Okan Buruk'tan canlı yayında flaş açıklamalar!

"İlk milli maçım Rıdvan Hoca ileydi, Rıdvan Hoca'nın da son maçıydı."

"Doğma büyüme İstanbulluyum ama annem babam Trabzonlu. Gende var."

"Halı sahaya gidiyorsunuz, halı sahada da var. Futbolda, kazanma kaybetme olan her şeyde bu tür şeyler olacak. Bu da gayet normal."

"Altyapılarda da elit bir oyuncuyum. Sağ açıktım. 16-18 yaşlarında menisküs oldu. Korkulu rüyalarım oldu."

"Biz kaliteli bir takımız. Bayern Münih ile oynuyorsun, daha özel kadrosu olabiliyor. Aradaki farkı kapatmak için baskılı oyun oynaman, oynatmaman lazım. Ne olursa olsun Tottenham maçının bizim için korkmamamız gereken bir maç olduğunu düşündüm. Beşiktaş'a 4-4-2 oynadık Mertens oynamadı, Sallai yok Mertens ile oynayayım dedim. Rakibin de dizilişine, oyun kurmasına bakınca 3-4-1-2'nin daha uygun olduğunu gördük."

"Takım boyu kısalmazsa zorlanıyoruz. Ne kadar öne çıkarsak daha iyi oynuyoruz. Ülke olarak, Fenerbahçe'de bir dönem Pereira, Jesus oynuyordu, 3'lüye soğuk bakıyoruz. Valerien Ismael bazen öyle oynadı. Lucescu oynadı. Biz Barış ve Yunus ile oynayınca çok ofansif bir 3'lü oynuyoruz. Biraz orta saha oyuncuları merkezi tutuyor. Torreira ve Sara'nın koşu mesafesi artıyor biraz. Tottenham maçı öncesi 10 gün boşluğumuz oldu. Çalıştık 3'lüye. Normalde bu çalışma şansımız çok olmuyor. Dinlendik ve çalışarak çıktık. Bu da sahada fark etti."

"Yaşanmış şeyler önemli ama o kadar şey değişiyor ki, 10 sene öneyle bugün arasında çok fark var. Her jenerasyon farklı oluyor. İşte 30 sene önce başka, 20, 10 sene önce başka, şimdi başka. Her şeye bir an önce adapte olmak gerekiyor. Birikimler, yaşananlar önemli ama hep farklı oyuncu geliyor. 20 farklı karakter geliyor. Onlarla ne yapacaksınız? Profesyonel mi, takımla birlikte mi, her şey farklı. Eskiden çok az yabancı vardı. Dünyada böyle farklı gelen hocalar var bana; Guardiola'nın tarzını beğeniyorum, hep bir şey icat ediyor. Şimdi tıkandı, 4 maçı kaybetti. Başlarken bir şey yapacak farklı."

"Oyuna giren oyuncuya söylüyorsun, unutuyor. Yazarak vermek daha doğru oluyor. Unutabiliyorlar. Süper Kupa maçında onu yaşadık. Zaha'ya onu söyledim. Sanki onu suçluyormuşum gibi oldu. Oyuncuya söylüyorsun içeri iletsin diye."

"Ağır bir sonuçtu. İyi mi? Kötü oldu benim için. Hazır olmadığımızı biliyordum, milli takımdan gelen oyuncular 1 hafta antrenman yaptı, maça çıktı. Şanssız da bir maçtı. İlk yarıda 1-0, hep biz atacakmışız gibi gitti maç. İkinci yarı 2. gol, 3. gol, kırmızı kart, dağıldık."

"Apoletin, bir yerde sana kredi verir. Devamı aslında oyuncunun sana güvenmesine, inanmasına gidiyor. Adil davranmak da önemli. Her zaman yüzde 100 adil olamazsın. Herkese yüzde 100 adil davranıyorum diyemezsin. Antrenman performansı kötü olan oyuncuyu oynatabilirsin, oyuncunun maç performansını bilirsin, maç oyuncusudur. Antrenmanda iyi olup maçta kötü olan vardır, hoca kovduran oyuncu derler."

