Spor yazarlarından Galatasaray yorumları

8

YAZARLARDAN G.SARAY YORUMLARI

Hürriyet spor yazarları, Galatasaray teknik direktörü Torrent'in, "Türkiye’de proje yok. Tek proje bir sonraki maçı kazanmak. Halbuki büyük hocalar kendilerine zaman tanındığı için başarılı oldu” dedi. Galatasaray bu zamanı ona vermeli mi?" sözünü değerlendirdi.

İşte o değerlendirmeler...
7

MEHMET ARSLAN: 'TIPKI PEREİRA GİBİ YIPRATILDI'

Sonuna kadar haklı. Türkiye’de teknik adamlar, başkan ve yöneticilerin başarısızlıkta ardına saklandıkları birer paravandır. Kararlılıkla arkalarında duracaklarını iddia ettikleri bir proje iki yenilgi ile rafa kalkar. Her hafta tercihleri nedeniyle suçladıkları teknik direktörlere bunun faturasını ödetirler ama kendileri bu faturayı asla ödemezler.

Dolayısıyla Torrent sonuna kadar haklı. Bu zamanı elbette Torrent de hak ediyordu. Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü artık ona tanınacak zaman kalmadı. Geldiği ilk günden bu yana eleştirilen Torrent’in tıpkı Pereira gibi yıpratıldığını ve motivasyonunun kalmadığını düşünüyorum.

6

GÜNTEKİN ONAY: 'İDDİALI VE İDEALİST DEĞİL'

Torrent’i yeterince iddialı ve idealist bir teknik adam olarak görmüyorum. Belki elindeki kadro yeterli değil. Özellikle Galatasaray’ın orta sahasının kalitesi düşük ancak Torrent’in bir dokunuşu veya ortaya koyduğu bir farklılık yok. Koskoca Galatasaray, üst üste 3 pas yapmakta zorlanıyorsa burada bir projeden veya gelecekten bahsetmek fazla iyimserlik olur

5

UĞUR MELEKE: 'ARTIK 1980’LERDE DEĞİLİZ'

Evet, büyük hocalar kendilerine zaman tanındığı için başarılı oldular ama aynı büyük hocalar o başarıya ulaşacaklarının sinyallerini de ilk sezondan veriyorlardı. Herkes 30 sene önce Alex Ferguson’a verilen krediyi örnek gösteriyor ama bunu ezberden yapıyorlar:

Ferguson ManU’daki ilk tam sezonunu ikinci bitirdi. O yıl takıma Steve bruce, brian McClair gibi takviyeler yaptı ve geleceğin parlak olacağına dair sinyaller verdi. Ayrıca artık 80’lerde değiliz. 2020’lerde bir büyük takım çalıştırıyorsanız gelişirken yarışmacı da olabilmelisiniz.

4

İKİ MAÇ ARASINDAKİ FARK?

Spor yazarlarına, "Pazar akşamı saat 18.30’da Manchester City-Liverpool, 20.30’da Fenerbahçe-Galatasaray oynandı. Iki büyük maçı nasıl gözlemlediniz? Benzerlikler ya da farklar nelerdir?" sorusu soruldu ve işte yanıtları...

3

UĞUR MELEKE: 'BAŞKA BİR SEVİYE'

Ben iki maçın da beklenenin bir tık altında kaldığını düşünüyorum. Elbette Manchester City-Liverpool’un seviyesi bambaşka. Sadece İngiltere’nin değil, futbol oyununun en büyük maçı. 10 yıl boyunca futbolun en büyük aseti Real Madrid-Barcelona kapışmasıydı. Artık bence o rütbe Manchester City-Liverpool’a geçti.

Ancak bu kapışmanın daha iyi maçlarını izlemiştik, bunun seviyesi bir tık geride kaldı. Bizim derbide de hakemin elinde düdükle dolaşması sebebiyle akışkan bir oyun oynanamadı. MHK’nın başarısıdır bu düşük hakem standardı.

2

GÜNTEKİN ONAY: 'TEK BENZERLİK TRİBÜN'

Arada büyük tempo ve kalite farkı olduğu gerçek. Dünyanın en güçlü 5 takımının ikisininden bahsediyoruz. Açıkçası tek benzerlik tribünlerin dolu olmasıydı!

1

MEHMET ARSLAN: KUSURSUZ BİR ÖRNEK

Futbolun kusursuzluğuna dair örnek olarak gösterilebilecek bir maçtı. İki teknik adamın birbirlerine gösterdikleri saygı bir yanda, saha içinde oyuncuların mücadelesi ve yaptıkları işle hakeme gösterdikleri saygı diğer yanda.

Futbola dair güzelliklerden beslenen bir futbol kültürü ile olumsuzluklardan beslenen başka bir futbol kültürünün karşılaştırması oldu bu soru. Bizdeki sadece heyecan. Oradaki saygı duyulacak bir mücadele ve keyif. Üstelik o maçı kazananın elde edeceği müthiş geliri düşününce. Galiba aramızda 50 yıllık bir gelişmişlik farkı var.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler