şey yaşadım geçmişte. Geçen sene takımın uçağına bile alınmadım. Olabilir... Ben tırnaklarımla bir yerlere geldim. Ama bu yapılanlar beni daha da çok hırslandırdı. İki İtalya’nın gidişinden sonra Hamza hocanın gelmesi bize bu başarıyı getirdi. Hamza hocayı iki senedir kafamın bir köşesinde tutuyordum. Hiç kimseye söylemedim. Anderlecht maçı gecesi kırılma noktası oldu. 5-6 isim dolaştı. Herkes bir yerlerden girmeye çalıştı doğal olarak. Bu hocaların hepsine saygı duyuyorum. Asla kimseyi incitmek için bir şey söylemiyorum ama beynimde, kalbimde yatan Hamza hocaydı. Ali (Dürüst) ağabey bana, ‘Tamam hocayı yollayacağız da sen kime karar verdin?’ dedi. ‘Kafamda Hamza hoca var’ dedim. Birden bana döndü ve ‘Sana bravo ya’ dedi. ‘Sen bu ismi nerden buldun? Benim hiç aklıma gelmedi. Gayet uygun. Seni çok tebrik ediyorum’ dedi.

‘ASLA PARAYI KONUŞMADI’
Brüksel’den hemen Hamza hocayı aradım. Tabii aradığımda çok heyecanlandı ama çok durgundu. Meğer babası o gün vefat etmiş, bizim haberimiz yoktu, çok üzüldük. Başsağlığı diledik... Tekliften gurur duyduğunu söyledi ve asla bizimle para konuşmadı. Sadece ‘Fatih hocayla konuşmamız lazım, Federasyondan izin alalım’ dedi. Ali ağabey, Fatih hocayla konuştu, ben de Yıldırım Demirören başkanla... Ve Hamza hoca G.Saray’a imzaladı. O gün 4. yıldız ve şampiyonluğun dönüm noktası oldu bana göre. Hamza hoca bana hep şunu söyler; ‘Abdurrahim ağabey bizim bu şekilde bir araya gelmemiz bir tesadüf değil’... Biz hep inandık. Futbolcularla hep konuştuk. Ekip olduk, birlik olduk, sonunda da çok şükür şampiyon olduk.

HAMZA HOCAYLA 3 YILLIK SÖZLEŞME
Ali Dürüst’e teşekkür ediyorum. Yönetime girmedi ama en son kokteylde biraz da beni kırmadı ve destek verdi. Onun tecrübesinden herkesin faydalanmasını istiyordum. İyi ki de ısrar etmişim. İki el olunca ses çıkıyor. Dursun ağabey ile bazı sıkıntıları beraber imzalarımızı koyarak hallettik. Gözünü dahi kırpmadı. Onun da hakkını hiçkimse yemesin. Hamza hoca konusunu Dursun başkan ile konuştum. Kendisi de onunla devam etmeyi çok istiyor. Ben olsam şimdi hemen 3 yıllık sözleşmeyi imzalayacaktım. Dursun ağabeye inanıyorum ve güveniyorum. En kısa zamanda 3 yıllık sözleşmeyi imzalayacaktır.

'BEŞ, BEŞ DİYE BAĞIRILMASINI NASIL İÇİNİZE SİNDİRİYORSUNUZ'
Prandelli dönemindeki Başakşehir maçı, unutamayacağım maçlardan bir tanesidir. Daha mazbatanızı almadan maça gönderiliyorsunuz ve 4-0 mağlupsunuz... Başakşehirli futbolcular pas yaparlarken, tribünler ‘oley, oley, beş beş’ çekiyorlar. Sonra futbolculara şunu söyledim. Allah her futbolcuya da bu formayı nasip etmez. Ama siz bu forma giyerken, karşı tribünlerden ‘Beş, beş’ diye bağırılmasını nasıl içinize sindiriyorsunuz? Bunu bana anlatın’ dedim. Benim o gün maça gitmem de bana göre bir tesadüf değil, Allah’ın bir hikmetiydi. Duygun başkan iyi ki ısrar etmiş ki, o manzarayı gördüm.

SABAHA KADAR BUZ KESTİM
O gece herkes evine gitti ve Florya’daki yönetim odasında tek başıma sabaha kadar kaldım ve buz kestim. 1,5 sene önceki G.Saray’la bu G.Saray arasında dağlar kadar fark vardı. İnanamıyordum... Burada Selçuk’a, Burak’a ve Hamit’e çok teşekkür ediyorum. O akşamki konuşmalarda çok büyük katkıda bulundular ve ‘Bizim artık sahada konuşmamız lazım’ dediler. Ben o gecenin çok hayırlı bir gece olduğunu ve işin orada başladığını düşünüyorum.