"Bazı oyuncuları bazen dinlendirmen gerekir. Maçtan 2 gün önce Gomis'i idmana çıkartmazdık, dinlendirirdik. Maç pazarsa cuma son idmana çıkardı. Oraya her zaman çıkmazdı, dinlenmek isterdi. Yaşından ve kendini bilmesinden. Psikolojik yanı da var. Icardi mesela oraya girer ama şuta katılmazdı, oyun kurma bölümüne katılırdı. Çok sakatlıkla oynadı, hep sakat sakat oynadı. Fit haliyle gerçekten bizde çok az oynadı. Tam toparlıyor, bir yerden sakatlandı. Bir sakatlık, diğer sakatlığı getiriyor."

"Milano'ya gittik. İzinlerimde oraya gidiyorum. 3 sene yaşadım. Oraya hakimim, yemesi içmesi... Gardi benim arkadaşım. Futbol konuşması yapmadık. Orada sadece oturduk, yemek yedik. 2 gün boyunca görüştük. Inter Kulübü'ne gittim, tesise değil de kulübe gittim. Yemek yedik. Benim dönemimde altyapıda olan, şimdi üst düzey yönetici olan biri var. Bizim oyuncuların hepsini biliyor. Oyuncuların hepsinin ismi geçti. Bu tür görüşmeler iyi oluyor."

"Gardi bana Osimhen ile ilgili böyle böyle bir şey var dedi. Gerçekçi gelmedi ilk başta. Sonra bizim Adana Demirspor maçı vardı. Maçtan sonra havalimanında video görüşme yaptık. Transfer komitesiyle bunu değerlendirdik. Başkana götürdük. Başkanın onayını aldık. Ondan sonra transfer gerçekleşti."

"Osimhen ile görüntülü görüşme yaptığımda iki forvet oynayacağım dedim. O zaman kanat oyuncum da çok yoktu. Elimde iki oyuncu varsa hep oynattım. Batshuayi da çok pozitif, takımı inanılmaz sahipleniyor. Çok mutluyuz. İyi çalışıyor, iyi katkı veriyor. Tam bir profesyonel. Hep istediğiniz türden bir oyuncu."

"Avrupa'da kimsenin bizim gibi bir forvet üçlüsü yok!"

"Ndombele bence çok iyi oyuncu. Çok da iyi oynuyor bu yıl. Ama bize sezon başı yapmadan gelmişti, daha sonra hazır olana kadar süre geçti, takımın şeyini hiç bozmadı yani. İyi bir insan ve iyi oyuncuydu. Yatırım yapılabilecek bir oyuncuydu. "1 yıl daha oynar mı?" deseler, oynar derdim ama ona o anda cesaret edemezsiniz. Adam Nice'te oynuyor."

"Yunus geçtiğimiz sezon gitmek istediği için kiraladık. Molde maçı ilk maç oynadık, bir de zorla oynattık yani, 'Hadi Yunus son maçın olsun' diyerek, çok da iyi oynadı, ikinci maçta da oynatalım derken, o anda Leicester oyuncuya bastırdı falan. Oyuncuların da hedefleri var yani ona şey yapmıyorum."

"2.5 senede tüm oyuncuları ben istedim. En son ben karar veriyorum. Bütün hepsi böyle olduç. Bir kere beklenti çok yüksek. Sizden çok sıradan, genç bir oyuncu alıp 1 sene pişsin ondan sonra oynasın beklemiyorlar. Bir an öne takıma katkı sağlayacak oyuncu bekliyorlar. Geçen yaz Ziyech, Zaha, Tete, Ndombele almaz mısınız? Tete daha bir yatırımdı, serbest statüde geliyor. Davinson önemli bir transferdi."