SABRİ GALATASARAY'DA BIRAKACAKTIR
Sabri kadro dışı kaldığında defalarca arayıp, ‘Ne olur, hiç kimseye konuşma ve asla G.Saray hakkında kötü bir şey söyleme. İnşallah ileride her şey çok güzel olacak’ dedim. Seçildikten sonra ilk işim affetmek oldu. Aslında Engin Baytar’ı da affedecektim ama o para savurma mevzusu çıkınca, yapamadım. Affedince ‘Niye affettin?’ diye çıkışanlar da oldu sonra. Sabri bunların hiçbirini affetmedi. Aslanlar gibi top oynadı. Bence Sabri’yi affetmemle beraber G.Saray nereden baksanız 4-5 milyon Euro tasarruf etti. Bana kalsa Eboue’yi de kenarda bırakmazdım ama federasyona 9. yabancı olarak taahhütname verilmişti. Allah, Sabri’den razı olsun. Sözümüz var, mukavelesini uzatacağız. Sabri’nin futbolu G.Saray’da bırakması onun da bizim de arzumuz... İnşallah öyle de olacak.

ONLAR BENİM CANIM
Muslera sadece G.Saraylılar’ın değil, taraflı tarafsız herkesin sevgisini kazanmış birisi. Çok sevecen bir yapısı var... Maçlara çıkarken bir bakarsın arkandan ‘Adamsın, adamsın’ diye bağırır. Çok sempatik ve temiz kalpli. Hiçbir zaman ödemelerde problem çıkartmadı. Diğer oyuncular da paralarını geç aldıkları oldu ama hiç şikayet etmediler. Onlar benim canım. Onları ne kadar sevdiğimi bir yaradan Allah bilir. Böyle bir futbolcu topluluğu ile beraber olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Hamza hoca ile bu ekip birleşince, Florya’ya başka bir ruh geldi.

DURSUN AĞABEYİ İLK BEN İKNA ETTİM
Duygun başkan bize bize babalık yaptı. Onun için bu şampiyonluğun en büyük mimarlarından bir tanesi de başkandır. Sportif AŞ’de görevimiz devam ediyor ama onu da bırakacağım yakında... Tabii Dursun başkana teşekkür ediyorum. Hakikaten seçimden sonra bir başkası olsaydı balıklama atlardı ve ‘mazbataları istiyorum’ derdi. Gerçi şu an yönetimde de beraberiz ama Dursun ağabey herkesin hakkını teslim etti. Başkanlığa aday olması için ilk kendisini ben ikna etmiştim, fikir benden çıkmıştı. Çünkü ben kendisine çok inandığım için, layıkıyla bunu yapacağını bildiğim için böyle bir şeyi söylemiştim.

BAZI ŞEYLER BENİMLE MEZARA GİDECEK
Basına yansımayan sorunlar olmaz mı? Çok oldu. Aile içinde olan şeylerdi. Benimle birlikte mezara gidecek olan sırlar... Çok ciddi sorunlar oldu, olması da normal zaten. Bir kısmını zaten görüyorsunuz, futbolcular oyuna girip çıkarken oluyor. O hırsla doğal şeyler. Hocamız 40 futbolcuyu aynı anda oynatabilir mi? İster istemez, kırgınlıklar dargınlıklar oluyor. Önemli olan bunları uzatmadan, halledebilmek.

SNEIJDER'I SATMADIK EKİP OLDUK
Ali ağabey ile sürekli Florya’da bire bir toplantılar yaptık. Bu oyunculardan birisi de Sneijder’dı...Gelen menajerlere ‘Kimseyi satmayacağız. Hatta futbolcu almayacağız, biz futbolcularımıza güveniyoruz’ dedik... Biz güvendikçe onlar iyi oynadılar. Sneijder de kendi kendine dedi ki, ‘Demek ki G.Saray asla beni bırakmak istemiyor’... Ben hep şunu söyledim, ‘İleride G.Saray’da hoca olabilirsiniz, ona göre çalışın. Sizden önceki futbolcuların hepsinin ismi buraya altın harflerle yazılmış, siz de onlar gibi olacaksınız. Selçuk’a ‘Kaptan sensin, şampiyon olursak sana yazılacak’ dedim. Sneijder için Juventus’tan teklif geldi ama asla Duygun başkan satmak istemedi. Menajerine, mukavelesinde yazan 20 Milyon Euro’yu getirseler bile isteyerek vermeyeceğimizi söyledik. Böyle olunca futbolcu ‘Demek ki beni burada çok istiyorlar, seviyorlar’ diye düşünüyor. Ondan sonra takım içerisinde kaynaşmalar başladı. Sneijder, Burak, Selçuk hep beraber yemeklere çıkılmaya başlandı. O zaman bir ekip olduk.

5. YILDIZA KALMAK GERİ DÖNERİM
Yönetime tamamen sağlığım nedeniyle girmedim. Ciddi bir revizyondan geçmem lazım. Sabahlara kadar uyuyamıyorum. Gece tansiyonum 20’lere çıkıyor. Bir Kasımpaşa maçı yaşadım ve sonunda salavat getirmeye başlamıştım. Çünkü gerçekten çok kötüydüm. Onu hiç unutamıyorum. O gün oğlum Hikmet de yanımdaydı. Benim için endişelerini gördüm ve çok üzüldüm. Bir baba olarak onlara bunu daha fazla yapamam ama G.Saray’ı da çok seviyorum. Asla kopmam mümkün değil ancak bir müddet ara vereceğim. 4. yıldız G.Saray’a hayırlı olsun. Bir müddet dinlenmem lazım. Bunda da kimse bana kırılmasın. Sağlığım önemli... 5. yıldıza kalmaz, geri dönerim (gülerek). Allah’ın izni ile yine burada olacağız.