"Bizim hedeflerimiz büyük. Küçük düşünemeyiz. Ben Şampiyonlar Ligi, Türkiye Ligi, Türkiye Kupası oynayacağım. Büyük düşündük. Önemli oyuncular getirdik, sezonu da şampiyon bitirdik. Avrupa'da daha başarılı olabilirdik. Avrupa'ya devam edememe nedenlerimizinde biri Boey'i sattık, Angelino'yu gönderdik. Sparta Prag maçlarında cezalılar, sakatlar... Zorlandığımız yerler oldu. Yanlış olduğunu düşünmüyorum o transferlerin. Her mevkide iki elit oyuncumuz olsun dedik."

"Fenerbahçe ve İsmail Hoca'nın 99 puanı, çok büyük bir başarı. Orada ikinci olan sanki başarısız gibi diyorlar ama her iki taraf da başarılı. Bir sene önce de aşağı yukarı son maça kadar gitti."

"Eskiden böyle değildi, şimdi her maçı kazanmamız gerekiyor. Bu da kazanma sayılarını yukarı çekiyor. Bir sezon başlarımız iyi olmuyor, milli oyunculardan ötürü. Sonra daha iyi oluyoruz."

"Tottenham için insanlar, 'full ilk 11'iyle çıkmadı' diyebilirler ama oyuncu kalitesi olarak çok üst düzeyler. Son, Johnson, Maddison ile çıktılar. Çok üstün oynadık. Aklıma geldikçe mutlu oluyorum. Geleceğe dair umudum artıyor. Bayern Münih maçı da böyle olmuştu, orada gol bulamamıştık. Bayern'e pozisyonlar vermiştik, Tottenham 2 kere geldi 2 gol attı. Biz 1 veya 2 aut atışı yapmamışız."

"Zemin sakatlamadı tabii ki yani fiziksel şartlar orada, en iyi şeyinde değildi, o son haftası onun için zor geçmişti. Direkt olarak zemin sakatladı diyemeyiz yani orada baskıya gitti ayağı takıldı...

Bizim stadın şeyi zor, çok kapalı. Makineleri yeniledik. Işık sistemine yatırım yapıldı. Çözümü bu. Bu sene bir anda bir hastalık geldi çime, zemin bozuldu, toparlamaya çalışıyorlar ama kolay olmuyor. Yatırım da yapıldı şimdi. Bundan sonra daha iyi olacak. Stadın güneş almaması, hava almaması... Hava almayan, kapalı bir stadyum."

"Oyunu domine eden, topa sahip olan, pozisyonu ve gol sayısı yüksek bir takımız. Bu beni mutlu ediyor ama bir yandan daha az gol yememiz gerektiğini biliyorum. Birinci önceliğimiz gol yememek değil gol atmak, topun bizde olması. Biraz riskli oynuyoruz."

"Potansiyelli, genç bir oyuncu aldık. Forma için yarışıyor. İyi oynadığı maçlar da oldu. Onu oynatacağız. Danimarka Milli Takımı'nda oynadı. Bu yaşında Şampiyonlar Ligi maçı çok var. Bize karşı bir sağ bek, bir sol bek oynadı. O potansiyelli bir oyuncu. Jakobs fiziksel olarak çok atlet bir oyuncu, hem savunma geçişine hem hücum geçişine koşuları iyi."

"Ben Muslera'yı seviyorum. İyi bir sporcu, iyi bir insan. Muslera'nın devam etmesini isterim. Yerine kimi, nasıl bulacaksınız? (Kaleci transferi) Hep çalışıyoruz. Alacağımız, almayacağımız mevkilere hep listemiz var. Toplantılar yapıyoruz sürekli. Birinci önceliğimiz kaleci transferi değil. Olursa sezon sonu için düşünüyoruz. Her mevkiye hazırlanıyoruz."

"Icardi'nin sakatlığı bir sürpriz oldu. Görmek istiyorum. Batshuayi'yi az kullandık. Yusuf Demir'i az kullandık. Yusuf'a da gerçekten şans vermek istiyorum, çok çalışıyor. Bir değerlendirme yapacağız. Çok iyi çalışıyor. Oynatmamız gerekiyor. Ocak dönemini daha net göreceğiz. Osimhen nasıl son dakika transfer oldu. Mevkisel olarak düşünmeyebileceğiniz ama mevkisel olarak sizi düşündürtebilen oyuncu oluyor."

"En çok nerede olmak istersin desen herhangi bir teknik direktöre, Premier Lig dersin. İtalya benim için İtalyanca bildiğim için avantaj. Orası da bir yol. Benim bir konuşmam olmadı. Benim zaten yok. Galatasaray'dan bu dönemde öyle bir şey olsa bile ayrılmam. Direkt olarak bana gelen bir şey var. Endirekt var mı bilmiyorum."

"Orada 'Bir daha buraya gelecek misin stadyumdan' çok, hakeme yönelik bir tavsiye. İlk büyük maçıydı hakemin. Biraz orada onu şey yaptım. İkinci büyük maçı Trabzonspor - Fenerbahçe maçıydı. Performans olarak yapamadı. Çok erken oldu. Öyle bir maçın verilmesi erkendi. Saygı ve sevgi duyuyorum. O maça çıkmadan önce koridorda 'İyi yönet, rahat ol' dedim, çok daha güçlü olmaları, özgüvenleri artmalı."

"İlk söyleyen benim Akhisar'da, nasıl yabancı oyuncu, yabancı teknik direktör geliyor, yabancı hakem de gelsin demişti. Lige sürekli yabancı hakem gelmesi zor organizasyon. VAR hakemi olabilir. Geçen sene bu uygulandı. Hakemler için, sahadaki hakemler için o organizasyon biraz daha zor. Yunanistan'da yabancı hakemi havalimanında dövüyorlardı. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim; ben teknik adam olarak ne karar verirlerse seve seve uyarım; yabancı hakem, Türk hakem... Ben oyunuma odaklanıyorum."

"Son 5 senede 4 farklı takım şampiyon oldu. Her şey sahada oluyor. Başakşehir, Trabzonspor, Beşiktaş da kazandı. 1-2 tanesinde Fenerbahçe kazanabilirdi. Hatalar yapmasa... Beşiktaş'ın şampiyon olduğu sene sahasında Sivas'a kaybetti, son maça lider çıkabilirdi. 34-36-38 haftalık periyotları, hak etmeyen kazanamaz. 1-2-3 maç dersiniz ama ben o anlamda katılmıyorum. Sahada olmamız gerektiğini düşünüyorum. Herkese de saygı duyuyorum. PlayStation oynuyorsun orada bile kavga çıkıyor. Tavlada bile zar geliyor diyorsun. Kaybeden, kazananı alkışlamıyor. İnsani duygumuz var. Hep bir şey arıyoruz. Ben inanmıyorum. Hakem bir kez size 3 puan kazandırabilir, birine 3 puan kaybettirebilir. Bir maç kazandırır, diğer maç kaybettirir. Lehinize aleyhinize hatalar yapılabilir, bu her takıma böyle. O yüzden buna inanmıyorum. Futbolun en güzel yanlarından biri bu konuşmalardır. Bence gözümüzü kapatıp işimize odaklanmamız gerekiyor."

"Jose Mourinho'yu dünyadan biliyoruz. Ne yapıp yapmayacağını da çok iyi biliyoruz, değişik ve renkli bir karakter. Premier Lig'de de kavgaları var. İtalya'da birçok maç saha kenarından hakemlerin kart gösterdiği oldu. Avrupa Ligi'nde kart gördü. Özel ve çok önemli, değerli bir teknik direktör. Teknik direktör isimlerini saydığınızda en önemlilerden biri o. Onu tanıyıp analiz etmek gerekiyor. Her dediği, söylediği gibi değil, stratejik. Ben daha kendimde çizgimde kalmayı seven biriyim. Hepimiz çok değerliyiz futbolun içinde teknik adamlar, futbolcular, taraftarlar. Zevkli yanı da bu işin içindeki çekişme, şaka, espri..."